Danıştay Kararı 13. Daire 2010/2134 E. 2016/690 K. 15.03.2016 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2010/2134 E.  ,  2016/690 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2010/2134
Karar No : 2016/690

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekili : Av.
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili : Av.

İstemin Özeti : … 4. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının; davacının savunması alınmadan ve değerlendirilmeden işlem tesis edildiği, işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi ‘nın Düşüncesi : 08.10.2008 tarih ve 15911 sayılı yazı ile bildirilen 26.09.2008 tarih ve 26/1034 sayılı Kurul kararı ile davacı hakkında işlem yapma yasağı getirilmiş, Kurul’un 30.07.2010 tarih ve 22/678 sayılı kararı ile de işlem yasağı getirilen tüm gerçek ve tüzel kişilerin söz konusu yasakları 01.10.2010 tarihi itibarıyla kaldırılmıştır. 30.07.2010 tarihli ilke kararının dava konusu Kurul kararının tüm etki ve sonuçlarını ortadan kaldırmadığı, davacının yasaklı olduğu bir ara dönemin bulunduğu, ayrıca yasaklılık durumunun kaldırma tarihine kadar devam ettiği, işin doğası gereği fiilen gerçekleşmiş olan yasaklılığa sonraki tarihli kaldırma veya geri alma işleminin etki etmesinin mümkün olmadığı, işlemin etkisinin ancak ileriye dönük olacağı, bu nedenle de davanın konusuz kaldığından söz edilemeyeceği; bu itibarla, dava konusu işleme dayanak bilgi ve belgeler incelendiğinde manipülasyon fiilinin sabit olduğu sonucuna varıldığından davanın reddine ilişkin Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü :
Dava; davalı idarece … Sanayi A.Ş. (…) hisse senedi piyasasında 26.05.2006-09.06.2008 döneminde gerçekleştirilen işlemlerin incelenmesi sonucunda davacının eylemlerinin Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47/1-A-2 maddesinde tanımlanan manipülasyon suçunu oluşturduğundan bahisle hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulması ve 26.09.2008 tarihi mesai bitiminden itibaren geçerli olmak üzere borsalar ve teşkilâtlanmış diğer piyasalarda işlem yapma yasağı getirilmesine ilişkin 26.09.2008 tarih ve 26/1034 sayılı Kurul kararının bildirimine ilişkin 08.10.2008 tarih ve 1219-15911 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; 26.05.2006-09.06.2006 dönemlerinde …Sanayi A.Ş.’nin hisse senedinde aralarında davacının da bulunduğu yatırımcı grubun gerçekleştirdiği tüm işlemlerin alışlarda % 58,1 (158,315 lot), satışlarda ise % 55,2 (150,399 lot) oranında olduğu, söz konusu dönemde gerçekleştirilen işlemlerin % 37,5’inin karşılıklı yatırımcı grubu üyeleri arasında gerçekleştirilen günlük işlemlerden oluştuğu, … hisse senedinin fiyatının 26.05.2006 tarihinden itibaren artmaya başladığı ve 12.06.2006 tarihli birinci seans itibarıyla % 36,6 oranında artış kaydedildiği, oysa aynı dönemde İMKB Ulusal 100 Endeksinin % 5,3 oranında düştüğü, hisse senedinin fiyatının ise 12.06.2006 tarihli birinci seanstan itibaren düşmeye başladığı ve 13.06.2006 tarihli ikinci seans itibarıyla % 14,3 oranında değer kaybettiği, 01.05-25.05.2006 döneminde günlük işlem miktarının 8564 lot iken, bu tutarın inceleme döneminde 22.436 lota yükseldiği, işlem miktarının artması hususunda ise şirket tarafından İMKB’ye bir açıklama yapılmadığının anlaşıldığı, yatırımcı grubu arasında gerçekleştirilen işlemlere bakıldığında ise, yatırımcı grubu üyelerinin kendileri arasında karşılıklı işlemlerinden oluştuğu, karşılıklı işlemlerin hisse senedinin fiyatının yükselmesinin ardından gelmesinin yatırımcı grubu üyelerinin belirlenen fiyat seviyesinde aktif bir piyasanın varlığı izlenimi oluşturmaya yönelik olduğu, bu nedenle söz konusu yatırımcı grubu üyeleri arasında yer alan davacının 2499 sayılı Kanun’unun 47. maddesinin birinci fıkrasının (A-2) bendine aykırı fiilleri nedeniyle hakkında tesis olunan borsalar ve teşkilâtlanmış piyasalarda işlem yasağı getirilmesinde ve bu cezanın uzantısı olarak da tesis olunan diğer işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı; diğer yandan, dava konusu işlemin davacı hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin kısmına gelince; 2577 sayılı Kanun’un ilk inceleme konularının belirlendiği 14. maddesinin 3/d bendinde, işlemin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gerekli nitelikte olup olmadığı yönünden inceleneceği, 15/1-b maddesinde ise, anılan nitelikleri taşımayan işleme karşı açılan davanın reddedileceğinin kurala bağlandığı, kesin ve yürütülmesi zorunlu olan, idari davaya konu edilebilecek işlemlerin, idarenin kamu gücüne dayalı, tek yanlı irade beyanıyla tesis ettiği, hukuk düzeninde değişiklik yapan, bir başka deyişle ilgililerin hukukunu etkileyen işlemler olduğu, uyuşmazlık konusu olayda ise davacı hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasının 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu uyarınca yapılan bir başvuru olup idari işlem niteliğine sahip bulunmadığından dava konusu işlemin bu kısmını incelemeye olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen incelenmeksizin reddine, kısmen reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemin davacı hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin kısmı yönünden Mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Temyize konu Mahkeme kararının, dava konusu işlemle davacı hakkında borsalar ve teşkilâtlanmış diğer piyasalarda işlem yapma yasağı getirilmesine ilişkin kısmına gelince:
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 1. maddesinde, tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamak amacıyla, sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını, tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını düzenleme ve denetlemenin Kanun’un konusunu oluşturduğu belirtilmiştir. Kanunun “Tedbirler” başlığını taşıyan 46. maddesinin birinci fıkrasının 18.12.1999 tarihinde yürürlüğe giren 4487 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen (i) bendinde; Kanunun 47/A bendi hükmünde sayılan fiillere doğrudan ya da dolaylı olarak iştirak ettikleri Kurulca tespit edilen gerçek veya tüzel kişilerin, borsalar ve teşkilâtlanmış diğer piyasalarda geçici veya sürekli olarak işlem yapmalarının önlenmesini teminen gerekli tedbirleri almaya Kurulun yetkili olduğu kuralı yer almıştır. Aynı Kanunun 47/A-2 fıkrasında da; yapay olarak sermaye piyasası araçlarının, arz ve talebini etkilemek, aktif bir piyasanın varlığı izlenimini uyandırmak, fiyatlarını aynı seviyede tutmak, arttırmak veya azaltmak amacıyla alım satımını yapan gerçek kişilerle, tüzel kişilerin yetkilileri ve bunlarla birlikte hareket edenlerin cezaî sorumluluğu bulunduğu kurala bağlanmıştır.
