Danıştay Kararı 13. Daire 2012/596 E. 2018/4224 K. 20.12.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2012/596 E.  ,  2018/4224 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2012/3549
Karar No : 2018/4450

DAVACI :
DAVALI :
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Ulaştırma Bakanlığı tarafından 07/11/2010 tarih ve 27752 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İnternet Alan Adları Yönetmeliği’nin Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
IANA nezdinde kayıtlı bulunan yetki belgesine göre Türkiye’de yürütülen “.tr” uzantılı alan adları tahsisinde “İdari Bağlantı” yetkisinin şahsına ait olduğu, bu yetkinin kişisel nitelikte olduğu, kendisine tanınmış bu yetkinin Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) tarafından davalı Bakanlığa rızası dışında devrinin mümkün olmadığı, dava konusu Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasının, ODTÜ’nün sahip olmadığı hak ve yetkilerin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na devrini öngörmesi sebebiyle hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI :
Öncelikle, usule ilişkin olarak, davacının yönetmelik yürürlüğe girmeden önce uluslarararası sözleşmeye dayalı bir hakkının bulunmadığı, korunması gereken bir menfaatinin mevcut olmadığı, ayrıca süre aşımı yönünden davanın reddi gerektiği ileri sürülmüştür.
Esasa ilişkin olarak ise, davacının belirttiği yetki belgesinin şahsa verilmiş bir belge olmadığı, ODTÜ’de çalışıyor olması nedeniyle bu belgede irtibat noktası olarak yer aldığı, bu yetkinin ODTÜ’deki görev süresi boyunca kullanılabileceği, ihlâl edilmiş herhangi bir hakkın söz konusu olmadığı, dava konusu Yönetmelik maddesinin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
MÜDAHİLİN SAVUNMASI:
Yönetmelik maddesinin hukuka uygun olduğu, davacının uluslararası sözleşmeye dayalı bir hakkın sahibi olmadığı, idari bağlantı yetkisinin şahsa tanınmış bir yetki olmadığı savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : 07/11/2010 tarih ve 27752 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İnternet Alan Adları Yönetmeliği’nin Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasının iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI…’UN DÜŞÜNCESİ : Dava, Ulaştırma Bakanlığı tarafından 07.11.2010 günlü, 27752 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İnternet Alan Adları Yönetmeliği’nin Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasının iptali istemi ile açılmıştır.
07.11.2010 tarih ve 27752 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İnternet Alan Adları Yönetmeliği”nin iptali istemi ile açılan başka bir davada, Danıştay Onüçüncü Dairesinin 11.11.2014 günlü ve E:2011/65, K:2014/3451 sayılı kararı ile, adı geçen yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasının iptaline hükmedildiği anlaşıldığından, bu dosyada aynı düzenleme hakkında bir karar verilmesine gerek görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Ulaştırma Bakanlığı tarafından 07.11.2010 günlü, 27752 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İnternet Alan Adları Yönetmeliği’nin Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasının iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
07/11/2010 tarih ve 27752 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İnternet Alan Adları Yönetmeliği’nin 14. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendiyle TRABİS’i kurmak ve işletmek veya belirlediği usul ve esaslar çerçevesinde TRABİS’in üçüncü bir tarafça kurulması veya işletilmesini sağlamak görevi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na verilmiş; ayrıca Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından internet alan adları tahsisine ilişkin iş ve işlemlerin yürütülmesi hususunda da Kurum görevlendirilmiştir.
Ulaştırma, Denizcililk ve Haberleşme Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğü tarafından ODTÜ Rektörlüğü’ne gönderilen 24/09/2012 tarih ve 1940 sayılı yazıda ….tr’ye ilişkin elektronik ortamdaki bazı bilgi ve belgelerin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na aktarılması, ….tr sistemindeki tüm verilerin ve işleyişi etkileyen yazılımlar, anahtarlar gibi unsurların çalışır durumdaki bir kopyasının Kuruma elektronik ortamda verilmesi, TRABİS kurulumunun tamamlanması sonrasında geçişin sorunsuz gerçekleşmesi için kullanılacak güncel verilerin teminine yönelik ortak bir ön hazırlık çalışması yapılması talep edilmiştir.
