Danıştay Kararı 13. Daire 2012/1521 E. 2018/4448 K. 26.12.2018 T.

13. Daire         2012/1521 E.  ,  2018/4448 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2012/417
Karar No:2018/4446

TEMYİZ EDENLER : 1. (DAVALI): … Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı
VEKİLİ :
2. (DAVACI):
VEKİLİ :
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca 07/08/2008 tarihinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca yapılan ihale sonucunda satın aldığı … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parsel üzerindeki …. bağımsız bölümün, aynı Kanun’un 60. maddesine göre ferağının verilmemesine ilişkin işlemin …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi üzerine, söz konusu taşınmaz üzerinde 01/10/2008-01/05/2009 tarihleri arasındaki 7 aylık dönemde tasarrufta bulunamaması nedeniyle kira kaybından dolayı uğradığı toplam 105.000,00.-TL zararın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce; … tarihinde yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda, taşınmazın alt yapı durumu, kiralanabilirliği, getirebileceği kira değeri, taşınmazın ulaşım durumu, ticari sirkülasyonu, emsal kira değerleri zarar tespitine artı ve eksi yönde etken veriler birlikte değerlendirilerek, söz konusu taşınmaza emsal nitelikteki işyeri kiralarının m2’sinin 50,00-TL olabileceği, tespit edilen güncel emsal kira bedeli zarar tespiti istenen dönem başı olan 2008 yılı Ekim ayı Türkiye İstatistik Kurumu ÜFE değerine göre güncellendiğinde 42,40 TL/m2 değeri bulunduğu, 01/10/2008-01/05/2009 tarihleri arasındaki dönemde anlaşmazlık konusu işyerinin aylık kira miktarının (308,53m2x42,40 TL) 13.081,67-TL olabileceği, 01/10/2008-01/05/2009 tarihleri arasındaki 7 aylık toplam zarar miktarının 91.571,70-TL olabileceğinin değerlendirildiği, bilirkişi raporunun Mahkeme heyetince hükme esas alınabilecek nitelikte bulunduğu, bağımsız bölüm üzerinde 7 aylık dönemde tasarrufta bulunamaması nedeniyle oluşan 91.571,70 TL kira kaybının idarece davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, davacının tazminat isteminin 91.571,70 TL’lik kısmının kabülüne, bu miktarın davanın açıldığı 29/01/2010 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, bilirkişi raporunda kira bedelinin hatalı tespit edildiği, söz konusu taşınmaz için 25/09/2008 tarihinde gayrimenkul kira vaadi sözleşmesi imzalandığı, yürütmenin durdurulması kararı üzerine 01/05/2009 tarihinde bu sözleşmedeki şartlarla taşınmazın kiralandığı, kira bedelinin aylık 15.000-TL esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği, gecikme faizinin zararı doğuran işlem veya bu işleme karşı açılan iptal davası tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği, tazminatın yanlış belirlenmesine bağlı olarak dava masrafları ve avukatlık ücreti hesaplamasının da hatalı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, dava konusu bağımsız bölümün üzerinde haciz bulunması nedeniyle tapuda devrinin gerçekleştirilemediği, 25/09/2008 tarihli gayrimenkul kira vaadi sözleşmesinde mülkiyetin devrini müteakiben taşınmazın kiralanmasının taahhüt edildiği, tapu tescilinin 05/06/2009 tarihinde sağlandığı göz önüne alındığında davacının bir zararının bulunmadığı, Mahkemece varsayıma dayalı ve muhtemel bir zararın tazminine karar verildiği, bilirkişi raporunda hesaplanan m2 kira bedelinin fahiş olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin reddi, davalının temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Büyükşehir Belediye Başkanlığı, mülkiyeti kendisine ait … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parsel üzerinde bulunan … bağımsız bölümü 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca 07/08/2008 tarihinde satış ihalesine çıkartmıştır.
07/08/2008 tarih ve 1473 sayılı … Büyükşehir Belediye Encümeni kararı ile ihale 1.200.000,00-TL bedelle davacı üzerinde bırakılmış ve ihale kararı Başkanlık makamının 14/08/2008 tarihli Olur’u ile kesinleşmiştir.
Davacıya gönderilen 15/08/2008 tarihli yazı ile, ihale kararının 2886 sayılı Kanun’un 31. maddesi uyarınca onaylandığı ve ihale kararının tebliği ile gerekli işlemleri sonuçlandırmak üzere 15 gün içerisinde Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı ile irtibata geçmesi bildirilmiş, anılan yazının davacı tarafından 27/08/2008 tarihinde tebliğ alınması üzerine davacı, 08/09/2008 tarihinde Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı’na başvuruda bulunarak sözleşmenin yapılması için gerekli işlemlerin tamamlanmasını istemiştir.
