Danıştay Kararı 13. Daire 2013/3649 E. 2019/2028 K. 12.06.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/3649 E.  ,  2019/2028 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2013/3649
Karar No : 2019/2028

DAVACI: …
DAVALI: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ: …

DAVANIN KONUSU:
27/11/2013 tarih ve 28834 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin birinci fıkrasının (n) bendindeki “… muayeneyi yapan laboratuvarda …” ibaresinin, 6. maddesinin ikinci fıkrasının, 16. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinin, 25. ve 26. maddelerinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI:
Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin birinci fıkrasının (n) bendindeki şahit numune tanımında yer alan “muayeneyi yapan laboratuvarda” ibaresinin, denetim yapılan nezdinde bırakılan numunenin şahit numune olarak kabul edilmesine imkân vermediği, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının personelinin ancak kendi teşkilat kanunlarında verilen yetkileri kullanabileceği, davalı idarenin kendi personeline verilen yetkileri yönetmelikle başka kurumlara devredemeyeceği, Yönetmeliğin 6. maddesinin ikinci fıkrasının idarenin kanuniliği ilkesine aykırı olduğu, Yönetmeliğin 16. maddesinin ikinci fıkrasının 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15. maddesinin üçüncü fıkrasındaki, “Bir fiil hem kabahat hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabilir.” kuralına aykırı olduğu, Yönetmeliğin 25. ve 26. maddelerinin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinde yer verilen, idari para cezalarının ön araştırma veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından karara bağlanacağına dair kurala ve aynı Kanun’un 21. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI:
İptali istenen düzenleyici idari işlemden dolayı davacının hukuki menfaatinin ihlâl edilmediği, davanın öncelikle ehliyet ve süre yönünden reddi gerektiği, dava konusu Yönetmeliğin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na dayalı olarak yürürlüğe konulduğu, anılan Kanun’a göre, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (Kurum) piyasa faaliyetlerine ilişkin her türlü düzenlemeleri yapmak ve konuyla ilgili mevzuatın yürütülmesini sağlamakla görevli olduğu, Kurum’un belli şartların gerçekleşmesi hâlinde sadece laboratuvarda saklanan numunenin incelenmesi taleplerini karşıladığı ve fakat mahkemeler tarafından bir karar alınırsa lisans sahibinde kalan numunenin analizinin yapılmasının da mümkün olduğu, bu açıdan iptali istenen “muayeneyi yapan laboratuvarda” ibaresinde hukuka aykırılık bulunmadığı, Kurumun piyasa denetimini diğer kamu kurum ve kuruluşları personeli eliyle yürütmesinin yetki devriyle mümkün olduğu, bunun 5015 sayılı Kanun’a dayalı olarak gerçekleştirildiği, aynı fiile yönelik olarak hem adli hem de idari yaptırım uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, ön araştırma ve soruşturmada takip edilecek usul ve esasların Kurum tarafından yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenleneceğinin kanunda açıkça ifade edildiği, Yönetmelik hükümlerinin kanunla belirlenmiş çerçeve içerisinde kaldığı, hukuka aykırı bir düzenleme yapılmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ:
27/11/2013 tarih ve 28834 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin dava konusu 25. ve 26. maddelerinin iptaline, 4. maddesinin birinci fıkrasının (n) bendindeki “muayeneyi yapan laboratuvarda” ibaresi, 6. maddesinin ikinci fıkrası ve 16. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’UN DÜŞÜNCESİ:
