Danıştay Kararı 13. Daire 2013/2844 E. 2019/2232 K. 25.06.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/2844 E.  ,  2019/2232 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2013/2844
Karar No:2019/2232

TEMYİZ EDEN (DAVALI): …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 21/03/2005 tarih ve BAY/463-685/09320 sayılı bayilik lisansı sahibi olan davacı şirket tarafından, 17/02/2010 tarih ve BAY/939-82/27234 sayılı bayilik lisansı sahibi …’a ait akaryakıt istasyonuna farklı tarihlerde 8 kez yeniden satış amaçlı akaryakıt satış yapıldığından bahisle, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi ve aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca her fiil için ayrı ayrı …-TL olmak üzere toplam …-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacı şirketin, iki aydan az bir dönem içinde sekiz ayrı ihlâli gerçekleştirmesinin hayatın olağan akışıyla bağdaşmadığını, satmış olduğu akaryakıtların söz konusu akaryakıt istasyonuna boşaltıldığından haberdar olmadığını, akaryakıtların bir inşaat firmasının şantiyesine boşaltılmak üzere satıldığını iddia ettiği, satışlarla ilgili faturaların da boşaltılan akaryakıt istasyonu sahibi … adına tanzim edilmediği, aksine davacının iddia ettiği gibi … İnşaat isimli şirket adına düzenlendiği, söz konusu tespitlere ilişkin tutanaklarda sadece … isimli şahsın sahibi olduğu akaryakıt istasyonunun çalışanının imzasının olduğu, nakliyeyi gerçekleştiren şahısların ifadelerinin dosyada ve dava konusu işlemde yer almadığı, davacı şirket yetkililerinin olayla ilgili olarak ifadelerinin alınmadığı ve tutanaklarda imzalarının bulunmadığı dikkate alındığında, iddia edilen mevzuat ihlâllerinin ön araştırma ve soruşturma prosedürüne gerek olmayacak derecede açık olduğundan bahsedilemeyeceğinden, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak, işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, akaryakıt bayilerinin usulüne uygun olarak temin ettikleri akaryakıtı kullanıcılar haricinde yeniden satış amaçlı ikmal etmemekle yükümlü oldukları, davacı şirketin 8 kez yeniden satış amaçlı akaryakıt satışı yaptığının denetimler sonucu tanzim edilen tutanaklar ve faturalarla tespit edildiği, dolayısıyla davacı şirketin söz konusu eylemleri işlediği sabit olduğundan yapılan tespitler dikkate alınarak tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı, harçtan muaf olmasına rağmen temyize konu Mahkeme kararında Kurum aleyhine harca hükmedildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
… İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince 20/09/2010, 27/10/2010, 09/11/2010, 15/11/2010, 25/11/2010, 02/12/2010, 06/12/2010 ve 29/12/2010 tarihlerinde gerçekleştirilen denetimlerde, davacı şirket tarafından bayilik lisansı sahibi … isimli şahsın akaryakıt istasyonuna yeniden satış amaçlı akaryakıt satışı yapıldığı yönünde 8 ayrı tutanak düzenlendiği, bunun üzerine ön araştırma ve soruşturma prosedürüne gerek duyulmadan 31/01/2012 tarihli yazı ile davacının savunmasının istendiği, 20/02/2012 tarihli savunmada ileri sürülen hususlar yerinde görülmeyerek tespite konu her bir fiil için ayrı ayrı …-TL olmak üzere toplam …-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin olarak tesis edilen … tarih ve … sayılı Kurul kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan hâliyle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “Lisans, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verir. Lisans ile tanınan haklar; bu Kanunun, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılır.” kuralına yer verilmiş, aynı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendinde, sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi hâlinde sorumlularına ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği, aynı maddenin 4. fıkrasında ise bayiler için cezaların beşte birinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
17/06/2004 tarih ve 25495 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde, bayilik lisansı sahiplerinin, kullanıcılar haricinde yeniden satış amaçlı satış yapamayacakları belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, davacı şirketin kendisi adına akaryakıt taşıyan tankerlerinin 20/09/2010, 27/10/2010, 09/11/2010, 15/11/2010, 25/11/2010, 02/12/2010, 06/12/2010 ve 20/12/2010 tarihlerinde başka bir akaryakıt bayiliği lisansına sahip … ‘a yeniden satış amacıyla akaryakıt satışı yaptığının tespit edildiği, tespitten bir kaç saat öncesinde … A.Ş.’den davacı şirket adına akaryakıt taşıması yaptıklarına ilişkin olarak düzenlenen faturalarda, söz konusu tespitte yer alan tankerlerin plaka numaralarının yer aldığı, bu şekilde ayrı ayrı yapılan sekiz tespitte de faturalarda yer alan plaka numaraları ile tespit tutanaklarında yer alan tanker plakalarının birbirini tuttuğu, her tutanakta …’a ait akaryakıt istasyonu sorumlusunun imzasının bulunduğu, bu hâliyle davacı şirket adına taşımacılık yapan tankerlerin başka bir bayiye ait akaryakıt istasyonuna akaryakıt boşalttığı hususunun sübut bulduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/06/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Çeşitli Hükümler” başlıklı İkinci Kısmının “Cezalar, İdarî Yaptırımlar, Dava Hakkı, Yönetmelik ve Yürürlükten Kaldırılan ve Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı Birinci Bölümünde yer alan “İdarî Para Cezaları” başlıklı 19. maddesinde idarî para cezaları ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş; “Ön Araştırma, Soruşturma ve Dava Hakkı” başlıklı 21. maddesinde ise, Kurulun re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği belirtilmiştir.
Aktarılan bu Kanun hükümlerine göre, Kurulun idarî para cezası verilmesini gerektiren hâllerle ilgili olarak re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 21. maddenin başlığında ve içeriğinde 19. maddede öngörülen idarî para cezasını gerektiren hâllerin ön araştırma veya soruşturma zorunluluğundan muaf tutulduğuna dair hiçbir ifadeye yer verilmediğinden, 21. maddede tüm idarî cezaları için zorunlu tutulan idarî usulün, 19. maddede öngörülen idarî cezalar için de uygulanmasının yasal bir yükümlülük olduğu ortadadır.
Keza, modern idare hukuku uygulamalarında kişilere idarî ceza verilmeden önce idarî soruşturma yapılması ve cezanın bir soruşturma sonucu verilmesi “idarî usul” kurallarının önemli bir kısmını oluşturmakta olup, regülasyon otoritelerinin verdiği idarî cezalarda bu uygulama çok daha belirgindir.
Nitekim, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle yapılan değişiklik ile, idarî para cezalarının, ön araştırma veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından en geç üç ay içinde karara bağlanacağı kuralı getirilmiştir.
Bu itibarla, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde düzenlenen idarî para cezasını gerektiren hâllerin gerçekleştiğinin Kurul tarafından re’sen belirlenmesi veya bu konuda Kurula ihbar veya şikâyetlerin intikal etmesi üzerine Kurul tarafından doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verilmesi zorunlu olmasına rağmen, davacı şirket hakkında ön araştırma veya soruşturma yapılmadan idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığından dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararının bu gerekçeyle onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.