Danıştay Kararı 13. Daire 2014/39 E. 2020/3745 K. 17.12.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/39 E.  ,  2020/3745 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2014/39
Karar No : 2020/3745

DAVACI : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Odası
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU :
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası Serbest Şehircilik Hizmetleri Büro Tescil Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmeliği’nin 1/f, 3/m, 3/n, 17., 18., 21., 23., 30., 33/b, 33/d, 33/f, 33/h maddeleri ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası Mesleki Denetim Yönergesi’nin 2., 3., 8/1., 11. ve 17. maddelerinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
İzmir Ticaret Odası’nın 30/12/1999 tarihli dilekçesi üzerine davalı TMMOB Şehir Plancıları Odası hakkında soruşturma başlatıldığı, asgari ücreti düzenleyen yönetmeliklerin yasal dayanağının bulunmadığı, uluslararası serbestleşmeye gidilen bir ortamda özellikle Avrupa Birliği (AB) uygulamalarında serbest mesleklere ilişkin asgari ücretlerin belirlenmesinin kabul edilmediği, 1993 tarihli CNSD, 1995 tarihli Coapi ve 1999 tarihli EPI (Avrupa Patent Enstitüsü) komisyon kararlarında, teşebbüs birliği olarak kabul edilen çeşitli meslek gruplarının asgari fiyat belirlemelerinin, Kurucu Anlaşmanın 81(1) anlamında rekabet kısıtlamaları yaratabilecek nitelikte olduğu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile TMMOB Şehir Plancıları Odası hakkında yürütülen soruşturmaya ilişkin Rekabet Kurulu’nun 22/01/2002 tarih ve 02-04/40-21 sayılı kararında; meslek odalarına üye olan ve mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı gibi alanlarda hizmet üretip satan serbest meslek mensuplarının her birinin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesi anlamında “teşebbüs” olduğuna, haklarında soruşturma yürütülen Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile TMMOB Şehir Plancıları Odası’nın ihlâl konusu eylemler bakımından 4054 sayılı Kanun’un 3. maddesi anlamında birer “teşebbüs birliği” olduğuna, dava konusu düzenleyici işlemlerin asgari ücretleri belirlemeye ilişkin karar ve uygulamalarının 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesine aykırı olduğuna karar verildiğini, bu Kurul kararının Danıştay Onüçüncü Dairesi tarafından, soruşturmayı yürüten Kurul üyesinin nihai karar toplantısına katılarak oy kullanmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edildiğini, söz konusu iptal kararının uygulanmasını teminen yeniden ele alınan soruşturmanın açılan bu dava sonucuna göre değerlendirilmesine karar verildiği, söz konusu soruşturmada bir karar verilebilmesi için bu davanın açılmasının zorunlu görüldüğü, Rekabet Kurumu’nun ana kuruluş amacının ülke sınırları içinde rekabetin tesisini ve korunmasını sağlamak olduğu, dava konusu düzenleyici işlemlerin 4054 sayılı Kanun’a aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI :
Usûle ilişkin olarak, TMMOB Şehir Plancıları Odası Mesleki Denetim Yönergesi’nin yürürlükte olmadığı, TMMOB Şehir Plancıları Odası Serbest Şehircilik Hizmetleri Büro Tescil Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmeliği’nin 29/05/2002 gün ve 24769 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği, Yönetmelik değişikliğinin de 19/01/2005 gün ve 25705 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı, 2577 sayılı Yasanın 7/4 maddesi gereğince ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayan dava açma süresi geçirildikten çok sonra 30/07/2007 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, davacı Rekabet Kurumu’nun dava açmakta menfaatinin bulunmadığı ve bu nedenle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, davacının var olmayan madde metinlerini dava konusu ettiğini, esasa ilişkin olarak, dava konusu düzenleyici işlemlerde rekabetin ne şekilde ihlâl edildiğinin ortaya konulmadığını, Anayasa’nın 135. maddesinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kamu tüzel kişiliğine haiz Anayasal ve yasal kuruluşlar olarak tanımlandığı, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu uyarınca birlik ve dolayısiyla meslek odasının, şehir plancılığı meslek mensuplarının müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleğin genel menfaatlerine uygun olarak, gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbiriyle ve halkla olan münasebetlerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere, meslek disiplinini ve ahlakını korumak için gerekli bütün teşebbüsleri yapmakla görevli olduğu, bu yasal çerçevede dava konusu edilen düzenlemelerin, şehir plancılarının meslek kurallarına bağlı çalışmalarına yönelik hukuka uygun düzenlemeler içerdiğinden istemin reddi gerektiği savunulmaktadır

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Davanın, TMMOB Şehir Plancıları Odası Serbest Şehircilik Hizmetleri Büro Tescil Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmeliği’nin 1/f, 3/m, 3/n, 17., 18., 21., 23., 30., 33/b, 33/d, 33/f, 33/h maddeleri yönünden kısmen iptaline, TMMOB Şehir Plancıları Odası Mesleki Denetim Yönergesi’nin 2., 3., 8/1., 11. ve 17. maddelerine yönelik ise iptal istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’NIN DÜŞÜNCESİ :
