Danıştay Kararı 13. Daire 2013/967 E. 2019/1774 K. 21.05.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/967 E.  ,  2019/1774 K.
T.C.

D A N I Ş T A Y

ONÜÇÜNCÜ DAİRE

Esas No : 2013/967

Karar No : 2019/1774

DAVACI: … Ltd. Şti.

VEKİLLERİ: …

DAVALI: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

VEKİLİ: …

DAVANIN KONUSU:

1. Dağıtıcı lisansına sahip davacı şirket tarafından, bayisi nezdinde kurumsal kimlik çalışmalarının süresi içerisinde tamamlanmadığından bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine aykırı hareket edildiği gerekçesiyle …-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin 02/08/2012 tarih ve … sayılı Kurul kararının iptali istenilmektedir.

2. Bahse konu idari para cezasının dayanağı olan 06/07/2007 tarih ve 26574 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Petrol Piyasasında Dağıtıcı Lisansı Sahiplerinin Bayi Denetim Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı Kurul Kararı’nın 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI:

İdari para cezasına dayanak alınan Kurul kararında dağıtıcı lisans sahiplerine bir yükümlülük getirilmediği, bu nedenle yaptırım uygulanmasının hukuka aykırı olduğu, öte yandan, 5015 sayılı Kanun’un gerek 4. maddesinde gerekse de 7. maddesinde davalı idareye dağıtım faaliyeti ile ilgili düzenleyici işlem yapma yetkisi verilmediği, dağıtıcının ürünlerini pazarladığı anlaşılacak şekilde faaliyette bulunma yükümlülüğünün bayilere yüklendiği, ön araştırma ve soruşturma prosedürüne uyulmadan işlem tesis edildiği, kurumsal kimlik çalışmalarının tamamlanması bakımından yükümlülüklerin yerine getirildiği ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI:

Dağıtıcı lisans sahiplerinin, lisanslı bayilerin dağıtıcı değiştirmesini müteakip en geç iki ay içerisinde mevzuatta belirtilen kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamakla yükümlü oldukları, söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesiyle 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ihlal edildiği, yazılı savunmada ileri sürülen gerekçelerin haklı bulunmadığı, iptali istenen düzenleyici Kurul kararının kaynağını kanundan aldığı ve hukuka uygunluğunun Danıştay kararlarıyla tespit edilmiş olduğu, anılan düzenlemeye piyasada faaliyet gösterenlerin uyulmakla yükümlü oldukları, tesis edilen işlemlerde mevzuata aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ:

Dava konusu Kurul kararının tesis edildiği tarihten sonra 7164 sayılı Maden Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 33. maddesi ile değiştirilen 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 20. maddesinde, Kurul tarafından belirlenen niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller için öncelikle ihtarın yapılacağı, sonrasında ihtarın sonucuna göre gerekirse idari soruşturma başlatılarak yaptırımlar uygulanacağı kurala bağlanmıştır.

Bahse konu mevzuat değişikliklerine uyum sağlamak üzere, 14/03/2019 tarih ve 8487-3 sayılı Kurul kararı ile, “Dağıtıcının sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamaması” eyleminin niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller arasında sayıldığı, bu nedenle bahse konu fiillere yönelik olarak öncelikle ihtar yapılması gerektiği anlaşıldığından, dava konusu işlemden sonra yürürlüğe konulan ve davacı şirketin lehine yeni bir uygulama olduğu açık olan ihtar koşuluna uyulmaksızın dağıtıcı lisansına sahip davacı şirkete idari para cezası uygulanmasına yönelik dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davacı şirkete idari para cezası uygulanmasına yönelik 02/08/2012 tarih ve 3960-136 sayılı Kurul kararının iptaline; 06/07/2007 tarih ve 26574 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Petrol Piyasasında Dağıtıcı Lisansı Sahiplerinin Bayi Denetim Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı Kurul Kararının 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin iptaline ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’NIN DÜŞÜNCESİ:

Dağıtıcı lisansına sahip olan davacı şirketin kurumsal kimlik çalışmasını tamamlamadığından 5015 sayılı Yasanın 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 1240 sayılı Kurul Kararının 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin ihlali nedeniyle anılan Yasanın 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca idari para cezası verilmesine ilişkin 2.8.2012 tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Kararının ve dayanağı olan 1240 sayılı Kurul Kararının 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin iptali istenilmektedir.

