Danıştay Kararı 13. Daire 2010/1426 E. 2015/3629 K. 26.10.2015 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2010/1426 E.  ,  2015/3629 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2010/1426
Karar No:2015/3629

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekilleri :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin_Özeti : … 15. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…. sayılı kararının; borcun kesinleşmediği, kanun yararına yazılı emir yoluna gidilmesi için başvuruda bulunulduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi ‘nın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; Sermaye Piyasası Kurulu’nun 17.03.2006 tarih ve 12/293 sayılı kararı ile davacıya verilen 43.920,00-TL tutarındaki idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen 04.08.2006 tarih ve 20060713145-65 sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; davacı tarafından 43.920,00-TL tutarındaki idari para cezasının iptali istemiyle …. 10. Sulh Ceza Mahkemesi’ne yapılan itirazın süre yönünden reddine karar verildiği, yasal süresi içerisinde bu karara karşı itirazda bulunulmadığı ve kararın kesinleştiği, dolayısıyla idari para cezasının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenebileceği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, …. 10. Sulh Ceza Mahkemesi kararına karşı kanun yararına bozulması için yazılı emir yoluna başvurulduğu belirtilmekle birlikte yazılı emir yoluna başvurulduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin dava dosyasına sunulmadığı, ayrıca kanun yararına bozulması durumunda dahi, bozma kararının, daha önce kesinleşmiş olan itirazın reddine ilişkin kararın hukuki sonuçlarında herhangi bir değişiklik meydana getirmeyeceği anlaşıldığından bu iddianın yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde; (1) Bu Kanun’un; a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, b) Diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı, “İdari para cezası” başlıklı 17. maddesinin (3). fıkrasında; 5018 sayılı Yasaya ekli I, II, III sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri tarafından verilen idari para cezalarının Genel Bütçeye gelir kaydedileceği, (4). fıkrasında; Genel Bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idarî para cezalarına ilişkin kesinleşen kararların, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairelerine gönderileceği, …kurala bağlanmıştır.
442 sayılı Tahsilat Genel Tebliği’nde “İdarî Para Cezalarının Tahsil Usulü ve Tahsile Yetkili Merci”, “Ödeme Zamanı ve Yeri” belirlenmiş, idari para cezasının tahsilat mercii tarafından tahsiline ilişkin detaylı düzenlemeye yer verilmiştir. Tebliğ, idari para cezalarının ilgili kanunlarında ödeme zamanı gösterilmemiş ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 37. maddesine göre ödeme süresinin tayini gerektiği, buna göre, özel kanunlarında ödeme süresi belirtilmemiş idari para cezalarının, Kabahatler Kanununun 26. maddesine göre ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde ödenmesi gerektiğinden, idari yaptırım kararını veren kamu tüzel kişilerince idari yaptırım kararlarında “ödemenin 1 ay içinde yapılması gerektiği” hususunun belirtileceğini kurala bağlamıştır. Yine Tebliğ uyarınca vergi dairelerince yapılacak işlemler; “1) Genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idari para cezası uygulayan idarelerce, kanuni ödeme sürelerinde ya da kesinleşme süresi içerisinde tahsil edilemeyen ve kesinleşen idari para cezalarına ilişkin idari yaptırım kararlarının, 6183 sayılı Kanun’a göre takip ve tahsil edilmek üzere görevli vergi dairelerine gönderilmesi üzerine vergi dairelerince; idari yaptırım kararının kesinleşip kesinleşmediğinin kontrol edilmesi, kesinleşmeden önce tahsil için intikal ettirilmiş kararlar bulunması hâlinde, bu kararların işleme alınmayarak ilgili idareye geri gönderilmesi, idari para cezalarının takibine, 6183 sayılı Kanunun 55. maddesine göre düzenlenecek ödeme emrinin tebliğiyle başlanılması” şeklinde belirlenmiştir.
Sermaye Piyasası Kurulu’nca 2499 sayılı Kanun’un 47/A maddesi uyarınca ilgililere verilen idari para cezaları hakkında 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun genel hükümlerinin uygulanacağı, idari para cezalarına ilişkin kesinleşen kararların tahsili amacıyla ilgili kamu kurumuna gönderileceği anlaşılmaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 58. maddesinin birinci fıkrasında, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı, kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı itirazlarıyla tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabileceği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Sermaye Piyasası Kurulu’nun 17.03.2006 tarih ve 12/293 sayılı kararı ile, Sermaye Piyasa Kurulu’nun Seri:VIII, No:39 sayılı Tebliği’nin 12. maddesine aykırı davranışta bulunduğundan bahisle davacının 43.920,00-TL idari para cezası ile cezalandırıldığı, davacı tarafından idari para cezasının iptali istemiyle … 10. Sulh Ceza Mahkemesi nezdinde açılan davada, anılan Mahkemenin … tarih ve … müteferrik sayılı kararıyla itirazın yasal süreden sonra yapılmış olması nedeniyle başvurunun reddine karar verildiği, bu karara karşı Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulunulmadığı, Sermaye Piyasası Kurulu Yatırımcıları Koruma Fonu’nun 29.06.2006 tarih ve 6223 sayılı yazısıyla, davacının idari para cezasına karşı yaptığı itirazın reddine karar verildiğinin davalı idareye bildirildiği, davalı idare tarafından idari para cezasının tahsili amacıyla 04.08.2006 tarih ve 20060713145-65 sayılı ödeme emrinin düzenlenmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca amme alacağının ödeme emri ile takip tahsilinin yapılabilmesi için ortada tahakkuk safhası kesinleşmiş bir amme alacağının bulunması gerekmekte olup; kendisine ödeme emri tebliğ edilen kimselerce, bu ödeme emrine karşı böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla dava yoluna başvurulabileceği kurala bağlanmıştır.
Yukarıda aktarılan yasal düzenlemeler ve uyuşmazlık konusu olayın birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davanın süre yönünden reddedildiği ve bu kararın kesinleştiği, süresinde ödeme yapılmaması üzerine de para cezasının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin gönderildiği anlaşılmakla birlikte, Mahkeme tarafından, ödeme emrine karşı açılan davada ileri sürülen iddiaların “böyle bir borcunun olmadığı” itirazı kapsamında görülerek işin esasının değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, kesinleşen idari para cezasının tahsiline yönelik düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde hukukî isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … 15. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 26.10.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:
Temyize konu İdare Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.