Rekabet Kurumu tarafından, TMMOB Şehir Plancıları Odası Serbest Şehircilik Hizmetleri Büro Tescil Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmeliğinin 1/f, 3/m, 3/n 17, 18, 21, 23, 30, 33/b, 33/d, 33/f, 33/h maddeleri ile TMMOB Şehir Plancıları Odası Mesleki Denetim Yönergesinin 2, 3, 8/1, 11 ve 17. maddelerinin iptali istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7/1 maddesinde, dava açma süresinin Danıştay ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu ve 4. bendinde, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı hükmü yer almış, 15/1-b maddesinde de, süre aşımı halinde davanın reddine karar verileceği düzenlenmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin 29/05/2002 gün ve 24769 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği, Yönetmelik değişikliğinin de 19/01/2005 gün ve 25705 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı ve Mesleki Denetim Yönergesi’nin 10/06/2002 tarihli Oda Yönetim Kurulu Kararı ile kabul edildiği anlaşılmakla, 2577 sayılı Kanun’un 7/4 maddesi gereğince ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayan dava açma süresi geçirildikten çok sonra bu düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle 30/07/2007 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü ve Sekizinci Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun Ek 1. maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda, Dairemizin 01/02/2008 tarih ve E:2007/10829, K:2008/1745 sayılı davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 12/12/2012 tarih ve E:2008/1241, K:2012/2750 sayılı kararıyla bozulması üzerine, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler ile Dairemizin 29/04/2014 tarihli ara kararı cevabı ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası Serbest Şehircilik Hizmetleri Büro Tescil Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmeliği’nin 1/f, 3/m, 3/n, 17., 18., 21., 23., 30., 33/b, 33/d, 33/f, 33/h maddeleri ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası Mesleki Denetim Yönergesi’nin 2., 3., 8/1., 11. ve 17. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dairemizin 01/02/2008 tarih ve E:2007/10829, K:2008/1745 sayılı davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kararının davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 12/12/2012 tarih ve E:2008/1241, K:2012/2750 sayılı kararı ile; “Davacı Rekabet Kurumu tarafından, dava konusu edilen düzenlemelerin yasal dayanağı olan 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu’nda asgari ücret tarifesinin belirlenmesi konusunda TMMOB Şehir Plancıları Odası’na herhangi bir yetki verilmemesine karşın, Oda tarafından yönetmelik ve yönerge hükümleri gerekçe gösterilmek suretiyle asgari ücret tarifesinin belirlendiği, yasal dayanağı bulunmayan düzenlemelerin, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine aykırı bulunduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
4054 sayılı Kanun’un 1. maddesinde, Kanun’un amacı, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamak olduğu belirtilmiş; 3. maddesinde; teşebbüslerin belirli amaçlara ulaşmak için oluşturduğu tüzel kişiliği haiz ya da tüzel kişiliği olmayan her türlü birlikler teşebbüs birliği olarak tanımlandıktan sonra, Yasa’nın “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasında, “Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.” kuralına yer verilmiş ve maddenin devamında bu hallerin özellikle neler olduğu sayılırken mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kar gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesinin ve mal veya hizmetin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında belirlenmesinin hukuka aykırı ve yasak hallerden olduğu belirtilmiş, 20. maddesinde mal ve hizmet piyasalarının serbest ve sağlıklı bir rekabet ortamı içinde teşekkülünün ve gelişmesinin temini ile bu Kanun’un uygulanmasını gözetmek ve Kanun’un kendisine verdiği görevleri yerine getirmek üzere kamu tüzel kişiliğini haiz idarî ve malî özerkliğe sahip Rekabet Kurumunun teşkil edildiği düzenlemesi getirilmiş, 27. maddesinde ise, Rekabet Kurulu’nun görev ve yetkileri belirlenmiş olup, maddenin (a) bendinde, bu Kanun’da yasaklanan faaliyetler ve hukukî işlemler hakkında, başvuru üzerine veya resen inceleme, araştırma ve soruşturma yapmak; bu Kanun’da düzenlenen hükümlerin ihlâl edildiğinin tespit edilmesi üzerine, bu ihlâllere son verilmesi için gerekli tedbirleri alıp bundan sorumlu olanlara idarî para cezaları uygulamak Kurul’un görevleri arasında sayılmış, anılan Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrasında ise, 4. maddede yasaklanmış davranışları gerçekleştirdikleri Kurul kararı ile sabit olanlara, bir önceki malî yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safî gelirinin yüzde onuna kadar para cezası verileceği hükmü konulmuştur.
4054 sayılı Yasanın “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde, teşebbüslerin belirli amaçlara ulaşmak için oluşturduğu tüzel kişiliği haiz ya da tüzel kişiliği olmayan her türlü birlik teşebbüs birliği olarak tanımlandığından ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ilişkin olarak herhangi bir istisnaya yer verilmediğinden, davalı Odanın 4054 sayılı Yasa uygulamasında teşebbüs birliği sayılması gerektiği açıktır. Teşebbüs birliklerinin Rekabetin Korunması Hakkında Kanuna tabi olabilmesi için özel hukuk veya kamu hukuku tüzel kişisi olmaları ya da kanunla veya iradi olarak kurulmuş olmaları da önem taşımamaktadır.
Ancak, kanunla kurulmuş olan oda veya birlik gibi kamu tüzel kişiliğine sahip olan meslek kuruluşları teşebbüs birliği olarak kabul edilmekte ise de, bu kuruluşların kendi görev alanlarına giren yasa maddelerinin verdiği kamusal yetkilerin kullanılmasından kaynaklanan karar ve uygulamalarından dolayı 4054 sayılı Kanuna tabi olmadıkları, uyuşmazlık konusu kararların oda veya birliğin görev alanına giren Yasa kapsamında değerlendirilmesi durumunda bu kararların mevzuata ve hukuka uygunluğunun, bu kararlara karşı açılacak iptal davalarında incelenmesi gerektiği, dolayısıyla bu tür durumlarda Rekabet Kurumunun 4054 sayılı Kanun uyarınca inceleme yapma ve karar tesis etme yetkisinin bulunmadığı yargısal kararlarla kabul edilmiştir. (Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 11/03/2004 günlü, YD İtiraz No:2004/93 sayılı, 11/02/2010 günlü, E:2008/1881 ve 27/03/2008 günlü, YD İtiraz No:2007/774 sayılı kararları.)
