Danıştay Kararı 13. Daire 2014/2935 E. 2017/982 K. 11.04.2017 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/2935 E.  ,  2017/982 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/2935
Karar No:2017/982

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … 16. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…. sayılı kararının; açılan davanın idari sözleşmeye dayalı bir dava olması sebebiyle iptal davaları için belirlenen 60 günlük süreye tabi olmadığı, dava zamanaşımı süresinin başlangıcının kurumu temsile yetkili organların öğrenme tarihi olduğu, idareleri tarafından açılan benzer davalarda davacıların zamanaşımı itirazlarının reddedildiği, bu sebeple verilen bu kararının diğer kararlarla çeliştiği, idari sözleşmeden kaynaklanan tazminat davalarında dava açma süresine ilişkin olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden, olayda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulanması gerektiği, idarenin, sözleşme hükümlerine aykırı davranan sözleşmeciye karşı hak taleplerinin olması hâlinde dava açma süresinin genel hükümlere göre belirlenmesi gerektiği, idari sözleşmelerden kaynaklanan davalar tam yargı davası olduğundan dava açma süresi bakımından tam yargı davalarında aranılan dava açma süresinin uygulanacağı, ayrıca dava açılmadan önce idarece 17.05.2013 tarih ve 9-16 sayılı kararın alındığı, anılan karardan sonra davanın 28.05.2013 tarihinde süresinde açıldığı, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak resmî kurumlardaki kurumu temsile yetkili Genel Müdür’ün zararı, fiili ve faili öğrendiği tarihin esas alınması gerektiğine ilişkin yargı kararlarının bulunduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi ….’nın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; davalı … A.Ş. tarafından taahhüt edilen yıllık 60.000.000 kwh elektrik enerjisinin üretilmemesi sebebiyle, üretilmeyen miktarın %20’si olan 12.000.000 kwh enerji için, enerji birim fiyatı olan 2,7 c/kwh üzerinden hesaplanan KDV’si ile birlikte 324.000 USD karşılığı olan 677.241,65.-TL eksik üretim ceza faturasının, ayrıca 26.231,88-TL olan gecikme cezası bedeli ve bu bedelin KDV’si olan 4.721,73.-TL ile birlikte toplam 708.195,21.-TL eksik üretim tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; davacı idare tarafından 677.241,65.-TL tutarındaki 2012 yılına ilişkin eksik üretim ceza faturasının ödenmesi isteğiyle 30.01.2013 tarih ve 283 sıra nolu fatura düzenlenerek 30.01.2013 tarihinde davalıya başvurduğu, yapılan başvurunun davalının 05.02.2013 tarih ve 2013/003 sayılı yazısıyla reddedildiği, davacı idarenin bu işlemi en geç, talebin reddolunduğunun Enerji Alış Dairesi Başkanlığı’nca Kurum Hukuk Müşavirliğine bildirildiği 12.02.2013 tarihinde öğrenmiş olduğunun kabulü gerektiği göz önüne alındığında, anılan alacağın ve bu alacağa bağlı feri alacakların (26.231,88-TL olan gecikme cezası bedeli ve bu bedelin KDV’si olan 4.721,73-TL’nin) ödenmesine karar verilmesi isteğiyle bu tarihi izleyen 60 gün içinde, en geç 15.04.2013 tarihine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirilerek 28.05.2013 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı Kanun’un 15/1-b maddesi uyarınca davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, idari dava türleri sayılarak, aynı fıkranın (c) bendinde tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların idari dava olduğu belirtilmiş, “Dava açma süresi başlıklı” 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hâllerde Danıştay ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde ise otuz gün olduğu kurala bağlanmıştır.
18.06.1984 tarih ve Mükerrer 18435 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (233 sayılı KHK) “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında; “Kamu iktisadi teşebbüsü ‘Teşebbüs’; iktisadi devlet teşekkülü ile kamu iktisadi kuruluşunun ortak adıdır.”; “Teşebbüslerin karar organları” başlıklı 5. maddesinin 2. fıkrasında, “Yönetim Kurulu, teşebbüsün en yüksek seviyede yetkili ve sorumlu karar organıdır.” kuralına yer verilmiştir.
29.06.2001 tarih ve 24447 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt ve Anonim Şirketi Ana Statüsü’nün “Hukuki Bünye” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasında, “Bu Anastatü ile teşkil olunan Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi (Teşekkül) Tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülüdür.
“; “Teşekkülün organları” başlıklı 5. maddesinde, “Teşekkülün Organları; Yönetim Kurulu ve Genel Müdürlüktür.” şeklinde ifade edilmiştir.
Özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen durumlarda idare mahkemelerinde altmış gün içinde dava açılması gerekmekle birlikte, davanın idare tarafından idari sözleşmelerden kaynaklı bir uyuşmazlık sebebiyle özel hukuk kişilerine karşı açılması hâlinde dava açma süresinin, kamu kurum ve kuruluşlarının dava açma konusunda karar almaya yetkili organlarının, konu hakkında bilgilenmesiyle başlayacağını kabul etmek gerekmektedir.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacı idare tarafından, davalı şirketçe taahhüt edilen yıllık 60.000.000 kwh elektrik enerjisinin üretilmemesi sebebiyle taahhüt edilen enerji miktarının %20’si olan 12.000.000 kwh enerji için KDV’si ile birlikte hesaplanan toplam 677.241,65.-TL bedelli 30.01.2013 tarih ve 283 sıra nolu faturanın davalı şirkete gönderildiği, anılan faturanın davalı şirket tarafından 05.02.2013 tarih ve 2013/003 sayılı yazı ekinde davacı idareye iade edilmesi üzerine davacı idarenin 17.05.2013 tarih ve 9-16 toplantı nolu Yönetim Kurulu kararıyla 677.241,65.-TL fatura bedelinin, 26.231,83.-TL gecikme cezası bedeli ve bu bedelin KDV’si olan 4.721,73.-TL ile birlikte toplam 708.195,21.-TL Eksik Üretim Cezasının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı, idari sözleşmeden doğan tam yargı davası açılmasına karar verildiği, Yönetim Kurulu kararı sonrasında da davacı idare tarafından 28.05.2013 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçeyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
233 sayılı KHK kapsamında İktisadi Devlet Teşekkülü olan TETAŞ’ın Yönetim Kurulu organının, en yüksek seviyede yetkili ve sorumlu karar organı olduğu dikkate alındığında, davacı idare adına dava açma iradesinin de yetkili ve sorumlu karar organı olan Yönetim Kurulu tarafından açıkça ortaya konulması gerekmektedir. Mahkemece davacı idarenin faturanın iade edildiğini en geç Kurum Hukuk Müşavirliği’ne bildirildiği 12.02.2013 tarihinde öğrenmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiş ise de dava açmaya karar vermeye yetkili organın yönetim kurulu olması nedeniyle başka birimlerin konudan haberdar olmasının dava açma süresini başlatmayacağı açıktır.
Bu itibarla, Yönetim Kurulu kararında da belirtildiği üzere, Hukuk Müşavirliği’nin 15.05.2013 tarih ve 210 sayılı takriri ile konunun davacı idare Yönetim Kurulu’na iletildiği, Yönetim Kurulu’nun 17.05.2013 tarih ve No:9-16 sayılı toplantısında davalı şirkete karşı idari sözleşmeye dayanılarak tam yargı davası açılmasına karar verilmesi üzerine açılan davanın, kanunda belirtilen altmış günlük dava açma süresi içinde 28.05.2013 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçeyle açıldığı anlaşıldığından, işin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … 16. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.