Danıştay Kararı 13. Daire 2010/4465 E. 2016/3715 K. 14.11.2016 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2010/4465 E.  ,  2016/3715 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2010/4465
Karar No : 2016/3715

Davacı :
Vekili :
Davalılar : 1- Kamu İhale Kurumu
2-

Davanın Özeti : 22.08.2009 tarih ve 27327 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ”Kamu İhale Genel Tebliği” nin 78.23.1. maddesinin ve bu Tebliğ’e dayanılarak Düzce Atatürk Devlet Hastanesi Başhekimliği tarafından şirketin hak edişlerinden yapılan kesinti işlemlerinin; dava konusu düzenlemenin dayanağı olarak gösterilen 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhalesi Yapılacak Olan Hizmet Alımlarına İlişkin Fiyat Farkı Hesabında Uygulanacak Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslara (Esaslar) göre Hazinece yapılan ödemelerin yüklenicinin hak edişinden kesilebilmesi için bu ödemelerin Esasların 8. maddesinin (b) bendi uyarınca fiyat farkı doğuran unsurlara karşılık yapılmış olması gerektiği, Hazinece işverene %5 sigorta primi teşvik ödemesi yapmasına ilişkin usul ve esasların Sosyal Güvenlik Kurumu Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü’nün 2008-93 sayılı Genelgesiyle açıklandığı, anılan Genelgedeki şartları sağlayan işverenlere, Esasların 8. maddesine göre fiyat farkı ödenip ödenmediğine bakılmaksızın, Hazinece teşvik ödemesinin yapıldığı, Hazinece yapılan bu ödemelerin fiyat farkı uygulamalarına götürülerek, yüklenicinin hak edişinden kesilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı iddialarıyla iptali istenilmektedir.
‘nun Savunmasının Özeti : İdarelerinin, Anayasa’nın 124. maddesi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, yönetmelik ve tebliğ çıkarmaya yetkili olduğu, Esasların 8. maddesinin hem ödemeleri hem kesintileri düzenlediği, bu kapsamda idarelerin hak ediş tutarı üzerinden hesaplayacağı kesintilerde de Hazine tarafından yapılacak ödemelerin dikkate alınacağı, bu nedenle Hazinece yapılan ödemelerin de fiyat farkı kapsamında yer aldığı, dava konusu düzenlemenin Esasların 8. maddesi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık sigortası Kanunu’nun 81. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (ı) bendine aykırı olmadığı, ihale sonucunda ihale üzerinde bırakılan istekli ile idare arasında imzalanan sözleşme bedeli içerisinde indirime konu prim tutarının da yer aldığı, sözleşmenin yürütülmesi aşamasında ise yüklenicinin işveren sıfatıyla Sosyal Güvenlik Kurumu’na prim ve hizmet belgesini göndermesi, sigortalı hissesi ile Hazinece karşılanmayacak olan işveren hissesi prim tutarlarının tamamının yasal süresi içinde ödenmesi halinde, yüklenicinin beş puanlık indirimden faydalanacağı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
‘nin Savunmasının Özeti : Yapılan kesinti işlemlerinin, Sağlık Bakanlığı’nın Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın 22.09.2010 tarih 10207 sayılı ve Hukuk Müşavirliği’nin 17.03.2010 tarih 5819 sayılı yazılarına, yürürlükteki mevzuata ve hukuka uygun olarak yapıldığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi ….’nın Düşüncesi : 22.08.2009 tarih ve 27327 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kamu İhale Genel Tebliği’nin 78.23.1. maddesinde yer alan “…Hazine tarafından karşılanan prim tutarı, idare tarafından yüklenicinin hakedişinden kesilecektir.” cümlesinin ve Tebliğ’in 78.23.1. maddesine dayanılarak davacı şirketin hak edişlerinden yapılan kesinti işlemlerinin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ….’nun Düşüncesi : Dava, 22.08.2009 tarih ve 27327 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ”Kamu İhale Genel Tebliği” nin 78.23.1 maddesinin ve … Devlet Hastanesi Başhekimliği tarafından davacı şirketin hakedişlerinden kesinti yapılmasına ilişkin işlemlerin iptali istemi ile açılmıştır.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 53/b-(2).maddesinde; Bu Kanuna ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa ilişkin bütün mevzuatı, standart ihale dokümanlarını ve tip sözleşmeleri hazırlamak, geliştirmek ve uygulamayı yönlendirmek, ‘nun görev ve yetkileri arasında sayılmış, aynı maddenin devamında, Kurumun, Kurul kararıyla bu Kanunun ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun uygulanmasına ilişkin standart ihale dokümanı, tip sözleşme, yönetmelik ve tebliğler çıkarmaya yetkili olduğu, Kurul ve Kurumun yetkilerini, düzenleyici işlemler tesis ederek ve özel nitelikli kararlar alarak kullanacağı belirtilmiş bulunmaktadır.
