Danıştay Kararı 13. Daire 2013/3369 E. 2019/1351 K. 25.04.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/3369 E.  ,  2019/1351 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2013/3369
Karar No:2019/1351

TEMYİZ EDEN (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVACI): … A.Ş.
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Lisans alınmaksızın bayilik lisansına konu faaliyetler yürütüldüğünden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca davacı şirkete …-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 18/07/2012 tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının ve anılan kararın bildirimine ilişkin 07/08/2012 tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen kararda; 25/04/2013 tarihli ara kararı ile davalı idareden 23/02/2009 tarihinde yapılan denetim sonucunda düzenlenen tutanakta yer verilen iş yerindeki depodan kimlere yakıt verildiğini gösteren listenin bir örneğinin istenildiği, anılan listenin dava dosyasına sunulmadığı, davacı şirkete isnat edilen lisanssız piyasa faaliyetine ilişkin fiilin hukuken geçerli, kesin, inandırıcı delillerle ortaya konulmadığı, dolayısıyla dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, dava dilekçesine karşı süresi içerisinde usulüne uygun olarak savunma verilmesine ve 17/04/2013 tarihinde yapılan duruşmaya katılım sağlanmasına karşın temyize konu Mahkeme kararında davalı idare vekilinin adı, soyadı ve adresine yer verilmediği, akaryakıt dağıtımı, taşınması ve bayilik faaliyetlerinin yürütülebilmesi için lisans alınmasının zorunlu olduğu, davacı şirkete dağıtım lisansının 18/02/2010 tarihinde verildiği, denetimin yapıldığı 23/02/2009 tarihinde dağıtım lisansı henüz yürürlük kazanmadan bu kapsamdaki faaliyetlerin yürütüldüğünün tespit edildiği, davacı şirkete ait olmayan araçlara akaryakıt ikmali yapıldığının tutanak altına alındığı, lisans alınmaksızın tesisin işletimine başlanması olgusunun kesin delillerle ortaya konulduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, lisans alınmadan faaliyette bulunulduğunun makul ve hukuka uygun delillerle ortaya konulmadığı, usule ve kanuna uygun Mahkeme kararının bozulmasına yönelik istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: …sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/04/2019 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

(X) GEREKÇEDE KARŞI OY
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Çeşitli Hükümler” başlıklı İkinci Kısmının “Cezalar, İdarî Yaptırımlar, Dava Hakkı, Yönetmelik ve Yürürlükten Kaldırılan ve Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı Birinci Bölümünde yer alan “İdarî Para Cezaları” başlıklı 19. maddesinde idarî para cezaları ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş; “Ön Araştırma, Soruşturma ve Dava Hakkı” başlıklı 21. maddesinde ise, Kurulun re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği belirtilmiştir.
Aktarılan bu Kanun hükümlerine göre, Kurulun idarî para cezası verilmesini gerektiren hâllerle ilgili olarak re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 21. maddenin başlığında ve içeriğinde 19. maddede öngörülen idarî para cezasını gerektiren hâllerin ön araştırma veya soruşturma zorunluluğundan muaf tutulduğuna dair hiçbir ifadeye yer verilmediğinden, 21. maddede tüm idarî cezaları için zorunlu tutulan idarî usulün, 19. maddede öngörülen idarî cezalar için de uygulanmasının yasal bir yükümlülük olduğu ortadadır.
Keza, modern idare hukuku uygulamalarında kişilere idarî ceza verilmeden önce idarî soruşturma yapılması ve cezanın bir soruşturma sonucu verilmesi “idarî usul” kurallarının önemli bir kısmını oluşturmakta olup, regülasyon otoritelerinin verdiği idarî cezalarda bu uygulama çok daha belirgindir.
Nitekim, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle yapılan değişiklik ile, idarî para cezalarının, ön araştırma veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından en geç üç ay içinde karara bağlanacağı kuralı getirilmiştir.
Bu itibarla, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde düzenlenen idarî para cezasını gerektiren hâllerin gerçekleştiğinin Kurul tarafından re’sen belirlenmesi veya bu konuda Kurula ihbar veya şikâyetlerin intikal etmesi üzerine Kurul tarafından doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verilmesi zorunlu olmasına rağmen, davacı şirket hakkında ön araştırma veya soruşturma yapılmadan idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı, dava konusu işlemin bu gerekçeyle iptali gerektiği oyu ile kararın gerekçesine katılmıyorum.