Danıştay Kararı 13. Daire 2012/3828 E. 2019/1138 K. 09.04.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2012/3828 E.  ,  2019/1138 K.gayrimenkul değerleme şirketi, katkı payı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2012/3828
Karar No : 2019/1138

DAVACI :….
DAVALILAR : …
DAVANIN KONUSU : Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği (TDUB)’nin 26/05/2012 tarihinde yapılan Üçüncü Olağan Genel Kurul toplantısında, tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı paylarının belirlenmesi konusunda alınan ve 21/06/2012 tarihinde …nca onaylanan kararın iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 40/D maddesi ve TDUB Statüsü’nün 1. maddesi uyarınca davalı idare TDUB’nin, (SPK) lisansı olan ve SPK listesinde lisanslı değerleme uzmanı olarak yer alan gerçek kişi değerleme uzmanlarının üye olmasının zorunlu olduğu bir meslek kuruluşu olduğu, TDUB üyesi olmadığı, SPK lisansı olan bir gayrimenkul değerleme şirketi olduğu ve ne SPK ne TDUB Statüsü ne de başka bir yasal düzenleme uyarınca TDUB’a ihtiyarî veya zaruri olarak üye olmasının öngörülmediği, TDUB’a hiçbir şekilde bağlı olmamasına rağmen kendisini de kapsayan bir karar alması ile İstanbul Barosu’nun üyesi olmayan avukatlardan katkı payı adı altında haksız kazanç elde etmek üzere karar alması arasında hiçbir fark olmadığı, TDUB Statüsü’nün 15. maddesi uyarınca Genel Kurul’a SPK lisanslı ve listede yer alan gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınacak ve 25. maddesi uyarınca TDUB’a gelir kaydedilecek katkı paylarını belirleme görevi verildiği, ancak bu düzenlemelerin TDUB’nin iç işleyişi ile ilgili olup gayrimenkul değerleme şirketlerini bu katkı paylarını ödemekle yükümlü kılmadığı, ödemekle yükümlü kılan başka bir yasal düzenlemenin de bulunmadığı, TDUB’un kendisini temsil etmediği, Genel Kurul toplantısında oy hakkı hatta toplantıya katılma hakkı bile bulunmadığı, yasal düzenlemeler karşısında ancak TDUB’a katkı sağlamak için serbest irade ile bir pay ödemesi söz konusu olabilecekken TDUB’un serbest irade ile verilen bir katkıya bir tutar belirlemesi ve bu belirlediği tutarı ödenmesi zorunlu bir aidat olarak değerlendirmek sureti ile tahsil etmek yoluna gitmesinin yetkisini aşan bir durum olduğu, TDUB’un yetki aşımının süreklilik arz eden bir uygulama olduğu, zira 2011 yılı katkı payına ilişkin olarak da bir önceki Genel Kurul toplantısında yine benzer bir karar alındığı, katkı paylarının bir aidat borcu gibi ödenmesinin talep edildiği çeşitli duyuruların, haksız ve zorlayıcı bildirimlerin yapılmaya başlandığı, katkı paylarının ödenmesi ile ilgili ek olarak alınan Yönetim Kurulu kararı ile ise ödeme yapılmaması hâlinde SPK’ya şikâyet edileceği ve lisanslı şirketlerin yer aldığı listeden çıkartılmaları yani lisanslarının iptal edilmesi için başvurulacağının bildirildiği ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMASI : Davalı tarafından, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının gelirlerinin üyelerinden toplanan ödentiler ve üyelere verilen cezalar ile yürütülen faaliyetler karşılığı alınan resim ve harçlardan oluştuğu, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde asli ve sürekli görevlerde çalışanlar dışındaki meslek gruplarının ilgili meslek kuruluşuna üye olma zorunluluğunun bulunduğu, bu zorunluluk dolayısıyla mesleki faaliyetlerin icrasının ancak meslek kuruluşuna üye olmakla mümkün olabileceği ve yalnızca gerçek kişilerin değil, kuruluş kanunlarında ve ilgili mevzuatta tanımlandığı şekliyle bazı meslek kuruluşlarına tüzel kişilerin de üye olmaları gerektiği, zira üyeleri üzerinde kamu gücü kullanma yetkisine sahip olan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan TDUB’a üyelik esasının iradi olmasının düşünülemeyeceği, meslek mensuplarının, meslek kuruluşlarının kamu yararı sağlamak üzere giriştiği faaliyetler ile yaptırımlardan üye olmamayı tercih ederek muaf kalmasının, meslek örgütünün varlık nedenini ortadan kaldıracağı, 30/12/2012 tarih ve 28513 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 06/12/2012 tarih ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile 2499 sayılı Kanun’un yürürlükten kaldırıldığı, 6362 sayılı Kanun’un 76. maddesinin 1. fıkrası gereğince gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar ile değerleme kuruluşlarının TDUB’a üye olmak için başvurmak zorunda olduğunun açık bir şekilde yer aldığı, 2499 sayılı Kanun’un 40/D maddesinin 2. fıkrasında da TDUB’a verilen görevler arasında haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli tedbirleri almanın yer aldığı,
