Danıştay Kararı 13. Daire 2011/3533 E. 2017/4100 K. 20.12.2017 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2011/3533 E.  ,  2017/4100 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2011/3533
Karar No:2017/4100

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; istenen bilgi ve belgelerin süresi içinde taahhütlü olarak posta yoluyla gönderildiği, gecikmenin bir kamu kurumu olan … kaynaklandığı, … hizmet standartlarında taahhütlü postaların teslim süresinin en geç gönderimden 4 gün sonra olacağının belirtildiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi … ‘in Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, alkollü içki dağıtım yetkisine sahip davacının 2008 takvim yılına ait üçer aylık ticari faaliyetlerini gösteren işletme raporlarını yasal süresi içinde Kurum’a intikal ettirmediğinden bahisle, 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin beşinci fıkrasının (a) bendi uyarınca …-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin 04.06.2009 tarihli işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi’nce; alkollü içki dağıtım yetkisine sahip davacının 2008 takvim yılına ait üçer aylık ticari faaliyetlerini gösteren işletme raporlarını yasal süresi içinde Kurum’a iletmesi hususunda 20.10.2008 tarih ve … sayılı ve 25.02.2009 tarih ve … sayılı yazılar ile uyarıldığı, son olarak 26.03.2009 tarihinde davacıya tebliğ edilen 20.03.2009 tarih ve … sayılı yazıda 15 günlük sürenin verildiği, verilen sürenin son günü olan 10.04.2009 tarihine kadar söz konusu belgelerin Kurum’a intikal ettirilmemesi hâlinde … TL’ye kadar idari para cezası uygulanacağının belirtilmesine rağmen davacının söz konusu belgeleri verilen 15 günlük süre içerisinde Kurum’a iletmediğinden bahisle dava konusu idari para cezasının uygulandığı, her ne kadar davacı tarafından, istenen bilgi ve belgelerin süresi içinde postaya verdiği, gecikmenin postadan kaynaklandığı ileri sürülmekte ise de, davacıya 25.03.2009 tarihinde tebliğ edilen 20.03.2009 tarih ve … sayılı yazıda 15 günlük süre verilerek, sürenin son günü mesai saati bitimine kadar anılan belgelerin Kurum’a intikal etmesi gerektiği açıkça bildirildiği, davacının 15 günlük süre içerisinde istenen bilgi ve belgeleri postaya vermiş olmasının Kurum’a intikal ettirdiği anlamına gelmeyeceğinden bu iddiasına itibar edilmediği, davacı tarafından işletilen Uluca Şarap İşletmesi’ne ait 2008 yılının 1., 2., 3. ve 4. dönemleri (Mart, Haziran, Eylül ve Aralık) için istenen üç aylık faaliyetini gösterir işletme raporlarının süresi içinde Kurum’a intikal ettirilmediği açık olduğundan, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
4733 sayılı Kanun’un 8. maddesinin beşinci fıkrasında; tütün, tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkiler piyasasında mal veya hizmet üreten, işleyen, ihraç ve ithal eden, pazarlayan, alan veya satan gerçek ve tüzel kişilere idarî yaptırımlar uygulanacağı belirtilmiş olup, (a) bendinde, “Bu Kanun veya ilgili mevzuat gereğince Kurum tarafından istenilen ticarî faaliyetlerini gösterir satış veya faaliyet raporlarını veya bilgi, belge ve numuneleri yazılı uyarıya rağmen belirlenen süre içinde vermeyenlere, yanlış veya yanıltıcı bilgi veya belge verenlere, gerekli tesis ve yerleri incelemeye açmayanlara ellibin Türk Lirasından ikiyüzellibin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” kuralına yer verilmiştir.
