Danıştay Kararı 13. Daire 2012/1718 E. 2013/2862 K. 07.11.2013 T.

13. Daire         2012/1718 E.  ,  2013/2862 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2012/1718
Karar No : 2013/2862

Temyiz İsteminde Bulunan
ve Karşı Taraf (Davacı): …
Vekili : …
Temyiz İsteminde Bulunan
ve Karşı Taraf (Davalı) : Sağlık Bakanlığı / ANKARA
Vekilleri : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; davacı şirket tarafından, davanın süresinde olduğu; davalı idare tarafından ise, davanın süre yönünden reddedilmesine rağmen lehlerine avukatlık ücretine hükmedilmediği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Sağlık Bakanlığı’nın Savunmasının Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Davacının Savunmasının Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi : Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; … Devlet Hastanesi Baştabipliği tarafından 27.05.2011 tarihinde açık ihale usulüyle yapılan “2011-2012-2013 Yılı 29 Ay 117 Kişi ile Malzemeli Genel Temizlik Hizmeti” işi ihalesinin iptal edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; dava konusu işlemin 23.06.2011 tarihinde tebliği ile başlayan dava açma süresinin, davacının 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesi kapsamında yapmış olduğu 04.07.2011 tarihli başvuru ile durduğu, bu başvurunun 18.07.2011 tarihinde tebliğ edilen … tarih ve … sayılı işlem ile reddi üzerine ilgili mevzuat hükümleri uyarınca kalan dava açma süresi içerisinde en geç bu sürenin son günü olan 05.09.2011 tarihinin adli tatile denk gelmesi nedeniyle 12.09.2011 tarihine kadar dava açılması gerekmekteyken, 15.09.2011 tarihinde … İdare Mahkemesi kayıtlarına giren dava dilekçesi ile açılan davanın esasının süre aşımı sebebi ile incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karar davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
Anayasanın “Anayasanın Bağlayıcılığı ve Üstünlüğü” başlıklı 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu, “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu; “Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması” başlıklı 40. maddesine 4709 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle eklenen ikinci fıkrada, Devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükmü yer almış; bu ek fıkranın gerekçesinde ise, bu fıkra ile bireylerin yargı ya da idarî makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkan sağlanmasının amaçlandığı, son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesinin hak arama hürriyetinin korunması açısından zorunluluk haline geldiği ifade edilmiştir.
İdarî işlemlere karşı başvuru yollarının son derece ayrıntılı düzenlemelerde yer alması, başvuru sürelerinin kısa olması veya olağan başvuru yollarına istisna getirilebilmesi nedeniyle idarî işlemlere karşı hangi idarî birime, hangi sürede başvurulacağının idarelerce idarî işlemde belirtilmesi hukuk güvenliği ilkesinin gereğidir. Anılan Anayasa hükmü ile de, bireylerin yargı makamları ya da idarî makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkân sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde ilgililerin hangi süre içerisinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; … Hastanesi Baştabipliği tarafından 27.05.2011 tarihinde açık ihale usulüyle yapılan “2011-2012-2013 Yılı 29 Ay 117 Kişi ile Malzemeli Genel Temizlik Hizmeti” işi ihalesinin, ihale yetkilisi tarafından “Savunma sunan istekliler Kamu İhale Genel Tebliği’nin 79. maddesine göre yetersiz görüldüğünden teklifler değerlendirme dışı bırakılmıştır. İhale Komisyonu tarafından yeterli olarak kalan firmanın teklifi ile diğer teklifler arasında fiyat farkı bulunması” gerekçesiyle 15.06.2011 tarihinde iptal edildiği, ihalenin iptal edildiğine dair bildirim işleminin 23.06.2011 tarihinde tebliğ edildiği, bu işlem üzerine davacı tarafından davalı idareye 04.07.2011 tarihinde yapılan şikâyet başvurusunun 18.07.2011 tarihinde tebliğ edilen … tarih ve … sayılı işlem ile reddedildiği, ayrıca davacı tarafından Kamu İhale Kurumuna yapılan … tarih ve … sayılı başvurunun … tarih ve .. sayılı karar ile; uyuşmazlığa konu ihaledeki söz konusu iptal kararının şikâyet ya da itirazen şikâyet üzerine alınmadığından bahisle görev yönünden reddine karar verildiği, söz konusu ihalenin iptaline ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, ihalenin iptal edildiğinin bildirimine yönelik 16.06.2011 tarihli yazıda ihalenin iptal gerekçelerine yer verildiği, ancak bildirim işleminin içeriğinde bu işleme karşı hangi süre içerisinde, hangi mercilere başvurulabileceğinin belirtilmediği, davacının hangi sürede hangi merciye başvuruda bulunması gerektiği noktasında kesin bilgiye sahip olmaması nedeniyle önce Kamu İhale Kurumu’na 27.06.2011 tarihinde başvurduğu, Kamu İhale Kurulu tarafından verilen 11.07.2011 tarihli kararla, söz konusu ihalede, idarece iptal kararının şikâyet ya da itirazen şikâyet üzerine alınmadığı tespit edildiğinden Kuruma itirazen şikâyet başvurusu yapılmasının mümkün bulunmadığı, bu nedenle 4734 sayılı Kanunun 54’üncü maddesinin 10’uncu fıkrasının (c) bendi gereğince başvurunun görev yönünden reddine karar verildiği, bu karar verilmeden davacı tarafından 04.07.2011 tarihinde bu defa ihaleyi yapan idareye şikâyet başvurusunda bulunulduğu, bu başvurunun 12.07.2011 tarihinde reddedildiği ve her iki kararın davacıya 18.07.2011 tarihinde tebliğ edildiği, bunun üzerine 15.09.2011 tarihinde dava açıldığı görülmektedir.
Bu durumda, ihalenin iptalinin bildirimine ilişkin işlemde, Anayasa’nın 40. maddesine aykırı biçimde söz konusu işleme karşı hangi süre içerisinde, hangi mercilere başvurulabileceğinin gösterilmemiş olması, idarenin bu konudaki bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve hukuki güvenlik ilkesinin ihlal edilmiş olması karşısında; davacının başvuru prosedürü konusunda yaşadığı tereddüt nedeniyle bütün başvuru yollarını kullandıktan sonra 15.09.2011 tarihinde açılan davanın süresinde kabul edilmesi gerektiğinden davayı süre yönünden reddeden İdare Mahkemesi kararında usule uygunluk bulunmamaktadır.
Diğer yandan, İdare Mahkemesi’nce dava hakkında yeniden bir karar verileceğinden, davalı idare tarafından, idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği yönündeki iddiası bu aşamada incelenmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.