Danıştay Kararı 13. Daire 2008/8090 E. 2009/7195 K. – T.

13. Daire         2008/8090 E.  ,  2009/7195 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2008/8090
Karar No: 2009/7195

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
Vekili : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; 3984 sayılı Kanun’un 4. ve 33. maddesinde düzenlenen yayın ilkeleri ile yaptırım uygulama usûllerinin 4756 sayılı Kanunla değiştiği, bu nedenle yayıncı kuruluşların Kanun değişikliğinden önceki müeeyide sicillerinin ise silindiği, yargılamanın yenilenmesi isteminin kabul edilerek dava konusu işlemin iptal edilmesinin davacı lehine hukukî bir durum yaratmayacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’nun Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nin Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Davacıya ait “…” logosuyla yayın yapan radyo kanalında 08.06.1998 tarihinde yayınlanan “…” adlı programda 3984 sayılı Kanun’un işlem tarihinde yürürlükte olan 4. maddesinin (g) bendinde kurala bağlanan “Toplumu, şiddet, terör ve etnik ayrımcılığa sevk eden ve toplumda nefret duyguları oluşturacak yayınlara imkân verilmemesi” yayın ilkesinin tekraren ihlâl edildiğinden bahisle yayın kuruluşuna 90 gün yayın durdurma yaptırımı uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemle bildirilen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 28.07.1998 tarihli kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuran davacı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Birinci Dairesi’nin 30.06.2006 tarihinde kesinleşen 30.03.2006 günlü kararı uyarınca yargılamanın yenilenmesini ve dava konusu işlemin iptalini istemiş; İdare Mahkemesi’nce; 2577 sayılı Yasa’nın 53. maddesinin (1) numaralı bölümünün (ı) bendi uyarınca davacının yargılamanın yenilenmesi istemi kabul edilerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararında, davacıya verilen yayın durdurma cezasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesiyle güvence altına alınan ifade özgürlüğüne yönelik bir ihlâl teşkil ettiğinin, ifade özgürlüğünün demokratik toplumların en önemli temellerinden biri olduğunun, görev ve sorumlulukları çerçevesinde basına, kamu yararına ilişkin haber ve fikirleri iletme görevi düştüğünün, demokratik bir sistemde hükümetin eylemlerinin, adlî ve yasal güçlerin, basının ve aynı zamanda kamuoyunun denetimi altında bulunması gerektiğinin, bu itibarla mevcut davada dava konusu programda, yolsuzluk, güvenlik güçlerinin teröristlerle mücadelesi ya da Devletle mafya arasında olası bir bağlantı olması gibi basında da geniş yer tutan çeşitli sorunlara değinildiğinin, bu bilgilerin daha önce de kamuoyuna sunulduğunun, ayrıca bu yayınlar sırasında alıntı yapıldığının ve söz konusu bölümlerin yayınlandığı gazetenin adının ve tarihinin belirtildiğinin vurgulandığı, davacıya uygulanan cezanın öngörülen amaçlarla orantılı olmadığının ve buna bağlı olarak da demokratik bir toplumda gereklilik arzetmediğinin belirtildiği, programda yer alan ifadelerin, yorumsuz olarak bir gazete haberinden alıntı olarak aktarıldığı dikkate alındığında, Anayasa’da güvence altına alınan haber verme ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, toplumu şiddet, terör ve etnik ayrımcılığa sevk edecek ve toplumda nefret duyguları oluşturacak nitelikte olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargılamanın yenilenmesi kural olarak, hükmün esasını değiştirecek nitelikteki olguların hükmün kesinleşmesinden sonra ortaya çıkması durumunda, yeniden yapılacak yargılama ile kesin hükmü ortadan kaldırabilen olağanüstü kanun yoludur. Sonradan ortaya çıkan bu gibi durumlarda kanunda sınırlı olarak sayılmış nedenlere dayanılarak taraflarca esas hükmün kaldırılması ve davanın yeniden incelenmesi istenebilir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun “Yargılamanın Yenilenmesi” başlıklı 53. maddesinin 1. bendinde hangi hallerde yargılamanın yenilenmesi istenebileceği maddeler halinde sayılmış, 53. maddenin (1). bölümüne 4928 sayılı Yasanın 6. maddesiyle eklenen (ı) bendi ile “Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması” kuralı getirilmiştir.
Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabul edilebilmesi için öncelikle hükmün verilmesi öncesinde tarafların ellerinde olmayan bir nedenden dolayı hakkını kanıtlayamaması, delillerin, olguların mahkeme tarafından görülmeksizin hüküm verilmiş olması gerekir. Eğer bu tür bir olgu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde ortaya çıkarsa veya yargılama aşamasındaki bir insan hakları ihlâli yargılamanın yenilenmesi yoluyla ortadan kaldırılabilir ise 2577 sayılı Yasa’nın 53/1-ı bendi uyarınca yargılamanın yenilenmesi isteminin kabul edilmesi gerekecektir.
Nitekim, 3 Haziran 2008 günlü 26895 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 8.1.2008 günlü, E:2003/1, K:2008/2 sayılı kararında da “Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan yargılamanın yenilenmesine ilişkin düzenleme, hükmün esasını değiştirecek nitelikteki olguların hükmün kesinleşmesinden sonra ortaya çıkması durumunda, yeniden yapılacak yargılama ile kesin hükmü ortadan kaldırabilen olağanüstü kanun yollarından birisidir. Bu niteliğinin gereği olarak yasa koyucu yargılamanın yenilenmesi usulünü 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. ilâ 323. maddelerinde etraflı biçimde düzenlemiştir. Bu hükümlerden yargılamanın yenilenmesi isteminin dört aşamada incelenip karara bağlanması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu aşamalar, yasada sayılan yargılama nedenlerinin ve bunların dayandığı delilleri içeren istemin kabule değer olup olmadığının incelenip karara bağlanması, istem kabule değer bulunduğu takdirde delillerin toplanması, bu işlem tamamlandıktan sonra istemin esassız olup olmadığının karara bağlanması, istem esassız olması noktasından reddedilmemiş ise yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verilmesi şeklindedir……….. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, …….. Partisinin kapatılmasına esas alınan olguları değerlendirerek, kapatma kararının Sözleşmenin 11. maddesindeki dernek kurma ve toplantı özgürlüğünün ihlâli niteliğinde olduğuna karar vermiş ve bu ihlâl kararı yargılanmanın yenilenmesi isteminin nedeni olarak ileri sürülmüştür. Ceza Muhakemesi Kanununun 321. maddesi uyarınca yargılanmanın yenilenmesi isteminin kabul edilebilmesi için ilk hükmün verilmesinde esas alınan olgularla birlikte yeniden değerlendirilmesini gerektirecek nitelikte maddî bir olgunun bulunduğunun hükmün kesinleşmesinden sonra saptanması gerekir. Söz konusu ihlâl kararında ise yargılama sonrasında ortaya çıkan ve kesin hükmün esasına etkileyecek nitelikte olan maddî bir olgunun varlığına değil kapatılmaya esas alınan mevcut olguların değerlendirilmesinde hata yapıldığı düşüncesine dayanılmaktadır. Ceza Muhakemesi Kanunu mevcut olguların değerlendirilmesinde hata yapılarak hüküm kurulmasını temyiz nedeni olarak kabul etmekle birlikte yargılanmanın yenilenmesini gerektirecek bir neden olarak görmemektedir.” gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi isteminin Ceza Muhakemesi Kanununun 321. maddesi uyarınca esassızlık noktasından reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda; davacıya ait “…” logosuyla yayın yapan radyo kanalında 08.06.1998 tarihinde yayınlanan “…” adlı programda 3984 sayılı Kanun’un işlem tarihinde yürülükte olan 4. maddesinin (g) bendinde kurala bağlanan “Toplumu, şiddet, terör ve etnik ayrımcılığa sevk eden ve toplumda nefret duyguları oluşturacak yayınlara imkân verilmemesi” yayın ilkesinin tekraren ihlâl edildiğinden bahisle yayın kuruluşuna 90 gün yayın durdurma yaptırımı uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemle bildirilen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 28.07.1998 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, ihlâle konu yayında, “Bir Silahlı Kuvvetler Kuruluşu olan JİTEM’in cinayetleri göz önünde olmasına rağmen inkâr