Danıştay Kararı 13. Daire 2012/977 E. 2018/3785 K. 07.12.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2012/977 E.  ,  2018/3785 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2012/977
Karar No:2018/3785

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1:…
2:…

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, davalı idarenin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla iptal edilen işlemi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen … TL maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; davacı belediyenin sınırları içerisinde bulunan taşınmazın 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun gereğince bedelsiz olarak devrinin yapılması için 13/10/2004 tarihinde …’na ve 03/11/2004 tarihinde ‘ne başvurular yapıldığı, anılan başvuruların reddedilerek söz konusu taşınmazın satışı için ihale kararı alındığı, bu ihale işleminin iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla anılan işlemin iptaline karar verildiği, ancak söz konusu iptal kararının taşınmazın davacıya devrini gerektirmediği, Maliye Bakanlığı’nın görüşü alınmadan işlem tesis edilmiş olmasından kaynaklı olarak usule ilişkin bir eksiklik nedeniyle iptal kararı verildiği, davalı idarelerin Maliye Bakanlığı’nın görüşünü almak suretiyle yeniden işlem tesis etmelerinin mümkün olduğu, idarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için ortada bir zararın bulunmasının yanında bu zararın idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması gerektiği, zararla idari faaliyet arasında nedensellik bağının bulunmaması durumunda zararın idari faaliyetten kaynaklandığının kabulünün mümkün olmadığı, mahkemenin iptal kararı üzerine davacının doğrudan bir zararının oluştuğundan ve idarenin tazmin yükümlülüğünü gerektirecek bir illiyet bağının varlığından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, belde belediyesi mücavir alan sınırları içerisinde bulunan arazinin tapulama işlemleri sırasında mera olarak tahdit edildiği, anılan parselin ot yetiştirilmesine veya hayvan otlatılmasına elverişli olmaması durumları dikkate alınarak arazinin belirli bir kısmı üzerinde yap-işlet-devret modeliyle soğuk hava deposu inşa ettirilmesinin uygun bulunduğu, bu kapsamda sözleşme imzalanan özel hukuk tüzelkişisi şirket tarafından soğuk hava deposu inşaatının tamamlanarak 30/07/1998 tarihinde yapı kullanma izin belgesi alındığı, soğuk hava deposunun işletmeye açıldığı, üzerinde soğuk hava deposu bulunan arazinin mera vasfının kaldırılması amacıyla ‘ne başvuruda bulunulduğu, gerekli bedel ödenerek parselin Hazine adına tapuya tescilinin sağlandığı, 4706 sayılı Kanun uyarınca söz konusu parselin bedelsiz olarak idarelerine devri için yapılan başvurunun 11/11/2004 tarihli ve 3183 sayılı işlemi ile reddedildiği, valilik tarafından anılan parselin ihale edilmek suretiyle üzerindeki soğuk hava deposuyla birlikte 07/01/2005 tarihinde gerçek kişiye satışının gerçekleştirildiği, anılan ihale ve satış işleminin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla iptal edildiği, hukuka aykırılığı mahkeme kararıyla saptanmış olan işlem dolayısıyla zarara uğradıkları, hiç yapılmaması gereken satış ve devir nedeniyle anılan parseli ve üzerindeki soğuk hava deposunu temin edemedikleri, idarenin anılan işlemi söz konusu olmasaydı arazinin bedelsiz olarak üzerindeki soğuk hava deposuyla birlikte yap-işlet-devret süresinin sona ereceği 2018 yılında tasarruflarına geçecek olmasına rağmen bunun mümkün olamayacağı, zararla davalı idarenin işlemi arasında illiyet bağı bulunmadığına yönelik mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı tarafından, uyuşmazlığa konu parsel mera kütük defterinde orta malı olarak kayıtlı iken davacı belde belediye meclisinin kararıyla 10.000 metrekarelik kısmı üzerinde yap-işlet-devret yöntemiyle soğuk hava deposu inşa edilmek üzere 20 yıllığına bir şirkete tahsis edildiği, anılan soğuk hava deposunun inşasının tamamlanması üzerine davacı idare tarafından yapı kullanma izin belgesi düzenlendiği, tamamlanmış yapının işletilmesi için kira sözleşmesi imzalandığı, kira sözleşmesinde bir bedel kararlaştırılmadığı, kiracıya 20 yıllık bir kullanım izni tanındığı ve bu sürenin sonunda işletmenin bedelsiz olarak idareye devrinin öngörüldüğü, işletmenin kullanım hakkının sonraki tarihlerde başka kişilere devredildiği, anılan yerin işletmesiyle ilgili sorunlar yaşandığı, davacı belediye tarafından sözü edilen parselin Hazine adına tescili için müracaatta bulunulduğu, buna istinaden tarla vasfıyla Hazine adına tescilinin sağlandığı, bu şekilde kayıtlı bulunan parselin tarafından Milli Emlak Genel Müdürlüğüne başvuruda bulunularak genel hükümlere göre satışının talep edildiği, bunun üzerine taşınmazın satış ilanının yapıldığı, ilanda soğuk hava deposu ve ağaçların istisna tutulduğu, davacının soğuk hava deposu ile birlikte bütün parselin satışının yapıldığı iddiasının yerinde olmadığı, yalnızca arazi bedeli için kıymet takdir edildiği, soğuk hava deposu ve ağaçların kıymet takdiri ve satış işlemi dışında bırakıldığı, … İdare Mahkemesi tarafından verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla satış işlemi iptal edilmekle birlikte sözü edilen parselin mülkiyetinin ihaleden önce olduğu gibi hâlihazırda da Hazineye ait olduğu, parselin bundan sonraki aşamada nasıl değerlendirileceği hakkında tarafından henüz bir tasarrufta bulunulmadığı, davacı belediyenin herhangi bir zararının söz konusu olmadığı, davacı belediye tarafından tasarruf yetkisi olmayan taşınmaz üzerinde soğuk hava deposu inşa ettirilmesi ve anılan soğuk hava deposunun özel hukuk kişilerinin kullanımına tahsis edilmesinin esas olarak hukuki dayanağı olmayan faaliyetler olduğu, davacının hukuki dayanağı olmayan faaliyetlerden dolayı zarara uğramasının düşünülemeyeceği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır. tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici 1. Maddesinin 13. fıkrası uyarınca tüzel kişiliği kaldırılan belediyelerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesinin taraf olacağı, davalı …’nın … Belediye Başkanlığına katıldığı, bu nedenle …’nın yerine … Belediye Başkanlığı’nın davacı sıfatıyla taraf olmasına karar verilerek esasın incelenmesine geçildi.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.