Danıştay Kararı 13. Daire 2012/1716 E. 2018/4375 K. 25.12.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2012/1716 E.  ,  2018/4375 K.F.Y
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2012/1716
Karar No:2018/4375

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Yemek Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVALI): …
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Tedarik Bölge Başkanlığı’nca 02/02/2010 tarihinde gerçekleştirilen “Hazır Yemek Hizmet Alımı” ihalesine teklif veren davacı şirket hakkında tesis edilen 1 yıl süre ile ihalelere katılmaktan yasaklama kararı ve geçici teminatının irat kaydedilmesine ilişkin işlem uyarınca uğranıldığı ileri sürülen; …-TL maddi, … -TL manevi olmak üzere toplam …-TL zarar ile geçici teminat mektubunun 4 ay sonra iade edilmesi nedeniyle faiz gelir kaybının tazmini istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davalı idarenin maddi ve manevi tazminat ödemekle yükümlü tutulabilmesi için öncelikli olarak ortada yargı mercilerinde tespiti yapılmış hukuka aykırı bir işleminin olması gerektiği, davacı şirketin 1 yıl süre ile kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmasına ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, bu kararın Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 01/07/2011 tarih ve E:2011/334, K:2011/3238 sayılı kararıyla onandığı, bu durumda, hukuka uygun olarak tesis edilen ihaleden yasaklama kararı nedeniyle maddi ve manevi tazminat ödenmesi isteminin kabulüne imkan bulunmadığı,
Geçici teminatın geç iade edilmesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi zararın tazmini istemine gelince; davalı idarece irat kaydedilen …-TL tutarındaki geçici teminatın iade edilmesi gerektiğine ilişkin Kamu İhale Kurulu’nun (Kurul) 11/05/2010 tarih ve … sayılı kararı uyarınca davacı şirketin 31/05/2010 tarihli dilekçe ile geçici teminatın iade edilmesi istemiyle davalı idareye başvurduğu,12/07/2010 tarihinde geçici teminatın şirkete iade edildiği, davacı şirketin bu tarihten itibaren 60 günlük dava açma süresi içerisinde anılan işlemden kaynaklanan zararının tazmini için maddi ve manevi tazminat istemiyle dava açabileceği, bu süre geçtikten sonra 23/12/2010 tarihinde açılan davanın bu kısmı yönünden süre aşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın, davacının …-TL maddi, …-TL manevi tazminat istemi yönünden reddine, geçici teminatın geç iade edilmesi nedeniyle tazminat istemine ilişkin kısmı yönünden süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, davada süre aşımı bulunmadığı, Kurul’un 11/05/2010 tarih ve … sayılı kararıyla geçici teminatın irat kaydedilmesinin ve yasaklama işlemlerinin hukuka aykırı olduğunun tespit edildiği, yasaklama işleminin hukuka aykırılığının Mahkeme tarafından incelenmediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, yasaklama işleminin iptali için açılan davanın süre yönünden reddine karar verildiği ve kesinleştiği, geçici teminatın iade edildiği tarihten itibaren süresi içinde dava açılmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
… Tedarik Bölge Başkanlığı’nca 02/02/2010 tarihinde “Hazır Yemek Hizmet Alımı” ihalesi gerçekleştirilmiş, anılan ihale, ihale yetkilisince teklif edilen bedel uygun görülmediğinden 24/02/2010 tarihinde iptal edilmiştir.
İhaleye teklif veren davacı şirketin, %95 hisseye sahip …’ın hakkında “ihaleye fesat karıştırma” suçundan 22/01/2010 tarihinde kamu davası açıldığı tespit edilmiş, bunun üzerine, 25/02/2010 tarih ve 500 sayılı işlemle davacı şirketin geçici teminatının irat kaydedilmesi ve hakkında yasaklama kararı verilmesi işlemlerine başlanılmıştır.
Davacı şirket tarafından, geçici teminatının irat kaydedilmesi ve hakkında yasaklama işlemlerinin başlatılmasına ilişkin 25/02/2010 tarih ve 500 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile merciine tevdi kararı verilmiş, şirket tarafından 25/02/2010 tarih ve 500 sayılı işleme karşı 08/03/2010 tarihli dilekçe ile … Tedarik Bölge Başkanlığı’na şikâyet başvurusunda bulunulmuştur. Başvuru, … tarih ve … sayılı karar ile reddedilmiş, 24/03/2010 tarihli dilekçe ile kesinleşen ihale kararının düzeltilmesi ve irad kaydedilen geçici teminatın iadesi için Kamu İhale Kurumu’na itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuştur.
Kurul, 11/05/2010 tarih ve … sayılı kararı ile davacı şirketin %95 oranındaki hissesinin sahibi olan …’ın 21/01/2010 tarihinde hisselerini devrettiği, 01/02/2010 tarihinde kamu ihalelerine fesat karıştırmadan dolayı hakkında kamu davası açıldığı, ihalenin 02/02/2010 tarihinde gerçekleştirildiği, şirket yetkililerinin … hakkında kamu davası açıldığını, 11/02/2010 tarihinde öğrendiği ve durumu ertesi gün idareye bildirmiş olduklarından şirket hakkında ihalelere katılmaktan yasaklama kararının uygulanmaması gerektiği, geçici teminatın irat kaydedilmesine ilişkin işlemin ise geri alınarak şirkete iade edilmesi gerektiği yönünde karar vermiştir. Kurul kararı davacı şirkete 31/05/2010 tarihinde tebliğ edilmiş, aynı tarih itibariyle şirket tarafından, irad kaydedilen …-TL geçici teminatının iade edilmesi ve hakkındaki yasaklama kararının kaldırılması istemiyle davalı idareye başvurulmuş, geçici teminat mektubu şirkete 12/07/2010 tarihinde iade edilmiştir.