Sermaye Piyasası Kurulu’nun 30.7.2010 tarih ve 22/678 sayılı kararı ile, borsalar ve teşkilâtlanmış diğer piyasalarda geçici veya sürekli olarak işlem yapma yasağına ilişkin olarak 28.09.2007 tarih ve 35/1022 sayılı İlke Kararı’nda bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu çerçevede; “B) Gerek piyasaların anlık olarak takibi yapılarak piyasa bozucu işlemlerin oluşum aşamasında engellenmesi ve piyasaların etkin gözetimi amacıyla Kurulumuzun teşkilât yapısında yapılan değişiklikler, gerekse Kurulumuz Karar Organı’nın 23.07.2010 tarihli kararı uyarınca İMKB hisse senedi piyasasının işleyiş esaslarına getirilecek yeni düzenlemeler ile piyasa yapısının değişeceği ve piyasa yapısının manipülatif işlemleri en aza indirecek şekilde yapılanacağı göz önünde bulundurularak Kurulumuzca haklarında işlem yasağı getirilen tüm gerçek ve tüzel kişilerin söz konusu yasaklarının 01.10.2010 tarihi itibarıyla kaldırılması” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; …Sanayi A.Ş. hisse senedinde 26.05.2006-09.06.2006 döneminde meydana gelen dikkat çekici işlemlerin davalı idarece incelenmesi sonucunda, inceleme döneminde … hisse senedinin fiyatının 26.05.2006 tarihinden itibaren artmaya başladığı ve 12.06.2006 tarihli birinci seans itibarıyla % 36,6 oranında artış kaydedildiği, aynı dönemde İMKB Ulusal 100 Endeksinin % 5,3 oranında düştüğü, hisse senedinin fiyatının 12.06.2006 tarihli birinci seanstan itibaren düşmeye başladığı ve 13.06.2006 tarihli ikinci seans itibarıyla % 14,3 oranında değer kaybettiği, bu dönemde endeksin % 6,9 oranında düştüğü, 01.05-25.05.2006 döneminde ortalama günlük işlem miktarı 8.564 lot iken 26.05-09.06.2006 döneminde ortalama günlük işlem miktarının 22.436 lot olduğu, şirket tarafından ise İMKB’e hisse senedinin fiyat ve miktarını etkileyebilecek nitelikte bir açıklama yapılmadığı, söz konusu dönemlerde en fazla işlem gerçekleştiren yatırımcının alımlarda % 17,7 satımlarda % 16,2’lik oranla davacı olduğunun tespit edildiği, … hisse senedinde meydana gelen fiyat hareketlerindeki artışın yatırımcı grubu üyeleri arasında gerçekleşen işlemlerden oluştuğunun tespiti üzerine davacının söz konusu eylemlerinin manipülasyon fiilini oluşturduğundan bahisle hakkında dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, Sermaye Piyasası Kurulu’nun, manipülasyon fiillerinin daha etkin takibi ve önlenmesi bakımından, gerek teknik, gerekse teşkilât bakımından yaptığı değişiklikler çerçevesinde, 30.07.2010 tarih ve 22/678 sayılı karar ile yeni ilkeler belirleyerek, 30.07.2010 tarihinden sonraki uygulamanın bu ilkeler çerçevesinde yürütülmesine, 30.07.2010 tarihinden önce manipülatif fiilleri nedeniyle haklarında işlem yapma yasağı getirilen tüm gerçek ve tüzel kişilerin işlem yapma yasaklarının ise 01.10.2010 tarihi itibarıyla kaldırılmasına karar verdiği anlaşılmakta olup, davacı hakkındaki dava konusu işlem yapma yasağının da bu karar doğrultusunda kaldırılmış olduğu anlaşıldığından, dava konusu işleme yönelik iptal isteminin esasının incelenmesine gerek bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz isteminin kısmen reddi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … 4. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, dava konusu işlemin davacı hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin kısmı yönünden ONANMASINA; davacı hakkında borsalar ve teşkilâtlanmış diğer piyasalarda işlem yapma yasağı getirilmesine ilişkin kısmı yönünden temyiz isteminin kabulüyle BOZULMASINA, bozulan kısım hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine; bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.