Bununla beraber, yasayla kurulmuş olan oda veya birlik gibi kamu tüzel kişiliğine sahip olan teşebbüs birliklerinin, yasayla verilmiş görevlerinin dışında tesis ettikleri herhangi bir yasal yetkiye dayanmayan karar ve uygulamalarının ise 4054 sayılı Yasa kapsamında kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla, bir teşebbüs birliği, kuruluş yasasında ve ona bağlı olarak çıkarılmış mevzuatta kendisine açıkça verilmeyen bir yetkiyi kullanarak rekabeti sınırlayıcı bir karar almış ise, böyle bir durumda, söz konusu kararın rekabeti sınırlayıcı olan herhangi bir teşebbüs birliği kararından farkı olmayacaktır. Bu durumda, Rekabet Kurulu’nun böyle bir kararla ilgili olarak, teşebbüs birliği aleyhine doğrudan soruşturma açıp rekabeti ihlal ettiği sonucuna ulaşması halinde cezalandırma yoluna gidebileceği kuşkusuzdur.
Belirtilen hukuksal çerçevede, dava konusu olay incelenecek olursa; 4054 sayılı Yasa uyarınca bir teşebbüs birliği olan davalı odanın, görev alanına giren bir konuda yaptığı düzenleme nedeniyle Rekabet Kurumunun davalı odaya ceza verme ve düzenlemeyi iptal etme yetkisi bulunmamakla beraber davalı TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından yapılan ve şehir planlama hizmetlerinden alınacak ücretin, asgari olarak nasıl belirlendiğini ve denetiminin ne şekilde sağlanacağını kurala bağlayan dava konusu Yönetmelik ve Yönerge maddeleri ile rekabetin ihlal edilmesi mümkün olduğundan, 4054 sayılı Yasanın 27. maddesine göre rekabet ortamını korumakla yükümlü düzenleyici ve denetleyici bir bağımsız idari otorite olan Rekabet Kurumunun sözkonusu düzenlemeye karşı iptal davası açmakta menfaati bulunmaktadır.
Öte yandan, davalı oda üyelerinin söz konusu düzenlemelere karşı iptal davası açabilecek olması Rekabet Kurumunun aynı düzenlemelere karşı iptal davası açabilmesine hukuki bir engel oluşturmamaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlığın esası hakkında inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken davanın ehliyet yönünden reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle davacının temyiz isteminin kabul edilerek Dairemizin anılan kararının bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihaî kararlarının Danıştay’da temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği; 2577 sayılı Kanun’un 49/4. ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmayıp, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Aktarılan kanun hükümlerine göre, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından dosya incelendi:

USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinin 1. ve 4. fıkraları hükümlerine göre; bir düzenleyici işlemin ilanından sonra süresi içinde dava açılabileceği gibi süresinde dava açılmamış olsa bile düzenleyici işlemin uygulanması üzerine düzenleyici işlemle birlikte uygulama işlemine dava açılabileceği gibi tek başına düzenleyici işlemin iptali istemiyle de dava açılabileceği açıktır.
Düzenleyici işleme karşı dava açma süresini başlatacak olan “uygulama”, hazırlık sürecini tamamlayarak ilgililer üzerinde hukuki sonuçlarını doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem niteliğinde olabileceği gibi bir idari işlemin tesisi için gerekli olan idari sürecin başlangıç ve hazırlık aşamasından nihai aşamasına kadar herhangi bir aşamasında sonuç ve etkilerini gösteren işlem niteliğinde de olabilir. Böyle bir durumda, düzenleyici işleme karşı, idari işlemin tesisi için gerekli olan idari süreç içinde etki ve sonuçlarını gösterdiği her aşamada ilgililer tarafından dava açılabileceği gibi belirtilen idari sürecin tamamlandığı ve ilgililer üzerinde sonuç doğurduğu tarihten itibaren de süresi içinde dava açılabileceği kuşkusuzdur.
Öte yandan; kamu kurum ve kuruluşları, görev alanları ile ilgili olarak karşılaştıkları maddi ve hukuki olaylara bir düzenleyici işlem uygulandığında, düzenleyici işlemin doğurduğu sonuçlardan etkileniyorsa ya da kurum ve kuruluş olarak üstlenilen görevin yerine getirilmesine var olan bir düzenleyici işlem engel teşkil ediyorsa bu durumun ortaya çıktığı andan itibaren ve engel devam ettiği sürece düzenleyici işleme karşı iptal davası açabileceklerdir.
