Danıştay Kararı 13. Daire 2012/3415 E. 2018/3757 K. 06.12.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2012/3415 E.  ,  2018/3757 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2012/3415
Karar No:2018/3757

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
KARŞI TARAF (DAVALI): … Mal Müdürlüğü
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : … ili, … ilçesi, … Köyü, … nolu parseldeki taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulüyle satışına ilişkin 02/05/2011 tarihli ihalenin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; ihaleye konu … m2 yüzölçümlü taşınmazın … m²’lik kısmının davacı tarafından ev ve sera yapılmak suretiyle işgal edildiğinden bahisle davacıdan ecrimisil istenilmiş ise de, ecrimisil istenilmiş olması, zilyetlik veya başka bir şekilde davacı açısından öncelik hakkı doğurmayacağından Hazine adına kayıtlı taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesine göre açık teklif usulüyle satışına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, 1/2 hissesine malik olduğu … ada, … nolu parselin ihaleye konu … nolu parsele bitişik olduğu, … nolu parselde 1982 yılından bu yana zilyet bulunduğu, ihaleye konu taşınmazın içinde kendisi tarafından 2007 yılında yapılan ve kızının ikamet ettiği ev bulunduğu, bildirilen ecrimisillerin ödendiği, satın alma isteğinin davalı idareye bildilrildiği, ihalenin, satış talebi üzerine gerçekleştirilmesine rağmen satış ilanının satış tarihinden önce bildirilmediği, adi mektup yoluyla ve satışın olduğu gün öğleden sonra postacı tarafından getirildiği, ihalenin iptal edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 06/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.