Olayda, dağıtıcı lisansına sahip davacı şirketin bayisi olan … Limited Şirketine ait akaryakıt istasyonunda … Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından … Değ.iş sayılı dosyasında atanmış bilirkişi tarafından 2.8.2011 tarihinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda, başka bir dağıtım şirketi ile bayilik sözleşmesi yapmasına karşın … logosu altında ürün satışına devam ettiği tespit edildiğinden bayilik sözleşmesi yaptığı dağıtıcı olan davacıya ait marka ve logoların bulunmadığı ve davacının da ürünlerinin pazarlandığı anlaşılacak şekilde kurumsal kimlik çalışmasını tamamlamadığı gerekçesiyle bu tespite dayalı olarak 5015 sayılı Yasanın Yasanın 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 1240 sayılı Kurul Kararının 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine aykırılığı nedeniyle anılan Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca … TL idari para cezası verilmesine ilişkin Kurul Kararı alınmıştır.

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında, lisans sahiplerine hangi konuda lisans verilmişse yalnızca bu alanda piyasa faaliyetinde bulunabileceği düzenlenmiş, Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendinde ise, lisans sahiplerinin lisansta belirtilen konuda ve lisans ile tanınan haklarla sınırlı olarak faaliyet gösterebileceği hükmü yer almıştır. Bu itibarla dağıtıcı lisansı sahibi olan davacının ürünlerinin pazarlandığı anlaşılacak şekilde kurumsal kimlik çalışmasını tamamlamadığından bahisle 27.6.2007 tarih ve 1240 sayılı Kurul Kararının 4. maddesi ile belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmemesi şeklindeki eyleminin, 5015 sayılı Yasanın 4. maddesinde tanımlanmadığı ve anılan Yasanın 19. maddesinde yer alan idari yaptırımın da bu fiilin karşılığı olmadığı görüldüğünden, davacı şirkete 5015 sayılı Yasada karşılığı olmayan ve üzerine atılı eylemi ile örtüşmeyen idari yaptırım uygulandığı sonucuna varılmıştır.

Öte yandan, 27.6.2007 tarih ve 1240 sayılı Kurul Kararının 4. maddesinde dağıtıcı lisansı sahiplerinin yükümlülüklerine yer verilmiş, (g) bendinde de, ilk defa lisans alacak bayilerin lisans alma tarihinden, lisanslı bayinin dağıtıcı değiştirmesi halinde ise dağıtıcı değişikliğinin lisansa derç tarihinden itibaren en geç iki ay; dağıtıcı şirket birleşmeleri veya dağıtıcı şirketin devredilmesi durumunda birleşme veya devirden itibaren altı ay içerisinde akaryakıt istasyonundaki kurumsal kimlik çalışmasını tamamlayacağı belirtilmiştir.

5015 sayılı Yasanın 7. maddesine 5576 sayılı Yasanın 2. maddesi ile eklenen 7. fıkrasında dağıtıcıların tescilli markası altında piyasaya sunulan akaryakıta ilişkin kalite kontrol takibini etkin biçimde yapabilmesi için Kurum tarafından belirlenen esaslara uygun olarak bayileri üzerinde bir denetim sistemi kurulması öngörüldüğünden ve 1240 sayılı Kurul Kararının 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde de bayiler üzerindeki bu denetimin ne şekilde yapılacağı açıklanmak suretiyle Yasa koyucunun amacına paralel bir düzenlemeye yer verildiğinden, iptali istenen 1240 sayılı Kurul Kararında 5015 sayılı Yasa hükümlerine aykırılık görülmemiştir.

