Danıştay Kararı 13. Daire 2014/1908 E. 2019/3969 K. 03.12.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/1908 E.  ,  2019/3969 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/1908
Karar No:2019/3969

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : ..
KARŞI TARAF (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin sözleşmeli bayisi ile ilgili 2012 yılı Mart ayı içerisinde kendisine iletilen şikâyet üzerine şikâyete konu hususun niteliğine uygun denetim yapmayarak 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 18. maddesinin 1. ve 2. fıkralarına ve 27/06/2007 tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendine aykırı hareket ettiğinden bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin 3. fıkrası uyarınca …-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin 17/01/2013 tarih ve … sayılı Kurul kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; … Hafriyat Elektrik Petrol Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından davacı şirkete ait müşteri hizmetlerine yapılan şikâyet başvurusu üzerine, bu başvuruda belirtilen teknik düzenlemelere aykırı ürün satıldığına yönelik şikâyet üzerine en geç 3 gün içerisinde ihbar veya şikâyete konu hususlarda denetim yapılmadığı anlaşıldığından, davacı şirketin 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince ….-TL idarî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 5015 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği her türlü yükümlülüğü yerine getirdiği, 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı Kurul kararının 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca denetim yapılabilmesi için ihbar veya şikâyete konu hususların tam olarak tespit edilmesi gerektiği, “bayi tarafından teknik düzenlemeye aykırı akaryakıt satıldığı ve bu sebeple araçta hasar meydana geldiği” iddia ediliyorsa hasarın teknik düzenlemeye aykırı akaryakıt kullanımından kaynaklandığının belgelendirilmesi ve denetimlerin yapılabilmesi için söz konusu belgelerin ibraz edilmesi gerektiği, müşteri hizmetlerinin aranması üzerine şikâyetçiden servis raporlarının istenilmesine rağmen gönderilmediği, yapılan şikâyet üzerine şirketlerince tahsis edilen kalite kontrol araçları ile kalite kontrol uzmanlarının şikâyetçinin aracındaki ürünü incelemek istediği, ancak şikâyetçiye ulaşamadıkları, 5015 sayılı Kanun’da denetim için herhangi bir süre öngörülmediği gibi “şikâyete konu hususun niteliğine uygun denetim yapılmaması” fiili için öngörülmüş yaptırımın da bulunmadığı, idarî para cezasının üst sınırdan verildiği, Kurul’un 12/02/2015 tarih ve … sayılı kararıyla 27/06/2007 tarih ve … sayılı Kurul kararının 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinin madde metninden çıkarıldığı, dolayısıyla dava konusu idarî para cezasının dayanağının ortadan kalktığı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Hafriyat Elektrik Petrol Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından 28/03/2012 tarihinde davalı idareye yapılan başvuruda özetle, davacı şirketin bayisinden alınan yakıt nedeniyle araçta hasar meydana geldiği belirtilerek gereğinin yapılması istenmiş, davalı idarece şikâyete konu hususla ilgili olarak ne gibi iş ve işlemlerin yapıldığı davacıdan sorulmuş, davacı tararfından konuya ilişkin açıklamalar yapılmış ve davalı idareye bilgi verilmiştir.
Kurul’un 21/06/2012 tarih ve … sayılı kararı ile davacı şirketin yazılı savunmasının alınmasına karar verilmiş, davacının 13/08/2012 tarihli yazılı savunmasında belirttiği hususlar yeterli ve haklı görülmeyerek dava konusu Kurul kararı ile davacının bayisi … Akaryakıt ve Nak. San. Tic. Ltd. Şti ile ilgili olarak Mart 2012’de kendisine iletilen şikâyet üzerine şikayete konu hususun niteliğine uygun denetim yapmayarak 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 18. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarını ve 27/06/2007 tarih ve … sayılı “Petrol Piyasasında Dağıtıcı Lisansı Sahiplerinin Bayi Denetim Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kurul Kararı”nın 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendini ihlâl ettiğinden bahisle davacı şirket hakkında 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince …-TL idari para cezası uygulanmasına karar verilmesi üzerine anılan Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “Lisans, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verir. Lisans ile tanınan haklar; bu Kanunun, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılır.”; dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan hâliyle 19. maddesinin 3. fıkrasında, “Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin Türk Lirasından ellibin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” kurallarına yer verilmiştir.