Davacı hakkındaki yasaklama kararı ise 01/04/2010 tarih ve 27539 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanmış, bu kararının iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: … , K: …sayılı kararı ile davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karar Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 01/07/2011 tarih ve E:2011/334, K:2011/3238 sayılı kararıyla onanmıştır.
Davacı tarafından, ihalelere katılmaktan yasaklama kararı nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen …-TL maddi, …-TL manevi tazminat ile geçici teminatın geç iade edilmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen … -TL maddi tazminatın kendisine ödenmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesi’nde, ilgililerin haklarını ihlâl eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası açabileceği gibi ilk önce iptal davası açıp bu davada verilen kararın tebliği üzerine dava açma süresi içerisinde tam yargı davası açabilecekleri kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
1- Mahkeme kararının, geçici teminatın geç iade edilmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın tazmini isteminin süre yönünden reddine ilişkin kısmında hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.
2- Mahkeme kararının yasaklama işlemi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi tazminat isteminin reddedilmesine yönelik kısmının incelenmesi:
Uyuşmazlık, yasaklama işleminin iptali için açılan davanın süre yönünden reddine karar verildikten sonra, aynı işlemin hukuka aykırı olduğundan bahisle 2577 sayılı Kanun’un 12. maddesine göre tam yargı davası açılıp açılamayacağı noktasındadır.
2577 sayılı Kanun’un 12. maddesine kaynak olan mülga 521 sayılı Danıştay Kanunu’nun 71. maddesinin ilk hâlinde başlangıçta, “ilgililer ilk önce iptal davası açarak bu dava üzerine işlemin iptali halinde tam yargı davası açabilirler” kuralına yer verilmişti. Anılan madde 18.06.1973 tarih ve 1740 sayılı Kanunla değişikliğe uğramıştır. Bu değişikliğin nedeni 1740 sayılı Kanunun gerekçesinde şöyle açıklanmıştır: “Yürürlükteki madde hükmüne göre ilgililerin haklarını da ihlâl eden bir idari işlem dolayısıyle ilk önce iptal davası açmaları halinde, bu işlem hakkında ayrıca tam yargı davası açılabilmesi, uygulamada, maddenin yazılış şekli sebebiyle, işlemin iptali şartına bağlı olduğu şeklinde yorumlanmıştır. Halbuki, idare hukuku kurallarına göre, idare tarafından tesis edilmiş olan bir işlem, mevzuata uygun olmakla, beraber, herhangi bir şahsın hakkını da ihlâl ediyor ise, bu halde, işlem iptal edilmeden de tam yargı davasının açılabilmesi gerekmektedir. Metindeki işlemin iptali şartı çıkarılmadığı veya yeniden düzenleme yapılmadığı takdirde, bu tip işlemler sebebiyle hakları ihlal edilerek zarara uğramış olan şahısların zararlarının tazmini için tam yargı davası açmaları mümkün bulunmadığından, madde metnindeki bu aksaklık giderilerek doktrinle uygulama muvazi hale getirilmiştir. Bu hale göre, ilgililer ilk önce iptal davası açarak işlemin iptali şartı aranmaksızın, bu davanın karara bağlanması üzerine de tam yargı davası açabileceklerdir”. (YENİCE Kâzım/ESİN Yüksel: Açıklamalı-İçtihatlı-Notlu İdari Yargılama Usulü, Ankara;1983, s.232). Bu itibarla, 1740 sayılı Kanunla getirilen değişiklikle iptal davası reddedilse dahi tam yargı davasının açılması mümkün kılınmıştır. Aynı kural 2577 sayılı Kanun’un 12. maddesine de alınmıştır.
Buna göre;
2577 sayılı Kanun’un 12. maddesi uyarınca tam yargı davası açılabilmesi için tam yargı davasına dayanak teşkil eden idari işlemin idari yargı mercilerince iptal edilmiş olması zorunlu bir şart değildir. İlgililer 12. maddeye göre iptal davasının reddedilmesinden sonra da tam yargı davası açabilirler.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından yasaklama işleminin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, bu kararın Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 01/07/2011 tarih ve E:2011/334, K:2011/3238 sayılı kararıyla onandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; 2577 sayılı Kanunu’nun 12. maddesine göre yasaklama işlemine karşı açılan davanın süre yönünden reddedilmesinden sonra, davacının bu işlemden kaynaklandığını ileri sürdüğü maddi ve manevi zararlarının tazmini için tam yargı davası açmasında herhangi bir hukuki engel bulunmamaktadır.
Bu itibarla; yasaklama işlemi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi tazminat isteminin reddine yönelik Mahkeme kararının bu kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne,
2. … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının geçici teminatın geç iade edilmesi nedeniyle maddi zararın tazmini isteminin süre yönünden reddine ilişkin kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının bu kısmının ONANMASINA,
3. … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının yasaklama işlemi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi tazminat isteminin reddedilmesine ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.