Bakılan dava, anılan işlemin dayanağı olan İnternet Alan Adları Yönetmeliği’nin Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasının hukuka aykırı olduğu iddialarıyla açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Davalı tarafından, davacının hukuken korunması gereken bir menfaati olmadığı, dava açma ehliyeti bulunmadığı ileri sürülmüştür.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1/a fıkrasında; iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmaktadır.
İptal davasının gerek anılan maddede, gerekse içtihat ve doktrinde belirlenen hukukî nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunlu bulunmaktadır.
Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat alâkasının varlığı ise, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin bulunduğunun anlaşılması, dava açma ehliyeti için yeterli sayılmaktadır.
Ayrıca, iptal davaları ile idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının saptanmasına, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, böylece de idarenin hukuka bağlılığının belirlenmesine, sonuçta hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilebilmesine olanak sağlandığından, bu davalarda menfaat ilişkisinin bu amaç doğrultusunda yorumlanması da gerekmektedir
Bu itibarla, davacının IANA nezdinde kayıtlı bulunan yetki belgesine göre Türkiye’de yürütülen “.tr” uzantılı alan adları tahsisinde “İdari Bağlantı” yetkisinin şahsına ait olduğu, bu yetkinin kişisel nitelikte olduğu, kendisine tanınmış bu yetkinin ODTÜ tarafından davalı Bakanlığa rızası dışında devrinin mümkün olmadığı yönündeki iddiaları dikkate alınarak dava konusu işlem ile makul bir menfaat ilgisinin, dolayısıyla dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Öte yandan, davalı tarafından, davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiği ileri sürülmüştür.
Anayasa’nın 125. ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı kurala bağlanmak suretiyle dava açma süresinin başlamasında, “yazılı bildirim”in esas alınması öngörülmüş olup, hak arama özgürlüğünün kullanılması bakımından, idari işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılabilir biçimde bildirilmesi gerekmektedir.
2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; 4. fıkrasında ise ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabileceği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Ulaştırma, Denizcililk ve Haberleşme Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğü tarafından Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’ne gönderilen 24/09/2012 tarih ve 1940 sayılı yazıda ….tr’ye ilişkin elektronik ortamdaki bazı bilgi ve belgelerin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na aktarılması, …tr sistemindeki tüm verilerin ve işleyişi etkileyen yazılımlar, anahtarlar gibi unsurların çalışır durumdaki bir kopyasının Kuruma elektronik ortamda verilmesi, TRABİS kurulumunun tamamlanması sonrasında geçişin sorunsuz gerçekleşmesi için kullanılacak güncel verilerin teminine yönelik ortak bir ön hazırlık çalışması yapılmasının talep edildiği, bakılan davanın 06/11/2012 tarihinde açılmış olduğu görülmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, uygulama işlemi niteliğinde olan Ulaştırma, Denizcililk ve Haberleşme Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğü’nün 24/09/2012 tarih ve 1940 sayılı işlemi bakımından, idarenin tesis ettiği işlemin doğrudan tarafı olmayan davacıya yazılı bildirimde bulunulmadığı, dava açma süresinin hesaplanmasında kişinin öğrenme tarihinin esas alınması gerektiği, davacının anılan işlemi en erken tesis edildiği tarih olan 24/09/2012 günü öğrenmiş olabileceği, bu durumda 06/11/2012 tarihinde açılan davanın her koşulda öğrenme tarihinden itibaren altmış günlük yasal süre içinde açılmış olduğu anlaşılmaktadır.