Dosyanın incelenmesinden; İzmir Ticaret Odası adına yönetim kurulu başkanı tarafından verilen şikâyet dilekçesi üzerine açılan soruşturma sonucu düzenlenen rapora istinaden, Rekabet Kurulu’nun 22/01/2002 tarih ve 02-04/40-21 sayılı kararı ile meslek odalarına üye olan ve mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı gibi alanlarda hizmet üretip satan serbest meslek mensuplarının her birinin 4054 sayılı Kanun’un 3. maddesi uyarınca teşebbüs olduğuna, TMMOB ile TMMOB Şehir Plancıları Odasının ihlâl konusu eylemler bakımından anılan madde hükmünde yer alan anlamda birer teşebbüs birliği olduğuna, dava konusu düzenleyici işlem aracılığıyla doğrudan yasal dayanağı olmadığı hâlde genel kurullarında alınan kararlara dayalı olarak serbest mühendis ve mimarlık hizmetlerinin asgari ücretlerinin tespit esaslarını belirlemesi, bağlı odalara asgari ücret tespit ve denetleme sistemi getirmesi, uygulamada asgari ücretlere riâyet edilmesini sağlamaya yönelik eylemlerde bulunması suretiyle 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlâl ettiğine karar verildiği, bu karara karşı açılan davada Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 14/11/2006 tarih ve E:2005/1668, K:2006/4329 sayılı kararıyla, “soruşturmayı yürüten Kurul üyesinin, nihai karar toplantısına katılarak oy kullandığı” gerekçesiyle Kurul kararının iptaline karar verildiği, yargı kararı üzerine Rekabet Kurulunun 16/05/2007 tarih ve 07-41/453-M sayılı kararıyla, TMMOB tarafından kendi birliklerine bağlı meslek odalarının asgari ücret tarifelerinin ve TMMOB üyesi Şehir Plancıları Odasınca şehir plancılarının asgari ücret tarifelerinin belirlenmesine dayanak oluşturan Yönetmeliklerin iptali için dava açılmasına, iptal edilen 02-04/40-21 sayılı kararla ilgili dosya konusunun açılacak dava sonucuna göre değerlendirilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İzmir Ticaret Odası adına yönetim kurulu başkanı tarafından verilen şikâyet dilekçesi üzerine açılan soruşturma sonucu düzenlenen raporla ilgili olarak Rekabet Kurulu tarafından verilen nihai kararın açılan davada usul yönünden iptali yolundaki yargı kararı üzerine; iptal edilen 02-04/40-21 sayılı kararla ilgili dosyanın yeniden açıldığı ve dava aşamasındaki kesinleşmiş yürütmenin durdurulması yolundaki kararda yer alan gerekçeler nedeniyle hakkında soruşturma yapılan TMMOB ile TMMOB Şehir Plancıları Odası hakkında idari para cezası verilmesine hukuki engel teşkil ettiği görülen Yönetmeliklerin iptali istemiyle dava açılmasına karar verildiği dikkate alındığında, Rekabet Kurulu nezdinde idari karar alma sürecinin devam ettiği anlaşıldığından, Rekabet Kurumu tarafından dava konusu yapılan Yönetmeliklerin, Rekabet Kurulunun karar alma sürecinde uygulama görecek olması nedeniyle, adı geçen Yönetmeliklerin iptali istemiyle açılan davanın süresinde olduğu sonucuna varıldığından davanın süre yönünden reddedilmesi gerektiği yolundaki usule yönelik itirazlar yerinde görülmemiştir.
Nitekim İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 31/10/2019 tarih ve E:2017/3087, K:2019/4885 sayılı kararı da bu yöndedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın “Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları” başlıklı 135. maddesinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleri oldukları belirtilmiş, “Yönetmelikler”, başlıklı 124. maddesinde; “Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabileceği,” kuralına yer verilmiştir.
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu’nun Birliğin kuruluş amacının düzenlendiği 2. maddesinin (b) fıkrasında; mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak; (c) bendinde, mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlâkını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak, Birliğin başlıca kuruluş amaçları arasında sayılmıştır.
Anılan Kanun’un 32. maddesinde de “Odaların Gelirleri” sayılmış olup; bu gelirler arasında (c) bendinde “hizmet karşılığı alınan ücretlere” yer verilmiştir.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bu Kanun’un amacının, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamak olduğu belirtilmiş; “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde, “teşebbüs”, “piyasada mal veya hizmet üreten, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bağımsız karar verebilen ve ekonomik bakımdan bir bütün teşkil eden birimler” olarak tanımlanmış; 4. maddesinde, “Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.
Bu hâller, özellikle şunlardır:
a. Mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kâr gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesi,
b. Mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması ya da kontrolü,
c. Mal veya hizmetin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında belirlenmesi,
d. Rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması, kısıtlanması veya piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin boykot ya da diğer davranışlarla piyasa dışına çıkartılması yahut piyasaya yeni gireceklerin engellenmesi,
e. Münhasır bayilik hariç olmak üzere, eşit hak, yükümlülük ve edimler için eşit durumdaki kişilere farklı şartların uygulanması,
f. Anlaşmanın niteliği veya ticari teamüllere aykırı olarak, bir mal veya hizmet ile birlikte diğer mal veya hizmetin satın alınmasının zorunlu kılınması veya aracı teşebbüs durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın ya da hizmetin diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da arz edilen bir mal veya hizmetin tekrar arzına ilişkin şartların ileri sürülmesi” kuralına yer verilmiştir.