Davalı Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği tarafından, 2499 sayılı Kanun’un 40/C maddesinde birliğin gelirleri ve giderlerinin Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan Statü’de düzenleneceğinin belirtildiği, Kanunun açık yetkilendirmesine uygun olarak hazırlanan TDUB Statüsü’nün 15. maddesinin (d) bendi uyarınca SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınan gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınan yıllık katkı paylarını belirleme görevi verildiği, mevzuat uyarınca kendilerine verilen görev ve yetki kapsamında davaya konu kararın alındığı, kararın hukuka aykırı olduğu iddiası bir tarafa aksine yasal düzenleme ile kendisine görev olarak verilmiş olan yıllık katkı paylarını belirlememesinin hukuka aykırılık teşkil edeceği, zira bu konuda bir takdir yetkisinin bulunmadığı, bağlı yetki içerisinde olduğundan davacı şirketin de aralarında bulunduğu mevzuatta belirtilen şirketlerden yıllık katkı payı almak zorunda olduğu, gayrimenkul değerleme hizmeti veren değerleme şirketlerinin sermaye piyasası mevzuatına göre gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olan değerleme uzmanlarından oluşmak ve ticari faaliyetlerini TDUB üyeleri ile yürütmek zorunda oldukları, değerleme şirketlerinin en az %51’inin değerleme uzmanlarına ait olması gerektiği ve en az 5 değerleme uzmanı istihdam etmek zorunda olduğu gözönüne alındığında değerleme şirketlerinin TDUB Genel Kurulu’nda söz sahibi olabildiği, Statü’de TDUB’un Yönetim Kurulu’nda değerleme şirketlerinin sorumlularının yer alacağının zorunluluk olarak düzenlendiği, listeye kayıtlı olan davacı şirketin bir bağının olmadığını iddia etmesinin hukuken kabul edilemez olduğu, katkı payının, tüm değerleme şirketlerinden değil kendi istekleri ile mevzuattan kaynaklanan tüm yükümlülükleri yerine getiren ve SPK listesine girme talebinde bulunarak bu alanda faaliyette bulunan doğrudan doğruya bağlantılı olan değerleme şirketlerinden alındığı belirtilerek işlemin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 2499 sayılı Kanun ile TDUB Statüsü’ne göre TDUB’a ihtiyarî veya zorunlu olarak üye olma zorunluluğu bulunmadığı anlaşılan davacı şirket ve diğer gayrimenkul değerleme şirketlerinden yıllık katkı payı alınması yönünde belirlenen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI … DÜŞÜNCESİ : Dava, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği’nin 26/05/2012 tarihinde yapılan Üçüncü Olağan Genel Kurul toplantısında, tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı paylarının belirlenmesi konusunda alınan ve 21/06/2012 tarihinde ‘nca onaylanan kararın iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun “Birliğin Organları ve Statüsü” Başlıklı 40. maddesinin (C) bendinde; “Birliğin organları, gelirleri, giderleri ve çalışma esasları, üyeliğe kabul, üyelikten geçici ve sürekli çıkarma esasları, Kurulun önerisi ve ilgili Bakanlığın uygun görüşü üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Statüsünde düzenlenir. Birlik, Statünün yürürlüğe girmesiyle tüzel kişilik kazanır.” hükmünü, aynı Kanun’un 40. maddesinin (D) bendinde; ” Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olmak için başvurmak zorundadırlar. Lisans sahibi, lisans almaya hak kazandığının kendisine tebliğinden itibaren üç ay içinde gerekli başvuruyu yapmakla yükümlüdür. Anılan yükümlülüğe uymayan kimselerin lisansı Kurulca iptal edilir.” hükmünü taşımaktadır.
