Danıştay Kararı 13. Daire 2012/2403 E. 2018/390 K. 09.02.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2012/2403 E.  ,  2018/390 K.f.y
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2012/2403
Karar No:2018/390

Temyiz İsteminde Bulunanlar: 1- (Davalı) … Malmüdürlüğü
Vekili: …
2- (Davacı) …
Vekili: …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının; taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na uygun biçimde açık artırma usulüyle satıldığı, davacının da anılan ihaleye iştirak ettiği, ihalede 4070 sayılı Kanun’un uygulanmasının hukuken mümkün olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması ile vekâlet ücreti yönünden kararın bozulması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’in Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; … ili, … ilçesi, … Köyünde kaim, tarla vasıflı, … parsel sayılı Maliye Hazinesi’ne ait taşınmazın satışına ilişkin ihale kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; dosyanın incelenmesinden, davacının ihale konusu taşınmazın kendisi tarafından kullanıldığını belirtilerek kendisine satılması istemiyle 01.05.2002 tarihinde davalı idareye başvuruda bulunulması üzerine başlatılan süreç sonunda, 29.08.2006 tarihinde taşınmazın Maliye Hazinesi adına tapuda tescil edildiği, davacının bu kez 24.04.2007 tarihli dilekçeyle yaptığı satın alma talebi üzerine Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün 13.11.2009 tarih ve 50348 sayılı yazısı ile söz konusu taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulü ile satışa çıkarılmasının uygun görüldüğünün bildirildiği, ilan aşamaları tamamlanan ve 04.03.2010 tarihinde yapılan ihalenin davacı ile birlikte ihaleye katılan ve en yüksek teklifi veren …’ya verildiği, 08.03.2010 tarihli olur ile ita amirince onaylanan ihalenin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun’un 1. maddesinde bu Kanun’un amacının, Hazine’ye ait tarım arazilerinin satış esaslarını belirlemek olduğu, 2. maddesinde; Hazine’ye ait tarım arazilerinin, bu bölümdeki hükümlere göre, peşin veya taksitle satılabileceği, 3. maddesinde; tarım arazilerinin satışı ile ilgili ihalelere, taşınmaz malın bulunduğu köy veya belde nüfusuna kayıtlı, o köyde veya beldede oturmakta olan veya 31.12.2002 tarihinden önce o köyde bir taşınmaz malı malik veya zilyed olarak tasarruf eden gerçek kişilerin katılabileceği, aynı Kanun’un 8. maddesinde; 31.12.2002 tarihinden önce Hazine’ye ait tarım arazilerini kullananlardan, doğrudan satış hakkından yararlanamamış olanlar veya bunların kanuni mirasçıları, taşınmazı fiilen kullanmaları ve bu hususun Hazinece belirlenmiş olması şartıyla, satışa çıkarılacak bu arazileri öncelikli alım hakkına sahip olduğu, alım hakkı olanın ihaleye katılsın veya katılmasın ihale ita amirince ihale onaylanmadan önce kendisine 7 gün içinde yapılacak tebligat üzerine 15 gün zarfında ihale bedelinin tamamını veya 1/4’ü ile vergi, resim ve harçları yatırır, kalan borcunu ödeyeceğini taahhüt eder ve istenecek belgeleri idareye verirse, ihalenin hak sahibine yapılacağı Kanun’un Geçici 1. maddesinde; bu Kanun’un 5, 6, 7 ve 8. maddelerine göre taşınmaz mal satın almak isteyenlere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıllık başvuru süresi tanınacağı, bu süreyi Bakanlar Kurulu’nun bir defaya mahsus olmak üzere bir yıla kadar uzatabileceği, bu sürenin geçmesi ile her türlü talep hakkının düşeceği ve söz konusu taşınmaz malların genel hükümlere göre satılacağı, kurallarına yer verildiği belirtilmiş, bu kurallar çerçevesinde dava konusu olay değerlendirildiğinde, davacının anılan taşınmazı 01.01.2000 tarihinden itibaren fuzulen işgal ettiğine ilişkin Taşınmazlara Ait Tespit ve Tahmin Edilen Bedel Hesap Tutanağı bulunduğu, davacının 01.05.2002 tarihli dilekçesinin de geçerli olduğu, anılan taşınmazın tapuya tescili üzerine satışı için yapılan ihalede davacının öncelikli alım hakkına sahip bulunduğu, bu nedenle ihale ita amirince onaylanmadan davacıya yapılacak tebligatla öncelikli alım hakkını kullanma imkânı tanınması gerektiği, ancak bu yolda bir tebligatın yapılmadığı, bu durumda, davaya konu taşınmazın satışına ilişkin ihalede öncelikli alım hakkına sahip olan davacıya, bu hakkını kullanma imkânı tanınmadan, en yüksek bedeli veren alıcıya taşınmazın satışına karar verilmesi ile sonuçlandırılan ihalede hukuka uygunluk bulunmadığı, gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, dosyanın tekemmülü aşamasından sonra davaya davacı vekili olarak vekâlet sunan ve bu aşamaya kadar herhangi bir katkı sunmayan avukat lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş, kararın iptale ilişkin kısmı davalı idarece, kararın vekâlet ücretine yer olmadığına ilişkin kısmı ise davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının ONANMASINA; temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine, dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 09.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.