Bu nedenle, davacı şirkete 5015 sayılı Yasanın 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca verilen idari para cezasının hukuka aykırılığı nedeniyle iptaline, 27.6.2007 tarih ve 1240 sayılı Kurul Kararının 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:

12/04/2012 tarih ve 3779-8 sayılı Kurul kararıyla 06/07/2007 tarih ve 26574 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Petrol Piyasasında Dağıtıcı Lisansı Sahiplerinin Bayi Denetim Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı Kurul Kararı’nın 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine aykırı hareket edildiğinden bahisle davacı şirketin yazılı savunmasının alınmasına karar verilmiş, savunma yeterli görülmeyerek ilgili Daire Başkanlığı’nın hazırladığı müzekkereyle konu Kurul gündemine intikal ettirilmiş, kurumsal kimlik çalışmalarınının tamamlanmadığından bahisle dağıtıcı lisansına sahip davacı şirkete …-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin 02/08/2012 tarih ve … sayılı Kurul kararı alınmıştır.

Bakılan dava, dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirkete idari para cezası uygulanmasına yönelik 02/08/2012 tarih ve … sayılı Kurul kararı ile bahse konu idari para cezasının dayanağı olan 06/07/2007 tarih ve 26574 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Petrol Piyasasında Dağıtıcı Lisansı Sahiplerinin Bayi Denetim Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı Kurul Kararı’nın 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin iptali istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

İLGİLİ MEVZUAT:

4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5/B maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde, Petrol Piyasası Kanunu hükümlerine, çıkarılan yönetmelik hükümlerine, Kurul tarafından onaylanan tarife ve yönetmeliklere, lisans hüküm ve şartlarına ve Kurul kararlarına aykırı davranıldığı durumlarda, idarî para cezası vermek Kurul’un görevleri arasında sayılmıştır.

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri” başlıklı 4. maddesinde, lisansın, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verdiği, lisans ile tanınan hakların; bu Kanunun, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılacağı; 7. maddesinin 5576 sayılı Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile eklenen altıncı fıkrasında, dağıtıcı lisansı sahiplerinin, Kurum tarafından belirlenen esaslara uygun olarak bayilerinde kaçak petrol satışının yapılmasını önleyen teknolojik yöntemleri de içeren bir denetim sistemi kuracakları ve uygulayacakları; “İdari para cezaları” başlıklı 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde, lisans almaksızın hak konusu yapılan tesislerin yapımına veya işletimine başlanması ile bunlar üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması, sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi, 4. madde hükümlerinin ihlali, 12. maddede yer alan hükümler dahilinde iletim ve depolama tesislerine erişimin dolaylı veya dolaysız olarak engellenmesi hallerinde, sorumlulara ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği kurala bağlanmıştır.

5576 sayılı Kanun ile 5015 sayılı Kanun’un 7. maddesine eklenen fıkranın genel gerekçesinde; petrol piyasasında petrol kaçakçılığından kaynaklanan haksız rekabetin önlenerek, adil bir rekabet ortamının ve ürün güvenliğinin sağlanması amacıyla 5015 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle kaçak petrolün tanımı yapılarak, petrol kaçakçılığı ile mücadelede karşılaşılan belirsizliğin giderilmesi, dağıtıcı lisans sahiplerinin bayilerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nca belirlenen esaslara göre teknolojik yöntemleri de içeren denetim sistemi kurarak denetlemeleri, dağıtıcı lisans sahiplerinin bayilerini denetlememelerinden kaynaklanan kaçak petrol satışına ilişkin sorunların giderilmesi ve kaçak petrol satanlara yaptırımlar getirilmesi amacıyla düzenleme yapıldığı belirtilmiş, aynı Kanun’un 2. maddesinin gerekçesi ise, petrol piyasasının kurumsallaştırılmasına yönelik olarak ürün ve marka güvenliği kavramının ön plana çıkarılması ve oto kontrol sisteminin yaygınlaştırılması sağlanarak denetimin etkinliğinin ve verimliliğinin artırılması, bu çerçevede, dağıtıcı lisans sahiplerinin bayilerinde kaçak petrol satışını önleyen bir denetim sistemi kurmaları ve uygulamaları olarak açıklanmıştır.

