Danıştay Kararı 13. Daire 2014/3995 E. 2019/3773 K. 20.11.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/3995 E.  ,  2019/3773 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/3995
Karar No:2019/3773

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bayilik lisansı sahibi davacı şirket tarafından, bir başka bayiye yeniden satış amacıyla akaryakıt satışı yaptığı gerekçesiyle …-TL idarî para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacı şirkete ait olduğu ihtilafsız olan … plakalı tankerin, “… Beldesi … Mah. … Cad. …/…” adresinde akaryakıt bayii işleten … Şirketi’ne ait istasyonda mevcut bir yeraltı tankına akaryakıt boşalttığının 09/07/2012 tarihinde yapılan tespit sonucunda tutulan tutanakla sabit olduğu; davacı tarafın, söz konusu istasyonda bulunan yer altı tankının tamiri nedeniyle boşaltılması için gereksinim duyulduğundan kendilerine ait santrİfüjlü tankeri hatıra binaen buraya gönderdikleri, tanktaki yakıt çekilip tamirat bittikten sonra yakıt geri boşaltılırken yapılan tespitin yeniden satış amacı taşımadığını ileri sürdüğü görülmekle birlikte, tespit anında tanzim edilen ve işletme sahibini temsilen imzalandığı anlaşılan bu tespit tutanağında ne tank tamirinden, ne hatır için bu tankerin gönderildiğinden ve ne de yer altı tankından çekilen yakıtın geri boşaltılmasından bahsedilmediği; itirazi kayıt içermeyen bu tespit tutanağında yer alan maddi olayın, sonradan ileri sürülen taraf beyanları ile ve yine sonradan temini her zaman mümkün olan yazılı beyanlarla farklılaştırılmasının hukuken mümkün olmadığı; bunun yanında tespit edilen fiilin oluş şekli gözetildiğinde, amacı ticari olarak akaryakıt satmak olan bir istasyona ait yer altı tankına yine aynı amaçla başka bir yerde faaliyet gösteren davacı şirkete ait tankerden akaryakıt boşaltılmasının “yeniden satış amaçlı satış yapılması” fiili ile örtüştüğü; bu satışı tevsik eden bir belge bulunmamasının fiilin gizlice işlenmesinin doğal bir sonucu olması yanında, bu durumun zaten yapılan ihlalin niteliğini de değiştirmediği anlaşılmakta olup, bu durumda davacının 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4/1-2. maddesine ve Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38/g maddesine aykırı hareket ettiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19/b-3 maddesi uyarınca …-TL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, tutanağın kaçak yakıt araştırması yapan polisler tarafından tutulduğu, bunların yalnızca kaçak yakıt ölçümü yapabileceği, iş yeri sahibini temsilen tutanağı imzalayan şahsın iş yerinin düz işçisi olduğu, bu kişinin depolardaki onarımdan bahsetmesinin beklenemeyeceği, denetim yapılan istasyonu işleten … şirketi tarafından 07/07/2012 tarihinde arıza bildiriminde bulunulduğu, arızanın giderilmesi için tankın içerisindeki mazotun boşaltılması gerektiği, kendi tankerlerinin bu iş için ödünç verildiği, tutanakta dahi tanklarda çok az yakıt olduğunun belirtildiği, ticari satış yapılıyor olsa tankların ikisinin boş, ikisinin içerisinde de çok az yakıt bulunmasının mümkün olmadığı, tanklarda onarım yapıldığının somut belgeler ile ispatlandığı, satışa ilişkin hiçbir ticari belge düzenlenmediği, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
MADDİ OLAY :
Hatay İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yapılan rutin denetimler sırasında, … tarihinde … lisans numaralı … akaryakıt istasyonunda yapılan denetimde, yer altı tanklarından birine davacı şirkete ait … plakalı tankerden akaryakıt boşaltıldığı tespit edilmiştir.
