Danıştay Kararı 13. Daire 2013/3061 E. 2019/2237 K. 25.06.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/3061 E.  ,  2019/2237 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2013/3061
Karar No:2019/2237

TEMYİZ EDEN (DAVACI):
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI): …
VEKİLİ : …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 10/03/2005 tarih ve BAY/450-354/02341 sayılı bayilik lisansı sahibi davacının akaryakıt istasyonunda yapılan denetim sonucu … plakalı aracın yakıt deposuna gaz yağı ikmali yaptığının tespit edilerek 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 44. maddesinin 6. fıkrasına aykırı hareket ettiğinden bahisle …-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; … İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından bayilik lisansı sahibi davacıya ait akaryakıt istasyonunda 06/02/2012 tarihinde yapılan denetim neticesinde … plakalı aracın deposuna gaz yağı ikmali yapıldığının somut olarak tespit edilmesi ve davacının üzerine atılı eylemin sabit olması karşısında, dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı, her ne kadar, söz konusu fiilin işlendiği tarih itibarıyla havanın çok soğuk olduğu ileri sürülmüş ise de, akaryakıt istasyonunda … ‘ye ait … plakalı özel aracın deposuna gaz yağı ikmali yapıldığı açık olarak ortaya konulduğundan, davacının bu iddiasına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, denetimin yapıldığı tarihte hava çok soğuk olduğundan depodaki akaryakıtın donmaması için gaz yağı ikmali yapıldığı, tamamen insani düşüncelerle hareket edildiği, ticari bir amacın olmadığı, gaz yağının pompayla değil bidon ile araç sürücüsüne verildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
“… Yolu, 13. Km, … Mevkii, …” adresinde faaliyet gösteren davacıya ait akaryakıt istasyonunda … tarihinde … İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından yapılan denetimde … kontrolündeki … plakalı aracın yakıt deposuna gaz yağı ikmali yapıldığının tespit edildiğinden bahisle 04/04/2012 tarih ve … sayılı Kurul kararı ile davacının savunmasının alınmasına karar verildiği, davacının savunması yeterli görülmeyerek 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 44. maddesinin altıncı fıkrasına aykırı hareket ettiği gerekçesiyle Kurul’un … tarih ve … sayılı kararı ile …-TL para cezası verilmesi üzerine bu işlemin iptali istemle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “Lisans, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verir. Lisans ile tanınan haklar; bu Kanunun, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılır.” kuralına yer verilmiş, aynı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendinde, sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi hâlinde sorumlularına ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği, aynı maddenin 4. fıkrasında ise bayiler için cezaların beşte birinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
17/06/2004 tarih ve 25495 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 44. maddesinin altıncı fıkrasında, “Motorlu kara taşıtlarına akaryakıt türlerinden; yakıt nafta, gazyağı, jet yakıtı, fuel oil türleri ve yakıt biodizel ikmal edilemez.” kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari yaptırımlar; idarenin bir yargı kararına gerek olmadan yasaların açıkça verdiği yetkiye dayanarak idare hukuku ile bazı ceza hukuku ilkelerini dikkate almak suretiyle idari işlemlerle uyguladığı yaptırımlardır. Bu itibarla idari yaptırımlar cezai nitelikleri olan idari işlemlerdir. Dolayısıyla idari yaptırımların iki belirgin özelliğinden birisi idari işlem olmaları, diğeri ise cezalandırıcı nitelik barındırmalarıdır.
İdari para cezaları, idari yaptırımların özünü oluşturmaktadır. Bu sebeple, idare tarafından idari para cezası işlemi tesis edilirken, söz konusu işlemin tesisine sebep olan fiilin hakkında işlem tesis edilen kişi tarafından işlendiği idare tarafından açık ve somut bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir.
Olayda, davacının akaryakıt istasyonunda yapılan denetimde bir aracın yakıt deposuna davacı tarafından pompadan gaz yağı satışı yapıldığı, bunun somut verilere dayalı olarak ortaya konulamadığından, idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/06/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyize konu İdare Mahkemesi kararında, 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.

(XX) GEREKÇEDE KARŞI OY :
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Çeşitli Hükümler” başlıklı İkinci Kısmının “Cezalar, İdarî Yaptırımlar, Dava Hakkı, Yönetmelik ve Yürürlükten Kaldırılan ve Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı Birinci Bölümünde yer alan “İdarî Para Cezaları” başlıklı 19. maddesinde idarî para cezaları ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş; “Ön Araştırma, Soruşturma ve Dava Hakkı” başlıklı 21. maddesinde ise, Kurulun re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği belirtilmiştir.
Aktarılan bu Kanun hükümlerine göre, Kurulun idarî para cezası verilmesini gerektiren hâllerle ilgili olarak re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 21. maddenin başlığında ve içeriğinde 19. maddede öngörülen idarî para cezasını gerektiren hâllerin ön araştırma veya soruşturma zorunluluğundan muaf tutulduğuna dair hiçbir ifadeye yer verilmediğinden, 21. maddede tüm idarî cezaları için zorunlu tutulan idarî usulün, 19. maddede öngörülen idarî cezalar için de uygulanmasının yasal bir yükümlülük olduğu ortadadır.
Keza, modern idare hukuku uygulamalarında kişilere idarî ceza verilmeden önce idarî soruşturma yapılması ve cezanın bir soruşturma sonucu verilmesi “idarî usul” kurallarının önemli bir kısmını oluşturmakta olup, regülasyon otoritelerinin verdiği idarî cezalarda bu uygulama çok daha belirgindir.
Nitekim, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle yapılan değişiklik ile, idarî para cezalarının, ön araştırma veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından en geç üç ay içinde karara bağlanacağı kuralı getirilmiştir.
Bu itibarla, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde düzenlenen idarî para cezasını gerektiren hâllerin gerçekleştiğinin Kurul tarafından re’sen belirlenmesi veya bu konuda Kurula ihbar veya şikâyetlerin intikal etmesi üzerine Kurul tarafından doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verilmesi zorunlu olmasına rağmen, davacı hakkında ön araştırma veya soruşturma yapılmadan idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığından davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.