Danıştay Kararı 13. Daire 2008/3453 E. 2011/5609 K. 06.12.2011 T.

13. Daire         2008/3453 E.  ,  2011/5609 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2008/3453
Karar No: 2011/5609

Davacı : …
Vekili …
Davalı : Rekabet Kurumu
Vekili : …

İstemin Özeti : … A.Ş.’nin koordinatörlüğünde oluşturulan bayilik sistemi ve söz konusu sistem sonrası kamu alımlarında (ihalelerde) gerçekleştirilmiş olan rekabete aykırı eylemler suretiyle, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinin ihlâl edildiği belirtilerek, aynı Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca idarî para cezası verilmesine ilişkin Rekabet Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının davacı şirkete yönelik kısımlarının; soruşturmayı yürüten Kurul üyesinin, nihaî karar toplantısına katılarak oy kullandığı gerekçesiyle Danıştay Onüçüncü Dairesi tarafından iptal edilen … tarih ve …. sayılı Rekabet Kurulu kararına ilişkin soruşturma evresinde 08.10.2004 tarihli ikinci savunma dilekçesi ile 4054 sayılı Kanun’un 46. maddesi doğrultusunda sözlü savunma toplantısı talep edildiği, sözlü savunma toplantısı yapılmasına karar verildiği, diğer bütün şirketlerin sözlü savunma toplantısına davet edildiği, ancak, soruşturma aşaması vekille takip edilmesine ve birinci ile ikinci savunma dilekçelerinin vekil tarafından verilmesine rağmen, vekil yerine asile tebligat yapıldığı, oysa 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği, usulsüz tebligat nedeniyle, toplantının davacı şirketin katılımı olmadan gerçekleştirildiği, sözlü savunma hakkının kısıtlanarak delil sunma imkânının sınırlandığı, soruşturmaya konu olan bayilik sözleşmelerinin daha iyi hizmet vermeye yönelik olduğu, rekabeti engelleme kastı içermediği, üretici konumunda ve …’le rakip durumunda bir firma olmadıkları, söz konusu eylemler nedeniyle oluşan bir zararın bulunmadığı, bayilik sözleşmesinin Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyet Tebliği kapsamında olduğu, para cezasının fahiş uygulandığı, haksız ve eylemle orantısız olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : 4054 sayılı Kanun’un 61. maddesi uyarınca, ilgili taraflara yapılacak bildirimlerin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na göre yapılması gerektiği, ancak bildirimlerin Kanun’un 42., 43. ve 45. maddelerinde belirlenen hallerle sınırlı olduğu, yalnız anılan bildirimlerin 7201 sayılı Kanun’a göre yapıldığı, diğer pek çok yazışmanın tebliğ mazbatası ile yapılmadığı, sözlü savunma toplantısı davetiyesinin bir bildirim olmadığı, teşebbüsün sözlü toplantıya gelmemeyi tercih etmesine rağmen sonra böyle bir iddiada bulunmasının iyi niyetli olmadığı, savunma hakkının kısıtlandığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, aralarında davacı şirketin de bulunduğu teşebbüslerin rekabet ihlâlinde bulunduğunun yapılan soruşturma sonucunda saptandığı, Kurul’un, para cezasına karar verirken, kastın varlığı, kusurun ağırlığı, ceza uygulanan teşebbüs veya teşebbüslerin pazar içindeki gücü ve muhtemel zararın ağırlığı gibi unsurları dikkate aldığı, mevzuat hükümleri uyarınca teşebbüslere gayri safi gelirin %10’una kadar idarî para cezası uygulanabilecekken, davacı şirkete para cezasının %5 oranında uygulandığı, para cezasının fahiş uygulandığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi : 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 46. maddesi uyarınca; tarafların cevap dilekçesi ya da savunma dilekçelerinde sözlü savunma hakkını kullanmak istediklerini bildirmeleri halinde, sözlü savunma toplantısı yapılması zorunlu olduğundan ve Rekabet Kurulu’nca, hakkında soruşturma yürütülen davacı şirketin, ilk savunmadan itibaren kendisini avukat ile temsil ettirdiği, nitekim sözlü savunma toplantısının da bu avukat tarafından talep edildiği görüldüğünden; sözlü savunma toplantısı bildirimi, adresi dilekçesinde yazılı avukata yapılmaksızın ve böylece davacı şirket vekilinin talebi olmasına karşın sözlü savunma toplantısı gerçekleştirilmeden tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır
Açıklanan nedenle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi :Dava; davacı şirkete, 4054 sayılı Kanunun 4.maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle Kanunun 16/2.maddesi uyarınca idari para cezası verilmesine ilişkin Rekabet Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 46.maddesinde; sözlü savunma toplantısının, tarafların cevap dilekçesi ya da savunma dilekçelerinde sözlü savunma hakkını kullanmak istediklerini bildirmeleri üzerine yapılacağı,ayrıca Kurulun, kendiliğinden sözlü savunma toplantısı yapılmasına karar verebileceği,sözlü savunma toplantısının, soruşturma safhasının bitiminden en az 30 gün en çok 60 gün içinde yapılacağı,sözlü savunma toplantısı davetiyelerinin sözlü savunma toplantısı gününden en az 30 gün önce taraflara gönderileceği ve anılan Kanunun 61.maddesinde; bu Kanun uyarınca ilgili taraflara yapılacak bildirimlerin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yerine getirileceği kuralı yer almakta olup,7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11.Maddesinde ise; vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı belirtilmiş bulunmaktadır.
Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden; hakkında Rekabet Kurulunca soruşturma yürütülen davacı şirketin,kendisini 29.07.2002 tarihinde düzenlenen vekaletname ile atanan avukat ile temsil ettirdiği, bu kapsamda 19.02.2004 tarihli birinci savunmanın,08.10.2004 tarihinde de ikinci savunmanın avukat tarafından verildiği ve ikinci savunmada 4054 sayılı Kanun’un 46. maddesi uyarınca sözlü savunma talebinde bulunulduğu,sözlü savunma toplantısına ilişkin davetiyenin hakkında soruşturma yürütülen şirkete yapıldığı ve davacı şirketin katılmadığı toplantı sonrasında nihaî kararın oluşturulduğu anlaşılmakta olup; sözlü savunma toplantısı bildirimin avukata yapılması gerekirken, bu yapılmaksızın ve davacı şirket vekilinin talebi bulunmasına rağmen sözlü savunma toplantısı gerçekleştirilmeksizin tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hâkimi’nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; … A.Ş.’nin koordinatörlüğünde oluşturulan bayilik sistemi ve söz konusu sistem sonrası kamu alımlarında (ihalelerde) gerçekleştirilmiş olan rekabete aykırı eylemler suretiyle, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinin ihlâl edildiği belirtilerek, aynı Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca idarî para cezası verilmesine ilişkin Rekabet Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının davacı şirkete yönelik kısımlarının iptali istemiyle açılmıştır.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 46. maddesinde; sözlü savunma toplantısının, tarafların cevap dilekçesi ya da savunma dilekçelerinde sözlü savunma hakkını kullanmak istediklerini bildirmeleri üzerine yapılacağı, ayrıca Kurulun, kendiliğinden sözlü savunma toplantısı yapılmasına karar verebileceği, sözlü savunma toplantısının, soruşturma safhasının bitiminden en az 30 gün en çok 60 gün içinde yapılacağı, sözlü savunma toplantısı davetiyelerinin sözlü savunma toplantısı gününden en az 30 gün önce taraflara gönderileceği ve anılan Kanun’un 61. maddesinde; bu Kanun uyarınca ilgili taraflara yapılacak bildirimlerin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yerine getirileceği kuralı yer almakta olup, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. maddesinde ise; vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı hükmü bulunmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, hakkında Rekabet Kurulu tarafından soruşturma yürütülen davacı şirketin, kendisini 29.07.2002 tarihinde düzenlenen vekâletname ile atanan avukatla temsil ettirdiği, bu kapsamda 19.02.2004 tarihli birinci savunmanın, 08.10.2004 tarihinde de ikinci savunmanın avukat tarafından verildiği ve ikinci savunmada 4054 sayılı Kanun’un 46. maddesi uyarınca sözlü savunma talebinde bulunulduğu, sözlü savunma toplantısına ilişkin davetiyenin hakkında soruşturma yürütülen şirkete yani asile yapıldığı ve davacı şirketin katılmadığı toplantı sonrasında nihaî kararın oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
4054 sayılı Kanun’un 46. maddesi uyarınca; tarafların cevap dilekçesi ya da savunma dilekçelerinde sözlü savunma hakkını kullanmak istediklerini bildirmeleri halinde, sözlü savunma toplantısı yapılması zorunlu olduğundan ve Rekabet Kurulu’nca, hakkında soruşturma yürütülen şirketin, ilk savunmadan itibaren kendisini avukat ile temsil ettirdiği, nitekim sözlü savunma toplantısının da bu avukat tarafından talep edildiği bilindiğinden; sözlü savunma toplantısı bildiriminin, adresi dilekçesinde yazılı avukata yapılarak sözlü savunma toplantısı gerçekleştirildikten sonra nihaî kararın verilmesi gerekirken, anılan usule uyulmaksızın tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu … tarih ve … sayılı Rekabet Kurulu kararının davacı şirkete ilişkin kısmının iptaline, aşağıda dökümü gösterilen …-TL yargılama giderlerinin ve yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ….-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, istemi halinde artan posta ücretinin davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 06.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.