İşlem tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 81.maddesinin 1.fıkrasının, 5763 sayılı Kanun ile eklenen (ı) bendinde; özel sektör işverenlerinin, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarın Hazinece karşılanacağı hükme bağlanmış ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 13.11.2008 tarih ve 2008/93 sayılı Genelgesinin 3/1.maddesinde de; yukarıda anılan beş puanlık kısmın Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin, muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası pirimi, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması gerektiği, işverenlerin borçlarının bulunup bulunmadığı hususunun ise, her bir işyeri bazında ayrı ayrı değerlendirileceği belirtilmiştir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhalesi Yapılacak Olan Hizmet Alımlarına İlişkin Fiyat Farkı Hesabında Uygulanacak Esaslar’ın 8.maddesinde; “İhale tarihi itibarıyla işveren tarafından karşılanacak olan sosyal sigorta pirimi ve işsizlik sigortası primine ilişkin toplam tutarda; asgari ücret değişikliği veya sigorta primi alt sınır değişikliği ile prim oranları değişikliği gibi sebeplerle meydana gelecek fark, …. 506 sayılı Kanun gereğince işveren nam ve hesabına Hazinece yapılacak olan ödemeler de dikkate alınmak suretiyle bu Esasların 7.maddesi uygulanmaksızın ödenir veya kesilir.” düzenlemesi yer almıştır.
Belirtilen mevzuat hükümlerine göre, prim indiriminden yararlanılabilmesi için, işverenlerin muaccel borçlarının bulunup bulunmadığı hususu herbir işyeri bazında ayrı ayrı değerlendirilecek ise de, teklif verme aşamasında ihale konusu işin görüldüğü bir işyeri henüz mevcut olmadığından istekliler bakımından, mevzuatın aradığı, ”işverenin o işyerinden dolayı muaccel borcunun bulunmaması” şartının bu aşamada gerçekleşmesi mümkün olmamaktadır. Bu nedenle tekliflerin değerlendirilmesi sırasında işveren primi indirim tutarı dikkate alınamayacaktır. Dava konusu edilen Kamu İhale Genel Tebliği’nin 78.23.1 maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere, ihale sonucunda ihale üzerinde bırakılan istekli ile idare arasında imzalanan sözleşme bedeli içerisinde indirime konu prim tutarı da yer almaktadır. Sözleşmenin yürütülmesi aşamasında ise, yüklenicinin işveren sıfatıyla Sosyal Güvenlik Kurumu’na aylık prim ve hizmet belgesini göndermesi ve sigortalı hissesi ile Hazinece karşılanmayacak olan işveren hissesi prim tutarlarının süresi içerisinde ödenmesi halinde, yüklenicinin beş puanlık prim indiriminden yararlanacağı açıktır.
Buna göre, Hazine tarafından karşılanan prim tutarının, idare tarafından yüklenicinin hak edişinden kesilmesine ilişkin dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamakta olup, anılan mevzuat hükmüne dayanılarak tesis edilen; … Devlet Hastanesi Başhekimliği tarafından davacı şirketin hakedişlerinden kesintisi yapılmasına dair dava konusu işlemlerde de hukuka aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, dava konusu Kamu İhale Genel Tebliğinin 78.23.1. maddesi, 20/04/2011 tarih ve 27911 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kamu İhale Genel Tebliği’nin 20.. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığından davanın bu kısmı konusuz kalmış bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın, konusuz kalan kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, işleme yönelik kısmının ise reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğuna oybirliğiyle karar verilerek, işin gereği görüşüldü:
Davalı ‘nin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek esasın incelenmesine geçildi.
Dava, 22.08.2009 tarih ve 27327 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu İhale Genel Tebliği’nin 78.23.1. maddesinin ve Tebliğ’in 78.23.1. maddesine dayanılarak davacı şirketin hak edişlerinden yapılan kesinti işlemlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava dilekçesinde, 22.08.2009 tarih ve 27327 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kamu İhale Genel Tebliği’nin 78.23.1. maddesinin iptali istenilmişse de, dilekçe içeriği ve öne sürülen hukuka aykırılık sebepleri dikkate alınarak, Tebliğ’e ilişkin iptal isteminin Tebliğ’in 78.23.1. maddesinde yer alan “…Hazine tarafından karşılanan prim tutarı; idare tarafından yüklenicinin hak edişinden kesilecektir.” cümlesi ve Tebliğ’in 78.23.1. maddesine dayanılarak davacı şirketin hak edişlerinden yapılan kesinti işlemleri ile sınırlı olarak incelenmesine geçildi.