26.09.2002 tarih ve 24888 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Alkol ve Alkollü İçki Tesislerinin Haiz Olmaları Gereken Teknik Şartlar, Kurulmaları, İşletilmeleri ve Denetlenmelerine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12.07.2007 tarih ve 26580 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değişik 23. maddesinde, “Üretim iznini haiz firmalar, Mart, Haziran, Eylül ve Aralık ayı sonu itibarıyla üç aylık faaliyetlerini gösterir işletme raporlarını, alkollü içki firmaları bu Yönetmelik ekinde bulunan formlara, alkol firmaları ilgili Tebliğ ekinde bulunan formlara işleyerek, takip eden ayın en geç 20’nci günü mesai bitimine kadar, elektronik ortamda ve imzalı kopyasını göndermek suretiyle Kuruma intikal ettirmek zorundadır.” kuralı yer almaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından işletilen Uluca Şarap İşletmesi’nin 2008 yılının 1., 2., 3. ve 4. dönemlerine (Mart, Haziran, Eylül ve Aralık) ait üç aylık faaliyetini gösterir işletme raporlarının yukarıda yer verilen Yönetmelik kuralı uyarınca Kurum’a intikal ettirilmesinin 20.10.2008 tarih ve 6161 sayılı yazıyla istenildiği, gönderilmemesi üzerine 25.02.2009 tarih ve … sayılı yazıyla uyarıldığı, son olarak 26.03.2009 tarihinde davacıya tebliğ edilen 20.03.2009 tarih ve … sayılı yazıda 15 günlük sürenin verildiği, verilen sürenin son günü olan 10.04.2009 tarihine kadar söz konusu belgelerin Kurum’a gönderilmemesi hâlinde ellibin TL’den ikiyüzelli bin TL’ye kadar idari para cezası uygulanacağının belirtildiği, davacı şirket tarafından 03.04.2009 tarihinde postaya verilen gönderinin 15.04.2009 tarihinde Kurum kayıtlarına girdiği, söz konusu üç aylık faaliyetini gösterir işletme raporlarının süresi içinde Kurum’a intikal ettirilmediği gerekçesiyle …-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 04.06.2009 tarihli işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Anayasa Mahkemesi’nin 21.09.2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 26.05.2016 tarih ve E:2015/72, K:2016/44 sayılı kararında, “Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri “belirlilik”tir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup bireyin, kanundan, belirli bir kesinlik içinde, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini verdiğini bilmesini zorunlu kılmaktadır. Birey ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını ayarlar. Belirlilik ilkesi, yalnızca yasal belirliliği değil, daha geniş anlamda hukuki belirliliği de ifade etmektedir. Yasal düzenlemeye dayanarak erişilebilir, bilinebilir ve öngörülebilir olma gibi niteliksel gereklilikleri karşılaması koşuluyla, mahkeme içtihatları ve yürütmenin düzenleyici işlemleri ile de hukuki belirlilik sağlanabilir. Hukuki belirlilik ilkesinde asıl olan, bir hukuk normunun uygulanmasıyla ortaya çıkacak sonuçların o hukuk düzeninde öngörülebilir olmasıdır.” ifadeleri ile hukuk devletinin temel ilkelerinden biri olan belirlilik ilkesinin niteliği ve önemi vurgulanmıştır.
Düzenleyici nitelikteki kurallar, ilgili kişilerin mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmelidir. Hukukî öngörülebilirlik ilkesi olarak kabul edilen bu ilke sayesinde kişilerin geleceği öngörebilmeleri ve her türlü faaliyetlerini buna göre planlayıp yürütmeleri sağlanır.
Uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu işlemin dayanağı olan Yönetmeliğin 23. maddesinde üretim iznini haiz firmaların, üç aylık faaliyetlerini gösterir işletme raporlarını, elektronik ortamda ve imzalı kopyasını “göndermek suretiyle Kuruma intikal ettirmek” zorunda olduğu belirtilmiştir. Davaya konu idari para cezasının uygulanmasına dayanak olarak gösterilen Yönetmelik kuralından, firmaların yükümlülüklerinin, üç aylık faaliyetlerini gösterir işletme raporlarını göndermek mi yoksa Kurum’a ulaştırmak mı olduğu net ve anlaşılır olarak olarak düzenlenmemiştir.
Bu itibarla, Yönetmelik’te firmaların yükümlülüğünün üç aylık faaliyetlerini gösterir işletme raporlarını süresi içerisinde Kurum’a ulaştırmak olduğunun açık olarak düzenlenmediği, tam tersine belirsizlik içerdiği anlaşılmakta olup, söz konusu raporları zamanında Kurum’a göndermiş, fakat gönderdiği raporlar zamanında Kurum’a ulaşmamış olan davacı firmaya anılan hükme dayanılarak idari para cezası uygulanması, hukuki güvenlik ilkesinin bir gereği olan belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırı olduğundan, dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uygunluk, davanın reddi yönündeki Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.