Anılan Kanun hükümleri dayanak alınarak çıkartılan ve 17 Aralık 2009 tarih ve 27435 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/15635 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe giren Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü’nün 1. maddesinde; Bu Statünün amacı; Türkiye’de sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde gayrimenkul değerleme faaliyetinde bulunmak üzere kendilerine gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı verilen kişilerin üye olacağı, tüzel kişiliği haiz, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğinin yapısı, üyelik esasları ile görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinin incelenmesinden; gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip “Kişiler” açısından Türkiye Değerlendirme Uzmanları Birliği’ne üye olma zorunluluğu getirildiği, değerleme şirketleri açısından böyle bir zorunluluğun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim 30/12/2012 tarih ve 28513 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun “Değerleme Uzmanları Birliği” başlıklı 76. maddesinin 1. fıkrasında; “Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar ile değerleme kuruluşları, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olmak için başvurmak zorundadırlar.” hükmü ile 2499 sayılı Kanunla getirilen “kişiler” açısından getirilen Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olma zorunluluğu, yapılan düzenleme ile “Değerleme kuruluşları” açısından getirilmiştir.
Bu durumda, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda ve Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü’nde Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği’ne üye olma konusunda bir zorunluluğu bulunmayan değerleme kuruluşlarından 2499 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu 2012 yılı için üye aidatı ve/veya katkı payı istenmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü ve Sekizinci Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun Ek 1. maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği tarafından 26/05/2012 tarihinde gerçekleştirilen Üçüncü Olağan Genel Kurul toplantısında “… (SPK) tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı paylarının belirlenmesi ile ilgili olarak;
– 01/04/2012 tarihinden önce SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için 3.000-TL tutarında yıllık katkı payının 2012 yılı Temmuz ve 2012 yılı Ekim ayları içinde iki eşit taksit hâlinde alınması,
– 31/03/2012 tarihinden sonra SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı payının tek seferde ve 2012 yılı Ekim ayı içinde alınması … ” yönündeki karar ile diğer çeşitli kararlar alınmıştır.
Anılan Genel Kurul kararı SPK tarafından 21/06/2012 tarihli toplantıda onaylanmıştır.
Bunun üzerine davacı şirket tarafından, anılan kararın SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı paylarının belirlenmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN :
İlgili Mevzuat :
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun “Konu ve amaç” başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un konusu, tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamak amacıyla; sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını, tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını düzenlemek ve denetlemektir.”; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, “Sermaye piyasası araçları, bu araçların ihracı, halka arzı ve satışı, bunları ihraç veya halka arz edenler, bu Kanun’un 40. maddesi çerçevesinde borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalar, sermaye piyasası faaliyetleri, sermaye piyasası kurumları ve bu Kanun hükümlerine tabidir. Ancak halka açık olmayan anonim ortaklıkların halka arz edilmeyen hisse senedi ihraçları bu Kanun kapsamı dışındadır. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır.” kuralı yer almıştır.