09/09/2008 tarihli yazı ile davacıdan, 1.200.000,00-TL ihale bedeli, 216.000,00-TL KDV ve 140,00-TL ilan bedeli olmak üzere toplam 1.416.140,00-TL’nin 09/09/2008 tarihine kadar ödenmesinin istenmesi üzerine, anılan bedel aynı gün belediye hesaplarına aktarılmış, ihale bedelinin ödendiğine dair banka dekontu ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi’nin aynı gün Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı’na teslim edilmesine rağmen taşınmazın devrinin yapılmaması üzerine, davacı tarafından, 07/10/2008 tarihinde noter aracılığıyla ihtarname çekilerek yapılan tebligatlara uygun olarak üzerine düşen yükümlülüklerin yerine getirildiğinden bahisle gayrimenkulün tescili için gerekli iş ve işlemlerin yapılarak taşınmazın satışına ilişkin Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi’nin imzalanıp 2886 sayılı Kanun’un 60. maddesi uyarınca tapuda ferağ verilmesi istenmiştir.
Söz konusu başvuruya herhangi bir yanıt verilmemesi üzerine açılan davada, …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararı ile, 2886 sayılı Kanun’un 60. maddesine göre ferağın verilmemesine ilişkin işlemlerin iptaline karar verilmesi üzerine, söz konusu taşınmaz üzerinde 01/10/2008-01/05/2009 tarihleri arasındaki 7 aylık dönemde tasarrufta bulunulamaması nedeniyle kira kaybından dolayı uğranılan toplam 105.000,00-TL zararın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde tam yargı davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, idari eylem ve işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilir. İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya eksiklik şeklinde tanımlanabilen hizmet kusuru, hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşir ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açar.
Öte yandan, idarenin maddi tazminle yükümlü tutulması, ancak maddi bir zararın kesin olarak ortaya çıkmış, belirgin hale gelmiş olması halinde mümkündür. Kişinin isteği dışında maddi varlığında meydana gelen kayıp ve eksikliklerle, çoğalma olanağından yoksunluk olarak tanımlanan maddi zarar, henüz kesin olarak ortaya çıkmamış, belirgin hale gelmemiş somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamamış ise, bu aşamada idarenin tazmin yükümlülüğüne gidilmesi mümkün değildir.
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesi’nce, davacının uğramış olduğu maddi zararı ortaya koymak amacıyla yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuyla, taşınmazın alt yapı durumu, kiralanabilirliği, getirebileceği kira değeri, taşınmazın ulaşım durumu, ticari sirkülasyonu, emsal kira değerleri, zarar tespitine artı ve eksi yönde etken veriler birlikte değerlendirilerek, söz konusu taşınmaza emsal nitelikteki işyeri kiralarının m²’sinin 50,00-TL olabileceği, tespit edilen güncel emsal kira bedelinin zarar tespiti istenen dönem başı olan 2008 yılı Ekim ayı Türkiye İstatistik Kurumu ÜFE değerine göre güncellendiğinde 42,40-TL/m² değerinin bulunduğu, 01/10/2008-01/05/2009 tarihleri arasındaki söz konusu dönemde anlaşmazlık konusu işyerinin aylık kira miktarının (308,53m²x42,40 TL) 13.081,67 TL olabileceği, 7 aylık toplam zarar miktarının 91.571,70-TL olabileceğinin tespit edildiği görülmüş ve söz konusu tespit doğrultusunda belirtilen zararın tazminine karar verilmiş ise de, gayrimenkul kira vaadi sözleşmesinin imzalanmasından taşınmazın kiraya verilmesine kadar geçen 7 aylık süreye ilişkin kira gelirinin muhtemel zarar niteliğinde olduğu dikkate alındığında, henüz gerçekleşmemiş bir zararın tazmini yönünde hüküm içeren Mahkeme kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.
Ayrıca, İhaleye ait Şartname’nin 13. maddesinde alıcının ihale bedelini yatırdıktan sonra taşınmazın kullanım hakkını elde etmiş sayılacağının kurala bağlandığı, nitekim bağımsız bölümlerin tapuda devri 02/06/2009 tarihinde yapılmasına rağmen, tapu tescilinin yapılması beklenilmeden 01/05/2009 tarihinde anılan bağımsız bölümün kiralandığı, ihale konusu taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunma ve kiraya verme hususlarının, mülkiyetin tapuda tesciline bağlı olmadığı göz önüne alındığında davacının somut bir zararının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca ….. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 26/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.