Danıştay Kararı 13. Daire 2013/1413 E. 2019/1180 K. 11.04.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/1413 E.  ,  2019/1180 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2013/1413
Karar No:2019/1180

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI): Tarım ve Orman Bakanlığı
VEKİLİ : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı firmaya ait tütün mamullerinin, satış yerlerindeki raf ve standlara mevzuata aykırılık oluşturacak şekilde yerleştirildiğinden bahisle 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 5. fıkrasının (l) bendi ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 14. maddesindeki iştirak hükümleri çerçevesinde …-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 29/06/2011 tarih ve 6376 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; tütün mamullerinin reklam ve teşhirinin yapılmasının yasak olmasına rağmen 17/03/2010 tarihinde yapılan denetimde, davacı şirket ile işletmeci … arasında imzalanan 01/01/2010 tarihli sözleşme uyarınca, davacı şirket tarafından temin edilen sigara standının … isimli iş yerinde bulunduğu, söz konusu standın fotoğraflarından standın üst kısmının dikkat çekecek şekilde ışıklandırılmış olduğu, standda ağırlıklı olarak davacı şirkete ait ürünlerin bulunduğu, görüntüsü itibarıyla tütün mamullerinin teşhir edildiği, davacı şirket ile işletmeci arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca davacı şirketin işletmeciyi ürünlerini teşhir etmeye zorladığının sübuta erdiği, 4733 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 5. fıkrasının (l) bendi ve 5326 sayılı Kanun’un iştirak hükümleri uyarınca davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idari para cezasına konu eylemin nitelendirmesinin somut olarak yapılmadığı, idari yaptırım kararının hukuki dayanağı olarak gösterilen Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin fiilin işlendiği tarihte henüz yürürlükte olmadığı, tütün mamulü satış ünitesinin ışıklandırmasının reklam veya tanıtım amaçlı olmadığı sıradan bir aydınlatma niteliğinde olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, idari yaptırımın 4733 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 5. fıkrasının (l) bendine dayalı olarak uygulandığı, davaya konu işlemin tesis edilmesinde Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanmadığı, ihlâle konu materyalin teşhir ünitesi niteliğinde olduğu, fotoğraflarına yer verilen alanın satış standı özelliği taşımadığı, ışıklandırılmış bölmede yer alan sigara paketleri ile belirli markaların reklam ve tanıtımının yapıldığının sabit olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
24/12/2017 tarih ve 30280 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 81. maddesi ile 4733 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 7. maddede, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte kapatıldığı, Kurum’un taraf olduğu davalarda devir durumuna göre ilgili idarenin kendiliğinden taraf sıfatını kazanacağı, 78. maddesinde ise tütün ve alkol piyasasına ilişkin görevlerin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yürütüleceği belirtilmiştir.
09/07/2018 tarih ve 30473 sayılı (3. Mükerrer) Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 703 sayılı Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 27. maddesinde; “3/6/2011 tarihli ve 639 sayılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname yürürlükten kaldırılmıştır.”, Geçici 1. maddesinin 19. fıkrasında ise, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte kapatılan veya bünyesinde bulunduğu bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşu değiştirilen birimlerin görevlerinden dolayı yapılan işlem ya da taraf olunan sözleşmelerde bu birimlerin veya görevlerinin devredildiği bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşları taraf olur. Söz konusu birimlerin bünyesinde bulundukları bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarının leh ve aleyhlerine açılmış olan davalar, başlatılmış olan takipler ile başvurulan alternatif uyuşmazlık çözüm yollarında devredildikleri bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşları kendiliğinden taraf sıfatını kazanır. Söz konusu görevlere ilişkin olarak bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce anılan birimler veya bunların bünyesinde bulundukları bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılmış iş ve işlemler sebebiyle açılacak davalar devredildikleri bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına yöneltilir.” kuralına yer verilmiş, 10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 410. maddesinde, Tarım ve Orman Bakanlığının görev ve yetkileri sayılmış, (g) bendinde, kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle verilen diğer görevleri yapmanın anılan Bakanlığın görev ve yetkilerinden biri olduğu belirtilmiş; 412. maddesinin (k) bendinde ise, Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı anılan Bakanlığın hizmet birimleri arasında sayılmıştır.
Bu düzenlemelere göre kapatılan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun yerine Tarım ve Orman Bakanlığı’nın davalı sıfatıyla taraf olduğu görülerek esasın incelenmesine geçildi.
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İzmir İl Sağlık Müdürlüğü tarafından “… Çayhanesi” isimli işyerinde yapılan denetim sonucu düzenlenen 17/03/2010 tarihli tutanakla, anılan işletmede sigara satış standı olarak nitelendirilen bir reklam tabelasının bulunduğu, bahse konu işletmede, davacı şirket ile işletmeci arasında imzalanan sözleşme hükümleri kapsamında davacı şirket tarafından temin edilen ve diğer ünitelerden ayrı bir yerde bulunan ışıklı bir satış ünitesinin mevcut olduğu, bu ışıklı bölüme yerleştirilen beş adet tütün mamulünün dört tanesinin davacı şirkete ait markalardan oluştuğu, belirtilen hususların tespit edilmesi üzerine 4733 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 5. fıkrasının (I) bendi uyarınca davacı şirket hakkında …-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin 29/06/2011 tarih ve … sayılı Kurul kararının alındığı, anılan kararın iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Cezai hükümler” başlıklı 8. maddesinin 5. fıkrasının (l) bendinde, “Tütün mamulleri veya alkollü içkileri satış yerlerindeki raf veya standlara, her türlü teşhir ünitesine, reklam ve tanıtıma ilişkin mevzuata ve Kurum düzenlemelerine aykırılık oluşturacak veya herhangi bir firmaya üstünlük sağlayacak şekilde yerleştirenlere otuzbin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir .” kuralı yer almıştır.
07/01/2011 tarih ve 27808 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasında, “Tütün ürünlerinin ve üretici firmaların isim, marka veya alametleri kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklam ve tanıtımı yapılamaz.” kuralına yer verilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 5. maddesinde, Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, ancak, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralının geçerli olduğu, kabahatin, failin icraî veya ihmali davranışı gerçekleştirdiği zaman işlenmiş sayılacağı, neticenin oluştuğu zamanın dikkate alınmayacağı; 14. maddesinde, kabahatin işlenişine birden fazla kişinin iştirak etmesi halinde bu kişilerin her biri hakkında, fail olarak idarî para cezası verileceği; 17. maddesinin 7. fıkrasında ise, idari para cezalarının her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, davacı şirketin 4733 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 5. fıkrasının (l) bendine aykırılık oluşturan fiili, işletmeciyle birlikte 2010 yılında işlediği, ancak anılan fiile yönelik idari para cezasının 2011 yılı güncellenmiş oranlarına göre uygulandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı şirketin, tütün mamullerinin satış yerindeki standa reklam ve tanıtım mevzuatına aykırılık oluşturacak ve belirli bir firmaya üstünlük sağlayacak biçimde yerleştirmesi şeklinde sübuta ermiş fiilinin 2010 yılında işlendiği dikkate alındığında, davacı şirkete, işlenen fiilin 2010 yılındaki karşılığı olan …-TL idari para cezası uygulanması gerekirken, 2011 yılı için geçerli miktar olan …-TL idari para cezası uygulandığından, dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11/04/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) GEREKÇEDE KARŞI OY :
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının, tütün mamullerini satış yerindeki standa herhangi bir firmaya üstünlük sağlayacak şekilde yerleştirme eylemi sübuta ermediğinden davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden Mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.