Danıştay Kararı 13. Daire 2013/3492 E. 2018/3285 K. 21.11.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/3492 E.  ,  2018/3285 K.Hakan
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2013/3492
Karar No:2018/3285

TEMYİZ EDENLER : 1. (DAVALI) : …
VEKİLİ : …
2. (DAVACI)
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : … Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … ili, … ilçesi, … mevkiinde bulanan Hazine’nin mülkiyetindeki … adet toplam … m² taşınmaz üzerinde, 12/05/2011 tarihinde verilen ön iznin 12/05/2012 tarihinden geçerli olmak üzere yeniden uzatılması istemiyle yapılan başvurunun, ilk yıl izin bedeli olan …-TL’nin bir önceki yılın aynı ayına ait ÜFE oranında yeniden değerlenmesiyle oluşacak ikinci yıl ön izin bedelinin ve ilk yıl ön izin bedelinden kalan …-TL’nin 15 gün içinde yatırılması gerektiği, aksi takdirde ön iznin sona ereceği ve arazi üzerinde kazanılmış olunan hakların kaybedileceğinin bildirilmesine ilişkin Malmüdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacının birinci kez ön izin aldığı parsellerin toplamı … m² iken, belediyeye yaptırılan yeni imar planında oluşan alanın … m² olduğu ve imar planının bu şekilde kabul edilmesi hâlinde davacının ihalesi yapılmamış ve bedeli ödenmemiş yaklaşık … m² bir alanda hak sahibi olacağı göz önüne alındığında, ön izin verilmemiş ilave taşınmazın da içinde bulunduğu alanda irtifak hakkı tesis edilmesi mümkün olmadığından, mevcut duruma göre davacı lehine irtifak hakkı tesis edilmemesinde ve ön izin süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin işlemde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmadığı, ön izin bedeli için istenilen tutar yönünden uyuşmazlığın incelenmesinde; davacının ön izin sözleşmesinin yürürlükte olduğu dönemde (12/05/2011-12/05/2012) ön izin verilen arazinin bir kısmını sürmek suretiyle kullandığının tespit edildiği, buna göre, 324 sıra sayılı Tebliğ’in 12. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, davacının fiili kullanımının olduğu dönemle sınırlı olmak kaydıyla, irtifak hakkı veya kullanma izni ihalesi sonucu oluşan …-TL tutarındaki ihale bedelinin tamamı ön izin bedeli olarak belirleneceğinden, ilk yıla ait ön izin bedeli olarak peşin ödenen …-TL mahsup edildikten sonra, ihale bedelinin kalan kısmı olan …-TL’nin ayrıca istenilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak ön izin bedeli, ihale bedelinin %20’si olduğuna ve ikinci yıl ön izin bedelinin de bir önceki yıla ait ön izin bedeli baz alınarak hesaplanacağına göre, ikinci yıla ait (12/05/2012-12/05/2013 arası dönem) ön izin bedelinin bir önceki yıla ait ön izin bedeli olan …-TL üzerinden belirlenmesi gerektiği, buna göre, fiili kullanımın olmadığı 12/05/2012-12/05/2013 dönemine ait ikinci yıl ön izin bedelinin, ihale bedeli olan …-TL üzerinden hesaplanmasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin; davacı lehine irtifak hakkı tesis edilmeyerek ön izin süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ve ilk yıl ön izin bedeli olarak davacıdan …-TL istenilmesine yönelik kısmı yönünden davanın reddine, ikinci yıl ön izin bedelinin …-TL yerine …-TL’nin ÜFE oranında artırılması suretiyle belirlenmesine ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, ikinci yıl ön izin bedelinin fiili kullanım olduğundan ihale bedeli üzerinden hesaplanması gerektiği, davacı tarafından, ön izin süresinin uzatılması iradesinin zorunluluktan kaynaklandığı, ön izin bedelinin yanlış hesaplandığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının ve Davalının temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddi, kısmen dava konusu işlemin iptali
yolundaki … Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.