Dava; 27.11.2013 tarih ve 28834 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (n) bendindeki “…muayeneyi yapan laboratuvarda…” ibaresinin, 6. maddesinin 2. fıkrasının, 16. maddesinin 2. fıkrasının son cümlesinin, 25. ve 26. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (n) bendinde, “Şahit numune: Test veya muayene yapılmasının gerekli olduğu hâllerde; test, muayene ve/veya belgelendirme kuruluşuna gönderilen numunenin zayi olması veya test sonuçlarına yönelik herhangi bir itiraz olması durumunda başvurulmak üzere denetimle görevli kişi tarafından alınan ve muayeneyi yapan laboratuvarda uygun koşullarda saklanan numune” olarak tanımlanmış; 6. maddesinin 2. fıkrasında, “7, 8 ve 9’uncu maddelerde belirtilen yetki ve yükümlülükler ile 10’uncu maddede belirtilen ilkeler, Kurum adına denetim yapmakla yetkilendirilen diğer kamu kurum ve kuruluşları için de geçerlidir.” düzenlemesine; 16. maddesinin 2. fıkrasının son cümlesinde ise, “Bu durum, Kanunun 19 ve 20’nci maddelerinde öngörülen idari para cezası ve idari yaptırımların uygulanmasına engel teşkil etmez.” düzenlemesine yer verilmiş, “Ön araştırma ve soruşturma prosedürüne gerek olmayan haller” başlıklı 25. maddede ise; petrol piyasasında faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişilerin ilgili mevzuat hükümlerine aykırı faaliyet ve işlemlerinden bu Yönetmelikte düzenlenen ön araştırma ve soruşturma prosedürüne gerek olmayacak derecede açık olduğu Kurul tarafından belirlenenler için, Daire Başkanlığı vasıtasıyla ilgili gerçek veya tüzel kişiye on beş günden az olmamak üzere uygun bir süre verilerek yazılı savunmasının alınacağı, Daire Başkanının, ilgili gerçek veya tüzel kişinin yazılı savunmasını, kendi görüşüyle birlikte Başkanlığa sunacağı, Başkanın, konuyu Kurul gündemine öncelikle alacağı, Kurulun, yazılı savunma ve konuya ilişkin olarak inceleme ve değerlendirmesini yaparak Daire Başkanlığı görüşü ile bağlı olmaksızın kararını vereceği, ilgili mevzuat hükümlerine aykırılığın Kurul tarafından sabit görülmesi halinde, ilgili kanunlarda öngörülen ceza ve yaptırımların uygulanmasının kararlaştırılacağı, idari para cezalarına ilişkin konuların Kurul tarafından konunun Kurula tam ve eksiksiz olarak intikalinden itibaren en geç üç ay içinde karara bağlanacağı, “Denetim raporlarının soruşturma raporu gibi değerlendirilebileceği haller” başlıklı 26. maddesinde ise; İkinci ve Üçüncü Bölümlerde yer alan hükümler çerçevesinde yapılan denetimler neticesinde düzenlenen denetim raporlarında tespit edilen ilgili mevzuat hükümlerine aykırılıkların Kurul tarafından, ayrıca bir soruşturma yapılmasına gerek olmayacak derecede açık ve yeterli görülmesi halinde; Bu Yönetmeliğin 25 inci maddesinde yer alan hükümler çerçevesinde işlem yapılacağı belirtilmektedir.
Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin edilen petrol ve madeni yağın doğrudan veya işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin gözetimine, denetimine ve yaptırımların uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla düzenlenmiştir ve petrol piyasasında faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler ve gözetim firmaları ile ilgili yapılacak denetimler ile bu kişilerin ilgili mevzuat hükümlerine aykırı faaliyet ve işlemleri nedeniyle yapılacak ön araştırma ve soruşturmalarda takip edilecek usul ve esasları kapsamaktadır.
Davaya konu edilen yönetmeliğin dayanağı olan 5015 sayılı Kanun’un amacı, petrol ve petrol ürünlerinin güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve sağlıklı, düzenli, istikrarlı biçimde sürdürülmesine yönelik düzenleme, yönlendirme, gözetim ve denetim işlemlerini sağlamaktır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, tıpkı elektrik ve doğal gaz piyasalarında olduğu gibi, petrol piyasası faaliyetlerine ilişkin her türlü düzenlemeyi yapmakla görevli olduğu gibi, tüketicilere kaliteli, kesintisiz ve düşük maliyetli hizmet verilmesini teminen gerekli düzenlemeleri yapma yükümlülüğündedir.
Bu sebeple, davaya konu edilen yönetmelik hükümleri, bir üst hukuk normu niteliğinde olan kanun hükümlerine dayanılarak çıkarılmıştır. Piyasanın düzenlenmesi için Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na tanınan yetkiler, dayanağını Kanun’dan almaktadır. 5015 sayılı Kanun’da bu husus açık şekilde yer almaktadır.
Davaya konu edilen düzenlemeler, üst hukuk normlarının verdiği yetki ile sınırlı olarak, yönetmeliğin amaç ve kapsamı ile ilgili hususlarda, piyasa faaliyetlerinin gözetimine, denetimine ve yaptırımların uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla oluşturulduğundan hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Davalı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından ileri sürülen ehliyet ve süre itirazı yerinde görülmeyerek esasın incelenmesine geçildi.