ESAS YÖNÜNDEN:
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 35. maddesinde, “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” kuralı yer almaktadır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasında, “İlim ve edebiyat eserleri şunlardır: 1. Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları, 2. Her nevi rakıslar, yazılı koreografi eserleri, pandomimalar ve buna benzer sözsüz sahne eserleri, 3. Bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafyaya ait maket ve benzerleri, her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri”; ikinci fıkrasında, “Arayüzüne temel oluşturan düşünce ve ilkeleri de içine almak üzere, bir bilgisayar programının herhangi bir ögesine temel oluşturan düşünce ve ilkeler eser sayılmazlar.” kurallına yer verilmiştir.
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 3. maddesinde, “İnternet alan adı; internet üzerinde bulunan bilgisayar veya internet sitelerinin adresini belirlemek için kullanılan internet protokol numarasını tanımlayan ad” şeklinde tanımlanmış; 4. maddesinin birinci fıkrasında, her türlü elektronik haberleşme cihaz, sistem ve şebekelerinin kurulması ve işletilmesine müsaade edilmesi, gerekli frekans, numara, uydu pozisyonu ve benzeri kaynak tahsislerinin yapılması ile bunların düzenlenmesinin Devletin yetki ve sorumluluğu altında olduğu belirtilmiş; 5. maddesinde, numaralandırma, internet alan adları, uydu pozisyonu, frekans tahsisi gibi kıt kaynaklara dayalı elektronik haberleşme hizmetlerine ilişkin strateji ve politikaları belirlemek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın yetki ve görevleri arasında sayılmış; “İnternet alan adları” başlıklı 35. maddesinde ise, internet alan adlarının tahsisini yapacak kurum veya kuruluşun tespiti ile alan adı yönetimine ilişkin usul ve esasların Bakanlık tarafından belirleneceği kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlık konusu İnternet Alan Adları Yönetmeliği’nin Geçici 1. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Orta Doğu Teknik Üniversitesi bünyesinde bulunan ….tr (“.tr” Alan Adları Yönetimi) TRABİS’in en kısa sürede faaliyete geçmesi için gerekli desteği sağlamakla ve ilgili tüm bilgi ve belgeleri Kuruma aktarmakla yükümlüdür.” kuralı yer almıştır.
Aktarılan mevzuat hükümlerinden, “.tr” uzantılı alan adlarının kıt kaynak olduğu ve kamu malı olarak değerlendirildiği, internet servis sağlayıcılığının, elektronik haberleşme sektöründe asli ve genel yetkili olarak düzenleme ve denetlemeleri yapan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na bırakılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle, “.tr” alan adlarına ilişkin olarak, 5846 sayılı Kanun kapsamında eser olarak nitelendirilemeyecek hususların idareye devri gerektiği anlaşılmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Ülkemizde ilk uluslararası ağ bağlantısının 1986 yılında Türkiye Üniversiteler ve Araştırma Kurumları Ağı çalışmaları çerçevesinde tesis edilen Avrupa Akademik ve Araştırma Ağı ODTÜ tarafından sağlanıldığı, internetin ülkemizde kullanımı amacıyla ODTÜ tarafından 17/09/1990 tarihinde, bu konuda tek yetkili kurum olan IANA’ya başvuruda bulunulması üzerine, IANA tarafından ülkemizde ODTÜ’nün yetkilendirildiği, yetkilendirmeye ilişkin belgede ODTÜ’nün IANA bünyesinde organizasyon sponsoru, davacı Atilla Özgit’in idari bağlantı yetkilisi olarak tanındığı, bu tarihten itibaren alan adı yönetimine ilişkin kuralların IANA ve süreç içerisinde oluşturulan ICANN’ın tanıdığı yetki çerçevesinde ODTÜ tarafından belirlendiği ve tahsislerin ODTÜ’nün bünyesinde kurulan “(….Tr) Alan Adı Yönetimi” tarafından yürütüldüğü, 1991 yılından itibaren ODTÜ ile