Danıştay Kararı 13. Daire 2011/3787 E. 2012/1286 K. 23.05.2012 T.

13. Daire         2011/3787 E.  ,  2012/1286 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2011/3787
Karar No: 2012/1286

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
Vekilleri : …
Karşı Taraf (Davacı): …
Vekilleri : …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, dava dilekçesinin tebliği üzerine süresinde savunma verildiğinden, davalı idare lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 14. maddesi uyarınca vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülerek vekâlet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin İdare Mahkemesi kararının avukatlık ücreti yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nın Düşüncesi :Davacı şirket tarafından açılan davanın feragat nedeniyle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığı yolundaki … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararı vekalet ücreti yönünden davalı Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu tarafından temyiz edilmiştir.
Feragat nedeniyle konusuz kalan dava hakkında, vekil ile temsil edilen davalı idare lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/1 maddesi gereğince vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, temyize konu Mahkeme kararının bu yönüyle bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirketin işleticisi olduğu internet sitesinin (…) ticari amaçlı toplu kullanım sağlayıcıları ile sınırlı olarak kullanılan filtre programından kaldırılması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve …sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi’nce; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesiyle gönderme yapılan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 91. maddesinde feragatin iki taraftan birisinin neticei talebinden vazgeçmesi şeklinde tanımlandığı, 95. maddesinde ise, feragatin kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuracağının kurala bağlandığı; olayda, davacı tarafından verilen ve Mahkemenin kaydına 21.04.2011 tarihinde giren dilekçe ile davadan feragat edildiğinden, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından avukatlık ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinin son fıkrasında, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte bulunan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
Temyiz istemine konu kararın verildiği 29.04.2011 tarihinde yürürlükte bulunan, 03.12.2010 tarih ve 27774 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 14. maddesinde, Danıştay’da ilk derece veya duruşmalı olarak temyiz yoluyla görülen dava ve işlerde, idari ve vergi dava daireleri genel kurulları ile dava dairelerinde, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde davaya cevap verme sürelerinin bitimine kadar anlaşmazlığın feragat ya da kabul nedenleriyle ortadan kalkması veya bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi durumunda tarifede yazılı ücretin yarısına, diğer durumlarda tamamına hükmedileceği kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; … İdare Mahkemesi’nin kaydına 21.04.2011 tarihinde giren 15.04.2011 tarihli dilekçe ile davacının davadan feragat etmesi üzerine Mahkeme’ce karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, ancak dava dilekçesinin 06.04.2011 tarihinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na tebliğ edilmesi üzerine süresi içinde 26.04.2011 tarihinde savunma verilmesine rağmen kararda anılan idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmediği anlaşılmıştır.
Buna göre, dava dilekçesinin tebliği üzerine, süresinde savunma veren davalı idare lehine, yukarıda yer verilen kurallar dikkate alınarak, anlaşmazlığın cevap verme sürelerinin bitimine kadar feragat nedeniyle ortadan kalkması nedeniyle tarifede yazılı ücretin yarısı oranında avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, kararda avukatlık ücretine ilişkin olarak hüküm kurulmamasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının avukatlık ücreti yönünden bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23.05.2012 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)KARŞI OY
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin “feragat ve kabul” konusunda yollamada bulunduğu 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış; anılan Kanun’un 447. maddesinin 2. fıkrasında ise, ” Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18.06.1927 tarih ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” kuralı getirilmiştir. Bu şekilde yollama yapılan 6100 sayılı Kanun’un 307. maddesinde, feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış; 309. maddesinde, feragat beyanının dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılacağı, 311. maddesinde ise, feragatin kesin hüküm gibi hukukî sonuç doğuracağı kurala bağlanmıştır.
Usul hukuku açısından davadan feragat bir usul işlemi ise de, aslında içeriği itibariyle bir maddi hukuk işlemidir. Davadan feragatın içeriği olan maddi hukuk işlemi ile taraflar arasındaki uyuşmazlık son bulmaktadır. Burada dava, mahkeme kararı ile değil, davacının feragat iradesi ile sona ermekte, bu irade beyanı herhangi bir kabul ya da onaya da ihtiyaç duymamaktadır.
Bu durumda, … İdare Mahkemesi’nin kaydına … tarihinde giren dilekçe ile davacının davadan feragat etmesiyle dava sona erdiğinden, bundan sonra verilen 26.04.2011 kayıt tarihli savunma nedeniyle davalı idare vekili lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine olanak bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu mahkeme kararının vekâlet ücreti yönünden onanması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.