Danıştay Kararı 13. Daire 2013/3285 E. 2019/1256 K. 17.04.2019 T.

13. Daire         2013/3285 E.  ,  2019/1256 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2013/3285
Karar No:2019/1256

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Ticaret Sanayi A.Ş.
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVALI): …
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 21/03/2005 tarihli ve … sayılı bayilik lisansı ile ….ili, ……. Köyü Mevkii Devlet Karayolu üzerinde faaliyette bulunduğu akaryakıt istasyonunda, teknik düzenlemelere aykırı ve ulusal marker seviyesi geçersiz akaryakıt ikmalinde bulunduğundan bahisle, 5015 sayılı Kanunun 19. maddesi uyarınca …-TL idari para cezası verilmesine dair 21/06/2012 tarih ve 3893/20 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 08/07/2011 tarihinde yapılan denetimde, pompadan alınan numunenin marker seviyesinin geçersiz çıkması üzerine, pompadan ve yeraltı tankından alınan numunelerin incelenmek üzere TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’ne (TÜBİTAK MAM) gönderildiği, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nde yapılan analiz sonucunda düzenlenen … ve … sayılı analiz raporlarıyla, alınan numunelerin ulusal marker seviyesinin geçersiz ve ilgili teknik düzenlemelere aykırı olduğunun ve numunelerin solvent içerdiğinin tespit edilmesi üzerine, konuyu değerlendiren Kurulun 15/12/2011 tarih ve 3546/41 sayılı kararı ile; Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “Ön Araştırma ve Soruşturma Prosedürüne Gerek Olmayan Haller” başlıklı 25. maddesi uyarınca davacı şirketten konu hakkında yazılı savunmasının istenildiği, yazılı savunmada ifade edilen hususların lisans sahibini haklı çıkarabilecek gerekçeler olamayacağı sonucuna varılarak Kurulun 21/06/2012 tarihli toplantısında alınan 3893/20 sayılı karar ile, marker seviyesi geçerli olmayan ve ilgili teknik düzenlemede yer alan özelliklere aykırı akaryakıt ikmalinde bulunmak ve akaryakıta tağşiş ve/veya hile amacıyla ürün katmak ve istasyonda bulundurmak suretiyle, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (ı) bendi, 8. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi ve 18. maddesinin dördüncü fıkrası ile Petrol Piyasasında Uygulanacak Teknik Kriterler Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile aynı Yönetmeliğin 7. maddesinin (d) ve (f) bentlerine ve Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 38. maddesinin (e) bentlerine aykırı hareket ettiğinden bahisle, aynı 5015 Kanunun 19. maddesinin ikinci fıkrasının a/4 numaralı alt bendi, aynı maddenin dördüncü fıkrası ve “Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesi Uyarınca 2011 Yılında Uygulanacak Para Cezaları Hakkında Tebliğ” hükümleri gereğince belirlenen … TL idari para cezası uygulanmasına karar verilerek, alınan kararın 06/08/2012 tarih ve 5641-72647 sayılı yazı ile ilgili lisans sahibine 17/08/2012 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nce, davacı şirkete ait akaryakıt istasyonundan alınan numuneler üzerinde yapılan tahlil sonucunda düzenlenen … ve … numaralı analiz raporlarıyla belirlendiği üzere, marker seviyesi geçerli olmayan ve teknik düzenlemede yer alan özelliklere aykırı akaryakıt ikmalinde bulunulduğu ve tağşiş ve/veya hile amacıyla katılabilecek ürünlerin katılmak suretiyle, davacı şirketin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (ı) bendi, 8. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi ve 18. maddesinin dördüncü fıkrası ile Petrol Piyasasında Uygulanacak Teknik Kriterler Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile aynı Yönetmeliğin 7. maddesinin (d) ve (f) bentlerine ve Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 38. maddesinin (e) bentlerine aykırı hareket ettiği sübuta erdiğinden, aynı Kanunun 19. madddesi uyarınca idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, tespit edilen ürünün gaz yağı olduğu, gaz yağının ulusal markere tabi olmadığı, kendi şahit numuneleri üzerinde yaptırılan delil tespiti neticesinde alınan raporlarda bu durumun yazdığı, sorumlulukları bulunmadığı kararın bozulması gerektiği, ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …..’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
emyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 17/04/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Çeşitli Hükümler” başlıklı İkinci Kısmının “Cezalar, İdarî Yaptırımlar, Dava Hakkı, Yönetmelik ve Yürürlükten Kaldırılan ve Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı Birinci Bölümünde yer alan “İdarî Para Cezaları” başlıklı 19. maddesinde idarî para cezaları ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş; “Ön Araştırma, Soruşturma ve Dava Hakkı” başlıklı 21. maddesinde ise, Kurulun re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği belirtilmiştir.
Aktarılan bu Kanun hükümlerine göre, Kurulun idarî para cezası verilmesini gerektiren hâllerle ilgili olarak re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 21. maddenin başlığında ve içeriğinde 19. maddede öngörülen idarî para cezasını gerektiren hâllerin ön araştırma veya soruşturma zorunluluğundan muaf tutulduğuna dair hiçbir ifadeye yer verilmediğinden, 21. maddede tüm idarî cezaları için zorunlu tutulan idarî usulün, 19. maddede öngörülen idarî cezalar için de uygulanmasının yasal bir yükümlülük olduğu ortadadır.
Keza, modern idare hukuku uygulamalarında kişilere idarî ceza verilmeden önce idarî soruşturma yapılması ve cezanın bir soruşturma sonucu verilmesi “idarî usul” kurallarının önemli bir kısmını oluşturmakta olup, regülasyon otoritelerinin verdiği idarî cezalarda bu uygulama çok daha belirgindir.
Nitekim, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle yapılan değişiklik ile, idarî para cezalarının, ön araştırma veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından en geç üç ay içinde karara bağlanacağı kuralı getirilmiştir.
Bu itibarla, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde düzenlenen idarî para cezasını gerektiren hâllerin gerçekleştiğinin Kurul tarafından re’sen belirlenmesi veya bu konuda Kurula ihbar veya şikâyetlerin intikal etmesi üzerine Kurul tarafından doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verilmesi zorunlu olmasına rağmen, davacı şirket hakkında ön araştırma veya soruşturma yapılmadan idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı, bu gerekçeyle dava konusu işlemin iptali gerektiği oyu ile davanın reddi yönünde verilen Mahkeme kararının onanmasına ilişkin çoğunluk kararına katılmıyorum.