Danıştay Kararı 13. Daire 2014/1659 E. 2019/3967 K. 03.12.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/1659 E.  ,  2019/3967 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/1659
Karar No:2019/3967

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Serbest kullanıcı lisansı sahibi olan … Büyükşehir Belediyesi … Genel Müdürlüğü’nün, … tarihinde, sahip olduğu lisans hakkının kapsamı dışında … Belediye Başkanlığı’na akaryakıt ikmali gerçekleştirdiğinden bahisle, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca … TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; serbest kullanıcı lisansı sahibi olan … Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü’nün … Belediyesi Başkanlığı’na 09/04/2009 tarihinde faturalı olarak akaryakıt sattığının tespit edildiği, söz konusu tespit esas alınarak, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile, … Genel Müdürlüğü’nün serbest kullanıcı lisansı kapsamında kendi tesisinde kullanması kaydıyla temin ettiği akaryakıtı … Belediyesi’ne ikmal etmesinin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına aykırı olduğundan bahisle … TL idari para cezası uygulanmasına karar verildiği, 09/04/2009 tarih ve … numaralı fatura incelendiğinde, … Genel Müdürlüğü tarafından 2.000 litre akaryakıtın … Belediyesi’ne satışının yapıldığının sabit olduğu, … Genel Müdürlüğü’nün, serbest kullanıcı lisansı kapsamında kendi tesisinde kullanmak kaydıyla temin etmiş olduğu akaryakıtı … Belediyesi’ne satmak/ikmal etmek suretiyle sahip olduğu lisans kapsamında öngörülmeyen bir faaliyette bulunduğu, serbest kullanıcı lisansı kapsamında kendi tesisinde kullanmak kaydıyla temin etmiş olduğu akaryakıtı … Belediyesi’ne satmak/ikmal etmek suretiyle 5015 sayılı Kanuna aykırı faaliyette bulunduğu sübuta eren davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin uyuşmazlık konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, … Genel Müdürlüğü’nün … Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olarak kurulduğu ve Belediyeden ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunmadığı, yine bir kamu kuruluşu olan … Belediyesi’nin … Genel Müdürlüğü’ne başvurduğu, savcılık tarafından yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında akaryakıt ile ilgili olanlar dahil tüm ihale dosyalarına el konulduğundan bahisle, çöp toplama işinin aksamaması için akaryakıt talebinde bulunulduğu, bu talebin değerlendirilmesi neticesinde hiçbir ticari faaliyet ve kâr amacı güdülmeksizin kamu yararı ve halk sağlığının korunması amacıyla talebin karşılandığı, 5393 sayılı Belediye Kanunu ile çevre ve halk sağlığının korunması, temizlik görevlerinin belediyelere verildiği, kamu hizmetinin aksaması tehlikesi nedeniyle adı geçen belediyeye çok küçük bir miktarda akaryakıt ikmali yapıldığı, ESHOT Genel Müdürlüğü’nce serbest kullanıcı lisansı yükümlülüklerine uyulduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, … Genel Müdürlüğü’nün serbest kullanıcı lisansı kapsamında kendi tesisinde kullanmak kaydıyla temin etmiş olduğu akaryakıtı … Belediye’sine ikmal etmesinin 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına aykırı olduğu, davacı tarafından ileri sürülen akaryakıt ikmalinin bir defaya mahsus olarak ve ticari amaç güdülmeden yapıldığı iddialarının mevzuata aykırı olan fiili hukuka uygun kılamayacağı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Serbest kullanıcı lisansı sahibi olan … Genel Müdürlüğü’nün, 09/04/2009 tarihinde, sahip olduğu lisans hakkının kapsamı dışında … Belediye Başkanlığı’na akaryakıt satışı gerçekleştirdiğinden bahisle, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca 280.000,00-TL idari para cezası verilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5/B maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, “Petrol Piyasası Kanunu hükümlerini uygulamak, piyasa faaliyetlerine ilişkin her türlü düzenlemeleri yapmak ve yürütülmesini sağlamak”; (h) bendinde, “Petrol Piyasası Kanunu hükümlerine, çıkarılan yönetmelik hükümlerine, Kurul tarafından onaylanan tarife ve yönetmeliklere, lisans hüküm ve şartlarına ve Kurul kararlarına aykırı davranıldığı durumlarda, idarî para cezası vermek ve lisansları iptal etmek” Kurul’un petrol piyasası ile ilgili görevleri arasında sayılmıştır.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 1. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunun amacının, yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan petrolün doğrudan veya işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamak olduğu; 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, lisansın, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verdiği, lisans ile tanınan hakların, bu Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılacağı belirtilmiş; 22. maddesinde ise, piyasa faaliyetlerine ilişkin hususların, bu Kanun’un ilgili maddelerinde atıfta bulunulan yönetmelikler ve piyasanın işleyişi esnasında ihtiyaç duyulan diğer hususlarda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (Kurum) tarafından yürürlüğe konulacak yönetmeliklerle düzenleneceği, bu yönetmeliklerin Resmî Gazete’de yayımlanacağı, ayrıca, Kurum’un