Danıştay Kararı 13. Daire 2013/1155 E. 2019/724 K. 11.03.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2013/1155 E.  ,  2019/724 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2013/1155
Karar No:2019/724

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …
VEKİLLERİ : …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Devlet Hastanesi Baştabipliği’nce 29/09/2011 tarihinde yapılan “93 Kalem Tıbbi Sarf Malzemesi Alımı” ihalesi üzerinde kalan davacı şirketin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 58. maddesi uyarınca 6 ay süreyle kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmasına ilişkin 03/03/2012 tarih ve 28222 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan davalı idare işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce ; uyuşmazlık konusu ihale üzerinde kalan davacı şirketin teklif mektubunda beyan ettiği adrese 05/12/2011 tarihli sözleşmeye davet yazısının iadeli taahhütlü posta yolu ile gönderildiği, yazının muhaberat … imzası ile 09/12/2011 tarihinde tebliğ edildiği, ancak 10 günlük yasal süre içerisinde davete icabet edilmemesi nedeniyle 03/03/2012 tarih ve 28222 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 17/02/2012 tarih ve 2010 sayılı Bakanlık oluru ile davacı şirketin 4734 sayılı Kanun’un 58. maddesi uyarınca 6 ay süreyle kamu ihalelerinden yasaklanması üzerine bakılan davanın açıldığı, olayda 05/12/2011 tarihli sözleşmeye davet yazısının iadeli taahhütlü posta yolu ile gönderildiği ve yazının, tebligat üzerinde yer almamakla birlikte PTT kayıtlarında “serbestçe girilemeyen yerde yetkilisine teslim” ibaresi ile muhaberat … imzasına 09/12/2011 tarihinde tebliğ edildiği, dava dilekçesinde, davacı şirket tarafından böyle bir çalışanlarının olmadığı, yazının şirketlerinin bulunduğu plazanın görevlisine tebliğ edildiği ve kendilerinin de bundan haberdar olmadıkları belirtildiğinden 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca, hükmi şahıslara yapılacak olan tebligatın yetkili temsilcilerine veya bu mümkün değil ise çalışanlarına yapılabileceği, bunun yanında şirketin bulunduğu plazanın aynı Kanun’un 18. maddesinde belirtilen serbestçe girilemeyen yerlerden olduğunun da kabulüne olanak bulunmadığından, plazanın görevlisine yapılan bu tebligatın Tebligat Kanunu uyarınca usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat sayılamayacağı ve geçersiz olduğu, öte yandan, davalı idarece, söz konusu sözleşmeye davet yazısının 4734 sayılı Kanun’un 65. maddesi uyarınca yazının iadeli taahütlü postaya verildiği 05/12/2011 tarihini takip eden yedinci gün olan 12/12/2011 tarihinde tebliğ edilmiş sayılacağı ileri sürülmekte ise de, 4734 sayılı Kanun’un 65. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “İadeli taahhütlü mektupla yapılan tebligatlarda mektubun postaya verilmesini takip eden yedinci gün,” ibaresinin Anayasa Mahkemesi’nin 27/09/2012 tarih ve E:2012/20 sayılı kararı ile iptal edilmesi sebebiyle, hukuka aykırılığı Anayasa Mahkemesi’nce ortaya konularak iptal edilen Kanun dayanak alınarak, sözleşmeye davet yazısının davacı şirkete tebliğ edilmiş sayılmasına da olanak bulunmadığı, bu durumda, ortada usulüne uygun olarak davacı şirkete tebliğ edilmiş olan bir sözleşmeye davet yazısının bulunmaması karşısında, sözleşmeye davet yazısının tebliğ edildiği tarihten itibaren 10 günlük yasal süre içerisinde davete icabet etmediği gerekçesi ile tesis olunan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki mevzuat kurallarının dikkate alındığı, uyuşmazlık konusu ihale üzerinde kalan davacı şirketin teklif mektubunda beyan ettiği adrese 16/11/2011 tarihli iadeli taahhütlü posta yolu ile kesinleşen ihale kararının gönderildiği, yine 05/12/2011 tarihli iadeli taahhütlü posta yolu ile sözleşme imzalamak üzere davet edildiği, her iki tebligatında muhabere görevlisince imza karşılığı teslim alındığı, on günlük süre içerisinde sözleşme imzalamak üzere gelinmediği hususunun sabit olduğu, 27/09/2012 tarih ve E:2012/20 sayılı Anayasa Mahkemesi kararının geçmişe yürütülemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, dava konusu işlemin mevzuata aykırı olduğu, sözleşmeye davet yazısına ilişkin olarak kendilerine usulüne uygun ve geçerli bir tebligatın yapılmadığı, tebligatın şirket yetkililerine, amirine değil de plaza görevlisine yapılmasının 7201 sayılı Kanun’un 18. maddesine aykırılık teşkil ettiği, tebligattan haberlerinin olmadığı, 27/09/2012 tarih ve E:2012/20 sayılı Anayasa Mahkemesi kararının olaya uygulanabileceği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.