Danıştay Kararı 13. Daire 2013/3249 E. 2019/1352 K. 25.04.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/3249 E.  ,  2019/1352 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2013/3249
Karar No:2019/1352

TEMYİZ EDEN (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVACI): … Ltd. Şti.
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, lisans alınmaksızın bayilik lisansına konu tesislerin işletimine başlanıldığından bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca …-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin 18/07/2012 tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; akaryakıt dağıtımı, taşıması ve bayilik faaliyetleri yapılabilmesi için lisans alınmasının zorunlu olduğu, buna karşılık fabrika, şantiye, nakliye filosu işletmeleri ile kendi ihtiyaçları için depolama imkanı ve akaryakıt ikmal kapasitesi olan yerlerde akaryakıt ikmali yapılabileceği, bunun için akaryakıtın işletmelerin ihtiyaçları ve kendi araçları için kullanılması gerektiği, 5015 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 7. fıkrasında belirtilen “kendi araçları” ifadesinden işletmenin faaliyet konusu ile ilgili yapılan işlerde kullanılan araçların anlaşılması gerektiği, bu kapsamda işletmenin kendi mülkiyetinde bulunan araçlar ile mülkiyet dışındaki bir yöntemle (örneğin kira sözleşmesi ile) temin edilerek işletmenin faaliyet konusu ile ilgili işlerde kullanılan araçlara yapılan akaryakıt ikmali için de istisna hükmünün geçerli olduğu, davacı şirketin faaliyet konusuyla ilgili işlerde kullanılmak üzere kiralamış olduğu araçlara akaryakıt ikmali yapıldığı, bu durumun akaryakıtın bayilik lisansına ve yeterli donanıma sahip akaryakıt istasyonlarından ikmal edilmesi gerektiğine yönelik kurala getirilen istisna kapsamında olduğu, davacının fiilinin lisansız piyasa faaliyeti olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, kural olarak lisans alınmaksızın akaryakıt satışı veya ikmali yapılmasının mümkün olmadığı, 5015 sayılı Kanun’da belirtilen istisna kapsamında işletmelerin yeterli teknik donanıma sahip olmaları kaydıyla sadece kendi araçlarına akaryakıt ikmali yapabilecekleri, istisnanın işletmenin envanterinde kayıtlı olan ve maliki olunan araçlar için geçerli olduğu, kira yöntemiyle temin edilen araçların bu kapsamda olmadığı, davacı şirkete ait işletmede 23/02/2009 tarihinde yapılan denetim sonucu düzenlenen tutanakta kiralanan araçlara akaryakıt ikmali yapıldığı ve buna ilişkin giderlerin taşıma sözleşmesi kapsamında sözleşmenin diğer tarafının alacağından mahsup edildiğinin belirtildiği, işletmenin faaliyetlerinde kullanıldığı belirtilen ancak işletmenin envanterinde kayıtlı olmayan araçların istisna kapsamında değerlendirilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/04/2019 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

(X) GEREKÇEDE KARŞI OY
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Çeşitli Hükümler” başlıklı İkinci Kısmının “Cezalar, İdarî Yaptırımlar, Dava Hakkı, Yönetmelik ve Yürürlükten Kaldırılan ve Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı Birinci Bölümünde yer alan “İdarî Para Cezaları” başlıklı 19. maddesinde idarî para cezaları ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş; “Ön Araştırma, Soruşturma ve Dava Hakkı” başlıklı 21. maddesinde ise, Kurulun re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği belirtilmiştir.
Aktarılan bu Kanun hükümlerine göre, Kurulun idarî para cezası verilmesini gerektiren hâllerle ilgili olarak re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 21. maddenin başlığında ve içeriğinde 19. maddede öngörülen idarî para cezasını gerektiren hâllerin ön araştırma veya soruşturma zorunluluğundan muaf tutulduğuna dair hiçbir ifadeye yer verilmediğinden, 21. maddede tüm idarî cezaları için zorunlu tutulan idarî usulün, 19. maddede öngörülen idarî cezalar için de uygulanmasının yasal bir yükümlülük olduğu ortadadır.
Keza, modern idare hukuku uygulamalarında kişilere idarî ceza verilmeden önce idarî soruşturma yapılması ve cezanın bir soruşturma sonucu verilmesi “idarî usul” kurallarının önemli bir kısmını oluşturmakta olup, regülasyon otoritelerinin verdiği idarî cezalarda bu uygulama çok daha belirgindir.
Nitekim, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle yapılan değişiklik ile, idarî para cezalarının, ön araştırma veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından en geç üç ay içinde karara bağlanacağı kuralı getirilmiştir.
Bu itibarla, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde düzenlenen idarî para cezasını gerektiren hâllerin gerçekleştiğinin Kurul tarafından re’sen belirlenmesi veya bu konuda Kurula ihbar veya şikâyetlerin intikal etmesi üzerine Kurul tarafından doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verilmesi zorunlu olmasına rağmen, davacı şirket hakkında ön araştırma veya soruşturma yapılmadan idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı, dava konusu işlemin bu gerekçeyle iptali gerektiği oyu ile kararın gerekçesine katılmıyorum.