Danıştay Kararı 13. Daire 2014/3019 E. 2020/3051 K. 10.11.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/3019 E.  ,  2020/3051 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/3019
Karar No:2020/3051

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. … – Aynı adreste

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Televizyon ve Radyo Yayıncılık A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 04/11/2012 tarihinde saat 10.41’de “…” ifadesiyle yayınlanan programla, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 10. maddesinin 1. fıkrasının tekraren ihlâli nedeniyle 11.026,00-TL idarî para cezası verilmesine ve aynı Kanun’un 11. maddesinin 4. fıkrasının bendinin ihlâli nedeniyle “uyarı” cezası verilmesine ilişkin Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (Kurul) …. tarih ve … kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; 6112 sayılı Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde “tele-alışveriş” ifadesinin “taşınmazlar, hak ve yükümlülükler dâhil olmak üzere, mal veya hizmetlerin bir ücret karşılığında temini amacıyla kamuya yönelik doğrudan arz yayını” olarak tanımlandığı, bir yayının tele-alışveriş formatında olabilmesi için yayın sırasında mal veya hizmetin bir ücret karşılığında doğrudan arzı gerektiği, dava konusu işlem ile yaptırım uygulanan programda diş implantı tedavi yönteminin anlatıldığı, bu tedavi ile ilgili bazı görsellere yer verildiği ve program boyunca danışma hattının ekranın alt kısmında yer aldığı görülmekte ise de, yayının tele-alışveriş formatında olabilmesi için gerekli olan “ücret bilgisi” ve “doğrudan arz” unsurlarının bulunmadığı, söz konusu unsurların yer almadığı yayının tele-alışveriş olarak nitelendirilmesine imkân bulunmadığı, bu formatta olmayan yayınla tele-alışveriş ile ilgili yayın ilkelerinin ihlâl edildiğinden bahsedilemeyeceği, bu durumda, idari para cezası verilmesi ve uyarı yaptırımı uygulanması yönünde tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, “ücret bilgisi” ve “doğrudan arz” ifadelerinin 6112 sayılı Kanun’da yer almadığı, yayınlanan programın giriş ve çıkışında tele-alışveriş olduğuna dâir bilgilendirmenin kullanılmadığı, uyuşmazlık konusu programın tele-alışveriş formatında bir yayın olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 3. maddesinin (ü) bendinde, Tele-alışveriş, “Taşınmazlar, hak ve yükümlülükler dâhil olmak üzere, mal veya hizmetlerin bir ücret karşılığında temini amacıyla kamuya yönelik doğrudan arz yayını” şeklinde tanımlanmış; 10. maddesinin 1. fıkrasında, “Televizyon ve radyo yayın hizmetlerinde reklamlar ile tele-alışveriş, sesli ve/veya görüntülü bir uyarıyla açıkça fark edilebilecek ve program hizmetinin diğer unsurlarından kolaylıkla ayırt edilebilecek biçimde düzenlenir.”, 11. maddesinin 4. fıkrasında, “İlaçlar ve tıbbi tedaviler için tele-alışverişe izin verilemez.” kurallarına yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu yayında, bir diş doktorunun bilgisayar destekli görsellerle birlikte diş implantı tedavi yöntemini anlattığı, yayında diş implantı tedavisinin tanıtımı ve yöntemiyle ilgili bilgiler verilerek hastalar için en iyi tedavi yöntemlerinden biri olduğunun belirtildiği, ayrıca, “… Bilgi Hattı: …” numaralı danışma hattının ekranın alt kısmında program süresince yer aldığı, söz konusu telefon numarasının Özel … Ağız ve Diş Sağlığı Poliklinikleri’nin iletişim hattı olduğu görülmektedir.
Bu durumda, 6112 sayılı Kanun’da tele-alışverişe ilişkin yapılan tanımın mal temini ile birlikte hizmet teminini de kapsadığı ve mal ve hizmetin “doğrudan arz” edilmesinin tele-alışveriş formatı için temel belirleyici kriter olduğu, dava konusu yayınla diş implantı tedavi hizmetinin tanıtımının yanında izleyicileri söz konusu hizmeti satın almaları yönünde belirli bir sağlık kuruluşuna yönlendirdiği, belirtilen sağlık kuruluşunun diş implantı tedavi hizmetini doğrudan sunan bir sağlık kuruluşu olduğu ve yayının da bu sağlık kuruluşundan yapıldığı, tanıtımı yapılan hizmetin telefon numarası verilen sağlık kuruluşundan ücret karşılığında temin edilebilir bir hizmet olduğu, izleyicilerin yayın süresince ekranda gösteren telefon hattıyla tedavi ile ilgili ücretlere ulaşabileceği, gösterilen yayın ile doğrudan hizmeti sunan sağlık kuruluşuna ve bu kuruluş vasıtasıyla tedavi ile ilgili ücretlere ulaşılabileceğinden dava konusu işlemin tesis edilmesine neden olan yayının 6112 sayılı Kanun’da belirtilen tele-alışveriş formatı niteliğini taşıdığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, tele-alışveriş formatında gerçekleştirilen yayına ilişkin idari para cezası ve uyarı yaptırımı uygulanmasına dâir dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.