Danıştay Kararı 13. Daire 2013/3736 E. 2019/2229 K. 25.06.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/3736 E.  ,  2019/2229 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2013/3736
Karar No:2019/2229

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Madeni Yağ ve Kimya Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait tesislerde gerçekleştirilen denetim sırasında alınan numunelere ilişkin yaptırılan analizler sonucunda, söz konusu ürünlerin mineral yağ- organik çözücü karışımı olması sebebiyle, sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterdiğinden bahisle davacı şirket hakkında 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi ve Petrol Piyasası Kanununun 19. maddesi uyarınca 2010 Yılında Uygulanacak Para Cezaları Hakkında Tebliğ uyarınca 286.160-TL tutarında idari para cezası uygulanmasına ilişkin 12/09/2012 tarih ve 4026/4 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; uyuşmazlık konusu olayda, davalı idare tarafından davacıya “… Sitesi … Cadde No: … …/…” adresinde bulunan tesisi için … tarih ve … numaralı madeni yağ lisansı verildiği, davacı şirkete ait tesislerde 04/10/2010 tarihinde yapılan denetimde alınan numunelere ilişkin TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi tarafından tanzim edilen 01/02/2011 tarih ve … numaralı İçerik Analiz Raporu ile 04/10/2010 tarihinde alınan 019507 sayılı numune alma tutanağına konu ürünün %24,7 mineral yağ ve %75,3 organik çözücü (tolüen,White spirit) karışımından oluştuğu, … sayılı numune alma tutanağına konu ürünün %68,3 mineral yağ ve %34,3 organik çözücü (tolüen,White spirit) karışımından oluştuğu ve kapasite raporunda böyle bir karışımla üretilen bir ürünün olmadığı tespit edildiğinden davacı şirketin sahip olduğu madeni yağ lisansının verdiği haklar dışında faaliyette bulunma eyleminin sabit olduğu, bu durumda dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı idarece numunelerin ham madde stok tanklarından alındığı, bu tanklarda bulunan ürünlerin henüz kimyager denetiminden geçmediği, imalat ve satışa hazır edilmediği, alınan numunelerin ticareti yapılacak ürün olmadığı, numunelerin mevzuata aykırı şekilde alındığı, madeni yağ haricinde müstahzar madde üretiminin alınan kapasite raporuna uygun olduğu, dolayısıyla dava konusu idari para cezasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/06/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Çeşitli Hükümler” başlıklı İkinci Kısmının “Cezalar, İdarî Yaptırımlar, Dava Hakkı, Yönetmelik ve Yürürlükten Kaldırılan ve Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı Birinci Bölümünde yer alan “İdarî Para Cezaları” başlıklı 19. maddesinde idarî para cezaları ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş; “Ön Araştırma, Soruşturma ve Dava Hakkı” başlıklı 21. maddesinde ise, Kurulun re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği belirtilmiştir.
Aktarılan bu Kanun hükümlerine göre, Kurulun idarî para cezası verilmesini gerektiren hâllerle ilgili olarak re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 21. maddenin başlığında ve içeriğinde 19. maddede öngörülen idarî para cezasını gerektiren hâllerin ön araştırma veya soruşturma zorunluluğundan muaf tutulduğuna dair hiçbir ifadeye yer verilmediğinden, 21. maddede tüm idarî cezaları için zorunlu tutulan idarî usulün, 19. maddede öngörülen idarî cezalar için de uygulanmasının yasal bir yükümlülük olduğu ortadadır.
Keza, modern idare hukuku uygulamalarında kişilere idarî ceza verilmeden önce idarî soruşturma yapılması ve cezanın bir soruşturma sonucu verilmesi “idarî usul” kurallarının önemli bir kısmını oluşturmakta olup, regülasyon otoritelerinin verdiği idarî cezalarda bu uygulama çok daha belirgindir.
Nitekim, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle yapılan değişiklik ile, idarî para cezalarının, ön araştırma veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından en geç üç ay içinde karara bağlanacağı kuralı getirilmiştir.
Bu itibarla, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde düzenlenen idarî para cezasını gerektiren hâllerin gerçekleştiğinin Kurul tarafından re’sen belirlenmesi veya bu konuda Kurula ihbar veya şikâyetlerin intikal etmesi üzerine Kurul tarafından doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verilmesi zorunlu olmasına rağmen, davacı şirket hakkında ön araştırma veya soruşturma yapılmadan idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığından davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.