Her ne kadar dava konusu düzenlemenin yer aldığı Kamu İhale Genel Tebliği’nin 78.23.1. maddesi, 20.04.2011 tarih ve 27911 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Kamu İhale Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ”in 20. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ise de, uygulama işlemi nedeniyle anılan düzenlemenin hukuka uygun olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
22.08.2009 tarih ve 27327 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kamu İhale Genel Tebliği’nin 78.23.1. maddesinde  “İhale dokümanında personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanıldığı tüm hizmet alımı ihalelerinde, teklifler Hazine tarafından karşılanacak olan işveren sigorta primi tutarı dikkate alınmadan, işveren payları üzerindenhesaplanarak sunulacak ve değerlendirilecektir. Bu çerçevede, fiyat farkı hesaplanması öngörülen ihalelerde sözleşmenin yürütülmesi aşamasında, yüklenicinin yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca prim teşvikinden yararlanması halinde 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhalesi Yapılacak Olan Hizmet Alımlarına İlişkin Fiyat Farkı Hesabında Uygulanacak Esasların 8 inci maddesinde yer alan, “b) İhale (son teklif verme) tarihi itibarıyla işveren tarafından karşılanacak olan sosyal sigorta primi ve işsizlik sigortası primine ilişkin toplam tutarda; asgari ücret değişikliği veya sigorta primi alt sınır değişikliği ile prim oranları değişikliği gibi sebeplerle meydana gelecek fark, 506 sayılı Kanun gereğince işveren nam ve hesabına Hazinece yapılacak olan ödemeler de dikkate alınmak suretiyle bu Esasların 7 nci maddesi uygulanmaksızın ödenir veya kesilir.” hükmü gereğince, Hazine tarafından karşılanan prim tutarı, idare tarafından yüklenicinin hakedişinden kesilecektir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket ile … Devlet Hastanesi Başhekimliği arasında imzalanan 27.04.2010 tarihli sözleşme uyarınca davacı şirketin … Devlet Hastanesi’nde danışmanlık hizmeti verdiği, davacı şirketin 13.08.2010 tarihli yazısıyla, … Devlet Hastanesi Başhekimliği’nden; 5510 sayılı Kanun uyarınca şirket hak edişlerinden farklı tarihlerde yapılan toplam 18.538,67.-TL kesinti tutarının taraflarına iadesinin telep edildiği, Başhekimliğin 05.10.2010 tarihli ret cevabında, Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı ve Hukuk Müşavirliği’nin yazıları gereği hak edişlerden yapılan kesinti işlemlerine devam edileceğinin davacı şirkete bildirildiği, davacı şirkete ait hak ediş raporlarında; 7 nolu hak ediş raporunda 6.028,81.-TL, 6 nolu hak ediş raporunda 6.524,22.-TL, 5 nolu hak ediş raporunda 6.250,69.-TL, 5 nolu hak ediş raporunda 6.511,77.-TL, 4 nolu hak ediş raporunda 6.347,33.-TL, 3 nolu hak ediş raporunda 6.256,58.-TL, 2 nolu hak ediş raporunda 6.022,58.-TL ve 1 nolu hak ediş raporunda 6.259,51.-TL’nin 5510 sayılı Yasadan kesilen fark olarak kesildiği anlaşılmaktadır.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan hâliyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Sigortalı Sayılanlar” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, bu Kanun’un kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların sigortalı sayılacağı belirtilmiş; “Prim Oranları ve Devlet Katkısı” başlıklı 81. maddesine 5763 sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 24. maddesiyle eklenen ve 01.10.2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren (ı) bendinde; “Bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48’inci maddesine göre tecil ve taksitlendirilen işverenler ile 29/7/2003 tarihli ve 4958 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununa ve 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile diğer taksitlendirme ve yapılandırma Kanunlarına göre taksitlendiren ve yapılandıran işverenler bu tecil, taksitlendirme ve yapılandırmaları devam ettiği sürece bu fıkra hükmünden yararlandırılır. Bu fıkra hükümleri Kamu idareleri işyerleri ile bu Kanuna göre sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz. Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu fıkrayla düzenlenen destek unsurundan diğer ilgili mevzuat uyarınca ayrıca yararlanmakta olan işverenler aynı dönem için ve mükerrer olarak bu destek unsurundan yararlanamaz. Bu durumda, işverenlerin tercihleri dikkate alınmak suretiyle uygulama, destek unsurlarından sadece biriyle sınırlı olarak yapılır. Bu Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu fıkrayla sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz. Bu fıkrada düzenlenen teşvik, kamu idareleri hariç bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin matrah, oran ve esaslar üzerinden 506 sayılı Kanunun geçici 20’nci maddesi kapsamındaki sandıkların statülerine tabi personel için de uygulanır.” hükmü yer almıştır.
