Danıştay Kararı 13. Daire 2014/2607 E. 2019/2901 K. 02.10.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/2607 E.  ,  2019/2901 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/2607
Karar No:2019/2901

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait iş yerinde yapılan denetim sonucunda tağşiş ve/veya hile amacıyla akaryakıta katılabilecek ürün bulundurulduğunun tespit edilmesi üzerine, şirkete …-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda … tarihinde yapılan denetim sırasında istasyondaki akaryakıt tankında ve firmaya ait akaryakıt tankerleri ile istasyondaki bidonlarda bulunan sıvı maddelerden alınan numunelerin analiz için … ‘a gönderildiği, … Araştırma Merkezi’nin 15/02/2008 tarihli raporuna göre davacı şirkete ait iş yerinde tağşiş veya hile amacıyla akaryakıta katılabilecek ürün olarak mineral yağ ve white sprit bulundurulduğu tespit edildiğinden, şirketin mevzuata aykırı fiili dolayısıyla hakkında tesis edilen para cezası ile ilgili dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, usul ve yasaya aykırı olan İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… İl Emniyet Müdürlüğü’nce 07/01/2008 tarihinde yapılan denetimde “… Sitesi … Cad. No: …” adresinde faaliyet gösteren bayilik lisansı sahibi olan davacı şirkete ait … plakalı tankerden alınan numunelerin analizi sonucunda … Araştırma Merkezi’nin … tarih ve … sayılı analiz raporuyla, mineral yağ ve white spirit karışımından oluştuğunun tespit edilmesi nedeniyle, 20/10/2011 tarih ve … sayılı Kurul kararı ile, akaryakıt istasyonunda tağşiş ve/veya hile amaçlı akaryakıta katılabilecek ürünlerin bulundurulması ve akaryakıta katılması suretiyle 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesi ihlal edildiğinden bahisle … TL idari para cezası verildiği; ardından davalı idarece idari para cezasının tesis edildiği tarih itibarıyla istasyonsuz bayilik lisansı kapsamında faaliyet gösterdiklerinin tespit edilmesi üzerine iş yerinde tağşiş veya hile amacıyla akaryakıta katılabilecek ürün bulundurmak suretiyle 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin ihlal edildiğinden bahisle 21/06/2012 tarih ve … sayılı Kurul kararı ile …-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin düzeltme işleminin tesis edildiği ve bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “İlanen Tebligat” başlıklı 28. maddesinin birinci fıkrasında, adresi meçhul olanlara ilanen tebligat yapılacağı; üçüncü fıkrasında, adresin meçhul olması hâlinde keyfiyetin tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edileceği, bununla beraber tebliği çıkaran merciin, muhatabın adresini resmî veya hususî müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine soracağı ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettireceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlık konusu olayda, 07/01/2008 tarihinde davacıya ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetim sonucunda tağşiş ve/veya hile amacıyla akaryakıta katılabilecek ürün bulundurulduğundan bahisle 04/05/2011 tarih ve … sayılı Kurul kararı ile davacı şirketin yazılı savunmasının istenildiği, anılan yazının davacı şirketin ” … Sitesi, … Caddesi No:… ” adresine tebliğe çıkarıldığı, bu tebligatın posta yoluyla ulaştırılamaması üzerine, resmî veya özel müessese ve dairelerden davacının adresine yönelik bir araştırma yapılmaksızın, savunma isteme yazısının 24/07/2011 tarih ve 28004 sayılı Resmî Gazete’de ilânen tebliğ edildiği ve 07/01/2008 tarihli tespit esas alınarak dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu Kurul kararı alınmadan önce usulüne uygun şekilde savunma isteme yazısının tebliğ edilmesi gerektiğinden, davalı idarece tebligatın yapılamadığından bahisle yukarıda belirtildiği şekilde adres araştırması yaptırılmadan ilânen tebligat yapılmasının savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğu anlaşıldığından, savunma isteme yazısının usule aykırı olarak ilânen tebliğ edilmesi nedeniyle, idarî para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin 13/12/2013 tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 02/10/2019 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

(X) GEREKÇEDE KARŞI OY :
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Çeşitli Hükümler” başlıklı İkinci Kısmının “Cezalar, İdari Yaptırımlar, Dava Hakkı, Yönetmelik ve Yürürlükten Kaldırılan ve Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı Birinci Bölümünde yer alan “İdari Para Cezaları” başlıklı 19. maddesinde idari para cezaları ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş, “Ön Araştırma, Soruşturma ve Dava Hakkı” başlıklı 21. maddesinde ise, Kurul’un re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği belirtilmiştir.
Aktarılan bu Kanun hükümlerine göre, Kurul’un idari para cezası verilmesini gerektiren hâllerle ilgili olarak re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 21. maddenin başlığında ve içeriğinde 19. maddede öngörülen idari para cezasını gerektiren hâllerin ön araştırma veya soruşturma zorunluluğundan muaf tutulduğuna dair hiçbir ifadeye yer verilmediğinden, 21. maddede tüm idari cezalar için zorunlu tutulan idari usulün, 19. maddede öngörülen idari cezalar için de uygulanmasının yasal bir yükümlülük olduğu ortadadır.
Keza, modern idare hukuku uygulamalarında kişilere idari ceza verilmeden önce idari soruşturma yapılması ve cezanın bir soruşturma sonucu verilmesi “idari usul” kurallarının önemli bir kısmını oluşturmakta olup regülasyon otoritelerinin verdiği idari cezalarda bu uygulama çok daha belirgindir.
Nitekim, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde 28.03.2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle yapılan değişiklik ile, idari para cezalarının, ön araştırma veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından en geç üç ay içinde karara bağlanacağı kuralı getirilmiştir.
Bu itibarla, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde düzenlenen idari para cezasını gerektiren hâllerin gerçekleştiğinin Kurul tarafından re’sen belirlenmesi veya bu konuda Kurula ihbar veya şikâyetlerin intikal etmesi üzerine Kurul tarafından doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verilmesi zorunlu olmasına rağmen davacı şirket hakkında ön araştırma veya soruşturma yapılmadan idari para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı ve davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği oyuyla, kararın gerekçesine katılmıyoruz.