ESAS YÖNÜNDEN
İlgili Mevzuat:
30/03/2013 tarih ve 6446 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile başlığı “Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun” olarak değiştirilen 4628 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasında, “Kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip ve bu Kanun ile kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmuştur.”; ikinci fıkrasında, “Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları faaliyetleri ve bu faaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan Kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu Kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur.” kuralına yer verilmiş; “Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu ve Kurul Başkanlığı” başlıklı 5. maddesinin beşinci fıkrasının (i) bendinde, piyasada faaliyet gösteren tüzel kişilerin eşitlik ve şeffaflık standartlarına uymalarını sağlamak için faaliyetlerini, uygulamalarını ve ilgili lisans hüküm ve şartlarına uyup uymadıklarını denetleme görevinin Kurul’a ait olduğu belirtilmiş; Kurul’un petrol piyasası ile ilgili görevlerinin düzenlendiği 5/B maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde ise, petrol piyasa faaliyetleriyle ilgili denetleme, ön araştırma ve soruşturma işlemlerini yürütmek, yetkisi dâhilindeki ceza ve yaptırımları uygulamak ve dava açmak da dâhil olmak üzere her türlü adli ve idari makama başvuru kararlarını almak, Kurul’un görevleri arasında sayılmıştır.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı; yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan petrolün doğrudan veya işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamaktır.”; 3. maddesininde, “lisans kapsamında olsun veya olmasın piyasa ile ilgili faaliyetlerinin yönlendirilmesi, gözetimi, denetimi ve benzeri konulara ait usul ve esasların Kurumca çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir.”; 14. maddesinin dördüncü fıkrasında, “Kurum, piyasa faaliyetlerini kendi personeli eliyle veya gerektiğinde diğer kamu kurum ve kuruluşları personeli eliyle denetime tabi tutar. Kurum, denetlemelerde kullanılmak üzere, Türk Akreditasyon Kurumu ile işbirliği yaparak akredite sabit ve gezici laboratuvarlar kurabilir, kurulmasına kaynak aktarabilir. Denetlemede, ön araştırmada ve soruşturmada takip edilecek usul ve esaslar Kurum tarafından, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.” kuralına yer verilmiştir.
5015 sayılı Kanun’un “Çeşitli Hükümler” başlıklı İkinci Kısmının “Cezalar, idarî Yaptırımlar, Dava Hakkı, Yönetmelik ve Yürürlükten Kaldırılan ve Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı Birinci Bölümünde yer alan “İdarî Para Cezaları” başlıklı 19. maddesinde idarî para cezaları ile ilgili kuralına yer verilmiş; “Ön Araştırma, Soruşturma ve Dava Hakkı” başlıklı 21. maddesinde ise, Kurulun re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği belirtilmiştir.
Anılan Kanun’un 19. maddesinde, ön araştırma ve soruşturma usulüyle ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiş iken, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 44. maddesiyle yeniden düzenlenen maddenin dördüncü fıkrasında, idari para cezalarının, ön araştırma veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından en geç üç ay içinde karara bağlanacağı kuralı getirilmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinde, “Şahit numune: Test veya muayene yapılmasının gerekli olduğu hâllerde; test, muayene ve/veya belgelendirme kuruluşuna gönderilen numunenin zayi olması veya test sonuçlarına yönelik herhangi bir itiraz olması durumunda başvurulmak üzere denetimle görevli kişi tarafından alınan ve muayeneyi yapan laboratuvarda uygun koşullarda saklanan numune” olarak tanımlanmış; 6. maddesinin ikinci fıkrasında, “7, 8 ve 9’uncu maddelerde belirtilen yetki ve yükümlülükler ile 10’uncu maddede belirtilen ilkeler, Kurum adına denetim yapmakla yetkilendirilen diğer kamu kurum ve kuruluşları için de geçerlidir.” kuralına; 16. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde ise, “Bu durum, Kanunun 19 ve 20’nci maddelerinde öngörülen idari para cezası ve idari yaptırımların uygulanmasına engel teşkil etmez.” kuralına yer verilmiştir.