06/07/2007 tarih ve 26574 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Petrol Piyasasında Dağıtıcı Lisansı Sahiplerinin Bayi Denetim Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı Kurul Kararının 4. maddesinin (g) bendinde, dağıtıcı lisansı sahiplerinin ilk defa lisans alacak olan bayiler için lisans alma tarihinden, lisanslı bayinin dağıtıcı değiştirmesi halinde ise dağıtıcı değişikliğinin lisansa derç tarihinden itibaren en geç iki ay; dağıtıcı şirket birleşmeleri veya dağıtıcı şirketin devredilmesi durumunda birleşme veya devirden itibaren altı ay içerisinde akaryakıt istasyonundaki kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlayacakları belirtilmiştir.

5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde; diğer genel hükümlerin ise, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasında, Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı kurala bağlanmış; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesinde, “işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar. Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” kuralına yer verilmiştir.

7164 sayılı Maden Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 33. maddesi ile, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 20. maddesinde değişiklik yapılmış, anılan maddenin ikinci fıkrası, “Lisans sahibi kişiler hakkında bu Kanuna, ikincil mevzuata veya lisans hükümlerine, Kurul kararlarına aykırı davranılması hâlinde; Kurul tarafından belirlenen niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olan fiiller için ilgilisine Kurum veya Kurumca yetkilendirilen kuruluşlar tarafından, otuz gün içerisinde aykırılığın giderilmesi, aksi halde hakkında geçici durdurma yapılabileceği ihtar edilir.” şeklini almıştır.

5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinde yer verilen kural kapsamında, 14/03/2019 tarih ve 8487-3 sayılı Kurul kararı ile, niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller belirlenmiş, “Dağıtıcının sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamaması” bu fiiller arasında sayılmıştır.

1. Davacı şirkete idarî para cezası verilmesine ilişkin 02/08/2012 tarih ve 3960-136 sayılı Kurul kararın iptali isteminin incelenmesi

İdari işlemlerin yargısal denetimi, kural olarak, işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan hukuki düzenlemelere göre yapılır. Ancak idari yaptırım uygulanmasına yönelik işlemin dayanağı olan kuralın yürürlükten kaldırılması veya işlemin tesisinden sonra idari yaptırım uygulanan kişilerin lehine sonuç doğuracak nitelikte düzenleme yapılması halinde yeni hukukî durumun dikkate alınması gerekmektedir.

Kanunların zaman bakımından uygulanmasına yönelik ilkelere göre, kanunda çerçevesi çizilmiş olmak ve kanuna aykırı olmamak şartıyla kabahat oluşturan fiillerin düzenleyici idari işlemlerle belirlenmesinin, sonraki tarihli düzenlemelerle bu fiillerin kabahat olmaktan çıkartılmasının, kabahat niteliğindeki fiillere yönelik cezaların hafifletilmesinin veya cezaların uygulanma koşullarının değiştirilmesinin lehe düzenleme kapsamında değerlendirilmesi gerektiği; buna karşılık, idari yaptırımın türü, süresi ve miktarının doğrudan düzenleyici idari işlemlerle belirlenmesinin mümkün olmadığı, kanunla düzenlenmesi gerektiği anlaşılmakta olup, 5015 sayılı Kanun’da anılan düzenlemelerin aksine bir hüküm yer almadığından, gerek düzenleyici gerekse bireysel idari işlemler bakımından Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun idarî yaptırımlara yönelik işlemlerinde anılan Kanun’un genel hükümlerinin dikkate alınması gerektiği açıktır. Bu açıdan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun düzenleme yetkisi, 5015 sayılı Kanun’un belirlediği çerçeve ve kanunların zaman bakımından uygulanmasına yönelik kural ve ilkelerle sınırlandırılmış bulunmaktadır.