Aynı Kanun’un “Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği” başlıklı 40/B maddesinde, “Türkiye’de sermaye piyasasında aracılık faaliyetinde bulunmaya bu Kanunla yetkili kılınmış kuruluşlar, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliğine üye olmak için başvurmak zorundadırlar. Bunun için ilgili kuruluş, aracı kuruluş niteliğini kazandığı andan itibaren üç ay içinde gerekli başvuruyu yapmakla yükümlüdür. Anılan yükümlülüğe uymayan kuruluşların aracılık faaliyetleri Kurulca durdurulur. Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği, sermaye piyasasının ve aracılık faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak üzere araştırmalar yapmak, Birlik üyelerinin dayanışma ve sermaye piyasasının gerektirdiği özen ve disiplin içerisinde çalışmalarına yönelik meslek kurallarını oluşturmak, haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli tedbirleri almak, kendisine mevzuatla bırakılan veya Kurulca belirlenen konularda düzenlemeler yapmak, yürütmek, denetlemek; Birlik statüsünde öngörülen disiplin cezalarını vermek amacıyla ilgili hususlarda üye kuruluşları temsilen ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak; mesleki gelişmeleri, idari ve yasal düzenlemeleri izleyerek, bu konuda üyeleri aydınlatmakla görevli ve yetkilidir. Birlik, alacağı kararlarda ve yapacağı düzenlemelerde, bu Kanuna, Kurul yönetmelik, tebliğ ve kararlarına, sermaye piyasaları ile ilgili diğer mevzuata uymakla yükümlüdür.”;
“Birliğin organları ve statüsü” başlıklı 40/C maddesinde, “Birliğin zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetleme kuruludur. Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği’nin organlarının seçimi, Birlik üyeleri tarafından bu Kanunda öngörülen esaslar çerçevesinde gizli oyla ve yargı gözetimi altında gerçekleştirilir. … Birliğin organları, gelirleri, giderleri ve çalışma esasları, üyeliğe kabul, üyelikten geçici ve sürekli çıkarma esasları, Kurulun önerisi ve ilgili Bakanlığın uygun görüşü üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Statüsünde düzenlenir. Birlik, Statünün yürürlüğe girmesiyle tüzel kişilik kazanır. Kurul, Birliğin talebi üzerine ya da res’en gerekli görülen hallerde, Birliğin görüşünü alarak, Statüde değişiklik yapılmasını ilgili Bakanlığa teklif edebilir. Statü, bu teklifin ilgili Bakanlıkça uygun görülmesi ve Bakanlar Kurulu kararı ile değiştirilebilir. Birlik ödentileri, Statüde belirlenen süre içinde ödenmediği takdirde, Birlik tarafından icra yoluyla tahsil olunur. Birlik ödentilerinin ödenmesine dair kararlar 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 68. maddesinde yazılı resmî belge niteliğindedir. Üyeler, Birlik Statüsüne ve Birlikçe alınacak kararlara uymak zorundadırlar. Birliğin her türlü işlem ve hesapları kurul tarafından denetlenir. Üyeliğe kabul başvurusunun reddi, üyelikten geçici ve sürekli çıkarmaya ilişkin olarak Birliğin yetkili organınca alınan karara karşı, kararın ilgiliye tebliğini izleyen on iş günü içerisinde Kurul nezdinde itiraz edilebilir. İtiraza ilişkin olarak Kurulca verilecek kararlar kesindir.;
“Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği” başlıklı 40/D maddesinde ise, “Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği’ne üye olmak için başvurmak zorundadırlar. Lisans sahibi, lisans almaya hak kazandığının kendisine tebliğinden itibaren üç ay içinde gerekli başvuruyu yapmakla yükümlüdür. Anılan yükümlülüğe uymayan kimselerin lisansı Kurulca iptal edilir. Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği, gayrimenkul piyasasının ve gayrimenkul değerleme faaliyetlerinin gelişmesini sağlamak üzere araştırmalar yapmak, eğitim ve sertifika vermek, Birlik üyelerinin dayanışma ve mesleğin gerektirdiği özen ve disiplin içerisinde çalışmalarına yönelik meslek kurallarını ve değerleme standartlarını oluşturmak, haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli tedbirleri almak, kendisine mevzuatla verilen veya Kurulca belirlenen konularda düzenlemeler yapmak, yürütmek, denetlemek, Birlik Statüsünde öngörülen disiplin cezalarını vermek, ilgili konularda üyeleri temsilen ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, mesleki gelişmeleri, idari ve yasal düzenlemeleri izleyerek bu konuda üyeleri aydınlatmakla görevli ve yetkilidir. Birlik, bölgesel ve ülke genelinde gayrimenkul değerleri konusunda istatistikler oluşturur ve yayınlar. Konut finansmanı kapsamında yapılan değerlemelere ilişkin bilgilerin, Birlik tarafından belirlenecek usûl ve esaslara göre Birliğe iletilmesi zorunludur. Birlik, alacağı kararlarda ve yapacağı düzenlemelerde, bu Kanuna, Kurul yönetmelik, tebliğ ve kararlarına ve ilgili diğer mevzuata uymakla yükümlüdür. Üyeler, Birlik Statüsüne ve Birlikçe alınacak kararlara uymak zorundadırlar. Birlik, 40/C maddesindeki hükümlere tâbidir.” kuralı yer almaktadır.
2499 sayılı Kanun’a dayanılarak Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan ve 17/12/2009 tarih ve 27435 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü’nün “Amaç” başlıklı 1. maddesinde, “Bu Statünün amacı; Türkiye’de sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde gayrimenkul değerleme faaliyetinde bulunmak üzere kendilerine gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı verilen kişilerin üye olacağı, tüzel kişiliği haiz, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğinin yapısı, üyelik esasları ile görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.”; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, “Bu Statü, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğinin yapısı, üyelik esasları ile görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin hususları kapsar.”; “Genel Kurulun görevleri” başlıklı 15. maddesinde, “Genel Kurulun görevleri şunlardır: a) Birliğin amaçlarının gerçekleşmesi için gereken kararları almak. … d) SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınan yıllık katkı paylarını belirlemek. … “; “Birliğin gelirleri” başlıklı 25. maddesinde ise, “Birliğin gelirleri şunlardır. a) Birlik üyelerinin bir defaya mahsus verecekleri giriş ücreti. b) Yıllık aidat c) SPK tarafından değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınan yıllık katkı payları. ç) Bir önceki yıldan devreden gelir fazlaları. … ” kuralına yer verilmiştir.
Dava konusu işlemin incelenmesi;
Aktarılan kanunî düzenlemelerden, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği (TDUB)’nin gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar tarafından üye olmak için başvurmak zorunda olunan tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olduğu, TDUB’un organları, gelirleri, giderleri, çalışma esasları, üyeliğe kabul, üyelikten geçici ve sürekli çıkarma esaslarının ‘nun önerisi ve ilgili Bakanlığın uygun görüşü üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Statüsünde düzenleneceği anlaşılmaktadır.
Kanunla verilen yetki doğrultusunda Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan TDUB Statüsü’nde ise, TDUB Genel Kurulu’na, SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınan gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınan yıllık katkı paylarını belirleme görevi verilmiş, TDUB gelirleri arasında da bu katkı paylarına yer verilmiştir.
