Danıştay Kararı 13. Daire 2014/208 E. 2015/2873 K. 03.09.2015 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/208 E.  ,  2015/2873 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2014/208
Karar No : 2015/2873

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin_Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının; davacının, A.Ş.’de 24.12.2008 tarih ve 7213 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanan temsil kararı ile 16.12.2008 tarihinden itibaren yönetim kurulu başkanlığına seçildiği ve 14.01.2009 tarih ve 7272 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan karar ile hisselerini devrederek 30.12.2008 tarihinde yönetim kurulu başkanlığından ayrıldığı, amme alacağının ödenmesi gereken zamanda (vadesinde veya vadesinden sonraki tarihlerde) davacının yönetim kurulu başkanlığı görevinin sürdüğü, 6183 sayılı Kanun’un Mükerrer 35. maddesinin 5. fıkrası uyarınca asıl amme borçlusu şirketten tahsili imkânı kalmayan amme alacağından kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; A.Ş.’nin kanuni temsilcisi olan davacı hakkında düzenlenen 08.01.2013 tarih ve 20130108665060000017 sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; A.Ş.’ye Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 17.12.2007 tarih ve 1433/56 sayılı kararıyla verilen 57.156.-TL idarî para cezasının 08.01.2008 tarihinde tebliğ edildiği; vadesi 08.02.2008 tarihi olan söz konusu kamu alacağının 24.582,85.-TL’lik kısmının şirketten tahsil edildiği; geri kalan 32.573,15.-TL’nin şirketin mal varlığından tahsil edilemediğinden bahisle düzenlenen dava konusu ödeme emri ile kanuni temsilci sıfatıyla davacı hakkında takibe geçildiği; davacının, ödeme emrine konu idarî para cezasının adına düzenlendiği A.Ş.’de 16.12.2008 ile 30.12.2008 tarihleri arasında toplam 14 gün yönetim kurulu üyeliği yaptığı, kamu alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci sıfatını taşımadığı, bu durumda, davacının yönetim kuruluğu üyeliği yaptığı süre ve dönem dikkate alındığında, kamu alacağının doğmasında, ödenmemesinde veya tahsil edilememesinde bir sorumluluğu bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi’nin 19.03.2015 tarih ve E:2014/144, K:2015/29 sayılı kararıyla, dava konusu işlemin dayanağı olan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un ”Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu” başlıklı Mükerrer 35. maddesi’nin 5. fıkrası ”Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur.” ile 6. fıkrasının ”Kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan hükümler, bu maddede düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmaz.” yönündeki hükümlerin, vergi ve diğer mali ödev ve sorumluluklarını zamanında ve eksiksiz olarak yerine getiren kanuni temsilcilerin, sonradan kendilerinin görevde olmadığı ve müdahale şanslarının bulunmadığı bir dönemde gerçekleşen bir eylemden müteselsilen sorumlu tutulmaları sonucunu doğurduğu; adalet ve hakkaniyet ilkeleri gereği, bireyin bu şekilde belirsiz ve güvencesiz bir biçimde kendi kusurundan kaynaklanmayan bir nedenle, başkalarının eylem veya ihmali sonucu oluşacak sorumluluğa ortak olmasının adalet ve hakkaniyetle bağdaşmayacağı, hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen gerekçe de eklenmek suretiyle ONANMASINA; dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 03/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.