Bakılan uyuşmazlıkta, davacı şirkete, dağıtıcısı olduğu istasyonda akaryakıt fiyatlarını, resmi isimlerini ve lisans numarasını gösteren ilan panosu ile kullanıcılar tarafından dağıtıcı lisans sahiplerine yapılabilecek ihbar ve şikâyetlere ilişkin açıklamaların ve ücretsiz telefon numaralarının yer aldığı levha ve çıkartmalar bulunmadığından bahisle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca idari para cezası verilmiş olmakla birlikte; 7164 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinde değişiklik yapılarak, lisans sahibi kişiler hakkında 5015 sayılı Kanuna, ikincil mevzuata veya lisans hükümlerine yahut Kurul kararlarına aykırı davranılması hâlinde, Kurul tarafından belirlenen niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olan fiiller için ilgilisine, Kurum veya Kurumca yetkilendirilen kuruluşlar tarafından, otuz gün içerisinde aykırılığın giderilmesi gerektiğinin, aykırılığın giderilmemesi halinde faaliyetin geçici olarak durdurulabileceğinin ihtar edileceği, verilen ihtar süresi sonunda mevzuata aykırı durumun devam ettirilmesi halinde piyasa faaliyetinin altmış gün süre ile geçici olarak durdurulacağı, geçici durdurma süresi sonunda da tespit edilen aykırılıkların giderilmemesi halinde faaliyetin durdurulmasına devam edilerek soruşturma başlatılacağı ve gerekli idari yaptırımların uygulanacağına yönelik olarak önceki düzenlemelerden farklı mahiyette usul ve esaslar belirlendiği, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesine istinaden Kurul tarafından alınan 14/03/2019 tarih ve … sayılı kararla, niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller için ihtar yapıldıktan sonra sonucuna göre gerekirse idari soruşturma başlatılarak yaptırımlar uygulanacağına yönelik kural kapsamında, “dağıtıcının sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamaması” fiilinin, niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller arasında sayıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri idari yaptırımların hukuki rejimine yönelik ilkeler çerçevesinde incelendiğinde, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte dağıtıcı lisansına sahip olan ve belirli bir süre içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamakla yükümlü kılınan davacı şirkete yönelik olarak 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı Kurul kararının 4. maddesinin (g) bendinde belirtilen kurumsal kimlik çalışmalarının mevzuatta öngörülen süre içerisinde tamamlanmadığından bahisle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca idari para cezası verilmiş ise de, anılan Kanun’da sonradan yapılan değişikliklere uyum sağlamak üzere 14/03/2019 tarih ve 8487-3 sayılı Kurul kararının alındığı ve bahse konu kararda dağıtıcının sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamaması fiilinin 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinde belirtilen niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller arasında sayıldığı ve anılan düzenlemenin davacı şirketin lehine olduğu görülmektedir.

Bu durumda, her ne kadar dağıtıcı lisansına sahip davacı şirkete bayisindeki kurumsal kimlik çalışmalarını süresi içerisinde tamamlamadığından bahisle idari para cezası verilmiş ise de, yukarıda belirtilen 5015 sayılı Kanun’da yapılan değişikliklere uyum sağlamak üzere alınan düzenleyici Kurul kararı ile, dağıtıcının sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamaması fiilinin niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller arasında sayıldığı dikkate alındığında, davacı şirketin, lehe düzenlemeyle getirilen ihtar kapsamında değerlendirilmesi gereken sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamaması şeklindeki fiiline yönelik olarak idari para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