ESAS YÖNÜNDEN:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davanın, TMMOB Şehir Plancıları Odası Mesleki Denetim Yönergesi’nin 2., 3., 8/1., 11. ve 17. maddelerinin iptali yönünden incelenmesinden; davalı Oda tarafından Dairemizin 29/04/2014 tarihli ara kararına verilen cevapta dava konusu Mesleki Denetim Yönergesi’nin yürürlükte bulunmadığı belirtildiğinden, dava konusu bu düzenleyici işlemin ilgili maddeleri yönünden karar verilmesine yer olmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava dilekçesinin TMMOB Şehir Plancıları Odası Serbest Şehircilik Hizmetleri Büro Tescil Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmeliği’nin 1/f, 3/m, 3/n, 17., 18., 21., 23., 30., 33/b, 33/d, 33/f, 33/h maddelerinin iptali talep edilmekte, fakat davanın açıldığı tarih olan 30/07/2007 tarihinde 29/05/2002 tarih ve 24769 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve halen yürürlükte bulunan TMMOB Şehir Plancıları Odası Serbest Şehircilik Hizmetleri Büro Tescil Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmeliği’nin 3. maddesinin (m) ve (n) fıkraları ile 33/b, 33/d, 33/f, 33/h maddelerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yönetmeliğin dava konusu 1/f ve 17. maddeleri 19/01/2005 tarih ve 25705 sayılı Resmi Gazete’de yapılan değişiklikle, 18., ve 21. maddeleri 29/07/2011 tarih ve 28009 sayılı Resmi Gazete’de yapılan değişiklikle yeniden düzenlenmiş, Yönetmeliğin son halinin ise toplam 28 madde olduğu, Yönetmeliğin isminin “Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası Serbest Şehircilik Hizmetleri, Büro Tescil, Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmeliği” olarak değiştirildiği görülmektedir.
Her ne kadar davacı Kurum tarafından, madde numaraları verilmek suretiyle iptali talep edilen dava konusu düzenleyici işlem ile madde numaraları ve Yönetmelik ismi örtüşmese de dava dilekçesi içeriği incelendiğinde davacının; dava konusu Yönetmelik ile serbest şehircilik hizmetlerinin asgari ücretlerinin tespit esaslarının belirlenmesi, asgari ücret tespit ve denetleme sistemi getirilmesi, asgari ücretlere riâyet edilmesini sağlamaya yönelik kuralların 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlâl ettiği iddiası ile davanın açıldığı anlaşıldığından, davanın belirtilen iddia çerçevesinde incelenmesi gerekmektedir.

Dava konusu Yönetmelik maddelerinin iptal isteminin incelenmesi;
29/05/2002 tarih ve 24769 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Planlama Mimar Mühendisleri Odası Serbest Şehircilik Hizmetleri, Büro Tescil, Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmeliği’nin, “Amaç” başlığı altındaki 1. maddesinin (f) bendinde, “Bu Yönetmelik; üretilecek Serbest Şehircilik Hizmetleri için en az ücretleri ve tavsiye niteliğindeki ücretleri belirlemek ve mesleki denetimini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.” kuralına; “Hukuki Dayanak” başlığı altındaki 3. maddesinde, “Bu Yönetmelik, 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kanunu ile 22/04/1990 tarihli ve 20500 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan TMMOB Serbest Mühendislik ve Mimarlık Hizmetleri Asgari Ücret Yönetmeliği ve TMMOB Asgari Ücret ve Çizim Standartları Tespit Komisyonu ve Kontrol Bürolarının Kurulmasına İlişkin Yönetmelik uyarınca hazırlanmıştır.” kuralına yer verilmiş; “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlığı altındaki 4. maddesinin (k) bendinde, “Mesleki Denetim Uygulamasının, meslek ve meslektaş hak ve çıkarlarını korumak, geliştirmek, serbest şehircilik hizmetlerinin yetkili meslek adamlarınca yapılmasını sağlamak, eşit rekabet koşullarını oluşturmak, nitelikli, güvenilir ve yüksek teknik özelliklere sahip, Serbest Şehircilik Bürosu tarafından yapılan, tüm Serbest Şehircilik Hizmetinin Yönetmelik ve ekleri çerçevesinde, Oda tarafından incelenmesi, denetlenmesi ve bunların kayıtlarının tutulması işlemini; (n) bendinde, “En Az Ücret: Serbest Şehircilik Bürolarınca üretilen her türden Serbest Şehircilik Hizmeti için uygulanacak taban ücreti,”; (o) bendinde, “En Az Ücret Tablosu: Serbest Şehircilik Bürolarınca üretilen ve yine bu tabloda tanımlanmış Serbest Şehircilik Hizmetleri için uygulanacak taban ücretlerin nasıl hesaplanacağının belirtildiği ve gelişmelere bağlı olarak Yönetim Kurulunca tanımlanabilecek, bu hesaplamalarda kullanılacak birim fiyatlar, katsayılar, ilkeler ve kabulleri içeren tabloyu,” (p) bendinde ise “mesleki denetim ücretinin, Serbest Şehircilik Bürosunun Serbest Şehircilik Hizmetlerinin denetimi karşılığı olarak ödediği ücreti” ifade ettiği düzenlenmiştir.