27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı “Petrol Piyasasında Dağıtıcı Lisansı Sahiplerinin Bayi Denetim Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kurul Kararı”nın denetim sistemi kurma ve uygulama yükümlülüğünü düzenleyen 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, dağıtıcı lisansı sahipleri “Kendilerine iletilen ihbar ve şikâyetler üzerine ihbar ve şikâyetin geliş tarihinden itibaren en geç 3 gün içerisinde ihbar veya şikâyete konu hususların niteliğine uygun denetim yapmakla” yükümlü kılınmış; ancak, 21/02/2015 tarih ve 29274 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 12/02/2015 tarih ve 5468-1 sayılı Kurul kararıyla 1240 sayılı Kurul kararının 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi madde metninden çıkarılmıştır.
5015 sayılı Kanun’da “ilgili diğer mevzuatın” ne olduğuna ilişkin bir tanıma yer verilmemiş olmakla birlikte, 4628 sayılı Kanun’un 5/B maddesinin (h) bendi ile dağıtım şirketlerine verilen lisansların genel hükümler bölümündeki 2/a maddesi dikkate alındığında, petrol piyasasındaki faaliyetlere ilişkin düzenleme getiren Kurul kararlarının 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen “ilgili diğer mevzuat” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve piyasada faaliyet gösteren kişilerin bu faaliyetlerinin Kurul kararlarına aykırı olduğunun tespiti hâlinde, 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin ihlâl edilmiş sayılacağı açıktır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği belirtilmiş; 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı kurala bağlanmış; “Kanunîlik ilkesi” başlıklı 4. maddesinde, “Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir. Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı ancak kanunla belirlenebilir.” kuralı yer almış; “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinde ise, 26/09/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu; bu maddenin atıf yaptığı 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasında da, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.
Kanunilik ilkesi, genel olarak bütün hak ve özgürlüklerin düzenlenmesinde temel bir güvence oluşturmanın yanı sıra, suç ve cezaların belirlenmesi bakımından özel bir anlam ve öneme sahip olup, bu kapsamda kişilerin kanunen yasaklanmamış veya yaptırıma bağlanmamış fiillerden dolayı keyfi bir şekilde suçlanmaları ve cezalandırılmaları önlenmekte, buna ek olarak, suçlanan kişinin lehine olan düzenlemelerin geriye etkili olarak uygulanması sağlanmaktadır (AYM, B. No: 2013/849, 15/4/2014, § 32).
Belirtilen hükümlerin değerlendirilmesinden, idarî yaptırımlar bakımından ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması yoluyla ortaya çıkan yeni hukukî durumun dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Davacının sözleşmeli bayisi ile ilgili kendisine iletilen şikâyet üzerine 3 gün içerisinde şikâyete konu hususun niteliğine uygun denetim yapmadığının tespit edildiğinden bahisle idarî para cezası verilmiştir.
Öte yandan, 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı “Petrol Piyasasında Dağıtıcı Lisansı Sahiplerinin Bayi Denetim Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kurul Kararı’nın denetim sistemi kurma ve uygulama yükümlülüğünü düzenleyen 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan söz konusu yükümlülüğün 21/02/2015 tarih ve 29274 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 12/02/2015 tarih ve … sayılı Kurul kararıyla ortadan kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı şirkete, “Kendilerine iletilen ihbar ve şikâyetler üzerine ihbar ve şikâyetin geliş tarihinden itibaren en geç 3 gün içerisinde ihbar veya şikâyete konu hususların niteliğine uygun denetim yapmaya” ilişkin yükümlülüğü yerine getirmediği ve bu fiilin 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin ihlâli niteliğinde olduğundan bahisle, Kanun’un 19. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 03/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.