Danıştay Kararı 13. Daire 2012/366 E. 2018/4284 K. 21.12.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2012/366 E.  ,  2018/4284 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2012/366
Karar No:2018/4284

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI): …
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, … Üniversitesi’nce … tarihinde gerçekleştirilen “2009 Yılı Temizlik ve İlaçlama Hizmeti Yaptırılması İşi Hizmet Alımı” ihalesinde ekonomik açıdan en avantajlı teklifi sunan şirketin yeterlilik belgelerinin geçerli olmaması nedeniyle ihale dışı bırakılmasından sonra ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi olarak ihale üzerinde bırakılıp işin yapılmasına imkan verilmemesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen …-TL maddi …-TL manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce;
İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı tarafından 14/10/2008 tarihinde açık ihale usulü ile yapılan hizmet alım ihalesinin … Sosyal Hizmetler Tic. Ltd. Şti.-… Teknik ve Sosyal Hizmetler Tic. Ltd. Şti. ortak girişimi üzerinde kaldığı, ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi olan davacı şirket tarafından, ortak girişimin sunmuş olduğu iş durum belgesinde belirtilen “işin gerçekleşme oranının” gerçeği yansıtmadığı, gerçek tutarın idari şartnamenin 7.3.1. maddesinde öngörülen asgari iş deneyim tutarını karşılamadığı, ihale üzerinde bırakılan ortak girişimin teklifinin değerlendirme dışı bırakılarak ihalenin kendi şirketi üzerinde bırakılması istemiyle ihaleyi düzenleyen idareye yapılan şikâyet başvurusu neticesinde reddi üzerine yapılan itirazen şikâyet başvurusu neticesinde … tarih ve … sayılı Kamu İhale Kurulu kararıyla ihale üzerinde kalan ortak girişimle ilgili iddianın yerinde olduğunun tespit edildiği, ortak girişimin teklifinin değerlendirme dışı bırakılması gerektiği belirtilmekle birlikte söz konusu ihalede ekonomik açıdan en avantajlı teklifin 4734 sayılı Kanun’un 5. maddesinde yer alan rekabet ilkesine uygun sağlıklı ve gerçekçi bir fiyat yarışması sonucunda oluşmadığı gerekçesiyle ihalenin iptaline karar verildiği, bu Kurul kararının … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptaline karar verildiği, söz konusu Mahkeme kararının gerekçeleri dikkate alınarak Kurul tarafından en avantajlı teklifi veren ortak girişimin değerlendirme dışı bırakılıp kalan geçerli tekliflerin yeniden değerlendirilmek suretiyle düzeltici işlem tesis edilmesine karar verildiği, … İdare Mahkemesi’nin işlemin iptaline yönelik anılan kararının uygulanması mahiyetindeki Kurul kararına rağmen davalı idarece tüm tekliflerin reddedilerek ihalenin iptal edildiği, davalı idarenin ihalenin iptaline ilişkin işlemine karşı yeniden dava açılmadığı, davanın işin kendisine verilmesi gerekirken ihalenin iptal edilmesi nedeniyle uğranıldığını ileri sürülen …-TL maddi ve …-TL manevi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açıldığı, idare hukuku ilkelerine göre belli ve gerçekleşmiş bir zarar bulunmadığı, davalı idarenin tazmin sorumluluğunu doğurucu niteliği bulunmayan ihtimale dayalı zarar nedeniyle davacıya maddi tazminat ödenmesine hukuken olanak bulunmadığı, manevi tazminatın gerçek bir tazmin aracı olmayıp doğrudan doğruya manevi tatmin aracı olduğu, bir idari işlem veya eylem nedeniyle manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve bu nedenle elem ve ızdırap duyan kişiye bir miktar para verilerek onun bu yoldan tatmin edilmesinin manevi tazminat kurumunun temel aracı olduğu, idarenin hukuka aykırı eylem ve işlemlerinden dolayı manevi tazminata hükmedilebilmesi için ağır hizmet kusurunun varlığı ile bunun sonucunda kişilerin manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelmesi gerektiği, davacının katıldığı ihale davalı idarece iptal edilmiş ise de ihalenin iptali işleminin idarenin tazminat ödemekle yükümlü tutulmasını gerektirecek derecede ağır hizmet kusuru taşımadığı, davacının işlem nedeniyle manevi tazminat yoluyla tatmin olması gerekli acı