Danıştay Kararı 13. Daire 2014/1768 E. 2019/4441 K. 18.12.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/1768 E.  ,  2019/4441 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/1768
Karar No:2019/4441

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: LPG otogaz bayilik lisansı sahibi davacı tarafından, işletmekte olduğu istasyonda 15/04/2011 ve 07/07/2012 tarihlerinde yapılan denetimlerde yetkili personel belgesi olmayan personel çalıştırdığının tespit edildiğinden bahisle 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16.maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca toplam …-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun tarih ve sayılı kararının …-TL’lik kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; LPG otogaz bayilik lisansı olan davacıya ait istasyona ilişkin 05/04/2011 tarihinde yapılan denetimde, söz konusu istasyona ait yazar kasadan alınan rapordan LPG satışı yapıldığının görülmesi üzerine yetkililerden LPG Dolum ve Boşaltma yetki belgesinin ibrazının istendiği, iş yerinde çalışanlardan hiçbirisinin yetki belgesinin olmadığının işyeri yetkili çalışanı tarafından da imzalanan 15/04/2011 tarihli tutanakla tespit edildiği ve davacı tarafından da söz konusu tespitin aksini kanıtlayan herhangi bir bilgi ve/veya belgenin de sunulmadığı hususları dikkate alındında; davacının işletmekte olduğu istasyonda yetkili kurumlardan alınmış yetki belgesi ve sertifika olmaksızın iş yerinde çalışan personel tarafından LPG satışı yapıldığının sabit olduğu sonuç ve kanaatine ulaşıldığı, davacıya 5307 sayılı Kanun’un 16. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi uyarınca idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, usul yönünden, davacı hakkında tesis edilen işlemin bir suretinin Avukatlık Kanunu uyarınca vekiline tebliğ edilmesi gerekirken edilmemesi nedeniyle hukuka aykırılık bulunduğu, esas yönünden, davalı idare tarafından herhangi bir ön araştırma ve soruşturma yapılmadan doğrudan idari para cezası verilmiş olduğu, savunma haklarının engellendiği, idari para cezasının üst sınırdan verilmesinin gerekçelendirilmediği, şirkette sorumlu müdür belgesi ve yetkili personel sertifikalı personel çalıştırıldığı, davacının olay tarihinde işyerinde olmadığı, tutanakta imzasının olmadığı, yetkili belgesi olmadığı belirtilen şahsın herhangi bir araca LPG sattığına ilişkin bir tespitin bulunmadığı, istasyonda LPG yanında motorin de satıldığı, bahsi geçen şahsın motorin satışı için orada olduğu, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dairemizin 27/09/2019 tarihli ara kararıyla, işlem tarihinde denetim yapılan istasyonda “LPG Yetkili İşletme Personeli Sertifikası” olan personel olup olmadığı sorulmuş, ancak taraflarca buna ilişkin herhangi bir belge sunulamamıştır.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/12/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un “İdarî Para Cezaları, Yaptırımlar, Ön Araştırma, Soruşturma, Dava Hakkı ve Yönetmelik” başlıklı İkinci Bölümü’nün 16. maddesinde idarî para cezaları düzenlenmiş, “Ön araştırma, soruşturma ve dava hakkı” başlıklı 18. maddesinde ise, Kurulun re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği öngörülmüş ve ön araştırma ve soruşturmada takip edilecek usul ve esasların, Kurum tarafından yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
Aktarılan bu Kanun hükümlerine göre, Kurulun idarî para cezası verilmesini gerektiren hallerle ilgili olarak re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 18. maddenin başlığında ve içeriğinde 16. maddede öngörülen idarî para cezasını gerektiren hallerin ön araştırma veya soruşturma zorunluluğundan muaf tutulduğuna dair hiçbir ifadeye yer verilmediğinden, 18. maddede tüm idarî cezalar için zorunlu tutulan idarî usulün, 16. maddede öngörülen idarî cezalar için de uygulanmasının yasal bir yükümlülük olduğu ortadadır.
Keza, modern idare hukuku uygulamalarında kişilere idarî ceza verilmeden önce idarî soruşturma yapılması ve cezanın bir soruşturma sonucu verilmesi “idarî usul” kurallarının önemli bir kısmını oluşturmakta olup regülasyon otoritelerinin verdiği idarî cezalarda bu uygulama çok daha belirgindir.
Bu itibarla, 5307 sayılı Kanun’un 16. maddesinde düzenlenen idarî para cezasını gerektiren hallerin gerçekleştiğinin Kurul tarafından re’sen belirlenmesi veya bu konuda Kurula ihbar veya şikâyetlerin intikal etmesi üzerine Kurul tarafından doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verilmesi zorunlu olmasına rağmen davacı hakkında ön araştırma veya soruşturma yapılmadan idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığından davanın reddi yönündeki Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.