TÜBİTAK’ın ortak çalışmaları neticesinde internete bağlanıldığı, yapılan test ve deneme çalışmaları sonrasında 12/04/1993 tarihinde ODTÜ tarafından internetin ülke çapında yaygınlaştırılması çalışmalarına başlanıldığı, bu kapsamda ülkemizdeki ilk web sitelerinin ODTÜ ile Bilkent Üniversitesi tarafından 1993’de yayımlandığı, 2000 yılına kadar “.tr” alan adları yönetimi ile ilgili kuralların ODTÜ tarafından belirlendiği, 2000 yılının sonunda kayıtlı 23.889 adet “.tr” alan adı sayısının bulunduğu, 2000 yılında Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde kurulu İnternet Üst Kurulu’na bağlı olarak çalışan ODTÜ tarafından desteklenen ve kamu ve ilgili sektör temsilcilerinin de yer aldığı DNS Çalışma Grubu’nun oluşturulduğu, 2003 yılında ODTÜ tarafından geliştirilen web tabanlı bir yazılımla, çevrim içi (online) başvuru yapılması, belge gönderilmesi ve yapılan başvurunun çevrim içi (online) değerlendirilmesi, taraflara otomatik olarak bilgilendirme yapılması, alan adı ücretlerinin çevrim içi (online) gerçekleştirilmesinin sağlandığı, uluslararası gelişmeler doğrultusunda, 2006 yılında IDN (Ulusal Karakterli Alan Adı) tahsisine başlanıldığı ve ODTÜ tarafından mevcut yazılımın IDN başvurularını kabul edecek duruma getirildiği görülmektedir.
Dava konusu Yönetmeliğin yayımının ardından Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından IANA’ya yapılan ve organizasyon sponsoru, idari ve teknik bağlantı yetkilisinde değişiklik yapılmasına ilişkin talebin IANA tarafından, “Temsilciliklerle İlgili Transferler ve Anlaşmazlıklar: TLD yönetiminin bir kuruluştan diğerine aktarılması için daha üst düzey alan adı yöneticisi (TLD’ler için IANA), hem eski hem de yeni kuruluşla iletişim içinde olmak zorundadır ki, bu durumda, aktarımın karşılıklı anlaşma ile yapıldığı ve önerilen yöneticinin sorumluluklarını anladığı konusunda IANA’ya güvence verilsin. IANA açısından bu aktarmayla ilgili veya bundan etkilenen diğer taraflarla iletişimde olmak da yararlıdır. Bir TLD yöneticisinin atanması konusunda ihtilaf çıkması durumunda, IANA anlaşamayan tarafların kendi aralarında anlaşmalarına çaba harcamakta ve genellikle çekişen taraflardan tümü istemedikçe hiçbir işlem yapmamaktadır. Birkaç durumda, önerilen temsilcilikler veya transferlerle ilgili taraflar anlaşmaya varamamışlar ve IANA’nın meseleyi çözüme kavuşturması talep edilmiştir. Bu genellikle, en azından birinin mutsuzluğu ile sona eren çok uzun bir süreçtir; bu nedenle, tarafların kendi aralarında anlaşmaya varmaları çok daha uygundur. Atanan yöneticinin seçiminde ilgili tarafların her birinin olumlu görüşünün olması uygundur.” denilmek suretiyle cevaplandırıldığı anlaşılmaktadır.
Fikrî ve sınaî haklar, mülkiyet hakkı kapsamında korunmaktadır. Bilgisayar yazılımları, bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları, fikri ve sınai mülkiyet hakkı kapsamında yer almaktadır.
Bu itibarla, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından ODTÜ’ye, TRABİS adlı sisteme her türlü desteği verme külfeti Yönetmelikle getirildiğinden ve bu külfetle birlikte öğretim görevlilerinin fikrî haklarına yönelik bir geçiş süreci de öngörülmediğinden, bu hususlara ilişkin düzenleme ve sınırlamaların Anayasal ilkeler uyarınca Kanunla yapılması gerekirken, bu konuda Yönetmelik ile düzenleme yapılmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu 07/11/2010 tarih ve 27752 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İnternet Alan Adları Yönetmeliği’nin Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin müdahil üzerinde bırakılmasına
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 26/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.