Danıştay Kararı 13. Daire 2010/1008 E. 2016/3800 K. 21.11.2016 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2010/1008 E.  ,  2016/3800 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2010/1008
Karar No:2016/3800

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı):
Vekili :

Karşı Taraf (Davalı) : –
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; amme alacağının zamanaşımına uğradığı, ödeme emrinin şekil yönünden hukuka aykırı olduğu, alacağın borçlu şirketten tahsil edilemediğine ilişkin hiçbir delil olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Amme alacağının zamanaşımına uğramadığı, davacının döviz devir yükümlülüğünü yerine getirmeyen … Döviz A.Ş’nin o dönemdeki kanuni temsilcisi olduğu, ödenmeyen amme borcundan dolayı davacının yasal temsilci olması sebebiyle sorumluluğunun olduğu ileri sürülerek idare mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; ……………….A.Ş. adına, 2000 yılına ilişkin olarak, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı karar uyarınca alışını yaptığı ve efektiflerin belirli orandaki kısmının Merkez Bankası bünyesindeki döviz efektif piyasalarda satma zorunluluğuna uymadığından bahisle % 3 gecikme cezası ile kur farkının tahsiline ilişkin olarak düzenlenen 07.05.2008 tarihli ödeme emrinin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; davacının ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğu …………. A.Ş.’nin 1997-1998-1999 yıllarında döviz büfesi işletmecisi olarak, Türk Parası Kıymetini Koruma Kanunu Hakkındaki 32 sayılı Karara ilişkin Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının 94-32/12 sayılı Tebliğinin 11. maddesi uyarınca üçüncü kişilerden aldıkları döviz ve efektifler için Merkez Bankası Genelgelerinde belirtildiği üzere zorunlu döviz devri yapmadığı tespit edilerek şirket adına ….-TL kur farkı ile …-TL % 3 gecikme cezası hesaplandığı, bu alacağın ödenmesi için şirkete talimatın yazıldığı, ancak şirketin bilinen adresine tebliğ edilemediği, söz konusu kur farkı, gecikme cezası ve Banka Sigorta Muameleleri vergisinin 6183 sayılı Kanuna göre tahsili için davalı vergi dairesine 23.02.2000 ve 24.03. 2000 tarihli yazıların yazıldığı, Vergi Dairesince şirket hakkında araştırma yapıldığı, sonuç alınamaması üzerine kanuni temsilciler ve ortaklar hakkında takip işlemleri yapıldığı, 6183 sayılı Kanun uyarınca alacağın tahsili için vade konulması amacı ile şirket ortağı ve yönetim kurulu başkanı davacı adına yazılan yazının davacıya 01.04.2008 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 24.04.2008 tarihli dilekçesi ile düzeltme isteminde bulunduğu bu istemin de 06.05.2008 tarihli yazı ile reddedildiği, 27.03.2008 tarihli yazının 01.04.2008 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, vadesinde ödenmemesi üzerine de dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, Türk Parasının Kıymetini Korumaya İlişkin Mevzuatta “tahakkuk zamanaşımı” öngörülmediğinden, bu konuda yapılan tahakkuk işlemleri zamanaşımına tabi olmadığı, anılan mevzuattan kaynaklanan kamu alacağının 6183 sayılı Kanun’un 37. maddesi uyarınca bir ay içerisinde ödenmesinin istenmesine ilişkin olarak yapılan bildirimde öngörülen sürenin sonunda tahakkuk işleminin tamamlanacağı ve söz konusu tahakkuk işlemine karşı dava açılmaması halinde bir aylık sürenin son günü olan vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanun’un 102. maddesinde öngörülen “tahsil zamanaşımı” süresinin işlemeye başlayacağı, dava konusu olayda 6183 sayılı Kanunun 37. maddesi uyarınca hazırlanan yazının 01.04.2008 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, yani zamanaşımı süresi içerisinde tahsil aşamasına girişildiğinden davacının aksi yöndeki iddiasına itibar edilmediği, davacının ortağı ve yönetim kurulu üyesi olarak yukarıda açıklanan mevzuat uyarınca söz konusu alacaktan müteselsilen sorumlu olduğu, davacıya 6183 sayılı Kanunun 37. maddesi uyarınca yazılan 27.03.2008 tarihli yazının 01.04.2008 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen bir ay içinde ödenmediğinden, kesinleşen alacağın tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının ONANMASINA; dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.