Danıştay Kararı 13. Daire 2014/2857 E. 2020/3842 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/2857 E.  ,  2020/3842 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/2857
Karar No:2020/3842

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Radyo Televizyon Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş.

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosu ile yayın yapan televizyon kanalında, 11/02/2009 tarihinde, saat 18:50’de yayınlanan “…” 3984 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (f) bendinde belirlenen “Özel hayatın gizliliğine saygılı olunması” kuralının tekraren ihlâlinden bahisle, davacı şirkete bir kez program durdurma yaptırımı uygulanmasına ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (Kurul) 19/01/2011 tarih ve 2011/03 sayılı toplantısında alınan 13 nolu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce Dairemizin … tarih ve E:…, K:… sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; mülga 3984 sayılı Kanun’un dava konusu işlemin tesisinde dayanak alınan maddelerinin daha sonra yürürlüğe giren 6112 sayılı Kanun’da da yer aldığı, ancak, özel hayatın gizliliğine saygılı olunması kuralının tekraren ihlâl edilmesi hâlinde mülga 3984 sayılı Kanun’da yayın durdurma cezası verilebileceği öngörülmüşken, 6112 sayılı Kanun’da söz konusu ihlâl için “uyarma” ve tekrarı hâlinde “idarî para cezası” verileceğinin düzenlendiği, olayda her ne kadar özel hayatın gizliliği ilkesinin ihlâl edildiği sabit ise de dava konusu “yayın durdurma” yaptırımının dayanağı olan Kanun maddesi yürürlükten kaldırıldığından ve daha sonra yürürlüğe giren 6112 sayılı Kanun’da söz konusu ihlâl için “yayın durdurma” gibi niteliği itibarıyla daha ağır bir cezanın öngörülmediği, cezanın takdirinde lehe olan kanun kuralının uygulanması ilkesi gereğince dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlem ile uygulanan yaptırımın yayın durdurma değil, program durdurma cezası olduğu, idarî para cezasının program durdurma cezasından daha ağır bir yaptırım olduğu, Mahkeme kararının hukuk güvenliği ilkesine aykırı olduğu, mevzuata aykırılığı açıkça ortaya konulan fiile karşı Mahkeme kararı nedeniyle yaptırım uygulanamadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, yerleşik yargı içtihatlarına göre lehe düzenleme yapılması durumunda ortaya çıkan yeni hukukî durumun dikkate alınması gerektiği, Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.