Danıştay Kararı 13. Daire 2013/263 E. 2018/2731 K. 08.10.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/263 E.  ,  2018/2731 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2013/263
Karar No:2018/2731

TEMYİZ EDENLER : 1. (DAVALI) … Valiliği
VEKİLİ: …
2. MÜDAHİL (DAVALI YANINDA): …
VEKİLİ: …
3. (DAVACILAR): – …Tic. A.Ş.
VEKİLLERİ: …
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … mevkiinde bulunan kaynak suyunun, isimli kişiye 3 yıl süre ile kiraya verilmesine ilişkin … İl Özel İdaresi İl Encümeni’nin 10/10/2007 tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun’un 4. maddesinin 4916 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile değişik 3. fıkrası uyarınca kiralamanın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uyarınca yapılacağı öngörüldüğü hâlde, Mahkemelerinin 24/01/2008 tarihli ara kararı uyarınca davalı idarece gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden, kaynak suyu kiralama işiyle ilgili 2886 sayılı Kanun uyarınca herhangi bir ihalenin yapılmadığı, isimli şahsın talebi üzerine kaynak suyunun ölçümleri yapılarak ve ölçüm sonucunda da tespit edilen kullanım bedeli üzerinden kiralama işinin gerçekleştirildiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacı şirketin idareden kiralama talebinde bulunmadığı, kaynak suyunun köy muhtarlığınca kiraya verilemeyeceği, yapılan sözleşmenin geçerliliğinin bulunmadığı, müdahil tarafından verilen kiralama talepli dilekçeye istinaden yapılan kiralama işleminin 4916 sayılı Kanunla il özel idarelerine verilen yetki çerçevesinde gerçekleştirildiği, 2886 sayılı Kanun’un 50 ve 51. maddelerinde pazarlık usulü ile ihalenin düzenlendiği, bu hükümler uyarınca suyun kaçak olarak kullanılması da göz önüne alınarak kiralama işleminin yapıldığı, kiralama işleminde kamu yararı bulunduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare yanında müdahil tarafından, kiralama işlemi tamamlanamadığından kiralama işleminin iptal davasına konu olabilecek nihai bir işlem olmadığı, kararda bu hususa ilişkin bir gerekçe gösterilmediği, dava konusu kiralama işlemine esas kaynak suyu kiralama ihalesinin 2886 sayılı Kanun’un 50 ve 51. maddelerinde sayılan ve pazarlıkla yapılabilecek işlerden olduğu, anılan Kanun’un 51. maddesinin (g) ve (k) fıkralarında ihale açılmadan pazarlıkla yapılabilecek işlerin sayıldığı, kaynak suyunun durağan olmadığı, ihale ile elde edilebilecek bedelden daha iyi bir bedelle kiralama işleminin yapıldığı, kiralama işleminin mevzuata ve kamu yararına uygun olduğu ileri sürülmektedir.
Davacılar tarafından, kararda dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu belirtilmişse de iptaline ilişkin bir karar verilmediği, kararın bu yönden tamamlanması gerektiği; kararda ihale yapılmadan kiralamanın hukuka aykırı olduğu belirtilmişse de, gerekçenin hatalı olduğu, kaynak suyunun 25 yıl süre ile 16/01/1987 tarihinde kiralandığı, sözleşmenin köy tüzel kişiliği adına muhtar tarafından imzalandığı, kaymakamlık tarafından da kiralamaya onay verildiği, sözleşmenin yapıldığı tarihteki 167 sayılı Kanun’un 4. maddesine ve 442 sayılı Köy Kanunu’nun 16 ve 17. maddelerine uygun olduğu, 4916 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile idareye tanınan kiralama yetkisinin kira süresinin bitmesinden sonra hüküm ifade edebileceği, daha önceki sözleşmeleri geçersiz sayan veya süreye bağlayan herhangi bir hüküm bulunmadığı, kira süresi dolmadan kaynak suyunun ihaleye çıkarılması işleminin de geçerli bir kira sözleşmesini ortadan kaldıramayacağı, sözleşme süresinin bitmesinin beklenmesi gerektiği belirtilerek kararın gerekçe ve eksik hüküm yönlerinden düzeltilerek onanması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacılar, davalı idare ve davalı idare yanında müdahil tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
… köy tüzel kişiliği ile davacı şirket arasında 16/01/1987 tarihinde …ili, … ilçesi, … mevkiinde bulunan kaynak suyunun 25 yıl süre ile işletilmesine ilişkin olarak “Memba Suyu İşletme ve İmtiyaz Sözleşmesi” imzalanmıştır.