“Mesleki Denetim Uygulaması” başlıklı değişik 14. maddesinde, “Serbest Şehircilik Bürosu yaptığı veya yaptırdığı, en az ücretleri belirlenmiş Serbest Şehircilik Hizmeti kapsamındaki her türden proje ve ekleri ile ilgili dokümanları, Odaya vererek Mesleki Denetim Uygulamasından geçirmek ve uygunluk sağlamak zorundadır.” kuralına; “Mesleki Denetim Uygulaması İlkeleri” başlıklı 15. maddesinin değişik 1. fıkrasında, “Serbest Şehircilik Hizmeti, bu Yönetmelik ve bu Yönetmeliğe göre düzenlenecek Yönerge, Form, En Az Ücret Tablosu ve benzeri belgeler çerçevesinde incelemeye alınır. Mesleki Denetim Uygulaması, Serbest Şehircilik Hizmetinin bu Yönetmelik hükümlerince kayıt ve tescilini yaptırmış Serbest Şehircilik Bürosu ve Yetkili Serbest Şehircilerce ve En Az Ücret Tablosuna uygun olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine ilişkin olarak yapılır.”… kuralına, “Mesleki Denetim Uygulamasının Yapılma Aşaması” başlıklı değişik 16. maddesinde, “Mesleki Denetim Uygulaması, Serbest Şehircilik Hizmetinin onaylanmak üzere ilgili idareye sunulmadan önce yaptırılır. Yaptıkları Serbest Şehircilik Hizmetini süresi içinde Mesleki Denetim Uygulamasına getirmeyen, Mesleki Denetim Uygulaması aşamasında kasıtlı olarak yanıltıcı bilgi ve belge veren ve bu Yönetmelik doğrultusunda düzenlenecek en az ücret tablosuna uymayan “Serbest Şehircilik Büroları yazılı olarak uyarılırlar. 15 gün içinde eksiklik ve yanlışlık düzeltilmezse Serbest Şehircilik Bürosunun tescilleri üç ay süre ile iptal edilir. Tekrarı halinde her tekrar için iptal süresi ikişer ay uzatılarak uygulanır. Yönetim Kurulu bu durumda Yetkili Serbest Şehirciyi Onur Kuruluna sevk eder.” kuralına; “Mesleki Denetim Uygulamasının Onay İçeriği” başlıklı değişik 17. maddesinde, Serbest Şehircilik Hizmeti kapsamında gerçekleştirilen Mesleki Denetim Uygulaması işlemi GÖRÜLMÜŞTÜR ibaresinin, Oda mührü ve yetkili kişinin imzasının dokümanlar üzerinde bulunmasıyla veya Mesleki Denetim Uygulaması yapıldığına ilişkin, bir belge ile belirtilir. Bu işlem, içeriğin denetlenmesi ve onaylanması anlamını taşımaz.” kuralına; “Mesleki Denetim Uygulaması Ücretinin Belirlenmesi” başlıklı değişik 18. maddesinde ise; “Serbest şehircilik hizmetlerine yönelik mesleki denetim uygulaması ücretleri, Oda Yönetim Kurulu tarafından her yıl en az bir kez maktu ücretler olarak belirlenerek üyelere internet ortamında duyurulur.” kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen 6235 sayılı Kanun’un 2. maddesinin (b) bendi uyarınca, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, meslek mensuplarının müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, gerek üyelerinin gerekse de mesleğin onurunu korumak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek disiplinini ve ahlakını korumak için gerekli gördüğü, mesleğin icrasında uyulacak bir takım ilke ve kuralları belirlemek ve bu yönde düzenleme yapma yönünde görev ve yetki sahibi olduğu açıktır.
Bu itibarla, kanunda belirtilen bu amaçlara hizmet etmek üzere, meslek odasınca dava konusu Yönetmelik ile serbest şehircilik hizmetlerinin asgari ücretlerinin tespit esaslarının belirlenmesi, asgari ücret tespit ve denetleme sistemi getirilmesi, asgari ücretlere riâyet edilmesini sağlamaya yönelik kuralların düzenlenmesine yönelik dava konusu düzenleyici işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Ayrıca, davacı Rekabet Kurumu tarafından şehir plancılığı alanında hizmet üretip satan serbest meslek mensuplarının her birinin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesi anlamında “teşebbüs” olduğuna, TMMOB Şehir Plancıları Odası’nın ihlâl konusu eylemler bakımından 4054 sayılı Kanun’un 3. maddesi anlamında birer “teşebbüs birliği” olduğuna, dava konusu düzenleyici işlemlerin asgari ücretleri belirlemeye ilişkin karar ve uygulamaların 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesine aykırı olduğu yönündeki iddialarının aksine dava konusu düzenlemeler ile hedeflenen amacın, rekabeti önlemek değil kamu yararı doğrultusunda haksız rekabetin ve niteliksiz hizmetin önüne geçmek olduğu sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası Mesleki Denetim Yönergesi’nin 2., 3., 8/1., 11. ve 17. maddelerinin iptali istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA oybirliğiyle;
2. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası Serbest Şehircilik Hizmetleri Büro Tescil Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmeliği yönünden ise DAVANIN REDDİNE oyçokluğuyla;
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL ilk derece ve temyiz yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5.Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 17/12/2020 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava, 29/05/2002 tarih ve 24769 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası Serbest Şehircilik Hizmetleri, Büro Tescil, Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmelik” ile serbest şehircilik hizmetlerinin asgari ücretlerinin tespit esaslarının belirlenmesi, asgari ücret tespit ve denetleme sistemi getirilmesi, asgari ücretlere riâyet edilmesini sağlamaya yönelik kuralların 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlâl ettiği iddiası ile açılmıştır.
