Danıştay Kararı 13. Daire 2013/2781 E. 2019/2791 K. 27.09.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/2781 E.  ,  2019/2791 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2013/2781
Karar No:2019/2791

TEMYİZ EDEN (DAVALI): …
VEKİLİ : …

KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ : …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: “… ili, … ilçesi, … Yolu, 9. km” adresinde faaliyet gösteren davacıya ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetimde, istasyondan alınan benzin numunesinin teknik düzenlemelere aykırı olduğundan bahisle, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi ile aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca davacı şirkete …-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacıya ait akaryakıt istasyonundan 22/02/2012 ve 24/02/2012 tarihlerinde alınan benzin numunelerinin ulusal marker seviyesinin geçerli çıktığı, cezanın ise aynı numunenin teknik düzenlemelere aykırı olduğundan bahisle verildiği, ulusal marker seviyesinin geçerli çıkmasının ürünün teknik düzenlemelere aykırı olmadığı anlamına gelmediği, idarenin bu konudaki tespitini hiçbir şüpheye yer vermeyecek bir biçimde ortaya koyması gerektiği, fatura örneklerinin incelenmesinden, numune alımından yaklaşık üç ay önce 08/12/2009 tarihinde davacının dağıtıcı firma olan … Firmasından benzin aldığı, idarece davacının dağıtıcı firmadan aldığı benzin miktarı dikkate alınarak, numune alım tarihine kadar yapılan benzin satışlarının belirlenmesi, yapılan satış miktarı ile dağıtıcı firmadan alınan benzin ve kalan benzin miktarları dikkate alınmak sureti ile tüm miktarların birbirini tutması hâlinde doğrudan dağıtıcı firmadan alınan benzinin teknik düzenlemelere aykırı olduğunun kabul edilmesi ve cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca davacıya ceza verilmemesi, miktarların birbirini tutmaması halinde ise sorumluluğun davacı şirkete yüklenmesi gerekirken, idarece anılan türde bir inceleme yapılmadan doğrudan davacı şirketin cezalandırıldığı anlaşıldığından, eksik inceleme üzerine tesis edilen dava konusu idari para cezası işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Piyasaya sunulan yakıtların sahip olması gereken özelliklerin idare tarafından teknik düzenleme hâline getirildiği, davacı tarafından satışı yapılan benzinin teknik düzenlemelere aykırı olduğu, akaryakıtın yeterli şart ve seviyede ulusal marker içerip içermemesi ile teknik düzenlemelere uygunluğunun birbirinden farklı değerlendirilmesi gerektiği, teknik düzenlemelere uygun olmayan bir ürün yeterli seviyede ulusal marker içerebilecekken, teknik düzenlemelere uygun olan bir ürünün de yeterli seviyede ulusal marker içermeyebileceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, bayisi oldukları akaryakıt firması dışında başka bir satıcıdan akaryakıt ikmali yapmadıkları, sattıkları benzine herhangi bir yabancı madde karıştırmadıkları, bu nedenle usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararının onanması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacıya ait akaryakıt istasyonunda 22/02/2012 ve 24/02/2012 tarihlerinde denetim yapılmış, sahadaki ulusal marker ölçümü geçerli çıkmış, ancak TÜBİTAK’tan alınan muayene raporuna göre benzin numunesi teknik düzenlemelere aykırı bulunmuş, bu nedenle davacıya idari para cezası verilmiş anılan cezanın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 2. maddesinin (42) numaralı bendinde, “Teknik Düzenleme: Petrolün ve madenî yağın, ilgili idarî hükümler de dahil olmak üzere, standartları, ölçüleri, özellikleri, işleme ve üretim yöntemleri, bunlarla ilgili terminoloji, sembol, ambalajlama, işaretleme, etiketleme ve uygunluk değerlendirmesi işlemleri hususlarından biri veya birkaçını belirten ve uyulması zorunlu olan her türlü düzenleme” olarak tanımlanmıştır.
Yine, 5015 sayılı Kanun’un “Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri” başlıklı 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (ı) bendinde, bu Kanun’a göre faaliyette bulunanların; piyasa faaliyetlerinde, Kurul’un belirleyeceği teknik düzenlemelere uygun akaryakıt sağlamakla yükümlü oldukları vurgulanmış; 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde, 4. madde hükümlerinin ihlâli hâlinde, sorumlulara ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği belirtildikten sonra aynı maddenin dördüncü fıkrasında, bayiler için yukarıda yer alan cezaların beşte birinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, petrol piyasasına ilişkin faaliyetler kapsamındaki tesislerin ve piyasaya sunulan petrol ve madenî yağın teknik düzenlemelere ve standartlara uygunluğu ile ilgili usul ve esasların belirlenmesi amacıyla çıkarılan ve 10/09/2004 tarih ve 25579 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Petrol Piyasasında Uygulanacak Teknik Kriterler Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde, akaryakıtın teknik düzenlemelere uygun olmasının zorunlu olduğu; (b) bendinde, ürünlerin öncelik sırasıyla TS veya EN standartlarına veya bu standartlar da yoksa, TSE tarafından kabul gören diğer standartlara uygun olmasının esas olduğu belirtilmiş; 7. maddesinin (d) bendinde ise, lisans sahiplerinin akaryakıtı teknik düzenlemelere uygun olarak arz etmekle yükümlü oldukları ifade edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacıya ait akaryakıt istasyonundan alınan numunenin ulusal marker seviyesi geçerli bulunmuş, ancak “buhar basıncı”, “kükürt”, “benzen” ve “hidrokarbon tipleri (Aromatikler) parametreleri teknik düzenlemelere aykırı çıkmıştır. Davacı tarafından, kendisinin akaryakıta herhangi bir müdahalede bulunmadığı, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmediği, varsa sorumluluğun dağıtıcıya ve rafineriye ait olduğu, bu durumdan kendisinin sorumlu tutulamayacağı ileri sürülmüştür.
Teknik Düzenlemelere Aykırılığın “Kükürt” Parametresi Yönünden İncelenmesi;
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan Motorin Türlerine İlişkin Teknik Düzenleme Tebliği’nin 2. maddesinde, piyasaya akaryakıt olarak arz edilen motorin türlerinin, Türk Standartları Enstitüsü tarafından hazırlanan, ekli Eylül 2005 tarihli “TS 3082 EN 590 Otomotiv Yakıtları-Dizel (Motorin)-Gerekler ve Deney Yöntemleri” standardına uygun olmasının zorunlu olduğu, beher kilogramında bulunabilecek en çok kükürt değerinin; motorin için 10, kırsal motorin için 1000 miligramı aşamayacağı belirtilmiştir.
28/12/2010 tarih ve 27799 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, 22/12/2010 tarih ve 2957 sayılı “Ham Petrol, Akaryakıt, İhrakiye, Madeni Yağ, Baz Yağ ve Petrolle İlişkili Maddelere Dair” Kurul kararının Geçici 2. maddesinde, “01/04/2011 tarihine kadar dağıtıcı depo ve terminallerinden, 31/12/2011 tarihine kadar bayi tanklarından alınan motorin numunelerinin kükürt içeriğinde azami 20 mg/kg’a kadar yapılan tespitlerde idarî para cezası uygulanmaz.” kuralına yer verilmiştir.