2. 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin iptali isteminin incelenmesi

Yukarıda yer verilen kanun metinlerinden ve 5015 sayılı Kanun’un 7. maddesine altıncı fıkranın eklenmesine ilişkin 5576 sayılı Kanun’un genel gerekçesi ile ilgili madde gerekçelerinden anlaşılacağı üzere, dağıtıcıların, kaçak petrolün önlenmesi için bayiler üzerinde bir denetim sistemi kurmaları, anılan denetim sistemi düzenlenirken kaçak petrol satışını önleyen teknolojik yöntemlerden yararlanılması, bayilerin, bayisi oldukları dağıtıcının ürünlerini pazarladıklarının açık ve belirli olması ve buna yönelik sürecin dağıtıcıların kontrolü altında olması öngörülmüştür.

Dava konusu 1240 sayılı Kurul kararı ile de, bayilerin, dağıtıcılarının markası altında faaliyette bulunmaları, bayisi oldukları dağıtıcının ürünlerini pazarladıklarının belirtilmesi, istasyonda başka dağıtıcının bayisi olduklarını belirten yanıltıcı işaretlerin kaldırılması konusunda kurallar getirildiği, dolayısıyla dava konusu düzenlemede kanuna aykırılık bulunmadığı görülmektedir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 02/08/2012 tarih ve … sayılı kararının esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla İPTALİNE,

2. Davanın bu işlemin dayanağı olan 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin iptali istemine ilişkin kısmının ise oybirliğiyle REDDİNE,

3. Dava kısmen iptal, kısmen ret ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL’nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan …-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,

4. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,

5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,

6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 21/05/2019 tarihinde karar verildi.

(X) GEREKÇEDE KARŞI OY:

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Çeşitli Hükümler” başlıklı İkinci Kısmının “Cezalar, İdarî Yaptırımlar, Dava Hakkı, Yönetmelik ve Yürürlükten Kaldırılan ve Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı Birinci Bölümünde yer alan “İdarî Para Cezaları” başlıklı 19. maddesinde idarî para cezaları ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş; “Ön Araştırma, Soruşturma ve Dava Hakkı” başlıklı 21. maddesinde ise, Kurulun re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği belirtilmiştir.

Aktarılan bu Kanun hükümlerine göre, Kurulun idarî para cezası verilmesini gerektiren hâllerle ilgili olarak re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 21. maddenin başlığında ve içeriğinde 19. maddede öngörülen idarî para cezasını gerektiren hâllerin ön araştırma veya soruşturma zorunluluğundan muaf tutulduğuna dair hiçbir ifadeye yer verilmediğinden, 21. maddede tüm idarî cezaları için zorunlu tutulan idarî usulün, 19. maddede öngörülen idarî cezalar için de uygulanmasının yasal bir yükümlülük olduğu ortadadır.

Keza, modern idare hukuku uygulamalarında kişilere idarî ceza verilmeden önce idarî soruşturma yapılması ve cezanın bir soruşturma sonucu verilmesi “idarî usul” kurallarının önemli bir kısmını oluşturmakta olup, regülasyon otoritelerinin verdiği idarî cezalarda bu uygulama çok daha belirgindir.

Nitekim, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle yapılan değişiklik ile, idarî para cezalarının, ön araştırma veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından en geç üç ay içinde karara bağlanacağı kuralı getirilmiştir.

Bu itibarla, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde düzenlenen idarî para cezasını gerektiren hâllerin gerçekleştiğinin Kurul tarafından re’sen belirlenmesi veya bu konuda Kurula ihbar veya şikâyetlerin intikal etmesi üzerine Kurul tarafından doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verilmesi zorunlu olmasına rağmen, davacı şirket hakkında ön araştırma veya soruşturma yapılmadan idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı, dava konusu işlemin bu gerekçeyle iptali gerektiği oyu ile kararın gerekçesine katılmıyorum.