yetkilerini Kurul kararıyla özel nitelikli kararlar almak suretiyle de kullanabileceği, özel nitelikli kararlardan kamuoyunu ilgilendiren hususlar ile yapılacak düzenlemeleri açıklamak amacıyla çıkarılacak tebliğlerin, basın ve yayın araçlarıyla veya özel bültenlerle duyurulacağı kurala bağlanmıştır. Aynı Kanun’un, dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde, “4’üncü madde hükümlerinin ihlâli” hâlinde sorumlularına ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu Kurul kararının alınmasından sonra, 11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6455 sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 44. maddesiyle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesi yeniden düzenlenmiş; yeni düzenlemede, “4. madde hükümlerinin ihlâli” hâlinde idarî para cezası verileceği yönündeki kurala yer verilmemiş, 4. maddenin dördüncü fıkrasında bentler hâlinde sayılan yükümlülüklerin ihlâli durumunda, ihlâl edilen yükümlülüğe göre ayrı ayrı cezaların verilmesi öngörülmüş; yeniden düzenlenen 19. maddenin yedinci fıkrasında ise, “Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan, ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” kuralı yer almıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği, 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı, “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinde ise, 26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu belirtilmiş, bu madde ile atıf yapılan 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasında, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, “Suçta ve cezada kanunilik ilkesi”, hem Anayasa’da hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınmış temel bir ilkedir.
Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında, “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz” kuralına yer verilerek “suçta kanunilik”, üçüncü fıkrasında yer alan “ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur” kuralı ile de “cezada kanunilik” ilkeleri güvence altına alınmıştır.
Kanunilik ilkesi, genel olarak bütün hak ve özgürlüklerin düzenlenmesinde temel bir güvence oluşturmanın yanı sıra, suç ve cezaların belirlenmesi bakımından özel bir anlam ve öneme sahiptir. Bu ilke sayesinde, kişilerin kanunen yasaklanmamış veya yaptırıma bağlanmamış fiillerden dolayı keyfi bir şekilde suçlanmaları ve cezalandırılmaları önlenmekte, buna ek olarak, suçlanan kişinin lehine olan düzenlemelerin geriye etkili olarak uygulanması sağlanmaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Kanunsuz ceza olmaz” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında “Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmâlden dolayı suçlu bulunamaz. Aynı biçimde, suçun işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.” kuralına yer verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, lehteki kanun hükmünün geriye yürümesi hakkının Avrupa Temel Şartı da dâhil temel bütün metinlerde tanındığını, artık Avrupa ceza hukuku geleneğinin bir parçası olduğunun kabul edildiğini, hukukun üstünlüğü ilkesi gereğince hâkimin, suç oluşturan eyleme kanun koyucunun orantılı bir ceza olarak belirlediği cezayı vermesinin tutarlı olduğunu, suç işleyene sadece suç işlediği tarihte daha ağır bir ceza öngörüldüğü gerekçesi ile ağır bir ceza verilmesinin ceza hukukunun temel ilkelerine aykırı bulunduğunu, bunun aynı zamanda suçun işlendiği tarihten sonra meydana gelen bütün yasal değişiklikleri ve toplumun o suç karşısındaki yaklaşım değişikliğini görmemek anlamına geldiğini, lehte olan ceza hükmünün geriye yürümesi ilkesinin cezaların öngörülebilir olması gerekliliğinin bir uzantısı olduğunu, buna göre, eğer suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan ceza kuralı ile kesin bir hükmün verilmesinden önce kabul edilen bir ceza kuralı farklı ise, hâkimin, sanığın lehine olan ceza kuralını uygulaması gerektiğini belirtmiştir. (Bkz. Scoppola/İtalya no. 2, B. No: 10249/03, 17/9/2009, §§ 105-109)
Aktarılan kuralların değerlendirilmesinden, idarî yaptırımlar bakımından ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması yoluyla ortaya çıkan yeni hukukî durumun dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, davacı şirkete “4. madde hükümlerinin ihlâli” nedeniyle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi ile aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca 280.000,00-TL idarî para cezası uygulanmasından sonra, 11/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle yeniden düzenlenen 19. maddede, “4. madde hükümlerinin ihlâli” hâlinde idarî para cezası verileceğine ilişkin düzenlemenin yer almadığı, isnat edilen fiil nedeniyle ancak 19. maddenin yedinci fıkrası uyarınca ….-TL’den … TL’ye kadar idarî para cezası verilebileceği dikkate alındığında, fiil tarihinden sonra oluşan ve davacı açısından lehe olan bu hukukî durum karşısında ve de lehe olan kanun hükmünün geriye yürümesi ilkesi çerçevesinde, dava konusu Kurul kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Mahkeme kararın bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 03/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.