Danıştay Kararı 13. Daire 2012/2223 E. 2012/3392 K. 26.11.2012 T.

13. Daire         2012/2223 E.  ,  2012/3392 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
EsasNo : 2012/2223
Karar No : 2012/3392

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
Vekili : …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirkete ait “…” logosu ile yayın yapan televizyon kanalında 20, 24, 27, 29 Aralık 2010 ve 02, 05 Ocak 2011 tarihlerinde yayınlanan “…” adlı programın 3984 sayılı Kanun’un 4756 sayılı Kanunla değişik 4. maddesinin (e) bendinde yer alan yayın ilkesini ihlâl ettiğinden bahisle, aynı Kanun’un 33. maddesi uyarınca yayın kuruluşunun uyarılmasına ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun … tarih ve … sayılı toplantısında alınan 10 nolu kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; ihlâle konu görüntüler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan raporda özetle; “Dizide saraya getirilmiş olan kızların göğüs ve dişlerinin kontrol edilmesi ve hatta kızlara bekaret kontrolünün yapılması sahnesinin; milli değerlere ve toplumun hassasiyetlerine dikkat edilmeden sunulduğu, çocukların da seyredeceği bir saatte yayınlanan bu ve benzeri sahnelerin gençlerin ve çocukların zihinsel ve ahlâkî gelişimini zedeleyecek türde olduğu, dizide tarihi gerçekleri farklı gösteren hususların bulunduğu, ilk bölümlerdeki olaylar 1520’li yılların başını ele aldığından dolayı bu tarihlerde haremin yeri, Beyazıt’taki Eski Saray olması gerekirken 20 yıl sonraki Topkapı Sarayı olarak gösterildiği, Müslüman Kırımlıların … bir mabette zorla ele geçirmesiyle Türkler ve Müslümanlar için geçerli olan “mabetlere dokunmama” prensibinin yok sayıldığı, bu prensibi yok saymanın Türkleri barbar diye nitelendiren Avrupalıların iftiralarına ışık tutacak cinsten yanlış bilgi eksenli bir kurgulama olduğu, dizideki harem, hamam, has oda gibi hiçbir tarihi kaynağın tam ve ayrıntılı bilgi veremeyeceği sahnelerin kurgulanışı ve aktarımının Türk toplumunun milli ve manevi değerlerinin zedeleyici ve sadece batılı yazarların fantezilerini yansıtır nitelikte olduğu, nitekim batı dünyasına göre sadece cinsellikle ilişkilendirilmesine karşın aslında haremin bilim, sanat, müzik ve estetik alanlarında faaliyetlerin yürütüldüğü ciddi bir eğitim kurumu olduğu, üst düzey devlet adamlarının dahi buraya girme yetkisi bulunmadığı, dizide fantezilere dayalı harem kurgulamaları ile gizemi hâlâ çözümlenememiş olan harem hakkında kesinmişçesine bilgiler aktarılarak yanlış fikirlerin oluşmasına sebebiyet verildiği, “…” dizisindeki giyim-kuşam kalıplarının günümüz Türkiye’sindeki Türk insanının Osmanlı tarihine ilişkin öğrenmiş oldukları ile örtüşmeyen bir algının oluşmasına neden olduğu, tarihten ilham alınarak hazırlandığı belirtilen yapım, kurgu olsa bile, sunduğu olaylar ve kişilerin gerçek olarak algılanabildiği, bu yüzden dizinin Muhteşem olarak nitelendirilen Kanuni’nin ve onun şahsında Osmanlı padişahlarının yanlış anlaşılmasına sebebiyet verdiği, belirtilen hususların yanı sıra dizideki bu eksiklik ve belirli alana yoğunlaşmanın sonraki bölümlerde ortadan kaldırıldığı, dizinin ilgili bölümleri, sosyolojik yöntemler açısından geçmişin sosyal, ekonomik ve kültürel hayatını günümüz kuşaklarına aktarmada her ne kadar pozitif bir etki bırakmış olsa da muhteviyatı ve tarihsel gerçekler açısından hem Türk aile yapısına, hem de geleneksel değerlerimize aykırı izler taşıdığı, bu yüzden adı geçen yayının 3984 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (e) bendinde yer alan “Yayınların toplumun milli ve manevi değerlerine ve Türk aile yapısına aykırı olmaması” ilkesini ihlâl eder nitelikte olduğu” görüşünün belirtildiği, dosyada bulunan deşifre metinler ve CD’ler ile bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, “… …” adlı dizinin, 20, 24, 27, 29 Aralık 2010 ve 02, 05 Ocak 2011 tarihlerinde yayınlanan bölümlerinde yer alan ifade ve görüntülerin 3984 sayılı Kanun’un yayın ilke ve esaslarını düzenleyen 4. maddesinin (e) bendine aykırı olduğu sonucuna varılmakla tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının onanmasına; dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 26.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.