Bayilik lisansı sahibi davacı şirkete ait istasyondan 24/02/2010 tarihinde alınan numunenin analizi sonucunda, normal şartlarda en çok 10 mg/kg olması gereken kükürt parametresinin 15,7 mg/kg olarak ölçüldüğü, ancak anılan Kurul kararında azami miktar olarak belirlenmiş olan 20 mg/kg’ı aşmadığı, bu hâliyle numunenin “kükürt” parametresi yönünden teknik düzenlemelere aykırılık taşımadığı görülmektedir.
“Buhar Basıncı”, “Benzen” ve “Hidrokarbon Tipleri (Aromatikler)” parametrelerine gelince;
Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için Dairemizin 07/05/2019 tarihli ara kararı ile ‘nden; ” parametrelerin üretim aşamasında ayarlanıp ayarlanmadığı, diğer parametreler sınır değerlere uygun tutulmak suretiyle “Buhar basıncı”, “benzen”, “hidrokarbon tipleri (aromatikler)” parametrelerinin sonradan müdahale ile standardının altında veya üzerinde olacak şekilde değiştirilmesinin teknik olarak mümkün olup olmadığının ve saklama koşullarından ve analize başlama süresinden kaynaklanan sebeplerle “Buhar basıncı”, “benzen”, “hidrokarbon tipleri (aromatikler)” parametrelerinin etkilenip etkilenmeyeceğinin…” sorulduğu; 09/08/2019 tarih ve 774/4262 sayılı ara kararı cevabında, buhar basıncı, benzen ve hidrokarbon tipleri parametre değerlerinin üretim aşamasında rafineriler tarafından ayarlanmakta olduğu, numunelerin uygun şekilde saklanıp nakliye edilmeleri gerektiği, söz konusu parametrelerin numune almadan başlayan ve analizin tamamlanmasına kadar geçen süreç içerisinde dış etkenlerden etkilenebileceği ve bu etkenler neticesinde buhar basıncı parametresi değerinin düşebileceği, uyuşmazlığa konu numunenin 24/02/2010 tarihinde tanktan alındığı, laboratuvara ise 19/04/2010 tarihinde teslim edildiği, arada geçen süreç içerisinde numunenin uygun şartlarda saklanmamasından dolayı bahsi geçen değerlerin değişime uğrayacağının değerlendirildiği ifade edilmiştir.
Bu durumda, anılan ara kararı cevabı ile dosyada mevcut diğer bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, akaryakıtın ulusal marker seviyesinin geçerli olması, kükürt miktarının Kurul’un belirlemiş olduğu sınırın altında kalıyor olması, “Buhar basıncı”, “benzen”, “hidrokarbon tipleri (aromatikler)” parametrelerinin üretim aşamasında belirleniyor olması, davacının numune alınan akaryakıta bir müdahalesinin olduğuna ve piyasaya teknik düzenlemelere aykırı akaryakıt arz ettiğine ilişkin başka bir tespitin de bulunmaması karşısında, davacı şirketin teknik düzenlemelere uygun akaryakıt sağlama yükümlülüğünü yerine getirmediğinden söz etmeye olanak bulunmadığından, davacı şirket hakkında idari para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk, işlemin iptali yolundaki temyize konu Mahkeme kararında ise sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.