Danıştay Kararı 13. Daire 2012/1649 E. 2017/4012 K. 19.12.2017 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2012/1649 E.  ,  2017/4012 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2012/1649
Karar No:2017/4012

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): …
Vekili : …

Karşı Taraf (Davacı): …
Vekili : …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; idari işlemin dayanağı olan ihlalin bir kabahat olmadığı, bu ihlalin Kabahatler Kanununda sayılan bir yaptırımın uygulanmadığı, kanunun sanık lehine uygulanacağı ilkesinin bu olayda geçerli olmadığı, ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’in Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 04.06.2007 tarihinde saat 23:30’da yayınlanan “…” isimli haber programında 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un 4/l maddesinde belirlenen yayın ilkesinin tekraren ihlal edildiği ileri sürülerek yayın kuruluşuna …-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin davalı idarenin 08.10.2007 tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi’nce; Dairemizin 05.02.2010 tarih ve E:2008/12805, K:2010/989 sayılı bozma kararına uyularak davacı yayın kuruluşunda 04.06.2007 tarihinde saat 23:30’da yayınlanan ”…” isimli haber programında 3984 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (l) bendinde kurala bağlanan yayın ilkesinin ihlâl edildiği gerekçesiyle, davacı hakkında para cezası verilmesine ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu kararında mevzuata aykırılık bulunmamakla birlikte, 3984 sayılı Kanun’un 33. maddesinin 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5728 sayılı Kanun’un 469. maddesiyle değişmesi karşısında, yapılan bu değişikliğin dava konusu işlemin hukukiliğini etkileyip etkilemediğinin irdelenmesi gerektiği, 3984 sayılı Kanun’un ”Uyarı, para cezası, durdurma ve iptal” başlıklı 33. maddesinde; ”Üst Kurul, öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeyen, izin şartlarını ihlâl eden, yayın ilkelerine ve bu Kanun’da belirtilen diğer esaslara aykırı yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarını uyarır veya aynı yayın kuşağında açık şekilde özür dilemesini ister. Bu talebe uyulmaması veya aykırılığın tekrarı halinde ihlâle konu olan programın yayını, bir ila oniki kez arasında durdurulur. Yayını durdurulan programların yerine, aynı yayın kuşağında ve reklamsız olarak, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına Üst Kurulca hazırlattırılacak eğitim, kültür, trafik, kadın ve çocuk hakları gençlerin fiziksel ve ahlâki gelişimi, uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla mücadele, Türk dilinin güzel kullanımı ve çevre eğitimi konularında programlar yayınlanır. Aykırılığın tekrarı halinde ulusal düzeyde yayın yapan kuruluşlara, ihlâlin ağırlığına göre, yüzyirmibeş milyar liradan az olmamak kaydıyla ikiyüzelli milyar liraya kadar, idari para cezası uygulanır. Bu maddedeki para cezaları, her yıl Maliye Bakanlığınca ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılır.” hükmüne yer verilmiş, bu maddede yer alan para cezasının miktarı yeniden değerleme oranında artırılması sonucu ihlâlin gerçekleştiği ve işlemin tesis edildiği 2007 yılı itibariyle alt sınır … TL’ye, üst sınır olarak ise … TL’ye yükseldiği, 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5728 sayılı Kanun’un 469. maddesiyle 3984 sayılı Kanun’un 33. maddesinde değişiklik yapılarak; ”Üst Kurul, öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeyen, izin şartlarını ihlâl eden, yayın ilkelerine ve bu Kanun’da belirtilen diğer esaslara aykırı yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarını uyarır veya aynı yayın kuşağında açık şekilde özür dilemesini ister. Bu talebe uyulmaması veya aykırılığın tekrarı hâlinde ihlâle konu olan programın yayını, bir ilâ oniki kez arasında durdurulur. Bu süre içinde programın yapımcısı ve varsa sunucusu hiçbir ad altında başka bir program yapamaz. Yayını durdurulan programların yerine, aynı yayın kuşağında ve reklamsız olarak, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına Üst Kurulca hazırlattırılacak eğitim, kültür, trafik, kadın ve çocuk hakları, gençlerin fiziksel ve ahlâki gelişimi, uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla mücadele, Türk dilinin güzel kullanımı ve çevre eğitimi konularında programlar yayınlanır. Aykırılığın tekrarı hâlinde; a) Ulusal düzeyde yayın yapan kuruluşlara, ihlâlin ağırlığına göre, ikiyüzellibin Türk Lirasından az olmamak kaydıyla beşyüzbin Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulanır” hükmü getirilmiş, para cezalarının her yıl Maliye Bakanlığınca ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılacağına ilişkin hükmün kaldırıldığı, diğer yandan 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde; ”Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği belirtilmiş; aynı Kanun’un ”Genel Kanun Niteliği” başlıklı değişik 3. maddesinde, Bu Kanun’un; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, diğer genel hükümlerinin, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı düzenlemesine yer verilirken, aynı Kanun’un ”Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı belirtilmiş, maddede gönderme yapılan 5237 sayılı Kanun’un ”Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 7. maddesinin (2) numaralı fıkrasında ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmüne yer verildiği, yukarıda değinilen hükümler karşısında, idari para cezalarında, ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması halinde uyuşmazlığın ortaya çıkan yeni hukuki durum dikkate alınarak sonuçlandırılacağı, buna göre de 3984 sayılı Kanun’un 33. maddesinde yer alan para cezasının alt sınırında 5728 sayılı Kanun ile lehe değişiklik yapıldığı göz önüne alındığında, davalı idare tarafından bu yeni hukuki durum dikkate alınarak davacı şirket hakkında idari para cezası işlemi tesis edileceğinden, dava konusu işlemde bu haliyle hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının ONANMASINA; temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 19.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.