… Kaymakamlığı’nın 16/01/1987 tarih ve 45/24 sayılı yazısında, söz konusu içme suyu kaynağının köy tüzel kişiliği ve Hazine adına tapulu olmadığı, köy halkının istifadesine ait mera vasfını taşıdığı ve anılan sözleşmenin onaylanmasında sakınca bulunmadığı belirtilmiştir.
… (müdahil) isimli kişinin, … Valiliği İl Özel İdaresi’ne hitaplı 11/09/2007 tarihli yazısıyla, sözleşmeye konu kaynak suyunun içme suyu amaçlı olarak işletilmesi için kiralanmasının talep edilmesi üzerine, … İl Özel İdaresi İl Encümeni’nin 10/10/2007 tarih ve … sayılı kararıyla, kaynak suyunun ticari amaçlı içme suyu olarak işletilmek üzere ilk yıl …-YTL, diğer yıllar için ise Türkiye İstatistik Kurumu’nca belirlenecek üretici fiyat endeksine göre artış yapılmak kaydıyla müdahil adına 3 yıl süre ile kiraya verilmesine karar verilmiş olup, işbu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
14/12/1983 tarih ve 18251 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan mülga 178 sayılı Maliye ve Gümrük Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 13. maddesinin (b) bendinde, “Devletin özel mülkiyetindeki taşınmaz malların satışı, kiralanması, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi; Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin gerekli görülen hâllerde kiralanması, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi, Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altındaki su ürünleri istihsal yerlerinin kiraya verilmesi işlemlerini yapmak” Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün görevleri arasında sayılmıştır.
Mülga 743 sayılı Medeni Kanun’un 641. maddesinde, “Sahipsiz şeyler ile menfaati umuma ait olan mallar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır…” kuralı yer almaktadır.
167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun’un 4. maddesinin 19/07/2003 tarih ve 25173 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4916 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile değişik 3. fıkrasında ise, “Kuyu açan kimse, bulunan suyun ancak kendi faydalı ihtiyaçlarına yetecek miktarını kullanmaya yetkilidir. Bu miktarı aşan sular ile sulama, kullanma ve işlenerek veya doğal hâliyle içme suyu olarak satılmak üzere çıkarılan yeraltı suları, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki kaynak suları (mazbut vakıflara ait sular hariç), 2886 sayılı Kanun hükümlerine uyularak il özel idarelerince kiraya verilir…” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca, 4916 sayılı Kanun’un 22. maddesinin yürürlük tarihi olan 19/07/2003 tarihinden önce Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki kaynak sularının kiralanmasında Maliye Bakanlığı’nın (Milli Emlak Genel Müdürlüğü), anılan tarihten sonra Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki kaynak sularının kiralanmasında ise il özel idarelerinin yetkili olduğu, söz konusu kiralama yetkisinin de 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na uygun olarak kullanılması gerektiği açık olduğundan, söz konusu içme suyu kaynağının 2886 sayılı Kanun uyarınca herhangi bir ihale yapılmaksızın müdahile kiralanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Her ne kadar davacılar tarafından, dava konusu kaynak suyunun, 16/01/1987 tarihli “Memba Suyu İşletme ve İmtiyaz Sözleşmesi” ile 25 yıl süre ile kiralandığı ve sözleşme süresince ihale yoluyla da il özel idarelerince kiraya verilemeyeceği iddia edilmiş ise de; 16/01/1987 tarih ve 45/24 sayılı … Kaymakamlığı’nın yazısında, içme suyu kaynağının köy tüzel kişiliği ve Hazine adına tapulu olmayan ve köy halkının istifadesinde olan mera vasfını taşıdığı belirtilmiş olup, mera vasfı taşıyan yerdeki kaynağın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu; herhangi bir mevzuatta köy tüzel kişiliğine Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan kaynak sularını, kira ya da imtiyaz sözleşmesi ile belirli bir süre üçüncü kişilere verme yetkisi tanınmadığı; sözleşme tarihinde mülga 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 13/b maddesi uyarınca bu yetkinin Maliye Bakanlığı’nda olduğu, yetkisiz bir merciin yapmış olduğu işletme ve imtiyaz sözleşmesinin davacılara müktesep hak kazandırmayacağı sonucuna varıldığından davacıların bu iddiası geçerli görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların ve müdahilin temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara ve müdahile iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 08/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.