Yönetmeliğin, dava konusu “Ön araştırma ve soruşturma prosedürüne gerek olmayan hâller” başlıklı 25. maddesinde, “(1) Petrol piyasasında faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişilerin ilgili mevzuat hükümlerine aykırı faaliyet ve işlemlerinden bu Yönetmelikte düzenlenen ön araştırma ve soruşturma prosedürüne gerek olmayacak derecede açık olduğu Kurul tarafından belirlenenler için, Daire Başkanlığı vasıtasıyla ilgili gerçek veya tüzel kişiye on beş günden az olmamak üzere uygun bir süre verilerek yazılı savunması alınır. Daire Başkanı, ilgili gerçek veya tüzel kişinin yazılı savunmasını, kendi görüşüyle birlikte Başkanlığa sunar. Başkan, konuyu Kurul gündemine öncelikle alır. (2) Kurul, yazılı savunma ve konuya ilişkin olarak inceleme ve değerlendirmesini yaparak Daire Başkanlığı görüşü ile bağlı olmaksızın kararını verir. İlgili mevzuat hükümlerine aykırılığın Kurul tarafından sabit görülmesi hâlinde, ilgili kanunlarda öngörülen ceza ve yaptırımların uygulanması kararlaştırılır. İdari para cezalarına ilişkin konular Kurul tarafından konunun Kurula tam ve eksiksiz olarak intikalinden itibaren en geç üç ay içinde karara bağlanır.”; “Denetim raporunun soruşturma raporu gibi değerlendirilebileceği hâller” başlıklı 26. maddesinde ise, “(1) İkinci ve Üçüncü Bölümlerde yer alan hükümler çerçevesinde yapılan denetimler neticesinde düzenlenen denetim raporlarında tespit edilen ilgili mevzuat hükümlerine aykırılıkların Kurul tarafından, ayrıca bir soruşturma yapılmasına gerek olmayacak derecede açık ve yeterli görülmesi hâlinde; bu Yönetmeliğin 25’inci maddesinde yer alan hükümler çerçevesinde işlem yapılır.” kuralı yer almıştır.
Yönetmeliğin 25. ve 26. maddelerinin incelenmesi
Dava konusu Yönetmelik maddeleri ile, Kurul’un ön araştırma ve soruşturma prosedürüne gerek duyulmaması hâlinde, herhangi bir ön araştırma veya soruşturma yapmadan, yazılı savunmalarını almak kaydıyla ilgililer hakkında doğrudan idari para cezası uygulayabileceği hâller sayılmış bulunmaktadır.
Bir hiyerarşik normlar sistemi olan hukuk düzeninde alt düzeydeki normların, yürürlüklerini üst düzeydeki normlardan aldıkları kuşkusuzdur. Normlar hiyerarşisinin en üstünde evrensel hukuk ilkeleri ve anayasa bulunmakta ve bunlardan sonra gelen kanunlar, yürürlüğünü Anayasa’dan; düzenleyici idari işlemler ise kaynağını anayasa ve kanunlardan almaktadır. Nitekim, belirtilen hiyerarşinin, yönetmelikler bakımından ifadesi niteliğindeki Anayasa’nın 124. maddesinde; Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilecekleri kuralına yer verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde, 5015 sayılı Kanun’un 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değişik 19. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, idari para cezalarının, ancak ön araştırma ve soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra ve en geç üç ay içinde karara bağlanacağı yolundaki emredici kurala aykırı şekilde, ön araştırma ve soruşturma prosedürü uygulanmadan idari para cezası verilebilecek hâllerin düzenlendiği Yönetmeliğin dava konusu 25. ve 26. maddelerinin, dayanağı kanuna aykırı hükümler içerdiği anlaşıldığından, dava konusu maddelerde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin, 4. maddesinin 1. fıkrasının (n) bendindeki “…muayeneyi yapan laboratuvarda…” ibaresi, 6. maddesinin 2. fıkrası ve 16. maddesinin 2. fıkrasının son cümlesinin incelenmesi;
5015 sayılı Kanun’un 3. maddesindeki, “(…) lisans kapsamında olsun veya olmasın piyasa ile ilgili faaliyetlerin yönlendirilmesi, gözetimi, denetimi ve benzeri konulara ait usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir. (…)” kuralı ile yukarıda yer verilen kanun maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, petrol piyasalarına yönelik olarak usul ve esasları belirleme konusunda yetkili kılınan Kurum tarafından, Kurum adına denetim yapmakla yetkilendirilen diğer kamu kurum ve kuruluşlarının denetim, tespit ve değerlendirmelerine yönelik hususların yönetmelikle belirlenmesinde, idari para cezalarının ve diğer idari yaptırımların uygulanması bakımından 5015 sayılı Kanun’un 19. ve 20. maddeleriyle uyum sağlamak üzere düzenleme yapılmasında Kanuna aykırı bir yön bulunmadığı ve dava konusu Yönetmelik hükümlerinin Kanuna aykırı bir husus içermediği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Yönetmeliğin, dava konusu 4. maddesinin birinci fıkrasının (n) bendindeki “…muayeneyi yapan laboratuvarda…” ibaresinde, 6. maddesinin ikinci fıkrasında ve 16. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 27/11/2013 tarih ve 28834 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 25. ve 26. maddelerinin İPTALİNE,
2. Yönetmeliğin, 4. maddesinin birinci fıkrasının (n) bendindeki “…muayeneyi yapan laboratuvarda…” ibaresi, 6. maddesinin ikinci fıkrası ve 16. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi bakımından davanın REDDİNE,
3. Dava kısmen iptal, kısmen ret ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL’nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan …-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 12/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.