Danıştay Kararı 13. Daire 2014/2183 E. 2019/3716 K. 19.11.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/2183 E.  ,  2019/3716 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/2183
Karar No:2019/3716

TEMYİZ EDEN (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin 2010 yılına ait bildirimleri yapma yükümlülüğünü yerine getirmeyerek 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (f) bendi ile Petrol Piyasası Bilgi Sistemi Yönetmeliği’nin (Yönetmelik) 9. maddesine aykırı hareket ettiğinden bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca …-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin 26/11/2012 tarih ve 4143-10 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; 2010 yılında yürürlükte bulunan hâliyle Yönetmeliğin 9. maddesinde, lisans sahiplerinin dönemsel bildirim yükümlülüğünün bulunmadığı, bu yükümlülüğün 2012 tarihli Yönetmelik değişikliği ile getirildiği, ayrıca davacı şirketin 2010 yılı içerisinde üretim ve faaliyette bulunmadığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından, davacı şirkete idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacı şirketin lisans aldığı tarihten itibaren bildirim yükümlülüğünün başladığı, faaliyeti olmayan lisans sahibinin yükümlülüğünün ortadan kalktığına ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı, buna göre üretim yapmayan bir lisans sahibinin de kendi durumuna uygun formdaki üretim bilgileri bölümünü “0” olarak doldurarak bildirim yapma zorunluluğunun bulunduğu, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (f) bendinde bildirimde bulunma yükümlülüğünün faaliyette bulunma şartına bağlandığı, 2010 yılı içerisinde üretim ve faaliyette bulunmayan şirketleri adına uygulanan dava konusu idarî para cezası işleminin sebep unsuru bakımından hukuka aykırı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davalı idare tarafından … sayılı rafinerici lisansı sahibi davacı şirketin 2010 yılına ait bildirimleri yapma yükümlülüğünü yerine getirmediğinin tespit edildiğinden bahisle, 29/03/2012 tarih ve 2430 sayılı yazı ile yazılı savunmasını 15 gün içerisinde Kuruma sunması ve 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesi uyarınca aykırılıkları 15 gün içerisinde gidermesi gerektiğinin davacı şirkete bildirildiği, davacı şirketin yazılı savunmasında ileri sürdüğü hususların yerinde görülmemesi üzerine 26/11/2012 tarih ve … sayılı Kurul kararı alınarak …-TL idarî para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan hâliyle 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 5/B maddesinin (h) bendinde, “Petrol Piyasası Kanunu hükümlerine, çıkarılan yönetmelik hükümlerine, Kurul tarafından onaylanan tarife ve Yönetmeliklere, lisans hüküm ve şartlarına ve Kurul kararlarına aykırı davranıldığı durumlarda, idari para cezası vermek ve lisansları iptal etmek” Kurulun görevleri arasında sayılmıştır.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri” başlıklı 4. maddesinin 4. fıkrasının (f) bendinde, lisans sahipleri “14. maddenin birinci fıkrasına göre Kurumca belirlenen usul ve esaslara uygun bildirimleri yapmak” ile yükümlü tutulmuş; 19. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde, 4. madde hükümlerinin ihlâli hâlinde …-TL idari para cezası uygulanacağı belirtilmiş; 11/04/2013 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun ile 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde yapılan değişiklikle, Kanun’un 4. maddesinin 4. fıkrasının (f) bendinin bir takvim yılı içerisinde Kurumca yapılan uyarıya rağmen ihlâli hâlinde sorumlulara idari para cezası uygulanabileceği kurala bağlanmıştır.
5015 sayılı Kanun’un “Bilgilerin toplanması, kayıt düzeni, denetim ve tebligat” başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasında, “Piyasa işleyişine ilişkin bilgileri derlemek amacıyla bildirim yükümlülükleri Kurumca belirlenir. Kurum, lisans sahiplerinin Vergi Usul Kanunu hükümleri saklı kalmak şartı ile düzenleyecekleri belge ve tutacakları kayıt düzenlerine ilişkin özel usul ve esaslar belirleyebilir.” kuralı yer almıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği; 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinde, 26/09/2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu; bu maddenin atıf yaptığı 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasında, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
6455 sayılı Kanun ile getirilen değişiklik nedeniyle, 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 4. fıkrasının (f) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle idari para cezası, bir takvim yılı içinde Kurumca yapılan uyarıya rağmen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi durumunda verilebilecektir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun yukarıda aktarılan hükümlerinden, idarî para cezalarının verilmesinde esas alınan kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması yoluyla ortaya çıkan yeni hukukî durumun dikkate alınması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu itibarla, davacı şirketin lehine olan ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesi hükmüyle getirilen bildirim yükümlülüğünün bir takvim yılı içinde Kurumca yapılan uyarıya rağmen ihlâli hâlinde idari para cezası verileceği düzenlemesi karşısında, davacı şirkete Kurumca uyarı yapılmadan idari para cezası verilemeyeceğinden, dava konusu işlemde hukuka uygunluk, işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 19/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.