Danıştay Kararı 13. Daire 2012/1982 E. 2018/3789 K. 07.12.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2012/1982 E.  ,  2018/3789 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2012/1982
Karar No:2018/3789

TEMYİZ EDENLER: 1. (DAVACI) …
VEKİLİ: …
2. (DAVALI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLLERİ: …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla iptal edilen taşınmaz ihalesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen …-TL maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce;
…- … … Mah., … ada, … parselde kayıtlı taşınmazın … İnş. Taah. ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı iken davalı idarece kamulaştırılmak suretiyle edinildiği, davalı idare tarafından anılan taşınmazın 17/11/2003 tarihli ihale ile …-TL bedelle davacıya satıldığı, davacının müteahhit ve yapı denetim şirketi ile anlaşma yaparak 29/06/2004 tarihli yapı ruhsatını almak suretiyle inşaata başladığı, taşınmazın kamulaştırma öncesi maliki olan şirket tarafından açılan dava sonucunda … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla satışa ilişkin ihalenin iptal edildiği, … şirketi tarafından davacı ve … Belediyesi aleyhine Kamulaştırma Kanunu’ndan kaynaklanan geri alım hakkının kullanılması kapsamında … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E: … sayılı dosyasıyla tapu iptali ve tescil davası açıldığı, anılan davada verilen ve 24/12/2004 tarihinde tebliğ edilen ihtiyati tedbir kararı ile davacının taşınmaz üzerinde yapmakta olduğu inşaatın durdurulduğu, davalı idarece … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının uygulanması amacıyla 14/04/2010 tarih ve 379 sayılı encümen kararıyla 17/11/2003 tarihli taşınmaz satış ihalesinin iptali ve ihale bedeli …-TL’nin davacıya iadesi yolunda işlem tesis edildiği, davacı tarafından 21/07/2010 tarihli dilekçe ile ihale satış bedeli dışında yatırım bedeli ve ticari kâr kaybı olmak üzere toplam …-TL zararının karşılanmasının talep edildiği, başvurunun 05/08/2010 tarih ve 6241-17350 sayılı işlemle reddedilmesi üzerine tam yargı davasının açıldığı ifade edilmiştir.
Mahkeme kararında, davacı tarafından; taşınmazın satışına yönelik ihale nedeniyle ihale satış bedeli, katma değer vergisi, karar pulu, tapu harcı, özel işlem vergisi, eğitime katkı payından oluşan …-TL’nin ödendiği; inşaatın başlaması ve yapımı amacıyla inşaat ruhsat masrafı, yapı denetim firmasına, inşaat firmasına, taşerona yapılan ödemelerle sigorta primi ve emlak vergisinden oluşan …-TL harcama yapıldığı; dolayısıyla fiilen gerçekleştirilen harcamalar toplamının …-TL olduğu; talep edilen …-TL’nin ise mahrum kalınan ticari kârdan oluştuğu belirtilmiştir.
Mahkeme tarafından; iptaline karar verilen ihale işlemi dolayısıyla davacının toplam maddi zararının …-TL olduğu, bu miktarın davalı idarece tazmini gerektiği, davacının ticari kâr kaybından oluşan …-TL tazminat talebi ile idarenin davaya konu işlemi arasında tazminatla sorumlu tutulmayı gerektirecek illiyet bağı bulunmadığı, ticari kâr isteminin gerçekleşmiş bir zarardan kaynaklanmadığı ve fakat gerçekleşme ihtimalinden ibaret olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile …-TL’nin dava tarihinden (15/09/2010) itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, mahkemece taşınmazın satış bedelinin yasal faiziyle birlikte dava tarihinden itibaren davacı tarafa ödenmesine karar verildiği ancak anılan bedele KDV’nin de dahil edildiği, …-TL tutarındaki KDV ve karar pulu bedelinin idarenin malvarlığına katılmadığından anılan bedeli ve bu bedele dava tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ödemeye mahkum edilmesinin yerleşik yargısal içtihatlara aykırı olduğu, tapu harçlarının ve bunlara uygulanacak yasal faizin idareden talep edilemeyeceği, satışı iptal edilen taşınmazın satış bedelinin iadesi için 06/07/2010 tarihli ve 5769-15321 sayılı yazı tebliğ edilmiş olmasına rağmen davacının kendi kusuruyla iadeyi gerçekleştirmediği, bu hususun faiz hesabında dikkate alınmadığı, inşaat ruhsatı alınması için yapılan harcamaları gösteren belgelerin …-TL tutarında olmasına karşılık dava dilekçesi ekinde …-TL olarak talepte bulunulduğu ve bu miktarın kararda karşılandığı, davacı tarafından yapımı belirli bir seviyeye kadar ulaşan inşaat faaliyeti için gösterilen 20/07/2004 tarihli ve … sayılı faturanın bedel kısmının iş sahibi tarafından imzalanmadığı için fiilen ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda araştırma yapılmadan hüküm verildiği ileri sürülmüştür.
Davacı tarafından, arsa bedeli ve yapılan imalatlardan doğan harcamalar için yürütülecek yasal faizinin başlangıç tarihi olarak dava tarihinin değil fiilen ödeme tarihinin belirlenmesi gerektiği, uğranılan ticari kar kaybının maddi zarar kalemi olarak açık ve somut olduğu, idarenin hukuka aykırı işleminin mahkeme kararıyla ortadan kaldırılmasından kaynaklandığı için idarenin fiili ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğu, uğranılan menfi zararın kurulan hükümde hesaba katılmadığı, idare ile kurulan hukuki ilişkinin ayakta kalması ve üstlenilen edimlerin ifası gerçekleşseydi ortaya çıkacak durum ile bu ilişkinin ortadan kalkması dolayısıyla edimlerin ifa edilmemesi nedeniyle ortaya çıkan durum arasındaki farkın bilirkişi marifetiyle hesaplanması gerekirken re’sen karar verildiği ve hükümde anılan maddi zararlara yer verilmediği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz istemlerinin reddine,
2. Davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile …-TL’nin dava (15/09/2010) tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece tazminen davacıya ödenmesi, fazlaya ilişkin talebin reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.