Danıştay Kararı 13. Daire 2013/3371 E. 2019/1509 K. 07.05.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/3371 E.  ,  2019/1509 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2013/3371
Karar No:2019/1509

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ: …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Madeni yağ lisansı sahibi davacının, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin 1 ve 2. fıkrası ile Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 23. ve 24. maddelerine aykırı hareket ederek sahip olduğu lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterdiğinden bahisle …-TL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 12/09/2012 tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; uyuşmazlıkta, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen isimsiz ve imzasız ihbar mektubunda, davacının sahibi olduğu işletmede hileli akaryakıt üretimi yapıldığının belirtilmesi sonrasında gereği yapılmak üzere durumun davalı idareye bildirildiği, davalı idare tarafından … İl Jandarma Komutanlığı’na yazı yazılarak, durumun araştırılmasının istenildiği, bunun üzerine jandarma tarafından davacının işyerinde arama yapıldığı ve tanklardan numune alınarak tutanak düzenlendiği, alınan numunelerin … Cumhuriyet Başsavcılığı’nca analiz yapılmak üzere TÜBİTAK – MAM’a gönderildiği, burada yapılan analizlerde, numunenin mineral yağ ve organik çözücü (kerasen ve motorin) karışımından oluştuğunun tespit edildiği, bu yönüyle 5015 sayılı Kanun’un 2. maddesinin 5 numaralı bendinde yer verilen “akaryakıt” tanımına uymadığının görüldüğü, söz konusu numunelerin alındığı bildirilen ürünlerin enerji elde etmek amacıyla kullanılabileceği ve dizel motorlarda kullanılmak üzere yasa dışı yollarla piyasaya sürülebileceği değerlendirmesine ulaşıldığı, bunun üzerine davalı idare tarafından, Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 25. maddesi gereğince, mevzuata aykırılığın çok açık olduğu gerekçesiyle ön araştırma ve soruşturma prosedürüne gerek olmaksızın davacının yazılı savunmasının alınmasına karar verildiği, Kurul tarafından yapılan değerlendirmede davacının yazılı savunmasında öne sürdüğü hususların, yapılan fiili haklı gösterecek gerekçeler olamayacağı belirtilerek dava konusu işlemin tesis edildiği, olayda, davacı tarafından, numunelerin usulüne uygun alınmadığı ileri sürülmüşse de, işyerinde yapılan denetim sonucu düzenlenen numune alma tutanağında, davacının çalışanının da imzasının bulunduğu ve buna ilişkin bir şerh düşülmediği; diğer taraftan, davacı tarafından Kurul’a sunulan yazılı savunmada da böyle bir iddiaya yer verilmediği, yapılan bütün işlemlerin jandarma tarafından tutanağa bağlandığı ve bunlara karşı herhangi bir itirazın olmadığı dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından, davacının bu iddiasının yerinde görülmediği, öte yandan, TÜBİTAK – MAM’dan alınan raporda, davalı idarenin … Kurumu ve uluslararası akreditasyon birlikleriyle karşılıklı tanıma anlaşmasının imzalandığı, yine raporda işaretli analizlerin akredite edildiği hususlarına yer verildiğinden, davacının, alınan numunelerdeki mevzuata aykırılığın, akredite laboratuvar analiziyle tespit edilmediği yönündeki iddiasının da yerinde görülmediği, diğer taraftan, davacı tarafından, numunelerde tespit edilen kerosen ve motorin karışımının pas ve krozyon önleyici katkı maddesi olarak kullanıldığı ileri sürülmüşse de, TÜBİTAK – MAM raporunda belirtildiği üzere, söz konusu maddelerin kullanılmasının, ürünü kanunda yer verilen “akaryakıt” tanımından uzaklaştırdığı; yine bu maddelerin enerji elde etmek amacıyla kullanılabileceği ve dizel motorlarda kullanılmak üzere yasa dışı yollarla piyasaya sürülebileceği tespit edildiğinden lisansa aykırı faaliyet gösterildiği gerekçesiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, numunelerin usulüne uygun alınmadığı, numunelerde tespit edilen kerosen ve motorin karışımının pas ve krozyon önleyici katkı maddesi olarak kullanıldığı, madeni yağ üretiminde bazı katkı maddelerinin kullanılmasının mevzuata uygun olduğu, lisansın verdiği haklar dışında faaliyette bulunulmadığı, ön araştırma ve soruşturma yapılmadan cezanın verildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.