Danıştay Kararı 13. Daire 2013/3283 E. 2019/1322 K. 24.04.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/3283 E.  ,  2019/1322 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2013/3283
Karar No:2019/1322

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bayilik lisansı sahibi davacıya ait akaryakıt istasyonundan alınan numunenin akredite laboratuvar analizinde, teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edildiğinden bahisle, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca …-TL idarî para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; davacı şirketin bayilik lisansı ile faaliyette bulunduğu … Köyü, … Mevkii /… adresindeki akaryakıt istasyonuna 11/10/2011 tarihinde gelen … plakalı ağır vasıtaya …-TL tutarında motorin ikmali yapıldığı, araç istasyondan ayrılmadan aracın göstergesinde yakıt sisteminin arızalı olduğuna dair ikaz yazısının çıktığı, motordan tekleme seslerinin geldiği, aracın durması üzerine araç sürücüsünün ve istasyonda bulunan şirket personeli olan akaryakıt satış görevlisi tarafından durumun güvenlik görevlilerine bildirildiği, bunun üzerine akaryakıt istasyonuna gelen kolluk kuvvetlerince istasyonda bulunan akaryakıt tanklarından numune alındığı, bu numunelerin TÜBİTAK tarafından analizinin yapıldığı, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi tarafından yapılan analiz sonrasında hazırlanan raporda, numunenin hacimce % 5 oranında su içerdiğinin ve teknik kriterlere göre sınır değerlere aykırı olduğunun tespit edildiği, davacı şirketin piyasaya teknik düzenlemelere aykırı ve standart dışı akaryakıt ikmal etmek suretiyle, 5015 sayılı Kanun’a ve ilgili mevzuata aykırı faaliyette bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, istasyon tankında bulunan yakıt içerisindeki su seviyesinin normalin üzerinde olduğunun belirtilmesi üzerine, teknik servisi çağırıp inceleme yaptırdıkları, bu inceleme sonucunda flexible hortumun delinmiş olduğu, tank üstü çekvalf lastiğinin aşındığı ve yayın özelliğini kaybettiğinin tesbit edildiği, olay tarihinden önce istasyonun olduğu mevkide çok yoğun yağışlar olduğu, yağmur sularının flexible hortumdan ve aşınmış bulunan çek volf lastikten sızarak tanka karıştığı, istasyonda bayiliği yapılmakta olan … firmasından en son 05/10/2011 tarihinde motorin ve benzin alındığı, ürünlerin kaynağının belli olduğu, teknik düzenlemeler aykırı akaryakıt ürünü pazarlanmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 24/04/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Çeşitli Hükümler” başlıklı İkinci Kısmının “Cezalar, İdarî Yaptırımlar, Dava Hakkı, Yönetmelik ve Yürürlükten Kaldırılan ve Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı Birinci Bölümünde yer alan “İdarî Para Cezaları” başlıklı 19. maddesinde idarî para cezaları ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş; “Ön Araştırma, Soruşturma ve Dava Hakkı” başlıklı 21. maddesinde ise, Kurulun re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği belirtilmiştir.
Aktarılan bu Kanun hükümlerine göre, Kurulun idarî para cezası verilmesini gerektiren hâllerle ilgili olarak re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 21. maddenin başlığında ve içeriğinde 19. maddede öngörülen idarî para cezasını gerektiren hâllerin ön araştırma veya soruşturma zorunluluğundan muaf tutulduğuna dair hiçbir ifadeye yer verilmediğinden, 21. maddede tüm idarî cezaları için zorunlu tutulan idarî usulün, 19. maddede öngörülen idarî cezalar için de uygulanmasının yasal bir yükümlülük olduğu ortadadır.
Keza, modern idare hukuku uygulamalarında kişilere idarî ceza verilmeden önce idarî soruşturma yapılması ve cezanın bir soruşturma sonucu verilmesi “idarî usul” kurallarının önemli bir kısmını oluşturmakta olup, regülasyon otoritelerinin verdiği idarî cezalarda bu uygulama çok daha belirgindir.
Nitekim, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle yapılan değişiklik ile, idarî para cezalarının, ön araştırma veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından en geç üç ay içinde karara bağlanacağı kuralı getirilmiştir.
Bu itibarla, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde düzenlenen idarî para cezasını gerektiren hâllerin gerçekleştiğinin Kurul tarafından re’sen belirlenmesi veya bu konuda Kurula ihbar veya şikâyetlerin intikal etmesi üzerine Kurul tarafından doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verilmesi zorunlu olmasına rağmen, davacı şirket hakkında ön araştırma veya soruşturma yapılmadan idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığından davanın reddi yönünde verilen Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.