29/05/2002 tarih ve 24769 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Planlama Mimar Mühendisleri Odası Serbest Şehircilik Hizmetleri, Büro Tescil, Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmeliği’nin, “Amaç” başlığı altındaki 1. maddesinin (f) bendinde; “Bu Yönetmelik; üretilecek Serbest Şehircilik Hizmetleri için en az ücretleri ve tavsiye niteliğindeki ücretleri belirlemek ve mesleki denetimini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.” kuralına, “Hukuki Dayanak” başlığı altındaki 3. maddesinde; “Bu Yönetmelik, 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kanunu, ile 22/04/1990 tarihli ve 20500 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan TMMOB Serbest Mühendislik ve Mimarlık Hizmetleri Asgari Ücret Yönetmeliği ve TMMOB Asgari Ücret ve Çizim Standartları Tespit Komisyonu ve Kontrol Bürolarının Kurulmasına İlişkin Yönetmelik uyarınca hazırlanmıştır.” kuralına yer verilmiş, “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlığı altındaki 4. maddesinin (k) bendinde; “Mesleki Denetim Uygulamasının, meslek ve meslektaş hak ve çıkarlarını korumak, geliştirmek, serbest şehircilik hizmetlerinin yetkili meslek adamlarınca yapılmasını sağlamak, eşit rekabet koşullarını oluşturmak, nitelikli, güvenilir ve yüksek teknik özelliklere sahip, Serbest Şehircilik Bürosu tarafından yapılan, tüm Serbest Şehircilik Hizmetinin Yönetmelik ve ekleri çerçevesinde, Oda tarafından incelenmesi, denetlenmesi ve bunların kayıtlarının tutulması işlemini, n) bendinde; “En Az Ücret: Serbest Şehircilik Bürolarınca üretilen her türden Serbest Şehircilik Hizmeti için uygulanacak taban ücreti,” o) bendinde “En Az Ücret Tablosu: Serbest Şehircilik Bürolarınca üretilen ve yine bu tabloda tanımlanmış Serbest Şehircilik Hizmetleri için uygulanacak taban ücretlerin nasıl hesaplanacağının belirtildiği ve gelişmelere bağlı olarak Yönetim Kurulunca tanımlanabilecek, bu hesaplamalarda kullanılacak birim fiyatlar, katsayılar, ilkeler ve kabulleri içeren tabloyu,” (p) bendinde ise; “mesleki denetim ücretinin, Serbest Şehircilik Bürosunun Serbest Şehircilik Hizmetlerinin denetimi karşılığı olarak ödediği ücreti” ifade ettiği düzenlenmiştir.
“Mesleki Denetim Uygulaması” başlıklı değişik 14. maddesinde; “Serbest Şehircilik Bürosu yaptığı veya yaptırdığı, en az ücretleri belirlenmiş Serbest Şehircilik Hizmeti kapsamındaki her türden proje ve ekleri ile ilgili dokümanları, Odaya vererek Mesleki Denetim Uygulamasından geçirmek ve uygunluk sağlamak zorundadır.” kuralına, “Mesleki Denetim Uygulaması İlkeleri” başlıklı 15. maddesinin değişik 1. fıkrasında; “Serbest Şehircilik Hizmeti, bu Yönetmelik ve bu Yönetmeliğe göre düzenlenecek Yönerge, Form, En Az Ücret Tablosu ve benzeri belgeler çerçevesinde incelemeye alınır. Mesleki Denetim Uygulaması, Serbest Şehircilik Hizmetinin bu Yönetmelik hükümlerince kayıt ve tescilini yaptırmış Serbest Şehircilik Bürosu ve Yetkili Serbest Şehircilerce ve En Az Ücret Tablosuna uygun olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine ilişkin olarak yapılır.”… kuralına, “Mesleki Denetim Uygulamasının Yapılma Aşaması” başlıklı değişik 16. maddesinde; “Mesleki Denetim Uygulaması, Serbest Şehircilik Hizmetinin onaylanmak üzere ilgili idareye sunulmadan önce yaptırılır.
Yaptıkları Serbest Şehircilik Hizmetini süresi içinde Mesleki Denetim Uygulamasına getirmeyen, Mesleki Denetim Uygulaması aşamasında kasıtlı olarak yanıltıcı bilgi ve belge veren ve bu Yönetmelik doğrultusunda düzenlenecek en az ücret tablosuna uymayan “Serbest Şehircilik Büroları yazılı olarak uyarılırlar. 15 gün içinde eksiklik ve yanlışlık düzeltilmezse Serbest Şehircilik Bürosunun tescilleri üç ay süre ile iptal edilir. Tekrarı halinde her tekrar için iptal süresi ikişer ay uzatılarak uygulanır. Yönetim Kurulu bu durumda Yetkili Serbest Şehirciyi Onur Kuruluna sevk eder.” kuralına, “Mesleki Denetim Uygulamasının Onay İçeriği” başlıklı değişik 17. maddesinde, Serbest Şehircilik Hizmeti kapsamında gerçekleştirilen Mesleki Denetim Uygulaması işlemi KAYDEDİLMİŞTİR ibaresinin, Oda mührü ve yetkili kişinin imzasının dokümanlar üzerinde bulunmasıyla veya Mesleki Denetim Uygulaması yapıldığına ilişkin, bir belge ile belirtilir. Bu işlem, içeriğin denetlenmesi ve onaylanması anlamını taşımaz.” kuralına, “Mesleki Denetim Uygulaması Ücretinin Belirlenmesi” başlıklı değişik 18. maddesinde ise; “Serbest şehircilik hizmetlerine yönelik mesleki denetim uygulaması ücretleri, Oda Yönetim Kurulu tarafından her yıl en az bir kez maktu ücretler olarak belirlenerek üyelere internet ortamında duyurulur.” kuralına yer verilmiştir.
Anılan düzenlemeler ile, şehir planlama hizmetinin serbest bir meslek olarak mesleğin genel menfaatlere uygun bir şekilde gelişmesinin sağlanması, müşterek ihtiyaçların karşılanması, mesleki faaliyetlerin kolaylaştırılması, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğün ve güvenin hâkim kılınması, şehir plancılarının bağımsızlığının korunması, üyelerin ücret konusunda farklı uygulamalara gitmesinin önüne geçilerek meslek disiplinini, ahlâkını ve mesleğin saygınlığının korunması ve hizmetin gereği gibi ifasının sağlanması amaçlarına ulaşılmaya çalışıldığı görülmektedir.