ve üzüntüye düştüğünden veya şeref ve haysiyetinin zedelendiğinden söz edilemeyeceği, davacıya manevi tazminat verilmesini gerektirecek bir durum bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davacının …-TL maddi ve …-TL manevi zararın tazmini talebinin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla Kurul’un “ihalenin iptaline” ilişkin kararının iptaline karar verildiği, Kurul’un mahkeme kararına uygun olarak “ekonomik açıdan en avantajlı teklifin değerlendirme dışı bırakılması ve oluşacak mevcut duruma göre ihalenin sonuçlandırılmasına yönelik düzeltici işlem belirlenmesi kararının ve mahkemenin anılan kararının ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklifi sunan kendileriyle sözleşme imzalanmasını gerektirdiği, buna rağmen pazarlık usulüyle işin başka şirketlere verildiği ve pazarlık aşamasına kendilerinin davet edilmediği, kendi tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılmasına gerekçe olarak gösterilen ceza soruşturma ve kovuşturmasının şirket ortakları hakkında beraat kararı verilmesiyle sonuçlandığı, davalı idare tarafından hukuka aykırı bir şekilde ihalenin iptaline karar verilmesinin hizmet kusuru olduğu, idarenin ihalenin iptaline ilişkin kararı söz konusu olmasaydı ekonomik açıdan en avantajlı teklif sahibi olarak şirketleri ile idare arasında sözleşme imzalanacağından öngörülen ticari kazancının davalı idarenin tutumuyla engellendiği, uğranılan zararın tespiti için bilirkişi tayin edilmesi talep edildiği halde mahkeme tarafından bu talebin karşılanmadığı, ara kararıyla ihale sürecinde yapılan harcamaların bildirilmesinin talep edildiği, mahkemeye sunulan harcamaların kararda dikkate alınmadığı ve tazminat talebinin tamamı hakkında ret kararı verildiği, … İdare Mahkemesinin anılan kararından sonra idare tarafından tesis edilen işlemler hakkında ayrıca dava açmak zorunda olmadıkları, mahkeme kararına uygun işlem tesis edilmemesinin hizmet kusuru bakımından tek başına yeterli olduğu, yargı kararı uygulanmayarak ayrıca şirketin ticari itibarının zedelendiği, şirketin hak ettiği işi alamadığı, ihale üzerinde bırakılan iş ortaklığının yeterliliği olmadığı ihale aşamasında idarenin dikkatinden kaçmış olsa bile şikâyet başvurusunda anlaşılması gerektiği, idarenin hatasında ısrar ederek başvuruyu reddetmesinin ağır hizmet kusuru oluşturduğu, bu nedenle hem maddi hem de manevi tazminat talebinin koşullarının varlığının kabulü gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Kurul tarafından … İdare Mahkemesinin bahse konu iptal kararına uygun olarak verilen karar üzerine ekonomik açıdan en avantajlı teklifi veren iş ortaklığının teklifinin değerlendirme dışı bırakıldığı, ihale komisyonu tarafından 4734 sayılı Kanun’un 39. maddesine göre yapılan değerlendirme sonucunda tüm tekliflerin reddedilerek ihalenin iptaline karar verildiği, anılan kararın davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından sözü edilen karara karşı herhangi bir idari veya yargısal yollara başvurulmadığı, bu şekilde usulüne uygun olarak kesinleşen karara istinaden meydana gelen herhangi bir somut zararın söz konusu olmadığı, ihalenin bir süreci ihtiva ettiği ve bu sürecin her aşamasında idarenin kanunlardan kaynaklanan yetkileri bulunduğu, ortada imzalanmış bir sözleşme bulunmadığı, davacıyla karşılıklı hak ve yükümlülüklerin söz konusu olacağı bir ilişki içerisine girilmediği, 4734 sayılı Kanun’un 39. maddesine göre ihalenin iptalinden dolayı idarenin bir sorumluluk altına girmesinin söz konusu olmayacağı, ihale öncesinde meydana gelen fiiller dolayısıyla yürütülen ceza soruşturmalarının 4734 sayılı Kanun’un 17. ve 58. maddeleri kapsamında dikkate alındığı, … İdare Mahkemesinin bahsedilen kararının davalı idarenin değil Kurul’un işlemiyle ilgili olduğu, idarenin işleminin mahkeme kararıyla çelişen bir yönü olmadığı, idarenin hizmet kusurundan bahsedilemeyeceği gibi davacının aktüel bir zararının da söz konusu olmadığı, talebin reddi gerektiği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.