5763 sayılı Kanun’un 24. maddesinin gerekçesinde ise; işsizliğin, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizin de en büyük sorunlarından biri olduğu, uluslararası rekabette istihdam üzerindeki yüklerin önemli bir engel olarak görüldüğü, bu nedenle işsizliğin azaltılması, yatırımların istihdam odaklı arttırılması amacıyla sigorta primlerinin işveren hissesinde beş puanlık indirime gidildiği; maddede, Hazine’ce karşılanacak tutarın işveren hissesine isabet eden beş puan ile sınırlandırıldığı, işverenler hakkında teşvik uygulamasının devam edebilmesinin Kanun’un uygulama döneminde, tahakkuk eden sigortalı hissesine düşen tutar ile kalan işveren hisse tutarının ödenmesi koşuluna bağlandığı, istihdam artışının özel sektör üzerinden ülkeye yaygınlaştırılması amacıyla, bazı işyerleri ve sigorta gruplarının bu madde hükmü dışında tutulduğu; ayrıca, teşviklerin amacına ulaşabilmesi için teşviklerin gerçekten istihdam artışı yaratan işverenlere sağlanması gerektiği, bu nedenle de gerçek istihdam artışına yol açmayacak işlemlerin teşviklerden yararlanmak için yeterli olmamasına yönelik düzenlemeler öngörüldüğü yönünde açıklamalara yer verilmiştir.
5510 sayılı Kanun’un 81. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (ı) bendi ve yapılan değişikliğe ilişkin madde gerekçesinin incelenmesinden; söz konusu düzenlemenin esasen, ekonomik anlamda istihdamın arttırılması yönünde yatırımları teşvik amacıyla getirildiği görülmektedir. Öte yandan; anılan düzenlemeye göre, işveren hissesine ait primlerin Hazine’ce karşılanmasının, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilmesi, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutar ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın yasal süresinde ödenmesi ve Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcunun bulunmaması koşullarına bağlı tutulduğu dikkate alındığında, söz konusu prim indiriminin, yükümlülüklerini yerine getiren işverenlere tanınmış bir imkân olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu Tebliğ düzenlemesi ile; personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihalelerinde, 5510 sayılı Kanun’un 81. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (ı) bendi uyarınca, anılan maddedeki şartları sağlayan işverenlerin hisselerinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarın Hazinece karşılanacak olması nedeniyle, Hazine tarafından karşılanacak olan sigorta primine ait işveren hissesi tutarının, gerçekte yüklenici tarafından yapılmayan bir gider olduğundan bahisle, yükleniciye fazla ödeme yapılmasının engellenmesi gerektiği gerekçesiyle, Hazine’ce karşılanan tutarın yüklenicinin hak edişinden kesilmesi öngörülmektedir.
5510 sayılı Kanun’un 81. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendindeki şartları sağlayan işverenlere yapılan Hazine yardımı isteklilerce yapılacak bir gider olmadığından; teklifini olağan işçilik maliyeti üzerinden hesaplayan isteklilerin ihale sonucunda işin yüklenicisi sıfatını kazanmaları hâlinde, kural olarak, sözleşme bedelinin tamamının idarece yükleniciye ödenmesi gerekmektedir.
Öte yandan, kanunen işverenlere tanınan teşviğin düzenleyici işlemle ortadan kaldırılamayacağı açık olup, aksi yöndeki kabulün, ilgililere istihdamın arttırılması yönünde teşvik sağlayan üst hukuk normunu anlamsız kılacağı ve Hazine’ce karşılanan prim tutarının dikkate alınmadan işveren sigorta prim payının tamamının yükleniciye ödenmesinin fazla ödeme kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda; Kamu İhale Genel Tebliği’nin 78.23.1. maddesinde yer alan “…Hazine tarafından karşılanan prim tutarı, idare tarafından yüklenicinin hak edişinden kesilecektir.” kısmında ve … Devlet Hastanesi Başhekimliği tarafından Tebliğ’in 78.23.1. maddesine dayanılarak davacı şirketin hak edişlerinden yapılan kesinti işlemlerinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; 22.08.2009 tarih ve 27327 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu İhale Genel Tebliği’nin 78.23.1. maddesinde yer alan “…Hazine tarafından karşılanan prim tutarı, idare tarafından yüklenicinin hak edişinden kesilecektir.” cümlesinin ve … Devlet Hastanesi Başhekimliği tarafından Tebliğ’in 78.23.1. maddesine dayanılarak davacı şirketin hak edişlerinden yapılan kesinti işlemlerinin İPTALİNE, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacı şirkete verilmesine, posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacı şirkete iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 14.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.