Davacı şirket tarafından, bayilik lisansı sahibi başka bir şirkete akaryakıt ikmâli yapıldığı yönünde tutanak düzenlendiği, bunun üzerine ön araştırma ve soruşturma prosedürüne gerek duyulmadan 20/12/2012 tarihli yazı ile davacının savunmasının istendiği, 05/02/2013 tarihli savunmada ileri sürülen hususlar yerinde görülmeyerek 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun (Kanun) 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. maddesinin (g) bendine aykırı hareket ettiği gerekçesiyle Kanun’un 19. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca …-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin olarak tesis edilen işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
4628 sayılı Kanun’un 5/B maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, “Petrol Piyasası Kanunu hükümlerini uygulamak, piyasa faaliyetlerine ilişkin her türlü düzenlemeleri yapmak ve yürütülmesini sağlamak”; (h) bendinde, “Petrol Piyasası Kanunu hükümlerine, çıkarılan yönetmelik hükümlerine, Kurul tarafından onaylanan tarife ve yönetmeliklere, lisans hüküm ve şartlarına ve Kurul kararlarına aykırı davranıldığı durumlarda, idarî para cezası vermek ve lisansları iptal etmek” Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun petrol piyasası ile ilgili görevleri arasında sayılmıştır.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 1. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunun amacının, yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan petrolün doğrudan veya işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamak olduğu; 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, lisansın, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verdiği, lisans ile tanınan hakların, bu Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılacağı belirtilmiş; 22. maddesinde ise, piyasa faaliyetlerine ilişkin hususların, bu Kanun’un ilgili maddelerinde atıfta bulunulan yönetmelikler ve piyasanın işleyişi esnasında ihtiyaç duyulan diğer hususlarda Kurum tarafından yürürlüğe konulacak yönetmeliklerle düzenleneceği, bu yönetmeliklerin Resmî Gazete’de yayımlanacağı, ayrıca, Kurum’un yetkilerini Kurul kararıyla özel nitelikli kararlar almak suretiyle de kullanabileceği, özel nitelikli kararlardan kamuoyunu ilgilendiren hususlar ile yapılacak düzenlemeleri açıklamak amacıyla çıkarılacak tebliğlerin, basın ve yayın araçlarıyla veya özel bültenlerle duyurulacağı kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanunun fiil tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde, 4. madde hükümlerinin ihlâli hâlinde, sorumlularına ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği kurala bağlanmıştır.
5015 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. maddesinin (g) bendinde, bayilik lisansı sahiplerinin, kullanıcılar haricinde yeniden satış amaçlı satış yapamayacakları belirtilmiştir.
5015 sayılı Kanun’da “ilgili diğer mevzuatın” ne olduğuna ilişkin bir tanıma yer verilmemiş olmakla birlikte, 4628 sayılı Kanun’un 5/B maddesinin (h) bendi ile dağıtım şirketlerine verilen lisansların genel hükümler bölümündeki 2/a maddesi dikkate alındığında, petrol piyasasındaki faaliyetlere ilişkin düzenleme getiren yönetmelik hükümlerinin 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen “ilgili diğer mevzuat” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve piyasada faaliyet gösteren kişilerin bu faaliyetlerinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından çıkarılan yönetmeliklere aykırı olduğunun tespiti hâlinde, 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin ihlâl edilmiş sayılacağı açıktır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu Kurul kararının alınmasından sonra, 11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6455 sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 44. maddesiyle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesi yeniden düzenlenmiş; getirilen yeni düzenlemede, yukarıda aktarılan “4’üncü madde hükümlerinin ihlâli” hâlinde idarî para cezası verileceği yönündeki kurala yer verilmemiş, 4. maddenin dördüncü fıkrasında bentler hâlinde sayılan yükümlülüklerin ihlâli durumunda, hangi bentte yer alan yükümlülüğün ihlâl edildiğine göre ayrı ayrı cezaların verilmesi öngörülmüş; yeniden düzenlenen 19. maddenin yedinci fıkrasında ise, “Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan, ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca … Türk Lirasından …Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.” kuralı yer almıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği belirtilmiş; 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı düzenlenmiş; “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinde ise, 26/09/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu düzenlemesi yer almış; bu maddenin atıf yaptığı 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasında da, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.
Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında, “Kimse, … kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz” ibaresine yer verilerek “suçta kanunilik”, üçüncü fıkrasında “ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur” ibaresine yer verilerek “cezada kanunilik” ilkeleri güvence altına alınmıştır.
Kanunilik ilkesi, genel olarak bütün hak ve özgürlüklerin düzenlenmesinde temel bir güvence oluşturmanın yanı sıra, suç ve cezaların belirlenmesi bakımından özel bir anlam ve öneme sahip olup, bu kapsamda kişilerin kanunen yasaklanmamış veya yaptırıma bağlanmamış fiillerden dolayı keyfi bir şekilde suçlanmaları ve cezalandırılmaları önlenmekte, buna ek olarak, suçlanan kişinin lehine olan düzenlemelerin geriye etkili olarak uygulanması sağlanmaktadır (AYM, B. No: 2013/849, 15/4/2014, § 32).
Davacının yeniden satış amaçlı akaryakıt satışı yaptığının tespit edilmesi üzerine idarî para cezası verilmiş, ancak henüz bu yaptırım kararı yerine getirilmeden, sonradan yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle, isnat edilen fiil ihlâl olmaktan çıkarılarak lehe değişiklik yapılmıştır.
Bu itibarla, 11/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle yeniden düzenlenen 19. maddede, “4. madde hükümlerinin ihlâli” hâlinde idarî para cezası verileceğine ilişkin düzenlemenin yer almadığı, isnat edilen fiil nedeniyle ancak 19. maddenin yedinci fıkrası uyarınca …-TL’den …-TL’ye kadar idarî para cezası verilebileceği dikkate alındığında, lehe olan kanun hükmünün geriye yürümesi ilkesi çerçevesinde, davacıya “4. madde hükümlerinin ihlâli” nedeniyle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi ile aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca idarî para cezası verilmesine ilişkin işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.