Danıştay Kararı 13. Daire 2010/1587 E. 2015/3766 K. 05.11.2015 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2010/1587 E.  ,  2015/3766 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2010/1587
Karar No:2015/3766

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili : Av.

İstemin_Özeti : … 7. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının; davacı şirketin sanayi sicil belgesine sahip olduğu, süresinde söz konusu belgenin yenileme vizesinin yaptırıldığı ve davalıya ibraz edildiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’nın Düşüncesi ____: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirkete ait sanayi sicil belgesinin süresinin dolduğundan bahisle sanayi tarifesi kapsamından çıkartılarak ticarethane tarifesi uyarınca fazladan tahakkuk ettirildiği ileri sürülen 21.807,50-TL ve 16.344,70-TL tutarındaki elektrik faturalarının kaldırılması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 26.03.2009 tarih ve 7903 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; davacı şirketin 28.09.2006 tarihinden itibaren iki yıl geçerli olmak üzere sanayi sicil belgesi aldığı, vize süresi dolan sanayi sicil belgelerinin 17.03.2009 tarihinde davalı idareye ibraz edildiği, bahse konu ek tahakkuk tutarının ise sanayi sicil belgesinin süresinin dolduğu tarih ile vize edilmiş belgenin ibraz edildiği tarih arasına isabet eden tarife farkından kaynaklandığı, her ne kadar davacı şirket sanayicilik vasfını yitirmemiş ise de, konuya ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu düzenlemeleri uyarınca sanayi sicil belgesine ilişkin onaylı belgenin ibrazı ile indirimli tarifeden yararlanılacağının açık olduğu, sanayi sicil belgesinin süresinde ibraz edildiğinin hukuken geçerli belgelerle ispat edilememesi karşısında, elektrik faturalarının ticarethane tarifesi baz alınarak ek tahakkuk yapılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
03.03.2001 tarih ve 24335 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 1. maddesinin 2. fıkrasında, “Bu Kanun; elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı, toptan satışı, perakende satışı, perakende satış hizmeti, ithalat ve ihracatı ile bu faaliyetlerle ilişkili tüm gerçek ve tüzel kişilerin hak ve yükümlülüklerini, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’nun kurulması ile çalışma usul ve esaslarını ve elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının özelleştirilmesinde izlenecek usulü kapsar.” kuralı yer almış; aynı maddenin 35. bendinde, tarife; elektrik enerjisinin ve/veya kapasitenin iletimi, dağıtımı ve satışı ile bunlara dair hizmetlere ilişkin fiyat, hüküm ve şartları içeren düzenlemeler olarak tanımlanmış; 2. maddesinde, elektrik piyasası faaliyetlerinin, bu Kanun hükümlerine göre piyasada faaliyet gösterecek tüzel kişilerin üretim, iletim, dağıtım, toptan satış, perakende satış, perakende satış hizmeti, ticaret, ithalat ve ihracat faaliyetleri olduğu; piyasada faaliyet gösterecek tüzel kişilerin faaliyetlerinde uymaları gereken usul ve esasların bu Kanun ve ilgili yönetmeliklerle düzenleneceği belirtilmiş; 4. maddesinde, kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip ve bu Kanun ile kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulduğu ve bu kurumun bu Kanun’da yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanun’a uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumlu olduğu; Geçici 9. maddesinde ise, 31.12.2012 tarihinde sona erecek geçiş döneminde düzenlemeye tâbi tarifeler üzerinden elektrik enerjisi satın alan tüketicileri, dağıtım bölgeleri arası maliyet farklılıkları nedeniyle var olan fiyat farklılıklarından kısmen veya tamamen koruyacak şekilde tesis edilmiş ve uygulamaya ilişkin hususları tebliğle düzenlenmiş olan fiyat eşitleme mekanizmasının uygulanacağı, tüm kamu ve özel dağıtım şirketlerinin fiyat eşitleme mekanizması içerisinde yer alacağı, geçiş dönemi süresince ulusal tarife uygulamasının gereklerinin esas alınacağı ve ulusal tarifede çapraz sübvansiyon uygulanacağı, ulusal tarifenin ise Kurumca hazırlanacağı ve Kurul onayıyla yürürlüğe gireceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
24.08.2006 tarih ve 26276 tarihli Resmî Gazete’de yayımlan 24.08.2006 tarih ve 875 sayılı EPDK Kurul kararı ile kabul edilen “20 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar”ın “Abone Grupları ve Tanımı” başlıklı 1. maddesinin (A) bendinde, 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanunu’nda tanımı yapılan ve ilgili resmi kuruluşça onaylı sanayi sicil belgesini ibraz eden sanayi işletmelerinin bu abone grubu kapsamında olduğu, sanayi sicil belgelerinin vize bitim tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi sonuna kadar yenilenerek ibraz edilmemesi hâlinde tüketimlerinin ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, bilgisayar donanım imal ve satış işleri ile iştigal eden davacı şirketin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü’ne müracaat ederek …, … ve … Şubesi için iki yıl süreyle geçerli olmak üzere 28.09.2006 tarihinde sanayi sicil belgesi aldığı ve bu süre içerisinde elektrik tüketiminin indirimli sanayi tarifesinden yararlandırılarak tahakkuk ettirildiği, iki yıllık süre dolmadan 28.03.2008 tarihinde belgelerin vize edilerek onaylandığı, davalı şirketin tüm abonelere dönük sanayi sicil belgelerinin ibrazı için 12.04.2007 tarihinde bildirimde bulunduğu, ancak iki yıllık sürenin bittiği veya bitmek üzere olduğuna ilişkin davacıya yönelik süresinde bir bildirimde bulunmadığı, diğer yandan davacının vize edilmiş belgeleri 17.03.2009 tarihinde davalı şirkete ibraz ettiği, bunun üzerine davalı şirket tarafından 06.04.2009 son ödeme tarihli 18.200,50-TL, 17.677,40-TL tutarındaki faturaların sanayi sicil belgesi ibraz edilmeden sanayi tarifesi üzerinden tahakkuk ettirildiği, akabinde sanayi sicil belgesinin süresinde ibraz edilmediğinden bahisle anılan dönemler için eksik ödenen tutarların tahakkuk ettirilerek davacıdan istenmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, her ne kadar davacı tarafından vize edilmiş sanayi sicil belgesinin iki yıllık süre bitmeden davalı şirkete ibraz edilmediği iddia edilse de, söz konusu belgelerin zamanında vize edildiği, diğer bir ifadeyle, davacının sanayici olma vasfını süreç boyunca kaybetmediği, diğer yandan davalı şirket tarafından 2007 yılında sanayi sicil belgelerinin zamanında ibrazına ilişkin bir bildirimde bulunulmuş olsa da, uyuşmazlık özelinde davacı şirket yeni belge ibrazı için süresinde bilgilendirilmediğinden, ticarethane tarifesi uyarınca yapılan ek tahakkuka ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … 7. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 05.11.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Temyize konu İdare Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.