Bu durumda, Kanunla verilen yetki çerçevesinde çıkarılan TDUB Statüsü’nde SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınan gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınan yıllık katkı paylarını belirleme görevinin Genel Kurul’a verilmiş olduğu ve TDUB Genel Kurulu tarafından da verilen yetki uyarınca dava konusu katkı paylarının belirlenmesine ilişkin kararın alındığı, öte yandan, 17/12/2009 tarih ve 27435 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü’nün iptali istemiyle açılan herhangi bir davanın bulunmadığı anlaşıldığından, işlem tarihinde yürürlükte olan mevzuata uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ….-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, … tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Dava, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği (TDUB)’nin 26/05/2012 tarihinde yapılan Üçüncü Olağan Genel Kurul toplantısında, tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı paylarının belirlenmesi konusunda alınan ve 21/06/2012 tarihinde ‘nca onaylanan kararın iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 40/C maddesinde, Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği’nin zorunlu organlarının, genel kurul, yönetim kurulu ve denetleme kurulu olduğu, Birliğin organlarının seçiminin, Birlik üyeleri tarafından bu Kanunda öngörülen esaslar çerçevesinde gizli oyla ve yargı gözetimi altında gerçekleştirileceği ve birliğin organları, gelirleri, giderleri ve çalışma esasları, üyeliğe kabul, üyelikten geçici ve sürekli çıkarma esaslarının Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan Statüsünde düzenleneceği belirtilmiştir.
Anılan Kanun’un 40/D maddesinde ise gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanların, TDUB’a üye olmak için başvurmak zorunda oldukları, lisans sahiplerinin lisans almaya hak kazandıklarının kendilerine tebliğinden itibaren üç ay içinde gerekli başvuruyu yapmakla yükümlü oldukları, bu yükümlülüğe uymayan kimselerin lisanslarının Kurulca iptal edileceği kurala bağlanmıştır.
2499 sayılı Kanun’a dayanılarak Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan ve 17/12/2009 tarih ve 27435 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü’nün 1. maddesinde, Statünün amacının sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde gayrimenkul değerleme faaliyetinde bulunmak üzere kendilerine gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı verilen kişilerin üye olacağı TDUB’un yapısı, üyelik esasları ile görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu; 2. maddesinde, Statünün, TDUB’un yapısı, üyelik esasları ile görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin hususları kapsadığı; 15. maddesinde, SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınan yıllık katkı paylarını belirlemenin Genel Kurul’un görevleri arasında yer aldığı; 25. maddesinde ise, SPK tarafından değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınan yıllık katkı paylarının TDUB’un gelirleri arasında yer aldığı belirtilmiştir.
Aktarılan mevzuat kurallarından, TDUB’a üye olma zorunluluğunun sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde gayrimenkul değerleme faaliyetinde bulunmak üzere gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı verilen kişiler açısından söz konusu olduğu, değerleme şirketleri açısından böyle bir zorunluluğun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Nitekim, 30/12/2012 tarih ve 28513 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun “Değerleme Uzmanları Birliği” başlıklı 76. maddesinin 1. fıkrasında; “Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar ile değerleme kuruluşları, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olmak için başvurmak zorundadırlar.” kuralı ile 2499 sayılı Kanunla getirilen “kişiler” açısından belirlenen üye olma zorunluluğu, değerleme şirketleri açısından da getirilmiş ve yine 6362 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan ve 02/04/2014 tarih ve 28960 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü’nün “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde de, “(1) Bu statüde geçen; … b)Değerleme Kuruluşu: Kurul tarafından sermaye piyasasında değerleme faaliyetinde bulunmak üzere yetkilendirilmiş değerleme kuruluşlarını, c)Değerleme Uzmanı: Kurulun lisanslamaya ilişkin düzenlemeleri çerçevesinde gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olan kişileri … ifade eder.” yönündeki kural ile değerleme kuruluşlarının Kurul tarafından yetkilendirilen tüzel kişileri, değerleme uzmanlarının ise değerleme uzmanlığı lisansına sahip olan gerçek kişileri ifade ettiği belirtilmiştir.
Bu itibarla, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği tarafından, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 2499 sayılı Kanun ile Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü’nde, ihtiyarî veya zorunlu olarak üye olma zorunluluğu bulunmadığı anlaşılan gayrimenkul değerleme şirketlerinden yıllık katkı payı alınması yönünde belirlenen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.