edilmeye devam edildi, böyle bir örgüt yok diye… Mustafa Muğlalı Paşa ne yapmıştı? Kürt köylüsünü kurşuna dizmişti, suçları falan olduğundan değil, canı öyle istediğinden. Peki Paşa’dan yarım asır sonra JİTEM ne yapmaktadır? Kurşuna dizmeye devam etmektedir, yoksul kürt köylülerini. Üstelik şimdi ölüm emirleri Orgenerallerden Başçavuşların ağzına kadar düşmüştür. Emir komuta zinciri içinde, özel savaşın konseptini kavrayış en alt noktalara kadar inmiştir.” şeklindeki ifadelere yer verildiği ve dava konusu işlemin ise bu ifadelerin 3984 sayılı Kanun’un işlem tarihinde yürülükte olan 4. maddesinin (g) bendinde kurala bağlanan “Toplumu, şiddet, terör ve etnik ayrımcılığa sevk eden ve toplumda nefret duyguları oluşturacak yayınlara imkân verilmemesi” yayın ilkesini tekraren ihlâl edildiğinden bahisle tesis edildiği, anılan ifadelerin söz konusu yayın ilkesini ihlâl eder nitelikte olduğu, gazetede yayınlanan bir yazıdan alıntı olmasının ihlâli ortadan kaldırmayacağı ve dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karar temyiz incelemesi sonucu Danıştay Onuncu Dairesi’nin 16.05.2001 tarih ve E:1999/3953, K:2001/1825 sayılı kararıyla onanmış, kararın düzeltilmesi istemi de … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… ve T:… sayılı kararıyla süre yönünden reddedilmiştir. Bunun üzerine davacı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuş; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Birinci Dairesi’nin 30.06.2006 tarihinde kesinleşen 30.03.2006 günlü kararı üzerine de yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunmuştur.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, davacıya verilen yayın durdurma cezasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesiyle güvence altına alınan ifade özgürlüğüne yönelik bir ihlâl teşkil ettiği, ifade özgürlüğünün demokratik toplumların en önemli temellerinden bir olduğu, görev ve sorumlulukları çerçevesinde basına, kamu yararına ilişkin haber ve fikirleri iletme görevi düştüğü, demokratik bir sistemde hükümetin eylemlerinin, adlî ve yasal güçlerin, basının ve aynı zamanda kamuoyunun denetimi altında bulunması gerektiği, bu itibarla dava konusu programda, yolsuzluk, güvenlik güçlerinin teröristlerle mücadelesi ya da Devletle mafya arasında olası bir bağlantı olması gibi basında da geniş yer tutan çeşitli sorunlara değinildiğinin görüldüğü, bu bilgilerin daha önce de kamuoyuna sunulduğu, ayrıca bu yayınlar sırasında alıntı yapıldığının ve söz konusu bölümlerin yayınlandığı gazetenin adının ve tarihinin belirtildiği, davacıya uygulanan cezanın öngörülen amaçlarla orantılı olmadığı ve buna bağlı olarak da demokratik bir toplumda gereklilik arzetmediği sonucuna varmıştır.
Görüldüğü üzere, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince tartışılan olgular ve maddî olayın yargılamanın yenilenmesine esas olan dava ile aynı olduğu, davacının yargılama aşamasında elinde olmayan bir nedenle hakkını kanıtlayamaması gibi bir durumun bulunmadığı, hükmü değiştirecek yeni bir delilin ortaya çıkmadığı; ayrıca yargılamanın herhangi bir aşamasına ilişkin olarak da adil yargılanma hakkının ihlâlinin tespit edilmediği; söz konusu ihlâl kararında … İdare Mahkemesi ile Danıştay Onuncu Dairesi tarafından karara esas alınan olgular yeniden değerlendirilerek hüküm kurulduğu, dolayısıyla yargılamanın yenilenmesini gerektiren bir nedenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacının yargılamanın yenilenmesi istemi kabul edilerek işin esası hakkında karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davalının temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesi’nin … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 49. maddesi uyarınca bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemeye gönderilmesine, 29.06.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.