Bununla birlikte, söz konusu düzenlemelerin, sözleşme özgürlüğüne, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu’na, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine uygunluğunun irdelenmesi gerekmektedir.
Anayasa’nın “Temel Hak ve Ödevler” başlıklı ikinci kısmının “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlıklı üçüncü bölümünde yer alan 48. maddesinde, çalışma ve sözleşme hürriyeti düzenlenmiştir. Buna göre, herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahip olduğu, özel teşebbüsler kurmanın serbest olduğu, Devletin, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alacağı belirtilmiş; Anayasa’nın 13. maddesinde de, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı düzenlenmiştir.
Anayasa’nın “Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları” başlıklı 135. maddesinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleri oldukları belirtilmiştir.
Anayasanın bu hükmü uyarınca çıkarılan 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununda ve bu Kanun’a dayanılarak yürürlüğe konulan Türk Mühendis Ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası Ana Yönetmeliği’nin “Odanın Kuruluşu ve Amacı” 1. maddesinde; “6235 sayılı Kanuna göre kurulan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) bünyesi içinde oluşturulan ve Türkiye sınırları içinde meslek ve sanatlarını uygulamaya yetkili olan, mesleki etkinlikte bulunan şehir plancılarını örgütü içinde toplayan, tüzel kişiliğe sahip, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan Şehir Plancıları Odası (ŞPO, Oda) 6235 sayılı Kanuna göre hazırlanan bu Ana Yönetmelik hükümlerine bağlıdır.” kuralına, 3. maddesinde; “…meslek ve sanatlarını uygulamaya yasal olarak yetkili bulunan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, mesleki faaliyette bulunabilmek veya meslekleri ile ilgili bir işte çalışabilmek; Odanın meslek alanı ile eğitim faaliyetinde bulunabilmek için Şehir Plancıları Odası`na üye olmaları ve yükümlülüklerini yerine getirmeleri zorunludur.” kuralına yer verilmiştir.

Bütün bu düzenlemelere göre, şehir planlama hizmeti alacak gerçek veya tüzel kişilerin meslek alanında faaliyette bulunabilmek için Şehir Plancıları Odası`na üye olmak zorunluluğunda bulunan bir meslek mensubu ile Oda tarafından belirlenen en az ücrete uygun bir sözleşme yapmaları gerekmektedir.
Yapılacak sözleşmenin unsurlarından biri de sözleşmenin bedelidir. Sözleşmedeki bedelin taraflarca serbest olarak belirlenmesi asıldır. Nitekim bedeli kararlaştırma konusundaki anlaşma serbestisi de sözleşme özgürlüğü kapsamında olup anayasal koruma altındadır. Sözleşme serbestisini sınırlayacak nitelikteki bir kuralın ise, yine Anayasa’da tanımlanan sınırlama sebeplerine uygun olarak kanunla konulması gerekmektedir.
Ülkemizde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının çoğunun asgari ücret belirleme yönünde faaliyetlerinin bulunduğu görülmekte ise de, ilgili kanunlarında (Ör: Avukatlık Kanunu, Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu, Türk Tabipleri Birliği Kanunu, Sigortacılık Kanunu, Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner Hekimleri Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun, Noterlik Kanunu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu gibi) bu kuruluşların asgari ücret tarifelerini hazırlamak veya belirlemek konularında açıkça yetkilendirilmiş oldukları görülmektedir.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası’na 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu’nda doğrudan mensupları için en az ücret belirleme yetkisi veren bir kural bulunmamaktadır. Dolayısıyla ilgili kanunlarda yer verilmeyen bir yetkinin Yönetmelik hükümleri ile düzenlenmesi açıkca hukuka aykırıdır.
Bu nedenle, Anayasal koruma altındaki sözleşme özgürlüğünün ancak kanunla sınırlanabilmesi mümkün olduğundan, taraflar arasında serbestçe belirlenmesi gereken sözleşmenin bedel unsuruna, yasal dayanağı bulunmaksızın, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası tarafından asgari ücret tarifesi ve alınacak ücret esaslarının belirlenmesi suretiyle müdahale edilemeyeceği açıktır.
Ayrıca, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinde, “Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasak” olduğu düzenlendikten sonra aynı maddenin 1. fıkrasının “a” bendinde; “Mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kâr gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesinin” rekabeti engelleyici ve yasak olduğu kurala bağlanmıştır.
Dolayısıyla meslek odasına üye olan ve şehir plancılığı alanında hizmet üretip satan serbest meslek mensuplarının dava konusu düzenleyici işlem ile asgari ücretlerinin belirlenmesine ilişkin karar ve uygulamaların mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kâr gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesi niteliğinde ve 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesine de aykırı olduğu açıktır.
Bu itibarla, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası tarafından, üyelerinin müşterilerine verdikleri hizmetler karşılığında tahsil edecekleri ücret ve masrafların tutar ve sınırlarına ilişkin esasların belirlenerek asgari tarife uygulanmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Belirtilen sebeplerle dava konusu konusu Yönetmeliğin, en az ücret belirlenmesi ve bu yönde mesleki denetim yapılmasını düzenleyen ilgili maddelerinde hukuka uygunluk bulunmadığı görüşüyle karara katılmıyoruz.