Danıştay Kararı 13. Daire 2013/3248 E. 2019/1332 K. 24.04.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/3248 E.  ,  2019/1332 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2013/3248
Karar No:2019/1332

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından işletilen akaryakıt istasyonunda, akaryakıt tankerinden otobüse doğrudan akaryakıt ikmal edildiğinin tespit edildiğinden bahisle, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca …-TL para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; … İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, 04/03/2012 tarihinde yapılan denetimlerde, davacı şirket tarafından işletilen … ili, … ilçesi, … Mahallesi, …Caddesi, No:… adresindeki akaryakıt istasyonunda … plakalı akaryakıt tankerinden … plakalı otobüse doğrudan akaryakıt ikmal edildiğinin tespit edildiği, davacı şirket tarafından yapılan savunma yeterli görülmeyerek Kurul’un … tarih ve … sayılı kararı ile, davacı dağıtım şirketine 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca …-TL para cezası verildiği, mevzuat gereği fabrika, şantiye, nakliye filosu işletmeleri ve benzeri kendi ihtiyaçları için depolama imkânı ve kendi araçlarına akaryakıt ikmal kapasitesi olan yerler hariç, araçlara yapılacak akaryakıt ikmalinin bayilik lisansı ve yeterli donanımı olan akaryakıt istasyonları dışında yapılamayacağı, bunun istisnasının ise akaryakıt istasyonlarının gerekli tedbirleri alarak tarım sektörünün ihtiyaçları için tanker ve köy pompası vasıtasıyla LPG hariç akaryakıt satışı yapabilmesi olduğu, olayda ise, tarım sektörünün ihtiyaçları dışında bir sebeple akaryakıt tankerinden doğrudan akaryakıt ikmali yapıldığının tespit edildiği, bu hususun davacı şirket tarafından da doğrulandığı, dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, akaryakıt tankerinden otobüse doğrudan akaryakıt nakledilmesinin mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, otobüs firması ile aralarında anlaşma olduğu, akaryakıtın ulusal marker seviyesinin geçerli ve ilgili teknik düzenlemelere uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 24/04/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Çeşitli Hükümler” başlıklı İkinci Kısmının “Cezalar, İdarî Yaptırımlar, Dava Hakkı, Yönetmelik ve Yürürlükten Kaldırılan ve Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı Birinci Bölümünde yer alan “İdarî Para Cezaları” başlıklı 19. maddesinde idarî para cezaları ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş; “Ön Araştırma, Soruşturma ve Dava Hakkı” başlıklı 21. maddesinde ise, Kurulun re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği belirtilmiştir.
Aktarılan bu Kanun hükümlerine göre, Kurulun idarî para cezası verilmesini gerektiren hâllerle ilgili olarak re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 21. maddenin başlığında ve içeriğinde 19. maddede öngörülen idarî para cezasını gerektiren hâllerin ön araştırma veya soruşturma zorunluluğundan muaf tutulduğuna dair hiçbir ifadeye yer verilmediğinden, 21. maddede tüm idarî cezaları için zorunlu tutulan idarî usulün, 19. maddede öngörülen idarî cezalar için de uygulanmasının yasal bir yükümlülük olduğu ortadadır.
Keza, modern idare hukuku uygulamalarında kişilere idarî ceza verilmeden önce idarî soruşturma yapılması ve cezanın bir soruşturma sonucu verilmesi “idarî usul” kurallarının önemli bir kısmını oluşturmakta olup, regülasyon otoritelerinin verdiği idarî cezalarda bu uygulama çok daha belirgindir.
Nitekim, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle yapılan değişiklik ile, idarî para cezalarının, ön araştırma veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından en geç üç ay içinde karara bağlanacağı kuralı getirilmiştir.
Bu itibarla, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde düzenlenen idarî para cezasını gerektiren hâllerin gerçekleştiğinin Kurul tarafından re’sen belirlenmesi veya bu konuda Kurula ihbar veya şikâyetlerin intikal etmesi üzerine Kurul tarafından doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verilmesi zorunlu olmasına rağmen, davacı şirket hakkında ön araştırma veya soruşturma yapılmadan idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığından davanın reddi yönünde verilen Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.