Danıştay Kararı 13. Daire 2009/1684 E. 2010/2142 K. 10.03.2010 T.

13. Daire         2009/1684 E.  ,  2010/2142 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2009/1684
Karar No: 2010/2142

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
Vekili : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; programın canlı yayınlanmasının ve farklı kesimlerden katılımcılara ve farklı marjinal fikirlere yer verilmesinin yayın ilkesinin ihlâlinin aranmayacağı anlamına gelmediği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’nin Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulüyle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nin Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hâkimi’nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 28.01.2008 tarihinde yayınlanan “…” adlı programda, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un 4. maddesinin (d) bendinde kurala bağlanan “insanların dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri nedenlerle hiçbir şekilde kınanmaması ve aşağılanmaması” yayın ilkesinin ihlâl edildiği belirtilerek yayın kuruluşunun uyarılmasına ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi’nce; bir programın yayın ilkesini ihlâl edip etmediğinin, sadece programa katılan konukların görüş ve düşünceleri ile belirlenemeyeceği, programın içeriği, sadece belirli düşüncedeki kişilerin konuk olarak davet edilip edilmediği, program sunucusunun görüş ve düşünceleri ve programı yönetimi göz önüne alınarak yayın programının değerlendirilmesi gerektiği, programda türban konusu ile ilgili olarak katılan konuğun canlı yayında düşüncelerini belirttiği, programın canlı olması, programda sadece belirli bir düşüncede kişilerin katıldığı yönünde bir tespit olmaması, konukların belirli bir düşünce yönünde görüş belirtmesi için zorlanamayacağı, programı sunan kişinin haber değeri taşıyan görüşleri sunmaya yönelik bir tutumda olduğu göz önüne alındığında konuşmaların 3984 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (d) bendinde belirlenen yayın ilkesine aykırılık teşkil etmediği sonuç ve kanaatine varıldığı, yayın kuruluşunun anılan Kanun’un 33. maddesinin birinci fıkrası uyarınca uyarılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlılık görülmediği gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
3984 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (d) bendinde “İnsanların dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri nedenlerle hiçbir şekilde kınanmaması ve aşağılanmaması” yayın ilkesi kurala bağlanmış; aynı Kanun’un 33. maddesinde ise Üst Kurul’un, öngörülen yükümlülükleri yerine getirmeyen, izin şartlarını ihlâl eden, yayın ilkelerine aykırı yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarını uyaracağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerle deşifre metinlerinin incelenmesinden, davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 28.01.2008 tarihinde yayınlanan “…” adlı programda; programa konuk edilen …’nun “… Laiklik kadın satışı getirmiştir, içki satışı getirmiştir. İçkiye müsaade eder, kadın satışına müsaade eder. Neredeyse bazı televizyon programlarına anadan üryan çıkacaklar yasak olmasa görüyor gözlerimiz. Laiklik birşey demiyor… Laiklik içkiye resmi izin veren, her kadın satışına. Allah aşkınıza bu laikliğin insanlığın tümüne faydalı bana bir tane kanun gösterin. … Nerde rezalet var orasını onaylıyor, nerde güzellik var kıyamet kopuyor.. Kimlerde görüyorsunuz şarkı söyleyecek çırılçıplak erotik sahneler, şarkıyla birbiriyle erotik sahiplerin ne alakası var. Niye peki laiklik fahişeliği getirdi onu anlayamadım. izin veriyor yani ne demek işte resmen çalışan evler… Bir tek laiklik kadın satışına izin verir. Laiklerde buna sesini çıkarmaz neden çünkü orda satılan kendi kızı değildir. Kendi kızı olsa anlayacak ne biçim dehşet verici bir şey olduğunu” şeklindeki ifadelerin bir kısım insanı aşağılayıcı ifadeler içerdiği, program suncusunun haber değeri taşıyan bazı görüşleri kamuoyuna sunmaya yönelik bir sunum içerisinde olduğu görüntüsü verilmiş ise de sunucu tarafından sorulan sorular üzerine program konuğunun beyan ve ifadeleri ile Kanun’un 4. maddesinin (d) bendinde kurala bağlanan yayın ilkesinin ihlâl edildiği, yayının haber niteliği taşıyan bilgilerin kamuoyuna duyurulması amacını aştığı, laikliğin ve laik düşünceye sahip insanların aşağılanması niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; yukarıda içeriği aktarılan yayında, 3984 sayılı Yasa’nın 4. maddesinin (d) bendinde belirlenen “İnsanların dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri nedenlerle hiçbir şekilde kınanmaması ve aşağılanmaması” yayın ilkesinin ihlâl edildiği, dolayısıyla dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemin iptali yönündeki mahkeme kararında hukukî isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca, temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine, 10.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.