Danıştay Kararı 13. Daire 2014/281 E. 2019/3418 K. 05.11.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/281 E.  ,  2019/3418 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/281
Karar No:2019/3418

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İnşaat Gıda Tekstil Nakliyat İhracat İthalat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Lisans almaksızın akaryakıt bayiliği faaliyetinde bulunduğundan bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi ile aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca davacıya 50.000,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin 24/05/2012 tarih ve 3847-48 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; petrol piyasalarının güvenli, istikrarlı ve sağlıklı bir şekilde işlemesi amacıyla yürürlüğe konulan 5015 sayılı Kanun’da, bu amacın gerçekleşmesi için, petrol piyasalarında her türlü faaliyette bulunmanın lisans alma koşuluna bağlandığı ve bayilerin, Kanuna ve Kanunun yetki verdiği Yönetmeliklere uygun olarak, bayilik faaliyetleri kapsamında, akaryakıtı, kullanım esaslarına göre kullanıcılara iletmelerinin öngörüldüğü; davacı şirketin bayilik lisansının bulunmadığı ve anılan Kanun’un 9. maddesinde sayılan istisna kapsamında akaryakıt ikmali yaptığı da kabul edilemeyeceğinden, bayilik lisansı olmaksızın akaryakıt istasyonu dışında akaryakıt ikmali yaptığı saptanan davacı şirket hakkında, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi ve aynı Kanun’un dördüncü fıkrasına göre idarî para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kendi araçlarının ihtiyacı için akaryakıt ikmali yapıldığı, bu hususun bayilik faaliyeti olarak nitelendirilemeyeceği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
“… Mahallesi, … Caddesi, No:… …” adresinde faaliyet gösteren davacı şirkete ait … plakalı tankerden … plakalı otomobile akaryakıt ikmali yapıldığının 16/04/2008 tarihli tutanak ile tespit edildiğinden bahisle davacı şirketten yazılı savunma istenildiği, verilen savunma yeterli görülmeyerek lisanssız bayilik faaliyetinde bulunduğu gerekçesiyle dava konusu işlem ile davacıya idari para cezası verildiği, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisansların tâbi olacağı usul ve esaslar” başlığını taşıyan 3. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, akaryakıt dağıtımı, taşıması ve bayilik faaliyetlerinin yapılması için lisans alınmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Kanun’un “Bayiler” başlığını taşıyan 8. maddesinde, bayi lisanslarına ilişkin düzenlemelerin Kurum tarafından yapılacağı, bayilerin, dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetlerini yürütecekleri; bayiler ve dağıtıcıların, lisanslarına göre kurdukları akaryakıt istasyonlarını Kuruma bildirerek işletmeye başlayacakları; 14. maddesinin dördüncü fıkrasında, Kurum’un piyasa faaliyetlerini kendi personeli veya kamu kurum ve kuruluşları ile özel denetim kuruluşlarından hizmet alımı yoluyla denetime tâbi tutacağı kural altına alınmıştır.
Kanun’un Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrasında ise, Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte fiilen, bu Kanunla yapılması için lisans alınması gereken faaliyetleri yürüten kişilerin, bu Kanun’un yayımı tarihinden sonra bir yıl içinde durumlarını bu Kanuna uygun hâle getirerek, Kurum tarafından istenecek bilgi ve belgelerle Kuruma başvurmak zorunda oldukları; başvurusunu yapmış, ancak işlemlerini tamamlayamayan kişilerin faaliyetlerinin devamı için, üç ayı aşmamak üzere ek süre verilmesinde Kurum’un yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
5015 sayılı Kanun’un “İdarî para cezaları”nın düzenlendiği ve işlem tarihinde yürürlükte bulunan 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde, “lisans almaksızın hak konusu yapılan tesislerin yapımına ve/veya işletimine başlanması ile bunlar üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması” hâlinde, sorumluları hakkında ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası uygulanacağı; dördüncü fıkrasında, bayiler için yukarıda yer alan cezaların beşte birinin uygulanacağı kurallarına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu olayda idarî para cezası öngörülen fiilin cezalandırılabilmesi açısından 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 20. maddesinde öngörülen soruşturma zamanaşımının uygulanabilirliği ve soruşturma zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı hususlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren, 19 Aralık 2006 tarih ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5560 sayılı Kanun ile bazı maddeleri değiştirilen 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği belirtilmiş; 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer Kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı ifade edilmiş; anılan Kanun’un genel hükümleri arasında yer alan “Soruşturma zamanaşımı” başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasında, soruşturma zamanaşımının dolması hâlinde kabahatten dolayı kişi hakkında idarî para cezasına karar verilemeyeceği, ikinci fıkrasında, soruşturma zamanaşımının, Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde dört yıl olduğu; dördüncü fıkrasında ise, zamanaşımı süresinin, kabahate ilişkin tanımdaki fiilin işlenmesiyle veya neticenin gerçekleşmesiyle işlemeye başlayacağı kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlıkta, davacı şirketin idari para cezasına konu fiilinin 16/04/2008 tarihinde gerçekleştiği ve Kurul’un idari para cezası verme yetkisinin 16/04/2018 tarihinden itibaren dört yıl geçmekle 16/04/2012 tarihinde soruşturma zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından, davacı şirkete idari para cezası verilebilecek son tarihten sonra 24/05/2012 tarihli Kurul kararıyla idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 05/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.